Türkmen edebiyatının yirminci asır tarihi birçok
yeteneği gün yüzüne çıkardı. Özellikle
de bu asrın altmışlı yılları başka zamanlardan
farklı olarak Türkmen edebiyatının gelişmesi
açısından kendine has bir dönem başlattı.
Konu seçiminin özgürleşmesi, sivil insancıllık
ruhunun güçlenmesi, millî duygu ve düşüncenin
öne geçmesi, şiirin felsefîleşmesi ve
benzeri özellikler o yılların edebiyata getirdiği
yeni açılımlar, yeni esintilerdi. Bu on yıllık
süreçte yeni şairler gün yüzüne çıktı. B
Türkmen edebiyatının yirminci asır tarihi birçok
yeteneği gün yüzüne çıkardı. Özellikle
de bu asrın altmışlı yılları başka zamanlardan
farklı olarak Türkmen edebiyatının gelişmesi
açısından kendine has bir dönem başlattı.
Konu seçiminin özgürleşmesi, sivil insancıllık
ruhunun güçlenmesi, millî duygu ve düşüncenin
öne geçmesi, şiirin felsefîleşmesi ve
benzeri özellikler o yılların edebiyata getirdiği
yeni açılımlar, yeni esintilerdi. Bu on yıllık
süreçte yeni şairler gün yüzüne çıktı. Bu yenilikleri
edebiyatta sağlam bir zemine oturtmak
da onlara düştü, işte bu şairlerin biri de Halil
Kuliyev’dir.
Şairin şiirleri kendisi aramızdan ayrıldıktan
sonra “Türkmenistan Gençler Birliği” ödülünü
aldı.
Halil Kuliyev 1936 yılında, Lebap vilayetinin
Darganata ilçesinin Şıharık köyünde doğdu.
1943’te okula başladı, orta öğretimini Darganata
ilçe merkezindeki yatılı okulda tamamladıktan
sonra 1953 yılında mezun oldu. Köyüne
dönüp iki yıl köy öğretmenliği yapar.
Sonra Mahtumkulu Türkmen Devlet Üniversitesinin
Türkmen Filolojisi Fakültesine kaydoldu.
Derslerinde çok başarılıydı. Edebiyatta
ve edebiyat biliminde kabiliyetli olduğu
için, üniversiteden mezun olduğu 1960 yılında
aynı bölümde öğretim görevlisi olarak işe
alındı. Hayatının bundan sonraki yıllarını üniversitede
edebiyat teorisi dersleri vererek geçirdi.
8 Mart 1976 yılında aramızdan ayrıldı.
Halil Kuliyev’in şiirine ait bazı özellikler şunlardır:
Duygu ve düşüncelerin millî karekter taşıması.
Onun şiirlerinin hemen hemen hepsi Türkmenlerin
karakterini, Türkmen tabiatını, yani
dağlarını, ovalarını, ırmaklarını, çöllerini,
Türkmen halkının ahlak özelliklerini ve adetlerini
dile getirir.
Mülayimlik, sevgi-şefkat: Halil Kuliyev’in şiirlerinden
esen bir hava da budur. Şairin şiirleri
hangi konuda olursa olsun, ister “Varrık
Batır”ı anlatsın, ister köyleri gezdirsin, köşesine
pusmuş küçük tavşandan bahsetsin,
farketmez, her şeyin tabiatına saygı gösterir,
sevgiyle nefes alır.
Sanat eserine elbette akıl da gerek, duygu
da gerek, ama hepsinden fazla insanlık, insan
sevgisi gerektir. Şiirin sosyal muhtevası
bu özelliğinden çıkar. Halil Kuliyev’in eserleri
işte bu felsefeyle ortaya çıkmış eserlerdir.
Fikir aydınlığı, duygusallık, şairin eserlerini
halk içinde meşhur eden bir başka özelliğidir.
Kuliyev için duygu şiirin kalbidir, ciddî
düşüncelerin, felsefî yaklaşımların ise kendi
yolları, kendi uzmanları vardır. O felsefeyle
uğraşmayı filozoflara bırakırdı. Şiir insanların
duygularına tesir edip, insanlığın yücelmesine,
güzelliğin insan kalbini zenginleştirmesine
yardım etmelidir. Bu söylediklerimiz şairin
şiirlerine sinmiş poetikasıdır.
Adillik, sanat eserinin ömrüdür. Şair adil olmazsa,
yazdığı eser yapmacık olur. Yapmacıklığı
güzel sözlerle gizlemek mümkün değildir.
Bütün bu özellikler şairin kendisinden şiirlerine
geçen karekterdir. Onu tanıyanlar buna “Doğru
söz” derler. Şiirlerini kısmen tanıyanlar da
şairin böyle biri olduğunu tahmin edebilirler.
Şair Halil Kuliyev yazdığı şiirler gibi temizdi,
şiirleri de Halil Kuliyev’in kendisi gibi içi dışı
bir, sevgi doludur.
Aktaranlar :
Hüdayi Can - Gurbandurdı Geldiyev
Devamını Oku