Ekici, Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı eski adı Hunu, şimdiki adı Arıtaş kasabasında "Güzel" lakaplı Ahmet Bey ve Hatice Hanım'ın Mehmet ve Hatice'den sonraki, ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Ailesi, iklim ve hayat şartlarının, iş imkanı ve geçimin daha rahat ve kolay olduğunu gördüğü Hatay'ın Dörtyol ilçesine her kış mevsimlik işçi olarak gitti. Dolayısıyla aile kış mevsimini bir nevi kışlak olarak gördüğü Dörtyol'da, yazları ise yaylak gibi düşündüğü Arıtaş'ta geçirdi. Bu mevsimlik g
Ekici, Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı eski adı Hunu, şimdiki adı Arıtaş kasabasında "Güzel" lakaplı Ahmet Bey ve Hatice Hanım'ın Mehmet ve Hatice'den sonraki, ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Ailesi, iklim ve hayat şartlarının, iş imkanı ve geçimin daha rahat ve kolay olduğunu gördüğü Hatay'ın Dörtyol ilçesine her kış mevsimlik işçi olarak gitti. Dolayısıyla aile kış mevsimini bir nevi kışlak olarak gördüğü Dörtyol'da, yazları ise yaylak gibi düşündüğü Arıtaş'ta geçirdi. Bu mevsimlik göç uzun yıllar sürdü ve aile nihayet 1980'de Dörtyol'a yerleşti. Ahmet Bey, Arıtaş'ta "Ekiciler" olarak bilinen sülaleye mensuptur. Bu sülale içerisinde, zengin sözlü kültür ortamında yetişmiş ve bu geleneği icracı olarak da sürdüren kişiler vardı. Mesela bunlar içerisinde Ekici'nin "Çolak Oğlan" lakaplı dedesi Mehmet, kasabanın en meşhur hikâye anlatıcılarından (kıssahan) idi. Büyükannesi "Kör" lakaplı Hatice Hanım ise kasabanın en meşhur ağıtçılarından idi. Annesi Hatice Hanım ise yine Arıtaş kasabasından Kel Ömer ve Dal Emine'nin kızıydı.
İlköğrenimine Dörtyol'da 9 Ocak İlkokulu'nda başladı. Yazları doğduğu kasaba Arıtaş'ta, kışları ise Dörtyol'da geçiren ve eğitim hayatındaki ilk tecrübelerini mevsimler gibi değişen şartlar altında idrak eden küçük Necdet, nihayet 1967 yılında ilkokulu tamamladı. Birinci ve ikinci sınıflarını Dörtyol Ortaokulu'nda, son sınıfı ise ailesinin mevsimlik göçleri dolayısıyla Arıştaş'taki abeyinin yanında kalarak, 1970'te Arıtaş Ortaokulu'nda bitirdi. Kış mevsiminde Dörtyol'a göç eden aile, Necdet'in kaydını o zamanki adı Dörtyol Deneme Lisesi olan okula yaptırdı. Bu okuldan 1974 yılında mezun oldu. Aynı yıl Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nde yüksek tahsiline başladı. 1978 yılında yüksek öğrenimini tamamladı. Bir yıl aradan sonra 1979 yılının Aralık ayında Hatay'ın Hassa ilçesi Aktepe Ortaokulu'na Türkçe öğretmeni olarak atandı. Hikayeci yazar, 1980 yılında, Mardin Kız Öğretmen Okulu'ndan 1979'da mezun olan Fadime Bozkurt ile evlendi. Bu evlilikten Nihal adlı bir kız ile İlbey ve Gülbey adınını verdikleri iki erkek çocuğu oldu.
Yazarın1980 yılında eş durumundan Hatay'ın Dörtyol ilçesine, sonradan adı Kara Hasan Paşa Ortaokulu olan, Merkez Ortaokulu'na tayini çıktı. 1987'de kısa dönem er rütbesiyle Burdur Er Eğitim Tugayı'nda askerlik görevini tamamladı. Askerlik dönüşü Dörtyol'da aynı okulda Türkçe öğretmenliği görevini sürdürdü. Ekici, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yaptı ve 2010 yılında emekliye ayrıldı. Yazar, halen Dörtyol'da yaşamakta ve hikâye yazmaya devam etmektedir.
Ekici, daha Dörtyol'da 9 Ocak İlkokulu'nda dördüncü sınıfta okuduğu yıllarda ev ödevi olarak hazırladığı "Yoncaları Sevda Sardı" başlıklı kompozisyon yazısı ile Türkçe öğretmeni Güler Hanım'ın dikkatini çekti. Öğretmeni, imge ve metefor yüklü bu yazısından dolayı onu övdü ve "Geleceğin büyük bir hikâyecisi şu anda aranızda oturuyor" diyarek sınıf arkadaşlarına alkışlattı. Güler öğretmenin bu cesaret verici davranışı Ekici'nin yazma arzusunu kuvvetlendirdi ve nerdeyse her gün bir masal yazarak babasına okumaya başladı. Babası dinlediklerinden etkilenir de ağlarsa o zaman yazdıklarının başarılı olduğuna inanırdı. Necdet Ekici, ortaokul yıllarında Dörtyol Ülkü Ocakları'nın düzenlediği toplantılara gitmeye başladı. Kendi ifadesi ile burası millî duyuş ve düşünüşünün gelişip şekillenmesinde büyük bir rol oynadı. Daha önce kitap okumayla herhangi bir ilgisi olmayan Ekici'nin oukuma merakı ve kitaplarla tanışması da bu sayede oldu. Ülkü Ocakları'nda katıldığı seminerler ve burada kendisine verilen kitaplar onun için adeta ikinci bir okul oldu ve memleket gerçeklerini öğrenmesinde, dünyaya yeni pencerelerden bakabilmesinde etkili oldu. Abdürrahim Karakoç'un "Vur Emri", okuduğu ilk şiir kitaplarındandır ve bu kitap onda şiir yazma merakı da uyandırdı. İlk gençlik yıllarının heyecanı ve başından geçen bir sevda onu aşk şiirleri yazma konusunda heveslendirdi. Şiir denemelerini Dörtyollu şair Rıza Polat Akkoyunlu'ya göstermek için onunla buluştu. Genç Necdet'in: "Aslında yazdıklarımı ben pek beğenmiyorum..." ifadesi üzerine şiir defterini incelemekten vazgeçen Akkoyunlu, onun şiir yazma hevesinin yanında "şiir kanadını" da kırdı. Yazar olmayı kafasına koyan Ekici, bu idealini gerçekleştirebilmek için üniversite yıllarında hiç durmadan fikir kitapları okudu.1979 yılında Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldu ve okuduğu kitaplardan damıttıklarını milli eksenli gazete ve dergilerde yazdığı yazılarla okuyucularla paylaşmaya başladı. Yazılarının bir kısmı Yeni Dşünce dergisinde yayınlandı. O da bir şair olan abisi Mehmet Ekici, kardeşinin "hem mesleki branşının hem de sanatkâr ruhlu kişiliğinin hikâye yazmaya daha elverişli olduğu" önerisi üzerine fikir yazılarını bıraktı ve hikâye yazmaya karar verdi. Necdet Ekici, öğretmenlik yaptığı yıllarda hikaye ile uğraştı. Osman Çeviksoy'un "Tutkulu Yürek", "Derdimi Gül Eyledim" ve "Beyaz Yürüyüş" adlı hikâye kitaplarını okudu ve çok etkilendi. Ancak kendisinin yazmayı düşündüğü bütün konuları, kendisinden önce bu yazarın yazdığını gördü (Türk 2018: 10). Yazma hevesini ve heyecanını kaybetmeyen Ekici, "Bir Yabancı" adlı ilk hikâyesini kaleme aldı. Hikâyeyi aynı okulda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Turan Gültekin'e okuması için verdi. Turan Gültekin: "Hikâyede yolun açık olsun. Hikâye diline sahipsin. Seni istidatlı gördüm. Devam et. Başarılı olacağına inanıyorum. Sende Yaşar Kemal havası var" diyerek bu genç edebiyat heveslisini yüreklendirdi. Konusu, Güneydoğu'da dağ başında bir köye öğretmen olarak atanan genç bir öğretmenin gönül macerasını anlatan "Bir Yabancı" adlı hikâye, 1985 yılında Töre dergisinin 166 numaralı Mart sayısında (s. 37-39) yayınlandı. İlk hikâyesinin yayınlanması onda büyük bir heyecan ve özgüven duygusu yarattı. Necdet Ekici, Türk Edebiyatı Vakfı çatısı altında Ahmet Kabaklı tarafından çıkarılan Türk Edebiyatı adlı dergide yazmaya başladı. Türk Edebiyatı Vakfı'nın 1995 yılında düzenlediği "Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması"da "Karamuk" adlı hikâyesi ile ikincilik ödülünü, aynı kuruluş tarafından 1999 yılında düzenlenen yarışmada ise "Bir Mİlyon Ölüm" adlı hikâyesi ile birincilik ödülünü kazandı. Anadolu’dan Bir Ses, Eğitim Bilim, Güneyde Kültür, Güneysu, Hasat, Kardelen, Konevî, Kültür Dünyası, Milli Eğitim, Milli Kültür, Töre, Türk Dili ve Türk Edebiyatı gibi dergilerde hikâyeleri yayınlandı.
Devamını Oku