Seyran kızı Emine Memetova (Üseyin) 1972 senesi sürgünlükte Namanğan vilâyetinin Çust şehrinde dünyaya geldi. 1991 senesi Çust Pedagoji Enstitüsü’nü bitirip çok özlediği vatanı Kırım’a göçtü. 1993’ten 2008’e kadar Akmescit Şehir Mektebi’nde ana sınıfı hocası olarak çalıştı. Daha sonra Tavriya Millî Üniversitesi Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi.
20112014 yılları arasında Yıldız Mecmuası’nda çocuklar için renkli resimli Yıldızçıq sayfalarını hazırladı. Üseyin halihazırda Armançıq ç
Seyran kızı Emine Memetova (Üseyin) 1972 senesi sürgünlükte Namanğan vilâyetinin Çust şehrinde dünyaya geldi. 1991 senesi Çust Pedagoji Enstitüsü’nü bitirip çok özlediği vatanı Kırım’a göçtü. 1993’ten 2008’e kadar Akmescit Şehir Mektebi’nde ana sınıfı hocası olarak çalıştı. Daha sonra Tavriya Millî Üniversitesi Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi.
20112014 yılları arasında Yıldız Mecmuası’nda çocuklar için renkli resimli Yıldızçıq sayfalarını hazırladı. Üseyin halihazırda Armançıq çocuk dergisinin editörü olarak çalışmakta. Mustafa Memetov ile evli olan yazarımız Ruşen ve Üseyin isimli iki çocuk annesidir.
Yazarımız edebiyatla uğraşmaya 2006 sene si başladı. Şiirleri Qırım ve Yañı Dünya gazetelerinde, Kırım’da ki Yıldız, Ümüt Kervanı ve Arzı mecmuaları ile Türkiye’de ki Güncel Sanat, Kümbet ve Emel mecmualarında basıldı. 2009 senesi Altın Küneş adını verdiği ilk çocuk şiirleri kitabı neşredildi. 2011 senesi çocuklar için Ayvanat Alemi adlı ikinci kitabı basıldı. Aynı dönemde çocuklar için Eñ güze liedeptir ve büyükler için Kefe Lâlesi isimli kitaplarını yayına hazırladı. Şiirlerinden örnekler İlham Güldestesi’nin 2008 ve 2009’daki derlemeleri içerisinde yer aldı. Kendisi 2012 yılndan beri Ukrayna Yazarlar Birliği azasıdır.
Emine Üseyin şiirlerinizde size ilham veren nedir ve Kırım Tatar Edebiyatı’nın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz şeklindeki soru ya şöyle cevap veriyor: “İlhamımı etrafımdaki güzelliklerden, ilginç bulduğum olaylardan alıyorum. Beni herhangibir şey duygulandırırsa, bana zevk verirse ya da hoşuma gider se içimden geçenleri hemen kağıda döküyorum. İçimde sanki iki insan var; gerçek ben ve şiir aleminde yaşayan başka biri... Birincisi hayatı herkes gibi yaşıyor, ikincisi ise kelimelerle dolu bir dünyada... Gayret bizden diyorlar, tesir ve tevfik Allah’tan... İlk mesleğim ana sınıfı hocalığı. İster istemez bütün hayatım çocuklarla dolu. Eğer bugün oturayım da çocuklara güzel bir şiir yazayım diye yola çı karsanız yanılırsınız. Çünki bu bir görev ya da iş gibi yapılmaz. Oysa ki çocukların derste, konuşurken, oyunda yaptıkları şeyler insanın yaratıcılığını harekete geçirebiliyor. Çocuklara anlaşılır, ilginç, tesir edecek şiirler yazmak için tek bir şey gerekli: çocukları dinlemek ve işitmek... Onlar hangi mevzuda konuşuyorlar, nasıl şarkı söylüyorlar, ne düşünüyorlar, neleri hayal ediyorlar...
Çocuklar için bir şeyler yaratmak özel bir yetenek. O nedenle her şair ya da yazar çocuklar için yazmıyor, yazamıyor. Şair ve yazar çocuğun rubundan geçenleri, iç dünyasını, isteklerini, hayata bakışını, tabiatını yani çocuk psikolojisini iyi bilmek gerekiyor. O zaman bütün bu özelliklere odaklanıp çocuklar için sade, anlaşılır, ilginç eserler ortaya konulabiliyor. Şiirlerimi çocuklara okuduğum zaman onların nasıl bir tepki vereceklerine çok dikkat ediyorum. Tabii ki eserlerde her zaman çocuklara uymak değil çocukları da kendimi ze yani büyüklerin dünyasına yakınlaştırmak ve yeni bir şeyler öğretmekte en büyük amacımız. Açıkçası ben çocuk edebiyatına daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sürgünlükte yazarlarımız, şairlerimiz gazete, kitap ve çeşitli dergiler aracılığı ile halkımızın içindeki vatan sevgisini harekete geçirdiler. Edebiyatımızı ve dilimizi yaşatarak sürgünlük zulmü altındaki insanlarımızın moralini yük sek tuttular. Bugün biz atalarımızın inancını boşa çıkarmamak, ustalarımızın arzularını ve ümitlerini yaşatmak, edebiyatımızı ayakta tu tarak inkişafını sağlamakla yükümlüyüz.
Eski yazarlarımızdan biri “Edebiyatımız güç ten düşüyor. Bizim peşimizden gelen gençlerin çok ta yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu bir sondur” demiş. Ben bu sözü kabul etmiyorum. “İlham” edebiyat topluluğu İsmail Bey Gaspıralı adına Cumhuriyet Millî kütüphanemizin desteği ile çalışmalarını uzun yıllardır sürdürüyor. Başlangıcında yöneticiliği ni yetenekli şairimiz rahmetli Yunus Qandım yapıyordu. Günümüzdeki rehberi ise Şeryan Ali. 2000 yılında gençlerin eserleri İlham Fidanları adıyla basılan ilk derlemeden sonra İlham Güldestesi’nin 2008 ve 2009 yılındaki basımları ve 2013 yılındaki İlham Almana ğı derlemelerinde yer aldı. Genç yazarların hepsinin kendine has bir üslûbu var, bu hissediliyor. Şimdi onların vazifesi halkımız ve edebiyatımızın üzerindeki mesuliyeti anlamak, ana dilimizi saklamak ve kendi eserle rinde halkımıza can vermektir.”
Devamını Oku