Fıtrat, Özbek dilinin grameri üzerinde çalışan ilk kişilerdendir. “Sarf ve Nahv” eserleri 20. yüzyıldaki Özbek dilciliğinin eşsiz örneklerindendir. O, 1921 yılında yapılan “Dil ve İmla Kurultayı”ndaki konuşmasında; Şark tarihi, edebiyatı ve dilinin zenginliği ve güzelliği üzerinde durur. Ayrıca Türk dilinin niçin Arap ve Fars dillerinin gölgesi altında kaldığını izah eder. Fıtrat, yeni Özbek medeniyet ve ilmî yönelişlerinin belirlenmesinde ve Türkistanlıların eski zengin medenî mirasını her yönd
Fıtrat, Özbek dilinin grameri üzerinde çalışan ilk kişilerdendir. “Sarf ve Nahv” eserleri 20. yüzyıldaki Özbek dilciliğinin eşsiz örneklerindendir. O, 1921 yılında yapılan “Dil ve İmla Kurultayı”ndaki konuşmasında; Şark tarihi, edebiyatı ve dilinin zenginliği ve güzelliği üzerinde durur. Ayrıca Türk dilinin niçin Arap ve Fars dillerinin gölgesi altında kaldığını izah eder. Fıtrat, yeni Özbek medeniyet ve ilmî yönelişlerinin belirlenmesinde ve Türkistanlıların eski zengin medenî mirasını her yönden, düzenli aynı zamanda derinlemesine araştırmalar yapılmasını başlatır. Özbek edebiyatının menşei ve kaynaklarını ortaya koymuş, tarihi gelişimini gösterir. Edebi akım ve mekteplerle temsilcilerini tanıtır.
Fıtrat’ın şiirlerinde yer alan vatan sevgisi ve istiklali teması, drama türünde yazdığı Çin Seviş ve Hint İhtilalcileri adlı tiyatro eserlerinde de net bir şekilde görülür. Diğer bir tiyatro eseri olan “Şeytan’ın Tanrı’ya İsyanı” küçük, dramatik bir destan niteliğindedir. Özbek edebiyatında yer alan tarihî konudaki ilk drama olan “Ebulfeyzhan” adlı beş perdelik eser, Fıtrat’ın adını edebiyat dünyasına silinmez şekilde yazdırır. Fıtrat, bir diğer piyesi “Arslan”ı Şuralar döneminde faydalı işler yapıldığını göstermek amacıyla, sistemin isteği üzerine yazar.
Şair ve yazar olmanın yanında Fıtrat’ın ilmî sahadaki çalışmaları da oldukça önemlidir. “Şiir ve Şairlik (1919)”, “Sanatın Menşeyi (1927)”, “Aruz Hakıda (1936)” adlı makalelerden sonra yazdığı “Edebiyat Kaideleri (1926)” kitabı bu alandaki ilk eseridir.
Fıtrat edebî ve ilmî kişiliğinin yanında, bir siyaset ve devlet adamı olarak da dikkat çeker. Sovyetler Buhara’ya girince, Buhara Komünist Partisi üyesi (1918–1924), Buhara Halk Sovyet Cumhuriyeti Eğitim bakanı (1921–1923), başbakan yardımcısı (1922), Buhara Komünist Partisi siyasî büro üyesi olur. Bu dönemde, milli edebiyatçılar derneği olan “Çığatay Gürüngi”nde faal rol alır (1919–1921). Ardından 1923–1924 yıllarında Moskova’da Şark Dilleri Enstitüsü ile Petersburg Üniversitelerinde görev yapar. Akademik kariyerini tamamlayarak profesör olur.
4 Ekim 1938 tarihinde, diğer Ceditçi şair ve yazarlarla birlikte, Ruslaştırma politikalarını ve Sovyet ideolojisini kabul etmediği için halk düşmanı ilân edilerek öldürülür. Bu konudaki belgeler, “çok gizli” kaydıyla devlet arşivlerinde “976525” numaralı bir kayıtla saklanmaktadır. Kurşuna dizilerek öldürüldükten bir gün sonra mahkeme heyeti toplanır ve idam kararı verir. Yani aslında Fıtrat, mahkeme önüne bile çıkarılmamıştır.
1956 yılında aklanmakla birlikte eserleri yayımlanmaz. 1991 yılında Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra Fıtrat’ın önemi fark edilir, caddelere ve okullara adı verilir, doğum yerinde bir hatıra müzesi kurulur ve adına bir meydan açılır, 1996’da doğumunun 110. Yılı ülke çapında çeşitli etkinliklerle kutlanır. Bazı eserleri yayımlanan Fıtrat’ın gazete ve dergi sayfalarında unutulmuş pek çok yazısı ve kendisinin müstakil kitap hâlinde neşrettiği birçok eseri bulunmaktadır. Bunların tamamı bugüne kadar tespit edilerek yeniden yayımlanmamıştır. Bu eserlerin toplanarak yayına hazırlanması hâlinde yirmi ciltlik bir külliyatın ortaya çıkaracağı tahmin edilmektedir. Bu sebeple bugün Fıtrat ve eserleri üzerinde yapılan incelemelerin hiçbiri tam değildir.
O, 1991’de Cumhurbaşkanı fermanı ile Özbek Dramasına yaptığı hizmetlerden dolayı “Ali Şir Nevâî Devlet Ödülü”ne layık görülür.
Eserleri:
“Münazara”: İlk eseridir, Farsça olarak yayınlanmıştır. Münazara; Hindistan’da geçmektedir. Buharalı müderris ile Avrupalı bir adamın pek çok konuyla birlikte, usul-i cedid hakkında fikir teatisini içerir.
“Sayha”: 1911 yılında yayınlanmıştır. “Feryad, na’ra” anlamlarına gelir. Bu kitabında ilk defa ve açık olarak Buhara’nın bağımsızlığını ve vatan sevgisini açıkça dile gelecek şekilde ve mükemmel bir üslupla ifade eder.
“Seyyah-ı Hindi”: 1912 yılında yayınlanan bu eserde Fıtrat; yol izlenimleriyle birlikte, Buhara’nın iktisadî ve siyasî hayatından manzaraları, pek çok yeri görmüş birinin bakış açısıyla tasvir eder.
“Dilimiz (Makale)”: Türk dilinin geçirdiği macera konusundaki fikirlerini ve dile verdiği önemi gösteren bu makale 12 Temmuz 1919 yılında “İştirakiyun” gazetesinin 132. sayısında çıkar.
“Çin Seviş”: 1920–1923 yılları arasında yazılıp, Taşkent’te Mennan Uygur tarafından sahnelenir. Eserde vatan sevgisi ve istiklâli teması açık şekilde görülmektedir.
“Hint İhtilalcileri”: Fıtrat’ın bu eserindeki kahramanlarına göre, tüm Avrupa özellikle İngilizler, Müslümanların düşmanıdır. Bu oyun Çin Seviş’le başlatılan Hindistan’ın modernleştirme ve istiklâle kavuşturma gayesinin devamı olarak 1920–1923 yılları arasında yazılmıştır.
“Şeytan’ın Tanrı’ya İsyanı”: Küçük, dramatik bir destan niteliğindeki bu eserde bazı araştırmacılar ateist düşüncelerin varlığından söz eder.
“Ebulfeyzhan”: Fıtrat’ın adını edebiyat dünyasına silinmez bir şekilde yazdıran bu eser beş perdeden oluşur. Fıtrat’ın hayatındaki gelgitler bu eserden anlaşılabilir. Ebulfeyzhan Özbek edebiyatında yer alan tarihi mevzudaki ilk dramadır. 13. asır hayatına ait olaylara dayanan bu dramada; İran Hükümdarı Nadirşah ve hain Rahimbey hükümranlığı devrindeki olaylar, ihanetler, taht ve taç kavgaları anlatılmaktadır. Fıtrat bu eserinde, kahramanların ağzından halkın refaha ulaşabilmesi için köklü değişiklere ihtiyaç duyulduğu fikrini aktarmıştır.
“Arslan”: Buhara Hanlığı’nda yaşayan genç bir çiftçinin hayat macerası anlatılır. Şuralar döneminde toprak reformu gibi faydalı işler yapıldığını göstermek amacıyla ve sistemin isteği üzerine yazılmıştır. Eserde ana kahraman Arslan, çiftçilikle uğraşan bir köylü olup; annesiyle birlikte olanca gücüyle çalışmasına rağmen sevdiği kız Tolgunay’la evlenmeye yetecek para kazanamamaktadır.
Okuv (İbtidai Orta Mekteblerning Song Sınfleri Üçün (1917), Şe'r ve Şairlik (1919), Özbek Şairleri (1922), Bedii (Bir Meclisde, 1923), Edebiyat Kaideleri (1926), Özbek Klasik Musikası ve LJ-ning Tarihi (1927), Özbek Edebiyatı Nemuneleri (1. cilt, 1928), Aruz Hakıda (1936), Özbek Tili, Özbek Tili Sarfı.
Nergis BİRAY, Sema EYNEL
Devamını Oku