Günümüz Kırım Türk Edebiyatı’nın en önde ge- len şairi, hiç tartışmasız Şakir Selim’dir. Dünyayı kasıp kavuran 2.Dünya Savaşı yıllarında Vatan Kırım’ın kuzeyindeki Büyük As köyünde 1942 yılında doğdu.
Henüz iki yaşındayken bütün Kırım Türkleriyle birlikte 18 Mayıs 1944’te Vatan Kırım’dan sür- gün edildi. Nüfusunun neredeyse yarısını, bu sürgün faciası ve sonrasındaki ağır hayat şart- larında kaybeden Kırım Türklerinden hayata tutunmayı başaranlardan birisi minik Şakir’di. Çok küçük yaşta önce V
Günümüz Kırım Türk Edebiyatı’nın en önde ge- len şairi, hiç tartışmasız Şakir Selim’dir. Dünyayı kasıp kavuran 2.Dünya Savaşı yıllarında Vatan Kırım’ın kuzeyindeki Büyük As köyünde 1942 yılında doğdu.
Henüz iki yaşındayken bütün Kırım Türkleriyle birlikte 18 Mayıs 1944’te Vatan Kırım’dan sür- gün edildi. Nüfusunun neredeyse yarısını, bu sürgün faciası ve sonrasındaki ağır hayat şart- larında kaybeden Kırım Türklerinden hayata tutunmayı başaranlardan birisi minik Şakir’di. Çok küçük yaşta önce Vatan’dan sonra anadan öksüz kaldı.
1958 yılında Ortaokulu sonra Semerkant’ta öğ- retmen okulunu bitirdi. İki yıl öğretmenlik yap- tı.Sibirya’daki askerliğinden sonra Semerkant Üniversitesi Rus filolojisi bölümünü 1971 yılında tamamladı.
Sürgün sonrasında Kırım Türkleri için Özbekistan’da yayınlanmaya başlayan Lenin Bayrağı gazetesinde ilk şiiri 1963 yılında basıl- dı.
İlk şiir kitabı “Akbardak” (1974) ile “Duygula- rım” (1979), “Sevgi Alevi” (1981), “Uyanuv” (1986) adlı eserleri Taşkent’te basıldı. Sürgün edilen her Kırım Türkü gibi ideali, Vatan Kırım’a dönmekti ve döndü ve Kırım’da da “Tüşünce” (1997) isimli şiir kitabının neşredilme mutlulu- ğunu yaşadı.
Şakir Selim’in hem kişisel özellikleri hem de edebî özellikleri hakkında çok şeyler yazılabilir. Yazılmalıdır da.
Tanımaktan mutluluk duyduğum, eserlerini okuyarak ruhumu tazelediğim Şakir Selim, sür- günde yeşeren Kırım Tatar edebiyatı temsilcileri arasında apayrı bir yerde durmaktadır. O Sov- yetler Birliği döneminde fırtınalar arasında sav- rulanlardan değildi. Savrulsa bile halkından, halkının mücadelesinden kopmadı. Sezgileri ve sağduyusu, millî ve edebî kimliği ile Kırım Tatar Millî Hareketi içerisinde oldu.Halkından hiçbir dönemde kopmamış, onun bütün problemleri- ni, meselelerini yüreğinin ruhunun derinlikle- rinde hissetmiş, milletine tercüman olmuştur.
Sürgünde büyümesine küçük yaşta anasını kaybetmesine, ana dilde eğitim görmemesine rağmen, anadiline hâkimiyeti her türlü takdirin üstündedir. Sürgün sonrası yeniden yeşeren Kırım Türk Edebiyatının en mümtaz edebî kişi- liğidir.
1996’da Ankara’da “Kutlu Doğum Haftası” mü- nasebetiyle düzenlenen şiir yarışmasında bi- rinci oldu. Gene aynı yıl Kıbrıs’ta ve Ankara’da düzenlenen “Türk Dünyası Şairleri Şöleni”nde Arif Nihat Asya Ödülü’nü kazandı.
1997’de Adam Mitskeviç’in “Kırım Sonatları” isimli eserini Kırım Türkçesine tercüme ettiği için “Polkul Fondu”nun Polonya Ödülü’nü ka- zandı.
1997’de “Toros Sevçenko” adına Ukrayna Dev- let mükâfatı kazandı. Şaire 1998’de Kırım Tatar Tiyatrosu grubundakilerle birlikte yüksek devlet mükâfatı verildi.
1990-1997 yıllarında Kırım’da “Kırım” gazete- sinde çalıştı. 1997 senesinden beri “Yıldız” der- gisinin başmuharriri olarak çalışmaktadır. Kırım Tatar Yazarlar Birliği Eski Başkanıdır.
Kırım'da vefat etti.
Devamını Oku