Abay Edebiyat Mektebinin Kurucularından Kayım Muhamedhanov


 01 Şubat 2020


Kayım Muhamedhanov, Kazak edebiyatı tarihinde Abay mektebi ve Abay edebiyat ekolünün kurucularındandır. Neredeyse tüm ömrünü Abay ve öğrencileriyle birlikte onların izinden giden Alaş aydınlarının fikir ve eserlerine ayırmıştır. Bu nedenle bazen Sovyet döneminin idarecileri tarafından cezalandırılmış ve sürgünler görmüştür. Çocukluk yıllarında Semey’deki evleri, dönemin Alaş Orda aydınları tarafından adeta bir merkez gibi kullanılmış ve o bu kültür ortamı içerisinde yetişmiştir. Hayatı boyunca Semey Pedagoji Enstitüsünde hocalık yapmış, öğrenciler yetiştirmiş ve üstadı Muhtar Avezov’un kendisine emanet ettiği Abay ve Alaş araştırmaları sahasına sonuna kadar bağlı kalmıştır. Özellikle Abay’ın şiir ve sözlerinin doğru bir şekilde günümüze kadar ulaşması, Kayım Muhamedhanov’un çalışmaları sayesinde olmuştur. Dönemin ideolojisine ters düşse de o, Abay edebiyat okulu ve Abay felsefesinden asla taviz vermemiş, bu sahada ortaya çıkan yanlış fikirleri ve yazıları delilleriyle ispat ederek düzeltmeye çalışmıştır.

 

1.Giriş

Tursın Jurtbay, Kayım Muhamedhanov hakkında “O, dışarıdan bakıldığında sakin, içi hüzün ve keder dolu, idama çekinmeden gidebilecek bir aslan gibidir” diyor (Jurtbay; 2016:12). Kayım’ın hayatında yaptığı işlere ve yaşadıklarına baktığımızda Jurtbay’ın bu sözlerinin doğru olduğu görülür. 20. asrın başlarında Kazak bağımsızlık hareketinin öncü aydınları yani Alaş ziyalıları arasında filizlenen bir ömrün sahibinden de başka türlüsünü beklememek gerekir.

Bugün biz şu günümüzde Abay’ı, Şäkerim’i, Alihan’ı, Baytusınov ve daha nice Kazak kültür ve medeniyetinin temel taşı olmuş kişileri biliyorsak bu, Kayım gibi birkaç serdengeçti Kazak aydınının sayesindedir. Neredeyse tüm ömrü Sovyet idaresi altında geçse de kendi Kültürü nün temsilcilerinin fikirlerinden asla taviz vermeyen bir şahsiyettir Kayım’ın şahsiyeti. Sürgünler, 25 yıllık hapis cezaları, babasının idam edilmesi, hocası ve üstadı olarak tanıdığı Muhtar Avezov’a atılan iftiralar, kumpaslar, hapishanelerdeki soğuk hücreler, sıcak hücreler (sovık kamera - ıstık kamera) onu inandığı yoldan saptıramamış, aksine onun gayretini daha da arttırmıştır.

Bu yazıda Kayım Muhamedhanov’un hayatı ve edebî şahsiyetiyle birlikte onun Abay hakkındaki çalışmaları ve fikirleri üzerinde durulacak ve Kayım Muhamedhanov’un Kazak kültür ve medeniyetine, özellikle Abay’ın şairlik okulu ve temsilcileri hakkında yaptığı çalışmaları ve mücadelesi tanıtılmaya çalışılacaktır.

 

2. Hayatı ve Edebî Çevresi

Kayım Muhamedhanov, 5 Ekim 1916 tarihinde Kuzey Kazakistan eyaletinin Semey şehrinde dünyaya gelir. Çocukluğu ve gençlik yılları eski adıyla Alaş, yeni adıyla (Jaña Semey) Semey şehrinde geçer (Smagulova, 2014:2). Semey ve çevresi Kazak tarihinde başta Abay Kunanbayev olmak üzere meşhur birçok Kazak şair ve aydınının yetiştiği bir edebiyat çevresi olmuştur. Kayım’ın babası Muhamedhan Seyitkulov, Kazak kültürü ve medeniyetine gönül vermiş ve dönemin Alaş aydınlarıyla birlikte hareket eden bir kişi olmasından dolayı oğlunun da bu yolda yetişmesini arzu etmiştir.

İlkokulu bitirdikten sonra orta öğrenimine babasının arkadaşı Turılhan Kasenulı’nın müdürlük yaptığı 7 yıllık bir okulda devam eder. Turılhan Kasenulı, hem okul müdürü aynı zamanda Kayım’ın öğretmenidir. Abay’ın düşünce ve sanat dünyasına bu kadar nüfuz etmesinde hocası Turılhan Kasenulı’nın da etkisi büyük olmuştur1 (Joldasbekova, 2016).

Muhamedhan Seyitkulov’un kendisinin ticaretl uğraşması, maddi durumunun iyi olması, o dönemdeki Kazak aydınlarına her konuda yardımcı olmasını da beraberinde getirmiştir.

Söz gelimi, 1918 yılı çıkarılmaya başlanan “Abay” dergisi ve “Sarı Arka” gazetesinin harcamalarını tek başına karşılayan kişi Muhamedhan Seyitkulov olmuştur. Seyitkulov’un Semey’deki evi, Alaş Orda fikrine gönül vermiş aydınlar için de bir merkez durumundadır. 2 Ahmet Baytursınov, Älihan Bökeyhanov, Mağjan Jumabayev, Muhamedjan Tınışbayev, Sultan Mahmut Toraygırov, Mirjakıp Duvlatov, Halel Gabbasov, Jusıpbek Aymavıtov, Männen Turganbayev ve Muhtar Avezov gibi şahsiyetlerin bulunduğu bir ortamda ve çevrede doğup büyüyen Kayım’ın, gelecekte dil ve edebiyat sahasına yönelmesi de elbette kendisinden beklenen bir durum olmuştur (Smagulova, 2014:2; Jurtbay, 2016:18).

Kayım Muhamedhanov, 1941 yılında Semey Pedagoji Enstitüsünden mezun olduktan sonra aynı yerde Kazak dili ve edebiyatı dersleri vermeye başlamıştır. Bir ara II. Dünya Savaşı’nda bulunsa da 1942 ve 1947 yılları arasında  Kazakistan Yazarlar Birliği’nin Semey temsilciliği görevinde bulunur3. 1947 ve 1951 yılları arasında kendi kurmuş olduğu Abay Devlet Müzesinin müdürlüğünü yapmış, bir yandan da halk arasında Abay döneminde yaşamış, Abay’ı görmüş olan insanlarla konuşmalar yaparak Abay’la ilgili bilgi ve belgeler toplamıştır (Jurtbay, 2016:15).

Avezov’un yönlendirmesiyle Abay’ın evlatları Magavıya ve Törekul’dan başlayarak onunöğrencileri Ärip, Äset, Väyis ve Akimjan gibi şahsiyetler ve onların eserleri hakkında araştırmalar yapar. Bu çalışmalarını Abay’ın Şairlik Okulu üzerine yürüttüğü araştırmaları kapsamında gerçekleştirir. Tüm bu araştırmalardaonu yönlendiren yegane kişi Muhtar Avezov’dur. Bu manada Muhtar Avezov’a ömrü boyunca en yakın kişi Kayım Muhamedhanov olmuştur desek yeridir.

Kayım’ın babası Muhamedhan Seyitkulov, Alaş Orda Partisi taraftarı olduğu için Sovyet hükümetince 1937 yılında idam cezasına çarptırıldığında, Kayım henüz 22 yaşındadır. Babasına idam cezası verildiğini Kayım ve akrabaları çok sonradan öğrenmişlerdir. Bazı kaynaklarda Sibir’e sürgün edildiğinden bahsedilse de tutuklandıktan 3 gün sonrakurşuna dizildiği 1990 yılında ortaya çıkmıştır. Muhamedhan Seyitkulov’un mezarının yeri bugün dahi meçhuldür.

1951 yılı Kasım ayında yapılan Semey Eyalet Divanı toplantısı, ağırlıklı olarak Kayım Muhamedhanov aleyhindeki sözlerin sarf edildiği bir havada geçer. 1 Aralık akşamı ise evi basılarak tutuklanır ve o güne kadar büyükzorluklarla bir araya getirdiği elyazmaları, eski kitapları, belgeleri ve özellikle Muhtar Avezov ile olan mektupları elinden alınır4. Sovyet mahkemelerince Pantürkizm, Panislamizm, rejim düşmanlığı ve burjuvazilik gibi uydurma suçlardan tutuklanan Kayım, 25 yıl hapse mahkum edilir5. Bu mahkumiyetinde daha önce Muhtar Avezov’un tavsiyeleriyle hazırladığı “Abayın Şairlik Okulu” adındaki tez çalışmasının etkisi büyüktür.

1956 yılında Stalin’in ölmesiyle hapisten çıkan Kayım, Semey Pedagoji Enstitüsündeki hocalık görevine dönmüş ve orada ömrü boyunca Kazak kültürü ve edebiyatı hakkında çalışmalarına devam etmiştir. 1995 yılında Abay’ın doğumunun 150. yılı anısına UNESCO tarafından Abay yılı ilan edildiğinde Kayım Muhamedhanov Kazak Hükümeti tarafından Almatı’ya çağrılır ve Kazak Devlet Bilimler Akademisinde kendisine bir yer tahsis edilir. Buradaki Muhtar Avezov Edebiyatve Sanat Enstitüsü’nde onun başkanlığındaki bir komisyon tarafından Abay Ansiklopedisi hazırlanır. Tüm ömrünü Abay Kunanbayev ve öğrencileriyle Alaş Orda aydınlarının eserlerine adayan ve bu yolda asla taviz vermeyen Kayım Muhamedhanov, 25 Haziran 2004 tarihinde 88 yaşındayken vefat etmiştir.

Yaşadığı hayat boyunca arkasında bir milleti ayakta tutabilecek ölümsüz eserler bırakmış,birçok öğrenci yetiştirmiş ve üstadı olarak gördüğü Muhtar Avezov’un yolundan dönmemiştir. Karşısındaki kim olursa olsun inandığı yolda fikirlerini her zaman sonuna kadar savunmuştur. Sade, gösterişsiz ve mütevazı bir hayat süren Kayım, sadece Kazak bilimhayatı değil; tüm insanlık için örnek bir şahsiyet, örnek bir bilim adamı olmuştur.

 

3. Edebî Çalışmaları

Kayım, Kazak edebiyatında Abay ve eserleri konusunda Alihan Bökeyhanov ve Muhtar Avezov’un açmış olduğu yolu başarıyla devam ettirmiş olan üçüncü asıl kişidir. “Abay Şıġarmalarınıñ Tekstologiyası Jayında” adlı eseri, Abay’ın o güne kadar yayımlanan veya söylene gelen tüm eserlerinin metin bilgisi kurallarına göre incelenmesi ve düzenlenmesi üzerinedir.

Kayım’ın babası Muhamedhan, 1937 yılında idam cezasına çarptırıldığında, hocası Muhtar Avezov ona, Abay ve eserleriyle alakalı üç temel görev vermiştir. Bunlardan birincisi, Abay’ın şairlik okulunu oluşturmak6; ikincisi Semey’de bir Abay müzesi açmak7; üçüncüsü de Abay’ın tüm eserlerini asıl nüshalarıyla karşılaştırarak eserlerin herhangi bir değişikliğe uğramasına mani olmaktır8.

Kayım Muhamedhov’un Abay’la ilgili çalışmalarının temelinde, Abay’ın eserlerinin aslına uygun bir şekilde kayda geçirilmesi olmuştur9. Abay’ın her bir şiiri hakkında adeta birer rapor yazan, burada kendi görüşlerini de dikkatli bir şekilde beyan eden Kayım için bu durum, büyük bir sorumluluk, saygı ve özen gerektiren bir çalışma alanıdır. Hayatı boyunca Abay’ın felsefesi, bilgeliği ve edebî üslubuna sadakat, onun en büyük kaygısı olmuştur. Bu çalışmaları sırasında Abay’ın hiçbir kimse tarafından bilinmeyen otuz şiirini de ortaya çıkarmıştır.

Abay’ın eserlerine bir ömür veren Kayım Muhamedhanov 1909, 1921, 1922, 1933, 1948, 1954 yıllarında yayımlanan Abay’ın eserlerini (Süyinbayeva; 237) en son kendisi 1995 yılında iki cilt halinde yayımlamıştır. Abaydıñ Akın Şäkirtteri - Abay’ın Şair Öğrencileri adlı 4 ciltlik kitabı, Kayım’ın mahkeme tarafından aklanmasından sonra ancak yayımlanabilmiş fakat bu arada kırk yıl geçmiştir.

Kayım, sadece Abay değil Alaş Orda hareketinin öncülerinden Alihan Bökeyhanov, Ahmet Baytursunov, Mağjan Jumabayev, Jusıpbek Aymavıtov ile Mirjakıp Duvlatov hakkında da ilk biyografik tanıtma yazılarını da yazan kişidir. Alaş aydınları hakkındaki bilgiler, o döneme kadar daha çok Arap alfabesiyle yazıldığı için bu mesele çok dikkat ve gayret isteyen bir durum olmuştur. Özellikle Semey Devlet Üniversitesinde ders verdiği yıllarda öğrencilerine Alaş Kahramanları ve edebî eserleri hakkında ayrıntılı olarak isim vermeden sık sık bahseden Kayım, aslında bir anlamda belli etmeden günümüz Kazak aydın ve entelektüellerinin yetişmesine de zemin hazırlamıştır (Erbolat, 2017).

Ayrıca Şäkerim Kudayberdiulı’nın oğlu Ahat ile birlikte Şäkerim’in 1957 yılında aklanması için çok gayret sarf etmiş ve 1958 yılında Şäkerim’in aklanmasını ilk olarak Kazak gazetesinde yazan yine Kayım Muhamedhanov olmuştur. Şäkerim’in 1958 yılında aklanmasına rağmen eserlerinin yayımlanmasına ancak 1989 yılından sonra müsaade edilir. Bu arada Şäkerim’in eserlerinin dili üzerine de Kayım’ın çalışmaları bulunmaktadır.

Muhtar Avezov’un hayatında kendisine en yakın gördüğü kişi Kayım Muhamedhanov olmuştur. Avezov onu, “Talanttı inim Kayım - Kabiliyetli küçük kardeşim Kayım” şeklinde tanımış ve tanıtmıştır. Avezov, Kazak kültür ve medeniyetiyle alakalı kendi yapmak isteyip Rus okulunda tahsil gören küçük Abay. K. Şayahmetov, 1969 de yapmaktan çekindiği meselelerin tamamını Kayım Muhamedhanov’a söylemiştir.

Kayım Muhamedhanov’un yazarlık, şairlik ve aktarmacılık yönlerinin yanı sıra hocalık yönünün de çok ayrı bir kıymeti vardır. 1955 yılından ömrünün sonuna kadar Semey Pedagoji üniversitesinde hocalık yapmıştır. Kayım Muhamedhanov’un Kazak kültür ve medeniyetine olan en büyük hizmetlerinden birisi kendisinden sonra Abay araştırmalarının devamını sağlayacak öğrenciler yetiştirmesi bu konuda adeta bir ekol oluşturmasıdır.

Ömrünün 50 yıldan fazla bir kısmını hocalık ve eğitimcilikle geçiren Kayım’ın dersini alan öğrencileri, o ders anlatırken anlatılanları yazsak mı yoksa dinlesek mi diye iki arada bir derede kalmakta, çünkü ertesi yıl o dersin tekrar edilmeyeceğini bilmekteydiler. O nedenle öğrencileri Kayım’ın ağzından çıkan her bir kelimeyi ertesi yıl tekrar edilmeyeceğini bildiklerinden eksiksiz olarak yazmaya çalışmışlardır.10

Kayım Muhamedhanov’un “Tolkın, Maydandan Maydanga (1947), Komissar Gabbasov (1960), Er Bilisay, Perne (1944)” adlı piyesleri (Süyinbayeva, 236; İrgebay, 2011:4) ve Abay Şıgarmalarının Tekstologiyası (1959), Akın Magavıya Kunanbayev (1959), Abaydıñ Akın Şäkirtteri (1994-1997, 4 kitap halinde), Abay Muragerleri (1995) adlı monografi türündeki kıymetli eserleri mevcuttur. Monografik eser olarak bunlardan başka Abay Töñiregindegi Akındar adlı kitabı da bulunmaktadır (Jurtbay, 2016:15). 

Kayım Muhamedov’un eserleri, Kayım’ın kendisinden sonraki devamı olarak gösterdiği Tursın Jurtbay önderliğinde, “Köp Tomdıḳ Şıġarmalar Jiynaġı” adıyla 10 ciltlik bir külliyat olarak yayımlanmıştır (Joldasbekova, 53). 

 

4. Abay Hakkındaki Bazı Fikirleri

Kayım Muhamedhanov’a göre Abay, sadece Kazak halkına değil, tüm insanlığa hitap eden ortak bir değer ve büyük bir hümanisttir. Bugün dahi Kazak kültür ve medeniyeti sahalarından hangisi olursa olsun kaydedilen gelişmelerin temelinde Abay’ın düşünceleri yatmaktadır. Abay kendi zamanına kadar Kazak halkı içerisinde asırlar boyu süzülerek gelen tüm manevi kültür birikimini fikirlerinde ve eserlerinde bir araya getirmiştir. Elbette bunu yapabilmesi için de kendisine doğuştan bazı özelliklerin verilmesi gerekmektedir. Abay’daki bu üstün özellikler Kayım’a göre doğuştandır.

Abay’ın söz ustalığının en büyük özelliği, yazdığı şiirlerin ve nesirlerin gelecekte de her dönem için güncel ve geçerli olmasıdır. Özellikle şiirlerinde bahsettiği tiplemeler, karakterler ve şahsiyetler her dönemde var olagelmiş olan tiplemelerdir. Bu anlamda Kazak edebiyatındaki en kalıcı şiirler ve yazılar Abay’a aittir.

Abay’ın dünyada tanınması konusunda ilk çalışmaları yapmış ve Abaytanuv11 sahasının temellerini atan kişi elbette Muhtar Avezov’dur. Fakat Avezov’a göre kendisinden önce Abay eserleriyle hemhal olmuş, o eserleri kendi millî şahsiyetine sindirmiş olan kişiler de vardır. Onların başında Alihan Bökeyhanov ile Ahmet Baytursunov gelir. Bu iki şahsiyetten başka Sultan Mahmut Toraygırov, Jusıpbek Aymavıtov ile Mağjan Jumabayev de Abay’ın eserlerinin tesirinde kalmış olan şair ve yazarlardandır.

Kayım Muhamedhanov’a göre Kazakistan’da  1923 yılına kadar Abay hakkındaki çalışmalar aslına uygun olarak, olması gerektiği gibi düzgün bir şekilde yerine getirilmiştir. Fakat 1923 yılından sonra, özellikle Stalin dönemiyle beraber bu çalışmalar, aslından uzaklaşmıştır. Hatta 1923 yılında “Eñbekşi Ḳazaḳ” gazetesinde yayımlanan “Kazak Halkının Beş Düşmanı” başlıklı bir makalede Abay, bu beş düşmandan birisi olarak gösterilmiştir.

1904 yılında Abay’ın vefatından sonra Abay için başka bir ömür, sonsuzluğa doğru uzanan başka bir ömür başlamıştır. Bu ömür onun eserlerine dayanan bir ömürdür. Abay’dan önce de Kazak halkı içerisinde şairler, düşünürler mutlaka vardır belki Abay’dan daha üstün şairler de vardır; fakat Abay’ın dünyaya bakış açısını yakalayabilmiş, Abay kadar Batı edebiyatına vâkıf ve bilimsel yönü yüksek bir şair yoktur.

Bununla birlikte Abay 3 ana kaynaktan beslenmiştir. Bunlardan birincisi, asırlar boyu Kazak halkının kendisine mahsus olan Kazak kültür ve medeniyeti; ikincisi Doğu’nun klasik şair ve düşünürleri ile bu şair ve filozofların eserlerine derinlemesine vâkıf olması; üçüncüsü de Rus kültürü ve medeniyetidir. Rus dili ve edebiyatını çok iyi bilmesi ona Batı medeniyetinin yollarını açmıştır. Bu ortam içerisinde onu derinlemesine etkileyen şair ve yazarlar Puşkin, Lermontov, Tolstoy ve Bayron’dur.

Muhtar Avezov’a göre Abay, şair ve düşünürlüğünün ötesinde bir edebiyat üstadı, bir ekol veya bir edebî akım kurucusu idi ve bu şekilde de bilinmesi ve tanıtılması gerekirdi. Avezov buna Abay Mektebi adını vermiştir. Bu mektep, edebî bir mektep olup bu yolda Abay’ın izinden giden öğrencilere ait bir edebiyat mektebidir.

Avezov bu ülküsünü yerine getirmek için 1951 yılında Kayım Muhamedhanov’a “Abay’ın Şairlik Mektebi” adlı bir de tez yaptırmıştır. Kayım Muhamedhanov’un bu tezi Sovyet idaresi tarafından yasaklanmış, tezin savunmasından sonra büyük tartışmalar ve suçlamalar gündeme gelmiştir. Söz konusu tezin yazılmasında danışmanlık yapan Muhtar Avezov’a bundan dolayı Pantürkist, Panislamist ve Nasyonalist gibi suçlamalarda bulunulmuş ve hapse atılmak istenmiştir. Tüm bu tartışmalar sonucunda Muhtar Avezov Moskova’ya giderken, Kazakistan’da kalan Kayım Muhamedhanov’a 1952 yılında 25 yıl hapis cezası verilir.

Kayım Muhamedhanov’un Abay hakkındaki düşünceleri Muhtar Avezov’un fikirleriyle örtüşmektedir. Edebiyat sahasında Abay’ı ilk kez bir edebî üstad olarak ele alarak inceleyen ve araştıran kişi, Muhtar Avezov olmuş ve Abay Yolu adlı romanını kaleme almıştır. Fakat Sovyet döneminin baskıcı politikalarından dolayı Abay hakkında söylemek istediği asıl sözlerini söyleyememiştir. Avezov’un Abay hakkında yazdıkları eğer Sovyet döneminden sonraki yıllara rastlasaydı, yazılan birçok eser değiştirilir ve Abay hakkında daha nice güzel eserler yazabilirdi.

 

5. Sonuç

Kayım Muhamedhanov tüm ömrünü Abay Kunanbayev’in eserleri, öğrencileri ve fikirleriyle birlikte Alaş Orda temsilcileri ve onların eserlerine adamıştır. Bu yolda neredeyse ömrü boyunca Semey Devlet Üniversitesinde dersler vermiş, öğrenci yetiştirmiş, Abay ve Alaş ziyalılarından kalan tüm belge ve dokümanları tasnif ederek bu belgelerin günümüze kadar gelmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Özellikle Abay’ın eserlerinin muhafaza edilmesi, yapılan yayımlarda görülen hataların düzeltilmesi ve bunların milletin yüreğine sindirilmesi onun en büyük gayesi olmuştur.

1916-2004 yılları arasında yaşayan Kayım’ın hayatının büyük bir bölümü Sovyet döneminde geçse de o, bu dönemin ideolojilerinden daima uzakta durmuş ve Sovyet rejimine ömür boyu mesafeli kalmıştır. Özellikle Muhtar Avezov’un danışmanlığında 1951 yılında “Abay’ın Şairlik Okulu” başlıklı hazırlamış olduğu tezi sebep gösterilerek tutuklanmış ve 25 yıl hapse mahkum edilmiştir. Stalin’in ölmesiyle birlikte 1956 yılında serbest kalarak Semey’deki görevine dönen Kayım, Kazak milletini millet yapan şahsiyetlerinin hafızalardan silinip atılmaması için var gücüyle çalışmıştır.

Bugüne kadar Kazak kültür ve medeniyeti içerisinde görev alan bir çok araştırmacı, yazar ve şairler bulunmaktadır. Fakat özellikle araştırma ve inceleme çalışmaları açısından bu alana en çok hizmet etmiş kişi, bize göre Kayım Muhamedhanov’dur. 

 

Kaynakça 

Erbolat Ġaziz; “Añız Adam – Aḳiyḳat Tulġa”, Ziyalı – Ġılımiy Tanımdıḳ Portalı, 2017. (http://ziyaly.org/pages/single.html).

İrgebay Erbol; “Ḳayımnıñ Murası Ḳalay Jiynaḳtaldı”, Kitap Taġdırı - Ḳoġam Taġdırı: Siyrek Basılımdar men Ḳoljazbalardı Jiynaḳtavi Saḳtav jäne Zerttev” attı Pespublikalıḳ Ġılımiy-Täjiribelik Konferantsiyanıñ materiyaldarı, 2011 Astana. (www.enu.kz/repository/repository2014/kairimnin-murasi.pdf)

Joldasbekova Zabira; “Ḳayım Muḫamedḫanovtıñ Ḳoljazbaları”, 2016 (http://nur.nu.edu.kz)

Jurtbay Tursın; “Bolatözek (Ḳayım Muḫamedḫanov)”, Kayım Muhamedḫanulı 100 Jas, ÄOJ 821.512.122, Astana 2016. (http://catalog.karlib.kz/irbis64r_01/internet//gurtbai.pdf)

Smaġulova A.; “Şoḳtıġı Biyik Tulġa, Ḳazaḳtıñ Mäşḫur Ġalımı”, Student Älemi, No:5 (70), Tamız - Ḳırküyek, Almatı 2014.

Süyinbayeva C.; “Ḳayım Muḫamedḫanov jäne Abaytanuv Mäseleleri”, Ḳaz. Mem. ḲızPU, 2. kurs magistrantı, ġılımiy jetekşisi: F.G.K. m.a. Raḫmanova N. M; 

Muḫamedḫanov Ḳayım; “Abay Turalı Söz”, Kazaktelefilm, 1990;

“Alaş - Ḳayım Muḫamedḫanov”; Makhat Yapım, 2007;

“Men Abaydı Äke Deymin”,

 

1 Kayım, Turlıhan Kasenulı hakkında bir yerde; “ Turlıhanaga öğretmenim oldu. O dombıra çalar ve şarkı söylerdi. Abay ile Ärip’in şiirlerini ezberden okurdu. Ben beşinci sınıfta okurken bana Kazak dili ve edebiyatından dersler verdi. Benim düşünce ve fikirlerimi olgunlaştırdı. Bana Abay aleminin kapılarını açtı. Turlıhan’ın gür sesi hâlâ kulaklarımdan gitmiyor” demektedir (Joldasbekova; 50).

2 Muhtar Avezov’un yazmış olduğu ve aynı zamanda Kazak edebiyatının ilk tiyatro eseri syılan “Yeñlik - Kebek” piyesi, bu evde hazırlanmıştır. Hatta bugün Şäkerim Kudayberdiulı’na ait olan tek fotoğraf da Kayım’ın babası Muhamedhan Seyitkulov’un bu evinde çekilmiştir (Erbolat,2017). 

3 Bu dönemde 1945 yılında Moskova’dan her Sovyet Cumhuriyetine, kendi millî marşının yazılması hususunda biryazı gönderilir. Düzenlenen yarışmaya Kayım da yazmış olduğu bir şiirle katılır ve birinciliği el eder. Yani o günden sonra Kazakistan’da 50 boyunca söylenen Kazak SSC’nin millî marşı, Kayım Muhamedhanov tarafından yazılmıştır. Bu da Kayım’ın şairlik yönü hakkında bize bir fikir vermektedir.

4 1951 yılında Kayım’ın elinden alınan belgeler arasında özellikle Abay hakkında çok önemli sayılabilecek bilgileri içeren belgeler vardır. Kayım Muhamedhanov, Abayla ilgili bu belgeleri toplarken doğrudan alakalı olan kişilerle görüşüyor ve bunları soruşma yoluyla tespit ederek kayda geçiyordu. İşte bu türden belgelerin tamamı 1951 yılının 1 Aralık akşamı elinden alınmış ve daha da kendisine geri verilmemiştir.

5 Cezasını çekmek üzere Karagandı şehri dolaylarındaki Karlak adındaki bir kampa gönderilen Kayım’dan hapiste olduğu zamanlarda sürekli olarak daha önce Mağjan Jumabayev’den istendiği gibi Muhtar Avezov aleyhinde şahitlik yapması ve Avezov’u ihbar etmesi istenir. 1952 yılı getirildiği ve hücre cezasına çarptırıldığı bu kampta (Kazakça “ıstık kamera, suvık kamera” da denilen cezaevindeki “soğuk hücre, sıcak hücre”lerde) eziyet ve işkencenin her türünü görmüştür. 1955 yılında Stalin’in ölümüyle birlikte hapisten çıkar ve Semey Pedagoji Enstitüsündeki görevine tekrar geri döner (Joldasbekova, 51). Kayım, hapisteyken yazmış olduğu bir şiirinde, “ Tuwġan el – altın besik, uşḳan uyam / Köz jumılmay turġanda ḳaytip ḳiyam? / Tarta gör Semeyimniñ topıraġı / Töstiktey jeriñe men erkin siyam” diyerek o günlere ait duygularını dile getirmektedir.

6 Abay’ın öğrencileriyle onun izinden gidenlerin okulunun açılması, Kayım’a Avezov tarafından verilen önemli bir vazifedir ve okul, Kazak edebiyatı için yeni bir usul ve ufuk demektir. Bu okul veya ekole tabi olmak için Kazak Halk, Doğu ve Rus kültürlerinin de iyice bilinmesi gerekir. Abay’ın bu okulunda yetişen şairler ve düşünürlerin isimleri Kayım’ın “ Abaydıñ Ädebiyet Mektebi - Abay’ın Edebiyat Okulu” adlı tezinde yazılıdır. Abay mektebine dahil olan edipler ve eserlerleri şu şekildedir: Ävbekir, Uvayis, Şondıbay, Biläl, Ärip (Birjan-Sara), Äset (Saliha Samen, Evgeni Ogenin çevirisi), Baymagambet, Akılbay (Hissa Jusip, Dagıstan, Zulıs), Kökbay (Sabalak, Keñesarı - Navrızbay), Magavıya (Medgat-Kasım, Eñlik-Kebek), Turagul, Muka ve Şäkärim (Erbolat, 2017).

7 Avezov’un bu isteğini 1940 yılının 16 Ekim günü, Abay’ın doğumunun 95. yılı etkinleri sırasında yerine getirmiş ve açılan bu müzeye sadece Abay değil, Abay’ın babası Kunanbay’ın resimlerini de koymayı ihmal etmemiştir. Yine Abay’ın 1886 yılı çocuklarıyla birlikte çektirdiği fotoğraf, Kayım tarafından bulunarak 1941 yılında bu müzeye konulmuştur (Erbolat, 2017; Smagulova, 2014:2).

8 Kayım Muhamedhanov, Muhtar Avezov’un bu ricası üzerine Abay’ın şairlik okulunu araştırır ve bu alanda 1951 yılında “Abaydıñ Aḳındık Mektebi - Abay’ın Şairlik Okulu” adında bir de tez hazırlar. Fakat bu tez onun 25 yıl hapis cezası almasına yol açar. Çünkü Kayım’a dönemin idarecileri tarafından Sovyetler Birliği sınırları içerisinde tek bir okul veya mektep vardır o da Kayım’ın hiçbir zaman kabul etmediği Lenin veya Marksizm mektebidir, denilir.

9 Çünkü bazen Abay’ın bazı şiirleri ya yanlış olarak kayda geçiriliyor ya da Abay’a ait olmayan bazı şiirler, Abay’a mal ediliyordu. Bunlardan bir tanesi “Äzim Äñgimesi” adlı şiirin bazı eserlerde Abay’a mal edilmesidir. Bu eserin Abay’ın değil, fakat onun etrafında bulunan şair Iskak Irsay’a ait olduğu, Kayım tarafından delilleriyle ispat edilmiştir. Yine Abay’ın Kara Sözleri’nin bugüne kadar aslına uygun olarak gelmesi Kayım’ın çalışmaları neticesindedir. Abay’ın gezip dolaştığı her yere gitmeye çalışmış ve onun hakkında belgeler toplamıştır. Tüm bu çalışmalar, Muhtar Avezov tarafından yazılan Abay Yolu romanı için de önemli bir kaynak olmuştur (Erbolat, 2017).

10 Bugünkü Kazak edebiyatı sahasının önde gelen şahsiyetlerinden Tursın Jurtbay, Dina Muhammethankızı, Janıbek Kayımulı, Töken İbragimov, Arap Espenbetov, Garifolla Esim gibi tanınmış edipler, Kayım Muhamedhanov’un izinden giden öğrencileri olmuşlardır. Bu öğrencileri içerisinde Tursın Jurtbay’ın ayrı bir yeri bulunur. Jurtbay’ı kendi ifadesiyle evladı olarak görmüş ve evinde en son Avezov’un oturduğu koltuğa uzun yıllardan sonra sadece Jurtbay’ın oturmasına müsaade etmiştir. Alaş, Abay ve Muhtar Avezov hakkındaki tüm birikimini ve gelecekte yapılmasını istediği çalışmaları da Tursın Jurtbay’a emanet etmiştir. Jurtbay, Kayım Muhamedhanov’un tüm eserlerini 10 cilt halinde yayımlamıştır (Erbolat, 2017).

11 Edebiyat alanında sadece Abay Kunanbayev üzerine araştırma ve incelemelerin yapıldığı saha.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 158. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 158. Sayı