Abay Kunanbayulı’nın Şiirlerinin Konularına Göre Tasnifi


 01 Şubat 2020


Giriş

19.yüzyıl Kazakistan’ında iyi bir şair ve düşünür olarak Abay Kunanbayulı yer almaktadır. Eğitimine medresede başlayan şair, dini bilgilerinin yanında Arapça ve Farsça da öğrendi. 13 yaşına gelmeden Şark Edebiyatı’ndan Sadi, Bostani, Şirazi, Nizami gibi şairlerin eserlerine ait klasikleri bitirdi. Arapça ve Farsça’nın yanında Rus dilini de öğrendi.

Abay’ın yaşadığı 19.yüzyıl, Kazak toplumunun Çarlık Rusyasının siyasi baskısı altında olduğu bir dönemdir. Şair, halkının Çarlık Rusyasının yönetiminde çektiği sıkıntıları ve geri kalmışlığını araştırır ve ulaştığı sonuçlara göre sorunların temelinde yerel yönetimlerin olduğu kanısına varır. Abay, bu zorlu süreçte halkına şiirleri vasıtasıyla ulaşacağını düşünür. Bu düşüncesi ile eserlerini kaleme alır. Şair “şiirleri”nde ve “Kara Sözleri”nde halkına ve gelecek nesillere seslenir. Halkının Çarlık Rusya karşısındaki çaresizliğine, acizliğine üzülerek eserlerini yazmıştır demek hata olmayacaktır. O, toplumun geri kalmışlığını, cahillik ve tembelliğini eleştirerek, bunların eğitim ve ilimle giderileceğine değinir.

Ataları gibi babası da kadılık yapan şair, bu süreçte yerel yönetimlere katılır. Kaymakam seçilen şair 1876-1878 yılları arasında halkına hizmet verir. Şair, yöneticilik seçimlerinde çeşitli adaletsizliklerin olduğunu görür. Ona göre yönetici olacak kişi eğitimli, dürüst, şan şeref sahibi olmalıdır. Böylesinin halka faydalı bir kişi olacağını düşünür. Şair, eski yöneticilerin rüşvetçi alma, taraf tutma gibi davranışlarından uzak durarak; adil, dürüst ve merhametli bir yönetici olur.

Abay, 1885 yılına kadar yazdığı şiirlerde kendi adını kullanmaz. Ancak 1885 yılından sonra kendi adıyla şiirler yazdığını görürüz.

Şiirlerini sınıflandırmak istediğimizde çeşitli temalar karşımıza çıkmaktadır. Şair şiirlerinde ilim, tabiat, sanat, eğitim, yöneticilik, dost ve düşman, aşk, gençlik, Kazak halkı, ahlak, adalet, ölüm gibi temaları işlemiştir. Şiirlerinde ele aldığı temalarla birlikte şair, iyiyi, güzeli öğütler. Kazak halkının geri kalmışlığının, tembelliğinin ancak ilimle, kendini geliştirmekle giderileceğini vurgular.

 

1. Abay Kunanbayulı’nın Şiirlerinde Tema

Şair döneminin sosyal toplum anlayışını iyi özümsemiş, insanların hangi konularda sıkıntılar yaşadıklarını gözlemlemiş, daha küçük yaştayken yaptığı yöneticilik sayesinde toplumu tanımış bir bilgedir. Edindiği bütün tecrübe ve birikim sonrasında şiirlerinde ilim, tabiat, sanat, eğitim, yöneticilik, dost ve düşman, aşk, gençlik, Kazak halkı, ahlak, adalet, ölüm gibi temaları işler.

a. İlim

Abay’ın ilme çok önem verdiği, şiirlerinde halkı okumaya, kendilerini geliştirmeye teşvik ettiği görülmektedir. “Jasımda Ğılım Bar Dep Eskermedim; Ğılımnan Nadan Artpas Uqqan Menen; Qayğı Şığar İlimnen” şiirlerinde ilim konusuna değinmektedir.

“Abay, bir müddet doğduğu yerdeki okulda eğitim görmüştür. Bu Arap harfleriyle ve Çağatay lehçesinde verilen bir okuldur. Köylerinde o okuldan başka bir okul olmadığı için Abay, daha sonraları kendi kendini geliştirmeye başlar. Bunun sıkıntısı şiirlerinde de görülür.”1

 

“Jasımda ğılım bar dep eskermedim

‘Gençliğimde ilim var’ diye dikkat etmedim

Paydasın köre tura teksermedim.

Faydasını göre göre denemedim.”2

“İlimde tahsilde geç kalan Abay; kendinin mahrum kaldığı ilim payını çocuklarına sunmuştur.”3

“Adamnın bir qızığı bala degen,

İnsanın bir mürüvveti, ‘çocuk’ diyeyim,

Balanı oqıtuvdı jek körmedim.

Çocuk okutmayı kötü görmedim.

Balamdı medresege bil dep berdim,

Medreseye çocuğumu ‘öğren’diye verdim,

Qızmet qılsın şen alsın dep bermedim.

‘Hizmet etsin, rütbe alsın’ diye vermedim.”4

 

Kazak Türkü şairimiz Abay, babasının isteği üzerine eğitimini yarıda bırakarak köyüne döner. Köy halkıyla yakınlaşıp onların aralarına karışır. Şairlerle bir araya gelerek ilim sohbetlerinde bulunur. Daha sonraki hayatında yaşadığı zorluklar, şaire kendini geliştirebileceği bir ortam oluşturur. İnsanın tüm zorluklara karşı göstereceği sabır, şüphesiz galibiyetle sonuçlanacaktır. Şair bu zorlu yaşam savaşından galip çıkarak, kendisiyle birlikte gelecek nesillere de seslenir.

b. Tabiat

Tabiat, şairlerin şiirlerinde en güzel yansımalarını bulan, tabiata olan sevgi ve bağlılığın en samimi duygularla anlatıldığı bir temadır. Abay, “Jazdıkün Şilde Bolğanda / Yaz Günü Temmuz Geldiğinde” isimli şiirinde neler hissettiğini büyük bir heyecanla mısralara döker:

 

“Jazdıkün şilde bolğanda,

Yaz günü Temmuz geldiğinde,

Kökoray şalğın bayşeşek

Yeşiller, çayırlar, çiçekler

Uzarıp ösip tolğanda;

Uzayıp da olgunlaştığında…

Kürkirep jatqan özenge

Gürleyip akan dere kenarına,

Köşip avıl qonğanda;

Obalar göçüp konduğunda…

Şurqırap jatqan jılqının

Kişneyip duran yılkının,

Şalğınnan janı qıltıldap.

Çayırdan sırtı görülür ya…”5

 

Yaz, şairler için; aşk, umut, heyecan, arzu, hatıradır. Şiirde, zorlu bir dönemden geçilip hayat dolu, heyecanlı, güzel günlerin görüleceği sevinci vardır.

Şairin şu şiirlerinde tabiat konusu ele alınmaktadır: “Qansonarda Bürkitşi Şığadı Añğa; Qıran Bürkit Ne Almaydı, Salsa Baptap?; Şoqparday Kekili Bar, Qamıs Qulaq; Jazdıkün Şilde Bolğanda; Küz; Qaraşa, Jeltoqsan men Sol Bir-Yeki Ay; Qıs; Jelsiz Tünde Jarıq Ay; Tulpardan Tuğır Ozbas Şabılsa da; Jazğıturıy; Qaraşada Ömir Tur; Kün Artınan Kün Tuvar; Tav Jebelep Jortadı Kök Böriler”

c. Sanat

Sanat, bir duygunun, tasarımın en güzel şekilde dışavurumudur. Sanatçı, ruhunu ortaya koyar gibi içten duygularla işini ortaya koyar. Abay’ın sanatı da şiirdir. Ona göre sanatın gücü, insanın hayattaki hizmetini geniş çaplı gösterdiği zamanlarda etkilidir. Şu şiirlerinde sanat konusuna değinmiştir: “Öleñ-Sözdiñ Patşası, Söz Sarası; Birevdiñ Kişisi Ölse, Qaralı Ol; Men Jazbaymın Öleñdi Ermek Üşin; Kök Ala Bult Sögilip; Qulaqtan Kirip, Boydı Alar; Dombırağa Qol Soqpa; Quvattı Ottay Burqırap; Böstegim Qutıldıñ, Ba Kötibaqtan?”.

“Cemiyet ve insan hayatında şiirin yeri, hizmeti hakkındaki fikrini Abay,1888 yılında yazdığı ‘Birewdiñ Kisisi Ölse, Qaralı Ol / Birinin Yakını Ölse, Matemlidir O’ şiirinde derinleştirir.” 6

 

“Birevdiñ kisisi ölse,qaralı ol,

Birinin yakını ölse, matemlidir o

Qaza körgen jüregi jaralı ol,

Ölüm gören yüreği yaralı o.

Köziniñ jasın tıymay jılap jürip,

Gözyaşını kesmeden ağlar,

Zarlanıp nege änge saladı ol?

Niçin feryadını şiire döker o?

Küyev keltir,qız uzat,toyındı qıl,

Damat al, gelin ver, düğününde gül,

Qız tanıştır, qızıqqa jurt ırjanşıl.

Kız tanıştır,mürüvvetiyle yurt güldür

Qınamende, jar jar men bet aşar bar,

Kınası,şarkısı bir de yüz görümlülüğü

Öleñsiz solar qızıq bola ma gül?

Gülsüz, şiirsiz ne anlamı var bunların?

Bala tuvsa, küzetter şıldaqana,

Çocuk doğsa, bekler ki toyu yapıla,

Olar da öleñ, aytar şulap jana.

Onlar da şiir okurlar, bağıra çağıra.

Burınğı jaqsılardan örnek qalğan,

Eski iyilerden kalan örf ile adet ya,

Bir-de tappaq, maqal bar, bayqar qara.

Şiir ile deyim söylemek, baksana…”7 

 

“Şair bu fikrini, çocuk doğunca kutlama merasiminde, kız evlendirirken düğün merasiminde söylenen şiirler ve biri ölünce söylenilen taziye sözleriyle ispatlayıp, hayatta sanatla bağlantısız hiçbir şeyin olmadığını gösterir. Abay’ın bu fikri ibtidai cemiyetten bu yana sanatın insanoğlunun günlük işleriyle birlikte kullanıldığı manevi aleti olduğunu savunan ilgisi bu görüşe de uygun düşer.”8

Kunanbayulı, sanatın insan hayatındaki gücünü göstermek için“Qulaqtan Kirip, Boydı Alar / Girer Kulaktan, Avlar Teni” şiirini yazar.

 

“Qulaqtan kirip, boydı alar

Girer kulaktan, avlar teni

Jaqsı än men tätti küy.

Güzel türkü ile tatlı ezgi.

Könilge türli oy salar.

Gönle salar türlü fikri

Ändi süyseñ, menşe süy.

Türkü sev benim gibi…

Düniye oydan şığadı,

Akıldan çıkarır dünyayı,

Özimdi özim umıtıp,

Avuturum derdi tasayı,

Köñilim ändi uğadı,

Anlar gönül nağmeyi,

Jüregim boydı jılıtıp.

Yüreğim yak, ısıt beni…”9

 

Şair, şiirleriyle birlikte, edebiyat hakkındaki düşüncelerini de dile getirir. Edebiyatın müzikle yakınlığını anlatır. Edebiyat gibi sanatın da halka ait olduğunu dile getirir.

ç. Eğitim

İnsan, doğumundan itibaren çevresi ile sürekli etkileşim halindedir. Bu süreç içerisinde birey, ilk olarak anne ve babasını model alır. Daha sonra akrabalar, mahalle ve okul arkadaşları kişiliğinin oluşmasında etkin rol oynar. Kişiliğinin oluşmasıyla insan, kendi dünyasını kurmaya başlar. Bu döngü içerisinde birey sürekli bilgilenme ve çevresinden bilgi alma durumundadır.

Hayatın zorluklarına karşın insanın sürekli bir mücadele içinde olması ve bu zorluklar içerisinde her ferdin kendini geliştirebilmesi, hâlihazırda bir ortam yaratması insan hayatını manasına işaret eder.

“Nesillerin eğitimi konusunda, son derece titiz ve nezaket sahibi olan şair Abay, gençlere seslenirken; ‘Sevgili Başkanlarım’ diye hitap ediyor. Gençleri önce isteklendirip ‘Az veya çok takdir ifade eden sözler, öğrenmeyi arttırır.’ diyerek bilgisiyle aydınlatıyor.”10

Abay, “Bilimdiden Şıqqan Söz / Eğitimlinin Dediği Söz” isimli şiirinde:

 

“…Jaqsığa aytsan,janı erip, 

…İyiye söylesen canı erir,

Uğar könil şın berip,

Anlar gönül hakikate gelir.

Dertin işine em körip,

Dert içinde devayı bilir,

Nege altındı desin jez.

Altına niye bakır denir?”11

 

Şair Kunanbayulı, şiirlerinde gençlere seslenir. “Onlara toplumdaki en büyük kötülüğün kaynağının cehalet ve tembellik olduğunu söyler. Gençlere bunlardan kurtulmak gerektiğini anlatır. Hüner öğrenip, dünyada iyi ameller işlemek gerektiğini, mal mülkü kendisinin çalışarak elde etmesi gerektiğini belirtir.”12

Dünyada cehalet ve tembelliğin hakim olduğunu ifade eden şair, bu cehaletin eğitimle giderileceğini ifade ederek gençlere seslenir. Abay’a göre insanda bulunması gereken özellikler; merak, çalışkanlık, düşünme, akıllı olmak, kanaat ve şefkattir.

 

“Bilimdiden şıqqan söz

Eğitimlinin dediği söz

Talaptığa bolsın kez.

Meraklıya denk gelsin.

Nurın, sırın körüvge

Nurunu, sırrını görmek için

Kökireginde bolsın köz.

Bir gönül gözü olsun.

Jüregi ayna, könili oyat,

Yüreği ayna, gönlü utanma,

Söz tıñdamas ol bayav.

Söz dinlemez aheste onlar.

Öz öneri tur tayav,

Onun hüneri öylesine bakma,

Uqpasıñ ba sözdi tez?

Sözü tez anlamaz mı bunlar?

 

1886 yılında öğüt ve nasihat içeren ve onlarla doğrudan muhatap olarak yazdığı “İnternatta Oqıp Jür / Yatılı Okulda Okuyor” isimli şiirinde:

“Aqılı kim niñ ba bolsa,

Aklı olan kim olsa da,

Demes munı tili aşçı.

Demez buna ‘dili acı ha.’

Aytıñızşı bolsanız

Söylesenize, olsanız

Zdravomıslyatsiy, 

Aklı fikri başında

Aqıl aytpay ma ağası?

Akıl vermez mi ağanız?

Payda oylama, ar oyla,

Fayda değil ar düşün,

Talap qıl artıq bilüvge.

İstekli ol, fazlasını bilmek için.

Artıq ğılım kitapta

Üstün bilim kitapta büsbütün

Erinbey oqıp körüvge.

Erinmeden okuyup görmelisin.”13

 

“Şair bu şiirinde gençlere, başta adalet olmak üzere iyi nam bırakmak, her işte aklı rehber edinmek, iyilik etmek, sabırlı olmak, insanlara iyi davranmak, meraklı olmak, hünerli ve bilgili insanların değerini bilmek, hüner öğrenmek gibi öğütlerde bulunuyor.”14

“İnternatta Oqıp Jür ; Bilimdiden Şıqqan Söz; Ata-Anağa Köz Quwanış; Adam Bir Boq Kötergen Boqtıñ Qabı” şiirlerinde eğitim konusu ele alınmaktadır.

d. Yöneticilik

Her toplumun başında bir yönetici bulunur. Yönetici; adil, merhametli, ahlaklı, iyimser, güvenilir ve dürüst olmalıdır. Bu özellikler şüphesiz her yöneticide bulunması gereken özelliklerdir. Yönetici sürekli öğrenme ve kendini geliştirme yönünde farkındalık sahibi olup, halkına da iyi bir rol model olmalıdır. Nitekim Kazak halkı için şair Abay, bir yöneticiden çok lider vasfındadır. O, Kazak halkının en zor dönemlerinden biri olan 19.yüzyılda yaşar ve bu dönemi şiirlerinde realist bir şekilde işler.

Abay, ataları gibi kendisi de kadılık yapan babasının yanında çalışır. Babasıyla birlikte toplantılara ve davalara katılır. Bu sırada halkla iç içe olup, onların yaşayışını, sıkıntılarını da yakından görerek tanımış olur.

Halkının, Çarlık Rusyasının yönetiminde çektiği sıkıntıları ve geri kalmışlığını araştırır ve sorunların temelinde yerel yönetimlerin yattığı kanısına varır. Abay, yerel seçimlere katılır ve “Kaymakam (Bolıs)” seçilir.1876-1878 yılları arasında halkına hizmet verir.

Kunanbayulı, bu zorlu süreci “Külimbayğa (Bolıs Boldım Minekey) / Külimbay’a (Kaymakam Oldum İşte)” isimli şiirinde anlatır.

 

“Bolıs boldım minekey

Kaymakam oldum işte

Bar malımdı şığındap.

Bütün malımı vererek…

Tüyede qom, atta jal 

Devede hörgüç, atta yele

Kalmadı elge tığındap.

Kalmadı yâre yedirecek…

Süytse dağı elimdi

Böyleyken dahi halkımı,

Ustay almadım mığımdap.

Tutamadım sımsıkı.

Küştilerim söz aytsa,

Güçlülerim söz söylese,

Bas üzeymin şıbındap.

Baş sallarım tasdiklerce…”15

 

“Abay, halkı çalışmaya, aydınları araştırma yapmaya, insanlık ideallerini gerçekleştirmeye ve bu yolda emek sarf etmeye çağırır. O, yazılarını halkını tanımaya ve tanıtmaya adayarak, halkın kusurlarını gösterir ve bu kusurlardan arınmaya çağırır.”16

Şairin “Külimbayğa (Bolıs Boldım Minekey); Antpenen Tarqaydı; Küyisbayğa; Boldı da Partiya; Tübinde Bayandı Eñbek Egin Salğan; Eskendir” adlı şiirlerinde yöneticilikle ilgili görüşlerini bulmamız mümkündür.

Genç kuşaklardan endişelenen şair, büyük bir kaygı duyar. Onları yurdunu sevmeye, milletini tanımaya ve halka hizmet etmeye çağırır. Abay “Qartaydıq, Qayğı Oyladıq, Ulğaydı Arman / Kartlaştık, Kaygıya Daldık, Artan Arzudan) isimli şiirinde:

 

“Orıs ayttı:özine erik berem dep

Rus söyledi: ‘kendine erk vereyim’ diyerek,

Kimdi süyip saylasan,bek körem dep

‘Kimi sevip seçersen, Bey bileyim’ diyerek.

Buzılmasa,oğan el tüzelgen joq

Bozulmasa, halkın buna düzeldiği de yok,

Ulıq jur:bul isindi kek körem dep?

Ulular dolaşır ‘bu işine kızarım’ diyerek.

Jurt jurt ğoy aramdıqtı el körem dep,

Halk dolanır ya, art niyete çözüm bilerek,

Toqtaw aytqan kisini şet körem dep.

‘Teselli eden kişiyi, el bilirim’ diyerek.

Bar ma eken joy jürgen jan qanağatpen.

Var mıymış, öylesine kanaatle ömür süren,

Qudaydın öz bergenin jep körem dep?

Allah’ın verdiğini yiyip, şükrederek?”17

 

“Abay, halkın Rus yöneticileri karşısındaki çaresizliğini ‘atların sineklerden korunmak için yaptığı gibi durmadan baş sallama’ hareketine benzetir. Bu yöneticilerin ruh halini, ülkenin sömürgeciler karşısında yaşadığı çaresizlik duygusunu ve onların yaşadığı şartların etkisini acı bir manzara şeklinde anlatır. Şair bütün bunları eleştirmiş ve olanların nedenleri üzerinde düşünmüştür. Onun mısraları, toplum hayatının bozuluş, çöküş ve çaresizliğini gören ve bütün acılarıyla yaşayan, duyan ve hisseden bir ruh halini yansıtır.”18

e. Dost ve Düşman

Dost, ailemizden sonra gelen en yakın kişidir.

Düşman ise; “birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, antagonist, dost karşıtı”19 olarak karşımıza çıkmaktadır. 

“İnsan felsefesi açısından, insanın insanlarla ve toplumla olan ilişkileri içinde alışverişler, sırdaşlıklar, arkadaşlıklar, yardımlaşmalar vs. sosyal kurallara göre şekillenir. Dostu olmayan insanlarla mesafeli iletişimde bulunmak en azından insanın kendisini ve sırlarını koruması adına önemlidir. Ancak genellemeler hatalı olduğundan, insanın yapısına göre davranıldığında, bazen arkadaşlık kuramayan insanlara yardımcı olunduğunda, sağlam dostluklar kurulabilmektedir.”20

Abay, insanların bencil olduğu, kendini düşündüğü ve bir çıkar içerisinde olduklarından yakınmaktadır. Oysa insanlar kendisini düşündüğü ve kendisinin farkına varıp kendiyle barışık bir hale geldiğinde gerçek manada birbirinin dostu olabilir. Diğer türlüsü dostluk değildir.

Şair, “Qajımas Dos Halıqta Joq / İnançlı Dost, Halkta Yok” isimli şiirinde bu durumdan yakınmaktadır.

 

“Kimge dostıq köp ettim,

Kime çık dostluk ettimse,

Tübi boldı bir keyis.

Sonu bir küskünlük oldu.

Jaqsı ömirim ävre öttiñ,

Güzel ömrüm boşa geçtin,

Jar taba almay bir tegis.

Bir yer bulamadın işte.

Jav qojandap burtayıp,

Düşman dağıtır, kırar, döker,

Dos qubılıp, ävre eter.

Dost kararından döner, avare eder.

Kimi tentek, kimde ayıp,

Kimi haşarı, kimi ayıp işler,

Teksere almay ömir öter.

Fark etmeden ömür geçer.”21

 

Düşman; insanın iyiliğini istemez, ona zarar verir. Duygudaşlık kurmaz yalnız kendi menfaati için çalışır. Ona göre, tek doğru kendisidir.

Şair, bizlere sunulan hayatın böyle insanlarla uğraşarak tükendiğine değinmektedir.

Abay, “Köñilim Qayttı Dostan da Duşpannan da / Gönlüm Caydı Dosttan da, Düşmandan da” isimli şiirinde:

 

“Köñilim qayttı dostan da duşpannan da,

Gönlüm caydı dosttan da, düşmandan da,

Aldamağan kim qaldı tiri janda.

Aldatmayan kim kaldı diri canlar arasında.

Alıs jaqın Qazaqtıñ bärin kördim,

Uzak yakın Kazakların hepsini gördüm,

Jalğız jarım bolmasa anda sanda.

Tek tük kalmasa şurada burada…

Paydañ üşin birev joldas bügin tanda,

Biri yoldaş olur, faydası için bugün tanda,

Ol turmas bastan jığa qıysayğanda

O da durmaz, baştan miğfer kaykıldığında.

Munan meniñ, qay jerim ayavlı dep,

‘Ben, bundan daha mı değerliyim ki’ deyip,

Birge turıp qaladı kim maydanda?

Kim kalır, birlikte çıktığı er meydanında?”22

 

Abay’ın yakındığı konu, şiirlerinden de anlaşıldığı üzere insanların menfaatleri peşinde olmalarıdır. Dönemin yöneticiliğini yapan şair, bu süreçte Kazak halkını yakından tanıma fırsatı bularak onların kusurlarını şiirlerinde de yansıtmıştır.

Bu konuyla ilgili olan şiirleri şunlardır: Paşta Quday, Sıyındım; Ökinişti Köp Ömir Ketken Ötip; Böten Elde Bar Bolsa; Qajımas Dos Halıqta Jok; Senbe Jurtqa, Tursa da Qanşa Maqtap

Buvınsız Tiliñ; Abaydıñ Özge Aqındarmen Söz Jarıstıruvı.

f. Aşk

Aşk, şairlerin şiirlerinde yoğun olarak işlediği bir tema olarak karşımıza çıkmaktadır. Şair “Qaqtağan Aq Kümistey Köñ Mañdaydı; Ğaşıqtıq Qumarlıq Pen Ol Yeki Jol; Qor Boldı Janım; Sen Meni Ne Etesiñ?; Jigit Sözi (Ayttım Sälem, Qalamqas); Qız Sözi (Qıyıstırıp Maqtaysız); Bilektey Arqasında Örgen Burım; Jarq Etpes Qara Köñilim Toyarsıñ; Keyde Eser Köñil Qurğırıñ; Qızarıp Surlanıp Közimniñ Qarası; Ne İzdeysiñ, Köñilim, Ne İzdeysiñ?; Jüregim, Oybay Soqpa Ebdi?; Isıtqan, Suwıtqan; Ğaşıqtıñ Tili, Tilsiz Til; Alla Degen Söz Jeñil; Men Sälem Jazamın; Jürekte Qayrat Bolmasa; Süysine Almadım, Süymedim; Jüregim Neni Sezesiñ; Uyalma Degen Köñil Üşin ; Jürek Teñiz, Qızıktıñ Bäri, Asıl Tas” adlı şiirlerinde bu konuyu işlemektedir.

“Aşk güçlü bir heyecan durumu olarak insanı davranış ve mizaç değişikliklerine sürükleyebilen bir duygu olarak kabul edilebilir; tıpkı etkili diğer tutkular gibi, güçlü ve kimi zaman olumsuz etkiler doğurabilen öfke gibi, nefret gibi bir duygu23. Sözlüklere göre kıskançlık, öfke, aşk, nefret, cimrilik… gibi tutkular ‘bir kişinin duygusal ve zihinsel yaşamına hakim olacak kadar yoğun ve sürekli heyecan durumları’dır.”

Şiirlerde aşk ve aşık olunan kişiler, ulaşılmak istenen ve duygu değeri taşıyan varlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şairler şiirlerinde bazen hayali bir aşkı işlerken bazen de gerçekte var olan bir kişiye duyulan aşkı işlemektedir.

Kazak şairi Abay, “Jarq Etpes Qara Köñilim Ne Qılsa da / Ses Vermez Kara Gönlüm, Ne Yapsa da” isimli şiirinde aşk temasını işlemiştir.

 

“Jarq etpes qara köñilim ne qılsa da,

Ses vermez kara gönlüm, ne yapsa da,

Aspanda ay menen kün şığılsa da,

Semada ay ile gün, göz kamaştırsa da,

Düniyede, sirä, sendey mağan jar joq,

Bana, alemde senin gibi yar yok galiba,

Sağan jar menen artıq tabılsa da.

Sana, benden üstün sevgili bulunsa da…

Sorlıasıq sarğansa da, sağınsa da,

Biçare aşık özlese de, sararıp solsa da,

Jar tayıp, jaqsı sözden jañılsa da,

Yar yoldan çıkıp güzel söze aldansa da,

Şıdaydı riyza boyıp jar isine

Rıza gösterip dayanır ya, yar davasına,

Qarlıq pen mazağına tabınsa da.

Eziyet etmesi ile yergisine tapınsa da…”24

 

Ümit etmek, duyguların en değerlilerindendir. Çünkü insana moral verir, insanın önünü görmesini sağlar. Şiirlerde aşık, maşuğa duyduğu derin sevgi ve ümit ile hayata bağlanır. Önüne çıkan zorlukların ardından güzelliklerin de olacağı düşüncesi onu hayata bağlar adeta. Aşık, bu süreci umutlarıyla aşar.

Şiirlerde aşık, maşuğa duyduğu sevgi ve bağlılıkla karşımıza çıkmaktadır. Aşk, aşığın uykusunu kaçırır, yüreğini yaralar, ah çektirir, içten içe zehirler ve onu deli eder. 

Aşığın en büyük düşmanı nefsidir. O, bu çetin yolları gece gündüz nefsiyle savaşarak aşacaktır.

Abay, “Ğaşıqtıq, Qumarlıq Pen Ol Eki Jol / Aşıklık ile Müptelalık İkisi de Ayrı Yol” isimli şiirinde müptelalığın sadece nefis için olduğuna değinmektedir.

 

“Ğaşıqtıq, qumarlıq pen ol eki jol,

Aşıklık ile müptelalık ikisi iki ayrı yol,

Qumarlıq bir näpsi üşin boladı sol.

Müptelalık, sadece nefis için emin ol.

Senen artıq jan joq dep ğaşıq boldım,

“Senden üstünü yok” vuruldum ya bir yol,

Men ne bolsam bolayın, sen aman bol.

Ben ne olursam olayım, sen sağ salim ol…

 

Nefis, insanı daima dünyadaki geçici varlıklara, gösterişe, maddeye ve tutkulara meylettirir. İnsanın, her zaman iradesini kontrol altında tutması, kötü duygu ve düşünceleri kendinden uzak tutması gerekir. 

g. Gençlik

Gençlik, çocuklukla yetişkinlik arasında en hareketli bir dönem olduğu gibi, insanoğlunun yaşamı süresince geçirmiş olduğu en iyi ve en güzel günleridir.

“Gençlik, hem gencin hem de toplumun beklenti düzeylerinin yüksek olduğu bir dönemdir. Genç, kendi hayallerini, hedeflerini ortaya koyarken, toplum da gençliği, kendi devamının sağlanması bakımından geleceği olarak görür. Bu karşılıklı beklentinin buluştuğu ortak bir nokta vardır. Bu ortak noktanın hem genç hem de toplum için ‘gelecek’ ifade etmesidir.”25

Abay Kunanbayulı, şiirlerinde gençlere öğüt verirken, onlarla doğrudan muhatap olur.

Şair, gençlerde bulunması gereken özellikleri akıllı olmak, merak, çalışkanlık, kanaat, şefkat, iyilik olarak sıralarken; bulunmaması gereken özellikleri de tembellik, cehalet, gıybet, yalancılık, müsriflik, övüngeçlik olarak sıralamıştır.

Gençleri iyiye, doğruya ve güzele yönlendirmek, topluma faydalı, akıllı bireyler kazandırmak onun amaçlarındandır.

Şair, “Jigitter Oyın Arzan, Külki Qımbat (Yiğitler, Oyun Ucuz, Utanç Pahalı) isimli şiirinde:

 

“Kerek is bozbalağa talaptılıq,

Delikanlıya gerekli iş; meraklılık,

Ärtürli öner, minez, jaqsı qılıq.

Her türlü hüner, mizaç, güzel kılık…

Keybir jigit jüredi maqtan köylep,

Bazı yiğitler dolanır övgü peşinde,

Sırtqa pısıq keledi, közge sınıq.

Hamarat görünür, kendince edebinde…

Kemdi kün qızıq dävren tatuv ötkiz,

Eksik gün, ilginç devran, tatlı geçir,

Jetpese, birindikin birin jetkiz!

Yetişmezse birininki birini yetiştir!

Künşiliksiz tatuv bol şın köñilmen,

Hasetsiz ol, iyi geçin içtenlikle,

Qıyanatşıl bolmaqtı esten ketkiz!

Hain olmayı çıkart, aklından bile!”26

 

“Abay, gençlere başta adalet olmak üzere, iyi nam bırakmak, her işte aklı rehber edinmek, iyilik etmek, sabırlı olmak, söz sanatını anlamak, insanlara iyi davranmak, hünerli ve bilgili insanların değerini bilmek, hüner öğrenmek gibi öğütlerde bulunuyor. Gençleri birbirine hoşgörü, saygı ve sevgiyle davranmaları gerektiğini ifade eder”27. 

Şair, “Bir Dävren Kemdi Künge Bozbalalıq / Bir Devran, Kifayetsiz Günde Delikanlılık” isimli şiirinde gençlere öğüt ve tavsiyelerde bulunmaktadır.

 

“Jastıqta bir külgenin bir qaralıq,

Gençlikte bir gülüşün bir fenalık,

Külki baqqan bir körer biyşaralıq.

Komiklik ararlık,yalnız görür biçarelik.

Äweli öner izdelik qoldan kelse,

Evvela hüner aramalı, elden gelse,

Eñ bolmasa, enbekpen mal tabalıq.

Hiç değilse, emekle mal kazanmalık.”28 

 

“Tembellik, başıboş avare avare dolaşmak ve cahilliğin, yol kesiciliğin, şekle ait gösteriş unsurları övünmeye veya birisi övsün diye giyim kuşamını düzeltmeye çalışmak gibi kötü davranışlardan gençlerin uzak durmasını tavsiye eder.”29

“Abay, eserlerinde gençlere kendi devrinin özelliklerini de, zorluklarını da anlatır. Şair, bilinçli ve iradeli Kazak gençliğinin yetişmesi için elinden geleni yapmıştır.”30 Onun “Bir Däwren Kemdi Künge- Bozbalalıq; Jatıqtıñ Otı, Qaydasıñ; Yem Taba Almay; Tayğa Mindik ; Jastıqtıñ Otı Jalıñdap; Jumbaq (Sınalar, Ey, Jigitter, Keldi Kezin); Ospanğa; Jas Espirim Zamandas; Qara Qıldı; Esiñde Bar ma Jas Küniñ; Jüregim Meniñ Qırıq Jamaw; Quwanbañdar Jastıqqa; Äyeliñ, Medet Qızı, Atı Örim; Masğut; Balalıq Ötti Bildiñ be?; Tübinde Bayañdı Eñbek Egin Salgan” şiirlerinde gençlik konusunu hangi yönleriyle işlediğini görürüz.

ğ. Kazak Halkı

Kazak Türkü şairimiz Abay, halkının en zor dönemlerinden biri olan 19.yüzyılda yaşamış ve bu dönemi eserlerinde realist bir şekilde işlemiştir.

“Abay döneminin çalkantılı olayları, Abay’la birlikte halkı da etkisi altına alır. Zamanın Rus politikaları, Kazak kültürünün, örf ve adetlerinin, yok edilmesi amacına bina edildiğinden, Kazaklar büyük sıkıntılar ve işkencelerle karşılaştılar.” 31

“Qalıñ Elim, Qazağım, Qayran Jurtım; Bay Seyildi; Rahımşalğa; Japırağı Quwarğan Eski Ümitpen; Osı Qımız Qazaqqa; Qıyasbayğa” şiirlerinde Kazak halkının içinde bulunduğu durum anlatılmaktadır.

Şair, “Qalın Elim, Qazağım, Qayran Jurtım / Salınan Halkım, Kazağım, Şaşkın Yurdum” şiirinde:

 

“Qalıñ elim, Qazağım, qayran jurtım,

Salınan halkım, Kazağım, şaşkın yurdum,

Usturasız avzına tüsti murtıñ.

Ağzına dolmuş, ustura görmeyen bıyığın.

Jaqsı menen jamandı ayırmadıñ,

İyi ile kötüyü ayırmadın,

Biri qan, biri may bol endi yeki urtıñ.

Biri kan oldu, biri yağ, iki avurdun.

Bet bergende şırayıñ sonday jaqsı,

Yüz verdiğinde yüzün ne güzelce,

Qaydan ğana buzıldı sartşa sırtıñ?

Nerden niye bozuldu, halin tacirce?

Uqpasın öz sözinnen basqa sözdi,

Anlamazsın kendi sözünden başkasını,

Avzımen oraq orğan önkey qırtıñ.

Ağzıyla orak vurur, tamamen zevzekçe”32

 

Abay, halkın cahilliğini, şaşkınlığını, “ağza kadar inen ustura vurulmamış bıyığa” benzetir. Şair, kendi kendine, ‘Kazakların birbirine zarar vermesi, birisinin başarısının başkası tarafından kıskanılması ve tembel olmalarının sebebi acaba nedir?’ diye sorgulamaktadır. Ona göre ‘tembel insanlar’ korkak, gayretsiz olur; ‘kendi kendini övenler’ akılsız, cahil olur.

Abay Kazakların böyle olmasının sebebinin mallarını çoğaltmaktan başka düşüncelerinin olmamasından kaynaklandığını söyler. ‘Ticaret, sanat, bilim gibi şeylerle uğraşsalardı, bu durumlara düşmezlerdi’ der33.

Şair, halkın geri kalmışlığına, tembelliğine, bu zorlu süreçte çektikleri sıkıntılara tanıklık eder ve yerel seçimlere katılarak “kaymakam” seçilir. O, Kazakların seçimlerinde de çeşitli adaletsizliklerin olduğuna değinir.

“Çağının kaymakamı ‘Külimbay’a’ atıfta bulunan meşhur “Külimbayğa / Bolıs Boldım Minekey” şiirinde, yaşadığı dönemde ‘bolıs’ olmak için neler yapıldığını, ne dolaplar çevrildiğini alaycı bir dille gözler önüne sermektedir. ‘Bolıslığ’ın rüşvetle ve kavim mücadelesi ile elde edilen bir makam haline geldiğini, samimiyetten uzak, riyakar yöneticilerin ortaya çıktığını”34 şöyle ifade eder:

 

“Bolıs boldım minekey

Kaymakam oldum işte

Bar malımdı şığındap.

Bütün malımı vererek…

Tüyede qom, atta jal

Devede hörgüç, atta yele

Qalmadı elge tığındap.

Kalmadı yâre yedirecek…

Süytse dağı elimdi 

Böyleyken dahi halkımı,

Ustay almadım mığımdap.

Tutmadım sımsıkı.

Küştilerim söz aytsa,

Güçlülerim söz söylese,

Bas iyzeymin şıbındap.

Baş sallarım tasdiklerce…”35

 

“Halkın Rus yöneticileri karşısındaki çaresizliğini ‘atların sineklerden korunmak için durmadan yaptığı baş sallama hareketine’ benzetir. Bu tür yöneticilerin ruh halini, ülkenin sömürgeciler karşısındaki çaresizlik duygusunu ve onların yaşadığı şartların etkisini acı bir manzara şeklinde betimler. Şair bütün bunları eleştirir ve onların nedenleri üzerinde düşünür. Toplum hayatının bozuluş, çöküş ve Çaresizliğini gören, bütün acısıyla yaşayan ve Hisseden bir ruh halini yansıtır.”36

Şair, bütün olumsuzluklara rağmen geleceğe ümitle bakar. O, halkın cahilliğinin ilimle giderileceğini söyler. Halkını, kötü işlerden sakındırmak için iyiye ve güzele yönlendirir.

“ĞılımTappay Maqtanba (Bilim Bulmadan Övünme) isimli şiirinde:

 

Söz mänisin bilseniz,

Söz anlamı bilir isen,

Aqıl miyzan, ölşev qıl.

Akıl terazi, ölçüp tart sen.

Eger qıysıq körinse,

Eğri görünürse göze,

Meylin tasta, meylin kül.

Hepsini at, tamamen küle.

Eger tüzüv körinse,

Düzgün görünürse göze,

Oylap oylap, qulaqqa il.

Düşün ve kulağına ilmikle.

Aqımaq köp, aqıldı az,

Ahmak çok, akıllı az,

Deme köptiñ sözi bul.

‘Çoğunluğun sözü bu’ deme

Jaqınnıñ sözi tätti dep,

‘Yakının sözü tatlı’ diye,

Jaqınım ayttı dey körme.

‘Yakınım dedi’ diye görme.

Nadandıqpen kim aytsa,

Kim söylese de cahillikle,

Onday tüpsiz sözge erme,

Öyle dipsiz söze erme,

Sizge aytamın, qavpim bul.

Endişem bu, diyeyim size.”37

 

Abay halkına seslenerek onlara düşünsel yüklemeler yapar. O, halkının olaylar karşısında düşünmelerini ister.

Şair, şiirlerinde Kazak halkının yaptıkları azıcık şeyle övünmesini, faydası olmayan bu övgüye kapılarak zamanını boşa geçirmesini eleştirir.

Tüm bunlara rağmen şair, “gelecekten emindir ve geleceğe ümitle bakar. Onun kendi çevresindekilerin hiçbirini beğenmemesi, geleceğe ümit ve arzu ile bakmasından olmalıdır. O, karanlığa ve bilgisizliğe şiddetle karşı çıkar; halkın menfaatlerini müdafaa eder. Kendi arzusunu halkın ümidiyle, kaygısıyla birleştirir. Eskiye karşı çıkarak, dünyanın adaletsizlikten ve garipliklerden temizlenmesini diler.”38

Kendi halkının istikbaline tam bir inançla inanan şair, tarihte silinmez izler bıraktığını düşünerek mutlu olur.

h. Ahlak

TDK Sözlüğü’nde ahlak “ Ahlak, insanlarda bulunan iyi, güzel huyların tümüdür. TDK sözlüğü ‘ahlak’ı “ Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre” şeklinde tanımlanır (https://sozluk.gov.tr/ e-tarih 12.01.2020). Ahlak, insanlarda bulunan iyi, güzel huyların tümüdür. Bu durum nitekim insanı diğer bireylerden ayıran en önemli özelliklerdir.

Şair, şiirlerinin merkezine ahlak temasını almıştır. Ona göre insanlar, kötü emellerden vazgeçerek iyi olana yönlenmelidir. Şair şiirlerinde en çok ahlak konusunu işlemiştir. “Qartaydıq, Qayğı Oyladıq Uyqı Sergek; Qartaydıq, Qayğı Oyladıq, Ulğaydı Arman; Adasqannıñ Aldı; Jön, Artı, Soqpaq; Jigitter Oyın Arzan, Külki Qımbat; Ğılım Tappay Maqtanba; Sabırsız, Arsız, Erinşek; Segiz Ayaq; Sävleñ Bolsa Kevdeñde; Ävelde Bir Suwıq Muz-Aqıl Zerek; Qara Qatıñğa; Keldik Talay Jerge Endi; Mesinbevşi Yen Nadandı; Boyı Bulğan; Jaqsılıq Uzaq Turmaydı; Esempaz; Bolma Ärnege; Qızdarğa (Qoydan Qonır, Jılqıdan Torı Bäkeñ); Talay Söz Budan Burın Köp Aytqamın; Aş Qarın Jubana ma Maylı As Jemey; Äbdirahmanğa (Orınsızdı Aytpağan); Malğa Dostıñ Muñı Joq Maldan Basqa; Tuvğızğan Ata, Ana Joq; Bir Suluv Qız Turıptı Han Qolıñda; Adamnıñ; Keybir Kezderi; Küyisbayğa; Kök Tuman Aldıñdağı Keler Zaman; Qur Ayğay Baqırğan; Avruv Jürek; Aqırın Soğadı Jay; Küşik Asırap, İt Ettim; Dütbayğa; Nurlı Aspanğa Tırısıp Öskensiñ Sen; Köleñke Basın Uzartıp; Allanıñ Özi de Ras, Sözi de Ras; Oyğa Tüstim Tolğandım; Qıyasbayğa; Muqammarazğa; Töñirberdige; Ağıbayğa” şiirlerinde ahlakla ilgili farklı konular ele alınmıştır.

“Abay şiirlerinde ahlakla ilgili konular iki temel üzerine oturtulmuştur: Bunlardan ilki, kişide bulunması gereken vasıflar ‘bes asıl is’. İkincisi ise, kişide bulunmaması gereken ‘bes duşpan’.

İnsanları iyiye, güzele ve doğruya yöneltmek, topluma yararlı, iyi, ahlaklı fertler yetiştirmek onun her zaman önemli meselelerinden olagelmiştir.” 39

Yaşadığı toplumun insanlarına doğruyu gösterip, yanlış davranışlardan sakındırmak amacıyla 1886 yılında yazdığı “Ğılım Tappay Maqtanba İlmi Bulmadan Övünme” şiirinde:

“Ösek, ötirik, maqtanşaq,

Gıybet, yalancılık, övüngenlik,

Erinşek, beker mal şaşpak,

Müsriflik ve üşengeçlik,

Bes duşpanın bilseniz.

Bir bilsen, bunlar beş düşmanın…

Talap, eñbek, tereñ oy,

İstek, emek, tefekkür ile

Qanağat, raqım oylap qoy

Kanaat ve merhamet düşünmek,

Bes asıl is, könseniz.

Bir insansan, bunlardır asıl dostların.”40

 

“Abay’ın eserlerinde, içinde yaşanılan toplumun ahlak temelleri, kişilik değerleri inşa edilmeli düşüncesi mısralarına da aksetmiştir. Şiirlerinde Kazak toplumundaki kötülükleri, insanlar arasındaki davranış ve ahlak zayıflıklarını eleştirmiştir.

İnsanda bulunması gereken ahlak temelleri ne olmalı sorusuna şair: ‘merak, çalışkanlık, düşünce, akıllı olmak, kanaat ve şefkat’ cevabını vermiştir.”41

ı. Adalet

Adalet, hak ve hukuku gözetmek şartıyla adil ve eşit davranmadır.

Abay, şiirlerinde adaletsizliğe değinir. Şair, “Baylar Jür Jiyğan Malın Qorğalatıp; Köñilim Qayttı Dostan Da, Duşpannan da; Keşeği Ospan Ağası; Sorı Qalıñ Soqqı Jegen Pışanamız; Jalın Men Ottan Jaralıp; Muqammarazğa” adlı şiirlerinde özellikle sosyal adaletsizlikle ilgili konuları irdeler.

“Halk içerisinde toplumsal yaralara sebep olan adaletsizlik, medeniyetsizlik, hasetlik, övünme, yalan, dedikodu ve tembellik gibi konuları şiirlerinde eleştirmiştir.

Şair, ‘köy muhtarı seçilecek kişinin şan şeref sahibi, eğitim görmüş olması gerekir’ der ve böylesinin halka faydalı olacağını söyler. Fakat Kazakların muhtar seçimlerinde de çeşitli adaletsizliklerin olduğunu ifade eder.”42

Bu durumlara şahit olan şairimiz bir şiirinde:

 

“…Qaytip kömek boladı

Nasıl yardımı olur,

Anturğan öñkey urı-a-qar?

Nadan hepsi hırsızlar?

Körgenim älgi, oylaşıy,

Demir gördüm, düşünsene,

Uyat, namıs, qaldı ma ar?

Utanma, namus, kaldı mı ar?

Endigi saylav bolğanda,

Sıradaki seçim yapıldığında,

Tüse me dep tağı şar,

‘Düşer mi?’ diye oylar daha

Bul künime bir küni

‘Bu günümü bir gün,

Bolamın ğoy deymin zar,

Çok ararım’ diyorum ya…

Aqıl aytar tuvğandar,

Bu sözümü bir düşünün,

Bul sözimdi oylañdar.

Akıl veren akrabalar…”43 der.

“Yaşı geldiğinde kendisi de yönetici ve kadı atanan Abay, eski yöneticilerin rüşvetçilik taraf tutuculuk v adaletsizlik gibi alışkanlıklarından uzak durup, olabildiğince adil ve dürüst olmaya çalışır.”44

“Abay, yeni nesillerin ve gençlerin, onun adalet için mücadele içerisinde olduğunu anlayacaklarından emindir. Şair, onlara kendi devrinin özelliklerini de, zorluklarını da hatırlatır. Nadanlığın yenilip, insanlığın üstünlük kazanacağı zamana da işaret eder.”45

i. Ölüm 

Ölüm, “hayatın sona ermesi”, “ruhun bedenden ayrılması” durumudur.

“Ölüm kavramı, insanın gündeminde sürekli yer alan korkunç ama bir o kadar da saygı duyulan bir kavram olagelmiştir. İnsan varlığının karşılaşabileceği en dramatik sahnelerden biri olan bu hadise karşısında insanoğlu başlangıçtan beri tepkisiz kalmamıştır.

Kazak Türklerinde ölünün ardından yedi gün matem tutmak ve kırkıncı güne kadar kadınların toplanarak ağlaması ve ölenin vasıflarından bahseden acılı türküler söylenmesi adettir.

Bu acılı türkülere Kazak Türkleri ‘joktav/ağıt’ derler.

Kaderin yazısı, büyük şair Abay’ı da ölümden uzakta bırakmamıştır. Çok sevdiği, ümit bağladığı oğlu Abdirahman’ın ölümü Abay’ın hayatını derinden etkileyen bir hadisedir. Genç oğlunun zamansız ölümü, şairin manevi dünyasına darbe vurmuştur.

Abdirahman Öskenbayev, 27 yaşında Taşkent’te askeri hizmet yaparken, hastalanarak vefat ediyor.”46

Oğlunun ölümüne birçok şiir yazan şair, “Abdirahman Ölimine / Jıyırma Jeti Jasında / Abdirahman’ın Ölümüne (27 Yaşında)” şiirinde:

 

Jıyırma jeti jasında

Yirmi yedi yaşında

Abdirahman köz jumdı.

Abdirahman göz yumdu ya…

Sävleñ bolsa basında,

Söyle, başında akıl varsa,

Kimdi kördiñ bul sındı?

Kimi gördün, benzer O’na?

Düniyelikke könili toq,

Gönlü tok dünyalığa,

Ağayınğa bavırmal.

Dost canlısı yakınlarına…

Takappar, jalğan onda joq,

Gururlu yalan yok onda,

Aynımas jürek, külkin bal.

Vefalı yürek, gülüşü bal ya!”47

 

Şairi çok etkileyen ölüm oldukça fazla şiirde konu olarak işlenmiştir: Bazarğa Qarap Tursam, Ärkim Barar; İşim Ölğen, Sırtım Sav; Asqa Toyğa Baratuğın; Jumbaq (Qara Jer Adamzatqa Bolğan Meken); Ospanğa; Baymağan bekte; Äbdirahman Navvastanıp Jatqanda; Äbdirahmanğa (Allanıñ Rahmatın); Äbdirahman Kökitay Atınan Hat (Közimniñ Nurısız); Balalıq Ötti Bildiñ be?; Lay Suwğa May Bit- pes Qoy Ötkende; Ölse Öler Tabiyğat, Adam Ölmes; Äbdirahman Ölgende (Arğı Atası Qajı Edi); Äbdirahman Ölgende (Keşegi Ötken Er Äbiş); Äbdirahman Ölgende (Tul Boyıñ Uyat-Ar Ediñ); Äbdirahman Ölimine (Jıyırma Jeti Jasında); Äbdirahman Ölimine (Talaptıñ Minip Tulparın); Äbdirahman Öliminen Soñ Özine Aytqan Jubatuvı; Äbdirahmanıñ Äyeli Mağışqa Abaydıñ Aytqan Jubatuvı; Äbdirahmanıñ Äyeli Mağışqa Abay Şığarıp Bergen Joqtav; Abaydıñ Balası Ekimbaydıñ Joqtavı; Sağattıñ Şıqıldağı Emes Ermek; Sum Düniye Tonap Jatır, İsiñ Bar ma?; Ölmes Ornım Qara Jer Sız Bolmay ma?; Jamanbalanıñ Balası Ölgende; Totı Qus Tüsti Köbelek; Eriksiz Tüsken Ildıydan.

3. Sonuç

Abay, hayatını halkına adamış, eserlerinde doğruyu, güzeli, iyi olanı öğütlemiş ve yol göstermiştir. O, eğitime, bilime önem vermiş; gelecek nesillerin tek idealinin ilim olması gerektiğini anlatmıştır. Halkına, cehalet ve tembelliğin en büyük kötülük olduğunu; bu cehaletin eğitimle giderileceğini ifade ederek seslenmiştir.

Halkının 19. yüzyılda yaşadığı sıkıntıları şiirlerinde ele almıştır. Halkına şiirleri vasıtasıyla ulaşmaya çalışan şair, bu durumları şiirlerinde realist bir şekilde işlemiştir. 

Şiirlerinde birçok temaya yer veren şair özellikle eğitim, ilim temaları üzerinde durmuştur. Halkının bu geri kalmışlığının ancak ilimle, yeni şeyler öğrenmekle giderileceğine değinmiştir.

Şair ilim, tabiat, sanat, eğitim, yöneticilik, dost ve düşman, aşk, gençlik, Kazak halkı, ahlak, adalet, ölüm gibi temaları işlemiştir. Abay’ın şiirlerinde yoğun olarak işlenen temalar sırasıyla “ahlak “%59,2”; ölüm “%43,2”; aşk “%40”; gençlik “%28,8”; tabiat “%20,8”; sanat “%12,8”; dost ve düşman “%11,2”; yöneticilik “%9,6”; Kazak halkı “%9,6”; adalet “%9,6”; eğitim “%6,4”; ilim “%4,8””dir.

Abay Kunanbayulı’nın hayat felsefesi topluma faydalı, ahlaklı bireyler yetiştirmektir. Yaşamı boyunca bu konuya önem vermiş ve şiirlerinde de yoğun olarak bu temayı işlemiştir.

Yoğun olarak işlediği temalardan biri de ölümdür. Ölüm, şairin hayatına apansız bir zamanda girmiştir. Genç yaşta vefat eden oğlu Abdirahman’ın gidişi onu derinden etkilemiştir. Oğlunun zamansız gidişine birçok şiir yazan şair, şiirlerinde bir yandan oğlunun zamansız gidişine üzüldüğünü ifade ederken, diğer yandan da onun iyiliklerini saymaktadır.

Bu yazıda, Kazak Türklerinin ve Türk Dünyası’nın manevi şahsiyeti olan Abay Kunanbayulı’nı anmak ve ülküsünü anlatmak istedik. Eserleriyle halkını aydınlatan, onlara yol gösteren şair Abay’ın şiirlerini tematik olarak sınıflandırıp, yoğun olarak işlediği temaları ele aldık. Gençliğe bir ülkü sunan, yol gösteren, gelecek toplumun yapı taşlarını kuran şair, filozof, yönetici, aydınlanmacı Abay’ı saygıyla anıyorum.

 

Kaynaklar

Ayan, Ekrem (2017).”Bir Devrin Aynası Abay Kunanbay ve Kara Sözler”. Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, Ankara.

Aylin G.B. (2013). “Genç ve Gençlik: Sosyolojik Bakış”. Gençlik Araştırmaları Dergisi c.1, s.1, Ankara.

Hopaç, Mustafa (2013). “Kazak Aydınlanmasında Abay Kunanbayev Düşüncelerinin Etkileri Üzerine Bir Deneme”. Akademik Bakış Dergisi, s.7, sy.37, Kırgızistan.

Kibar, Zafer (2014). “Abay’ı Doğru Anlamak”. Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi: Gönül Sultanları Buluşması. 26-28 Mayıs 2014. 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı (TDKB). Eskişehir.

Kibar, Zafer (2014). Abay Kunanbayev “Şiirler”. çev: Zafer Kibar, s,24-25, Ankara.

Korkut, Ece (1996). “Şiirde Duygu Değeri ‘Aşk’”. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 12: 31-35, Ankara.

Muhyaeva, Banu (1997). “Abay Şiirlerinin Muhteva ve Şekil Bakımından İncelenmesi.” Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, sy.6, s.240

Öner, Mustafa (1996). “Abay Kunanbayulı ve Tabiat Şiirlerinden Seçmeler. Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, s.1, sy.90-106.

Özdemir, Aşur (1996) . “Kazak Edebi Dilinin Kurucusu Kazaklar’ın Klasik Şairi Abay ( İbrahim) Kunanbayulı (1845- 1904) , Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy.5, s.192, Erzurum.

Uygur, C. Vedat (1997). “Kazaklar’ın Büyük Dahisi Abay”.

 

 

1 Uygur,C.Vedat (1997). “Kazaklar’ın Büyük Dahisi Abay”. Paü Eğitim Fakültesi Dergisi, s.2:4

2 Kibar,Zafer (2014). Abay Kunanbayev “Şiirler”. çev: Zafer Kibar, s. 24-25, Ankara.

3 Uygur, a.g.e

4 Kibar, a.g.e

5 Kibar, a.g.e.70-71.

6 Özdemir, Aşur (1996) . “Kazak Edebi Dilinin Kurucusu Kazaklar’ın Klasik Şairi Abay (İbrahim) Kunanbayulı (1845-1904) , Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy.5, s.192, Erzurum.

7 Kibar, a.g.e. 102-103

8 Özdemir, a.g.e.

9 Kibar, a.g.e. 358-359.

10 Hopaç,Mustafa (2013). “Kazak Aydınlanmasında Abay Kunanbayev Düşüncelerinin Etkileri Üzerine Bir Deneme”. Akademik Bakış Dergisi, s.7, sy.37, Kırgızistan.

11 Kibar, a.g.e. 126-127.

12 Muhyaeva, Banu (1997). “Abay Şiirlerinin Muhteva ve Şekil Bakımından İncelenmesi.” Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, sy.6, s.240.

13 Kibar, a.g.e. 76-77.

14 Muhyaeva, a.g.e.

15 Kibar, a.g.e. 116-117.

16 Ayan, Ekrem (2017). Bir Devrin Aynası Abay Kunanbay ve Kara Sözler. Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Yayınları, Ankara.

17 Kibar, a.g.e. 32-33.

18 Muhyaeva, a.g.e. 239.

19 tdk.gov.tr

20 Hopaç, a.g.e. 9.

21 Kibar, a.g.e. 168-169.

22 Kibar, a.g.e. 40-41.

23 Korkut, Ece (1996). “Şiirde Duygu Değeri ‘Aşk’”. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 12: 31-35, Ankara.

24 Kibar, a.g.e. 172-173.

25 Aylin G.B. (2013). “Genç ve Gençlik: Sosyolojik Bakış”. Gençlik Araştırmaları Dergisi c.1, s.1, Ankara.

26 Kibar, a.g.e. 50-51.

27 Muhyaeva, a.g.e. 240-241.

28 Kibar, a.g.e. 46-47.

29 Muhyaeva, a.g.e. 241.

30 Özdemir, a.g.e. 194.

31 Hopaç. a.g.e. 2.

32 Kibar, a.g.e. 36-37

33 Ayan, a.g.e. 51

34 Muhyaeva, a.g.e. 239

35 Kibar, a.g.e. 116-117.

36 Muhyaeva, a.g.e. 239.

37 Kibar, a.g.e. 64-65.

38 Özdemir, a.g.e. 193.

39 Muhyaeva, a.g.e. 240.

40 Kibar, a.g.e. 62-63.

41 Muhyaeva, a.g.e.

42 Ayan, a.g.e. 50-51.

43 Kibar, a.g.e. 122-123.

44 Özdemir, a.g.e. 544.

45 Özdemir, a.g.e. 194.

46 Muhyaeva, a.g.e. 227-228

47 Kibar, a.g.e. 294-295

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 158. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 158. Sayı