(1814-1841).
Rus edebiyatının Puşkin’le birlikte en tanınmış şair/yazarlarından biri olan Mihail Lermontov Moskova’da doğdu. Annesini küçük yaşta kaybedince anneanesi tarafından özenle yetiştirildi. Küçük yaştan itibaren Almanca, İngilizce, Fransızca ve Yunanca öğrendi, resim ve müzik dersleri aldı. Her türlü maddi imkânın sunulduğu bir evde büyümesine rağmen, babasıyla görüşmesi kesin bir şekilde yasaklandığından, mutsuz bir çocukluk ve gençlik geçirdi. Sağlığı nedeniyle hem temiz havası h
(1814-1841).
Rus edebiyatının Puşkin’le birlikte en tanınmış şair/yazarlarından biri olan Mihail Lermontov Moskova’da doğdu. Annesini küçük yaşta kaybedince anneanesi tarafından özenle yetiştirildi. Küçük yaştan itibaren Almanca, İngilizce, Fransızca ve Yunanca öğrendi, resim ve müzik dersleri aldı. Her türlü maddi imkânın sunulduğu bir evde büyümesine rağmen, babasıyla görüşmesi kesin bir şekilde yasaklandığından, mutsuz bir çocukluk ve gençlik geçirdi. Sağlığı nedeniyle hem temiz havası hem de kaplıcaları için sık sık gittiği Kafkasya’da, dağlara karşı derin bir tutku geliştirdi. Moskova Üniversitesi’nde almaya başladığı felsefe eğitimini yarım bırakarak asker oldu. Puşkin’in bir düello sonucu hayatını kaybetmesiyle derinden sarsıldı. Bu ölümün gerçek sorumlularını eleştiren ve Rus ulusunun Puşkin’e olan sevgisini dile getiren ağıtıyla dikkat çekti. Aristokrat çevreleri ve Çar I. Nikolay’ı rahatsız eden bu şiir, Kafkasya’ya sürülmesine sebep oldu. Kafkasya sürgünü sırasında edindiği tecrübeler sonraki şiirlerinde, düz yazılarında, resim ve çizimlerinde önemli bir yer tutar. Onun akibeti de Puşkin gibi oldu ve girdiği bir düelloda 27 yaşında hayatını kaybetti. Kısa ömrüne rağmen edebiyatın farklı alanlarında çok sayıda eser verdi.
Lermontov Kafkasya yıllarından tanıdığı Türk ve Müslüman hayatından etkilendi.
Gençlik yıllarından beri var olan bu etki olgunluk döneminde daha sık karşımıza çıkar. Bu evresinde İslami motifler onun eserlerinde artık dekoratif değil, samimi içten ifadelere bürünür. Aşağıda çevirisi verilen Valerik bunlardan biridir. “İblis” adlı eserinde, Kur’an-ı Kerim ayetlerinin üslubu belirgin olarak hissedilir.
Devamını Oku