ALAŞ ORDA’NIN SAVUNDUĞU FİKİRLER VE AHMET BAYTURSINULI


 01 Eylül 2022


Kazak Türkleri arasında Alaş sözcüğü, millî bir paroladır. Togan’a göre Alaş sözcüğü başlangıçta “Deşti Kıpçak” anlamında kullanılmış, Kazak Türklerine “Kazak” denilmeden önce onlar ilk olarak bu adla anılmışlardır (Togan, 1947: 31/ Türkistan). Ayrıca “Türk boyları arasında ilk defa Kazak adını alanlar Oğuz, Kıpçak ve Kanglılar” dır (Oraltay, 1973: 17). Oraltay’a göre de, “Alaş” sözcüğü bütün Türk boylarına ait tarihî bir maziye sahip olabilir (1973: 20). Togan, sözcüğün “memleket ve ulus” anlamlarına geldiğini de belirtir (1947: 497). Kazakistan tarihinde Alaş sözcüğünün milletin kültürü, dili ve toplumuna yön veren, iz bırakan bir hareket olarak kullanıldığını görürüz.

Alaş veya Alaş Orda, Rusya’nın Kazakistan’ı sömürge haline getirme planlarına karşı çıkan Kazak aydınlarının 20. yüzyıl başlarında (1905) ortaya koydukları millî çizgideki hareketinin ve aynı adla kurulan Kazak siyasî partisinin adıdır. Bu tarihi süreci kısaca hatırlatmak gerekir. Bu süreçte Rusya, Kazakların verimli otlaklarına el koyar, halkın malı mülkü devlet mülkü ilan edilir, bu verimli topraklara Slav göçmenler yerleştirilir, buna ek olarak göçer Kazakların hayvan sayılarında büyük azalmalar yaşanır. Kazak konargöçerleri topraklarını kaybedince hayvanlarını otlatmak için başka ülkelerin topraklarına göçmeye başlarlar. Bu olaylar Kazak halkının fakirleşmesi, halkın korkunç bir kıtlıkla karşı karşıya kalmasına sebep olur (Koygeldiyev, 1995: 50-51). Bu dönemde 1905 Rus ihtilali gerçekleşir. II. Çar Nikola, bir bildirge ile demokratik özgürlükler konusunda serbestlik ilan eder. Bu gelişmeler üzerine okumuş, şuurlu Kazak aydınları, bir Kazak hareketi başlatırlar. Bu aydınlardan bazılarının adlarını şöyle sıralayabiliriz: Alihan Bökeyhan (1866-1937), Ahmet Baytursın (1873-1937), Mirjakıp Duvlat (1885-1937), Mustafa Şokay (1890-1941), Halil Dostmuhammed (1883-1939), Muhtar Avezov (1897-1961), Mağjan Jumabay (1893-1937) vs. 

20. Yüzyıl başında Alaş aydınları hareketinin asıl amacı milletin bağımsızlığı, toplumun maddi ve manevi gelişmesi, ana dilin korunmasıdır. Onlar Türkistan’da hayatın modernleşmesi, kültürlerini baskısız bir ortamda bağımsız olarak yaşayabilmek, topraklarını Ruslardan geri almak için çalışırlar. Bu dönemde amaçları doğrultusunda çaba harcayan Alaş hareketinin Türkistan Müslümanları Kongresi, Türkiye’deki Jön Türkler, İtil-Kama bölgesindeki Mir Sultan Galiyev’in kurduğu Türk-Tatar Komitesi ile iş birliği yaptığı da görülmektedir (Biray, 2015: 5).

Haziran 1905 tarihinde Alaş mensupları, Karkaralı’da 14.500 Kazak Türkünün katılımıyla Alaş’ın ilk kurultayını gerçekleştirirler (Togan, 1947: 346). Kazak liderleri bu ilk dönemlerde Rusya Müslümanlarının çalışmalarına katılmış, onların fikirlerini paylaşmışlardır. Kazak liderleri ve yazarları, 1905 sonrasında bilimsel ve edebi eserler yazmışlar ve yayıncılıkla ilgilenmişlerdir. Bunlar içerisinde şunları sayabiliriz: “Serke (1907)”, “Kazak Gazetesi (1913-1918)”, “Kazakstan (1911-1913)”, “Dala  (1911-13)”, “Eşim Dalası (1913)”, Sarı-Arka (1917-19)”, “Birlik Tuvı (1917)”, vs. (Kendirbai, 2002: 1135). Bu gazete ve dergiler, Rusların takibi altında yayımlanır, bunlarda basılan yazılar bahane edilerek gazete kısa süre içinde kapatılır. 

Aydınlar, Kazak toplumunun geri kaldığı düşüncesindedir. Yerleşik hayata geçilmesi konusunda hemfikirdiler. Onlar, Kazak kimliğine sahip çıkılması gerektiğini vurgulamış, Kazak dilinin korunması ve edebiyatının geliştirilmesinin bu bakımdan önemli olduğunu ifade etmişlerdir. 

1916’da I. Dünya Savaşı sırasında Kazakların askere alınmaları gibi konularla başlayan sıkıntılar sonrasında halk isyanları başlar. Ruslar silahsız ve güçsüz insanların ayaklanmalarını kanlı bir şekilde bastırıp, halkın mallarını da yağmalayınca Kazaklar büyük kütleler halinde Çin’e göç etmeye başlarlar (Asfendiyerov, 1994: 108-109). 

21-28 Temmuz 1917’de Orenburg’da “Umumî Kırgız Kurultayı” adıyla bilinen II. Kongre gerçekleştirilir. Devlet yönetimi, toprak problemleri ve hukuk sistemi görüşülür, bölgesel ve milli özerklik konusu tartışmaya açılmaz. Toplantıda eğitim problemleri, din ve kadın konuları ele alınır. Bir Kazak siyasi partisinin kurulması konusunda çalışma yapılması ve tasarı programının hazırlanması için bazı aydınlara görev verilir. Bökeyhan, Baytursın, Duvlat, Turmukhamedov, Gumarov, Birimcanov ve Candibayeva tasarı programını hazırlarlar. Bu program Kazak Gazetesinde 21 Kasım 1917’de yayımlanır (Kendirbai, 2002:  1140). 

            Bu dönemde bir parti olarak yer almasa da bir güç haline gelen Alaş Orda milli hareketi, eğitim konusu üzerinde ısrarla durmuştur. Hareket liderlerinin devletten istedikleri uluslararası niteliğe sahip, parasız eğitim; seçim yoluyla öğretim kadrosunun görevlendirilmesi, ilk okullarda eğitim öğretim dilinin ana dili yani Kazak Türkçesi olması, Kazak ortaöğretim okulları ve üniversitelerinin kurulmasıdır. 

            Orenburg’da yapılan III. Genel Kazak Kurultayı (8-13 Aralık 1917)’nda Türkistan’ın millî istiklali ilan edilerek kurulan hükümetin adı “Alaş Orda” olarak belirlenir. 13 Aralık 1917’de resmen kurulan Alaş Orda hükümetinin başkanlığına Alihan Bökeyhan, Millî Eğitim Bakanlığına da Ahmet Baytursın getirilir (Oraltay, 1973: 31). Başkent olarak ise Semipalask (Alaş; eski adı Yeditam) ilan edilir. 

Kurultayda öncelikli olarak özerk Alaş Orda devletinin kurulması ve Kazak ordusunun teşkilatlandırılması konuları ele alınır. Kongre kararlarına göre bu topraklar, Alaş halkının malıdır, burada yaşayan halk, bu devletin sınırları içerisinde milli ve kültürel özelliklerine sahip olarak devlet kurumlarında da temsil edilecektir. Kongrede beş üyeden oluşan eğitim komisyonu da seçilir. Komisyon, “eğitim öğretim işlerine önem verilmesi, eğitimin herkesin ana dilinde yapılması” (Oraltay, 1973: 30) gibi kararlar alır. Komisyonun görevleri “ilk ve orta okullar için ders kitapları, öğretmenler için rehber kitaplar, eğitim ilkelerini belirleyen kılavuzlar hazırlamak ve eğitim programlarını oluşturmak, Kazak yazısının imla kurallarını belirlemek, yararlı kitapları Kazak Türkçesine çevirmek”tir. 

            Alaş Orda hareketi “Türkistan’a istiklal” talep ettiği için Rusların şiddetle karşı çıktıkları bir hareket olur ve 3 Haziran 1920’de Kirrevkom’un emriyle ortadan kaldırılır. Sovyetler, yeni sistemlerini kurarken başlangıçta iktidarlarını güçlendirmek amacıyla Alaş liderlerini kullanarak yöneticilerinin devlet kurumlarında çalışmalarına izin verirler. Bu süreçte Alaş liderlerinin takip edilmeyecekleri yönündeki karara (3 Haziran 1918 VTSIK Kararnamesi) rağmen Alaşçılar takibata alınır ve 1930’lu yıllarda Stalin’in kızıl katliamına kurban edilerek idam edilirler (Kendirbai, 2002: 1147). Alaş aydınları bu baskı altındaki dönemlerde bile eğitimle ilgili çalışmalara devam ederler. 

            Alaş Partisi ve Alaş Orda hükümeti yöneticileri, aydın ve bilgili bireyler olarak Türkistan’da olduğu kadar bütün Rusya Türk Müslümanları arasında da kabul görmüş, genel olarak Ceditçilik hareketi içerisinde yerlerini almışlardır. 

            Burada, Alaş Orda’nın dil ve eğitimle ilgili çalışmalarına değinmek ve bu çalışmalar hakkında bilgi vermek faydalı olacaktır.        

            Öncelikle Alaş döneminde Alaş aydınlarının dil ve eğitim konusunda hangi kararları aldıkları ve hangi çalışmaları yaptıklarına değinelim. Alaş aydınları, Kazak bilim dünyasının önemli alanlarından biri olan Kazak dil biliminin temelini atmışlardır. Onlar, dili korumak, geliştirmek, kullanım alanını genişletmek amacıyla Kazak Türkçesinin siyasi, sosyal, toplumsal alanlarda kullanılmasına önem vermişlerdir. Onlara göre dil, milleti koruyan bir araçtır. Baytursınulı bunu “Ana diliyle konuşan, ana diliyle yazan halkın milliliği, halkı bitmeden bitmez. Milletin korunmasına da yok olmasına da sebep olan şeyler içinde en kuvvetlisi dildir” görüşüyle ifade etmiştir (Tileşov, 2016). 

Alaş partisinin programında “okulların herkese açık olduğu, ilk okulların ana dille eğitim vereceği, Kazak Türklerinin ana diliyle eğitim veren orta öğretim kurumları ve üniversite açacağı, profesör ve öğretmenlerin seçimle göreve getirileceği, kütüphanelerin açılması için çalışılacağı, gazete çıkarmak, kitap yayımlamak için özgürlük verileceği” belirtilmektedir (Süleymanova, 2016).

            Bu dönemde yazı dilinin millileştirilmesi, milli yazılı edebiyat tür ve tarz bakımından sistemli bir hale getirilmiş ve zenginleştirilmiştir. Kazak basın yayını da milli bir içerikle yayın hayatında yerini alır. Alaş aydınlarının çalıştığı diğer alan ders kitapları yazmak ve eğitim sistemini düzenlemek olmuştur. Tarih, folklor ve sosyoloji alanlarında Alihan Bökeyhanulı, 1912’den 1929’a kadar sürdürdüğü çalışmalarla ders kitapları sahasında Ahmet Baytursınulı, tıp, biyoloji, dilbilim alanlarında Halel Dosmuhammedulı, tarih alanında Muhametjan Tınışpay, dilbilim, edebiyat ilmi ve matematik alanlarında Mirjakıp Duvlatulı, psikoloji ve edebiyat biliminde Jüsipbek Aymavıtulı, dilbilim ve ders kitapları alanında Teljan Şoşanulı kitap ve makaleleri ile Alaş’ın bilimsel yayın hareketini canlandırmışlardır. Ayrıca yazı dilinin imla kurallarının belirlenmesi, Kazak Türkçesinin diğer dillerden etkilendiği konular, sözcük yapımı, söz dizimi gibi alanlar üzerinde de çalışmalar başlatılmış, Kazak Türkçesinin yapısı, sadeliği ve güncelliğini kaybetmemesi ve koruması amacıyla neler yapılabileceği görüşülmüştür. Onlar terim bilimi alanında da çalışmalara imza atarlar. Onların bu alanda kullandıkları yöntemler ve farklı alanlarda türettikleri terimle bugünkü Kazak terim bilimi alanında hala kullanılmaktadır. Bu dönemde gerek başka dillerden gerekse Türk lehçelerinden Alaş aydınlarınca yapılan çeviri ve aktarmalar, ilmi eserlerin ve makalelerin çevrilmesi vasıtasıyla çeviri bilim alanı da kurulmuş ve gelişmiştir. Resmi toplantı kararlarının kayda geçirilmesiyle resmi dil de sistemli hale gelmeye başlamıştır. Bu ana dili olarak kullanılan Kazak Türkçesinin devlet dili olma sürecinin başlangıcı sayılır (Tileşov, 2016). 

Baytursınulı’nın teorisini yapıp planladığı çalışmalar Alaş dönemi aydınları tarafından ele alınmış ve gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu alanda teorileriyle Kazak dilbiliminin temellerini atan, pek çok alanda çalışma gerçekleştiren ve eserlerde “Alaş’ın teorisyeni” olarak kabul edilen Ahmet Baytursınulı’nı özellikle anmak gerekir. Burada, onun hayat hikayesi başlangıçta verildiği için buna değinilmeden Alaş hareketinin gerçekleştirdiği çalışmalar arasında onun yaptığı çalışmaların yeri ve önemine değinilecektir.

            Baytursınulı’nın Kırık Mısal/Kırk Misal adlı eseri, 1904 yılında yayımlanmıştır. Ancak onun ilmî çalışmalarının başlangıcının 1901 yılı olduğunu ve 1919 yılına kadar bu çalışmaların devam ettiğini söylemek hata olmayacaktır. 

            Alaş (1905) millî hareketinin ve Alaş Orda partisinin kurucularından olan Ahmet Baytursınulı, 1913-1918 yılları arasında bu hareketin sözcüsü ve Türkistan tarihinin önemli yayın organlarından biri olan Kazak Gazetesini çıkarır. Bu gazetenin baş yazarlığını da yapar. Kazak Gazetesi, Alaş Orda hareketinin temsilcisi ve sözcüsü olması dolayısıyla Alaş fikirlerinin topluma yansıtılması ve duyurulmasında önemli bir görevi yerine getirmiştir.

            Baytursın, 1910 yılında Masa/Sivrisinek adlı şiir kitabını yayımlar. Bu eserde yer alan başka dillerden birebir bir sitemle değil adaptasyon tekniğiyle aktarılmış şiirler yer almaktadır. Bu açıdan bakıldığında eserin çeviri bilim açısından özel bir önem taşıdığı görülmektedir. Ayrıca çocuklara ve gençlere yönelik içeriğiyle pedagojik açıdan da değerlidir.

            Baytursınulı, 13.12.2017’de Alaş Orda Hükümetinin Millî Eğitim Bakanı olarak görevlendirilir. Sovyet Rusya’nın Alaş hükümetini yıktığı 1920’ye kadar bu görevini sürdürür. 

            Baytursınulı’nın en çok tanınan vasfı dilciliğidir. O, Kazak Türklerinin çağdaş dil bilgisini yazmış, birçok ders kitabına imza atmış bir dil bilimcidir. Kazak dil bilgisi, edebiyat teorisi ve terminolojisinin temellerini atmıştır. Millî destanları ve folklorla ilgili birçok derlemeyi sistematik şekilde düzenleyerek yayımlamıştır. Alaş aydınları tarafından sistemleştirilen Kazak dil bilimi, Baytursınulı’nın ilmî dil okulunun kurulmasını sağlamıştır. Sistemli hale getirilen bu okul, geleceğin dil bilimcilerini yetiştirmiş, Sovyet döneminde yapılan dil bilim çalışmalarında çalışanlar, onun yolunu izlemiştir. Ahmet Baytursınulı, Kızıl Kırgın’dan kurtulamayarak kurban edilen bir değerimiz olarak tarih sayfalarında yerini almıştır (1937) (Biray, 2015: 1-14). 

Ahmet Baytursınulı’nın eserlerine kısaca değinmek, Alaş hareketinin görüşlerini tanımak açısından da önem arz eder. 

Kazak aydınlanma hareketi, 19. yüzyılın ikinci yarısında başlar. Kazaklar arasında farklı kültürlerin fikirlerini birleştiren ilk aydınlanmacı Abay Kunanbay’dır. Onun çalışmalarını takip eden eserlerden biri Baytursınulı’nın Kırk Mısal adlı eseridir. Eserde fabl çevirileri ağırlıktadır. Şair, buradaki mısralarında Kazakları çalışmaya, gençleri ilme değer vermeye çağırır. Bu çalışmaları sebebiyle Abay’la birlikte Kazak edebiyatının kurucusu olarak değerlendirilmiştir.

Alaş Orda’nın eğitim ve dil politikalarının teorisyeni ve kaleme alıcısı olan Baytursınulı’nın yaptığı çalışmalar ve ele aldıkları konuları şöyle verebiliriz:

* Ana Dili (Kazak Türkçesi) ve Dil Bilimi Alanında Yaptığı Çalışmalar: Çağdaş Kazak Türkçesi ve edebiyatının temellerini atan Baytursınulı, “alfabe, ders kitapları, imla, terim bilimi, halk eğitimi ve kültürü ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Arap alfabesinin ıslah edilerek kullanılması taraftarı olan dil bilimci, Okuv Kuralı adlı ders kitabında bu konudaki görüşlerini kaleme almıştır. Bu ıslah edilen alfabe, 1924’te Orenburg’da yapılan Kazak-Kırgız bilim adamları kurultayında Kazakistan Türkleri için resmi alfabe olarak kabul edilmiş ve bu alfabe 1928’de Latin harflerinin kabulüne kadar kullanılmıştır. Baytursınulı, imla ile ilgili çalışmalar da yapmış, ayrıca ana dilinin imkanlarıyla farklı bilim alanlarında terimler türetmiş, bu terimlerle ilgili olarak Türk lehçeleri ile art ve eş zamanlı bağlantılarla karşılaştırmalar yaparak lehçeler arasında ortak kelim alanı oluşturma konusunu da gündeme taşımıştır (Biray, 2016: 31). Bu alandaki görüşlerini Til Kural adlı eserinde anlatmıştır. Onun ve Alaş aydınlarının başlattığı Türkçeleştirme çalışmaları Kazak dil biliminde bugün de devam etmektedir (Biray, 1996: 34).

Terim bilimi konusunda 1910-30 yılları arasındaki ilk çalışmalar Baytursınulı’na aittir. Kazak dil bilgisi çalışmalarında da temel eserler veren yazarın “Okuv Kuralı/Okuma Kitabı (1912)” adlı eserinde Kazak Türkçesinin ses bilgisi özelliklerine göre düzenlenen Arap harfli alfabe yer almaktadır. Bu eser, Ceditçilik sisteminin savunduğu eğitim sistemini de tanıtmaktadır. Til Kural (Orenburg, 1914-15) adlı dil bilgisi kitabı Kazak Türkçesinin ses bilgisi ve ses uyumları üzerine yazılmış bir eserdir. “Bayanşı, 1920” adlı dilbilgisi kitabında alfabe ve alfabe öğretimi üzerinde durulmaktadır. Til Tanıtkış da isim ve isim çekimi, cümle bilgisi, sıfat, sayı, zamir, fiil, fiil çatıları gibi konuları ele alarak açıklayan bir dil bilgisi kitabıdır. Edebiyat Tanıtkış (Taşkent, 1926) adlı eseri de edebiyat teorisi ile ilgilidir. Eserde edebi eserlerde dilin kullanılışı gibi bilimsel çalışmalar da yer almaktadır. Kitapta estetik, güzellik, insanlık, yazılı edebiyatta görülen akımlar, yöntemler ve tenkit konuları da dikkat çekicidir. 

Til Jumsar (1928, Kızılorda)’da konuşma, okuma ve yazı dilinin kullanımı ile ilgili yöntemler tanıtılmaktadır.

* Eğitim ve Öğretim Konusundaki Çalışmaları: Baytursınulı’nın asıl amacı halkı uyandırmak, bilinçlendirmek ve Kazakistan’ın hür ve müstakil bir ülke olarak temellerini atmaktır. O, ülkesini imar etmek amacıyla eğitim ve öğretim çalışmalarına büyük önem vermiştir. Bu alanda “usul-i cedid” eğitim sisteminin savunduğu fikirlere uygun eserler kaleme almıştır. Sadece ders kitapları yazmamış, eğitim sisteminin temellerini atmak için de çalışmıştır.

* Şiirleri: Baytursınulı, kendi şiirlerini uyuyan milleti uyandırmaya çalışan aydınları temsil etmesi amacıyla kullandığı sembolik bir isim olan Masa/Sivrisinek (Orenburg, 1911) adını verdiği kitabında yayımlamıştır. Şair, bu eserdeki şiirlerinde Kazak halkının yaşadığı sıkıntıları, çektikleri eziyeti, kıtlık, hürriyet, bağımsızlık özlemi, özgürlük gibi konuları işlemiştir. Şairin amacı halkı bilinçlendirmek ve mücadelenin içine çekmektir.

* Şiir Çevirileri: Şair, Krilov ve Rus edebiyatı deneme yazarları A. P. Sumarakov, V. İ. Maykov, İ. İ. Hemnitser, A. S. Puşkin, Lermantov ve lirik şair S. Y. Nadson’dan şiir çevirileri de yaparak bunları yayımlamıştır.

* Gazetecilikle İlgili Çalışmaları: Baytursınulı’nın gazetecilik alanındaki çalışmaları, Kazak basın ve yayın hayatının gelişmesinde büyük rol oynamıştır. O, ilk yazısını 1911’de Aykap dergisinde yayımlamış, aynı dönemlerde Şora dergisinde de yazılar yazmıştır (Koç, vd, 2007: 468). Baytursınulı, 2 şubat 1913’te bazı Tatar gençleriyle birlikte Orenburg’da Kazak Gazetesini çıkarmaya başlamıştır. O, gazetenin ilk sayısında gazeteyi “Halkın gözü, kulağı ve dili” olarak tanımlamış ve 1917’ye kadar bu gazetenin redaktörlüğünü devam ettirmiştir. Kazakistan’da “Kazak” gazetesinden önce, onun katkı verdiği “Türkistan Valayatı”(1870-1918), “Dala Valayatı” (1888-1902) gazeteleri, “Aykap” dergisi (1911-1915/16) gibi gazete ve dergiler de yayımlanmıştır.

Baytursın, gazete yazılarında “millî meseleler, Kazak eğitim sistemi, eğitim öğretim, ana dili öğretimi, dil bilgisi, alfabe, imla, okul kitapları ve özellikleri, Kazak folkloru, edebiyat, estetik, edebiyat teorisi, sanat, edebî sanatlar, medeniyet ve kültürün önemi ve geliştirilmesi, Kazakların topraklarına el konulması, kiraya verilmesi, yabancıların -genellikle Ruslar- bu topraklara yerleştirilmesi, mahkemeler ve kanunlarla ilgili düzenlemeler, o devirdeki siyasi ve sosyal olaylar, sağlık, temizlik, nezaket ve nezaket kuralları” gibi konuları ele almıştır. O, siyasi yazılarının bazılarında “Bortan” müstear adını kullanmıştır (Alibekiroğlu, 2005: 57). 

Baytursın’ın önderliğinde çıkan “Kazak” Gazetesi, “Alaş” hareketinin sözcülüğünü yapması yanında “Alaş Orda Partisi”nin kurulmasına da hizmet etmiştir. “Alaş”ın resmî yayın organına dönüşen gazete, toplam olarak 265 sayı yayımlanmıştır (Kapatılması: 16 Eylül 1918).

* Halk Kültür Ürünleri ve Halk Edebiyatı Alanındaki Çalışmaları: Baytursınulı Kazak edebiyatında bir ilk olarak değerlendirilen destan, joqtav (ağıt) gibi ürünlerin halk arasından derlenmesi çalışmalarını gerçekleştirmiş, Kazak folkloruna büyük katkıda bulunmuştur. Derlediği Er Sayın Destanına (1923) önsöz ve açıklamalar da ekleyerek bu alanlardaki fikirlerini kaleme almıştır.

Yirmi üç ağıtı (23 joktav) derlemiş ve sistematik bir şekilde incelemiştir. Bu da onun bu alanda yaptığı önemli çalışmalardan biridir. 

* Ceditçilik/Aydınlanma Alanındaki Çalışmaları: 19. yüzyıl sonlarında Çarlık Rusyası bünyesinde yaşayan ve Türkçenin farklı lehçelerini kullanan bölgelerde, merkezi Kırım ve Kazan olan, eğitim ve kültür alanında başlayan bir yenileşme hareketi olan Ceditçilik hareketi, sonraki dönemlerde Azerbaycan ve Türkistan’a da sıçramıştır (Kakınç, 2002: 99). Bu hareket, “usul-i kadim” diye de bilinen eski usulle ders verme yöntemine karşı çıkmakta, yerine “usul-i cedid” denilen Batılı eğitim sistemini kullanmayı önermektedir. Bu eğitim sisteminin ve çalışmalarının temsilcisi Kırım Tatarı İsmail Gaspıralı’dır (1851- 1914). O; Türkçenin değişik lehçelerini konuşan bütün Türkistan’da halkın olumsuz şartlardan kurtulmasının eğitimle, bilgiyle, kültürle olacağını öne sürmektedir. Gaspıralı’nın ileri sürdüğü bu fikirlerin Kazak eğitim sistemindeki temsilcisi Baytursınulı’dır.

* Siyasî Alandaki Çalışmaları: Karışıklıklar içinde boğulan, bir türlü sakinleşmeyen ve çeşitli siyasi akımların hakimiyet kurma gayretinde olduğu Türkistan topraklarında, Rusların istila ve işgal hareketleri sonucu 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında, bütün Türkistan’da milliyetçilik fikirleri ve hareketleri baş göstermiştir. Bu süreçte Kazak aydınları Kazak halkının millî çıkarları doğrultusunda bir araya gelmiş, siyasi partiler kurmuş ve ülkede dağınık durumda olan millî hareketleri bir merkezde birleştirmişlerdir.

1905’te Çar idarecilerinin halkın şikâyet ve istekleri konusunda durum tespiti yapmak istemesi üzerinde Baytursınulı, halkın hükûmetten isteklerini içeren bir dilekçe yazarak ilk siyasi çalışmasını yapmıştır. Dilekçe gerekli Rus makamlarına ulaşmasının ardından Baytursınulı da dilekçeyi imzalayanlar da mahkemeler ve hapishanelerle tanışmışlardır.

Kazaklardaki millî şuurun uyanması ve ayaklanmaların başlaması, Çarlık döneminde Kazak topraklarına el konulması, Rus göçmenlerin bu topraklara yerleştirilmesi ve I. Dünya Savaşı için Türk Cumhuriyetlerinden adam toplanması sonucunda olmuştur (Kara, 2002: 45). Bu olayların devamında, Temmuz 1917’de Orenburg’da “I. Genel Kazak Kurultayı” yapılmış, ardından Kazakların ilk partisi “Alaş” ve hemen sonrasında “Alaş-Orda” hükûmeti kurulmuştur (Akyol, 1993: 125). Baytursınulı, Aralık 1917’de katıldığı Orenburg’daki “II. Genel Kazak Kurultayı”nda “Alaş-Orda” adı verilen geçici millet meclisini kurmuştur. Sovyet hükûmetinin ihtiyaç duyduğu bilgili, okumuş, yerli ve millî kadrolar olduğunu bilen Kazaklar, bu durumu iyi değerlendirip kendi vekillerini idarî sisteme sokmuşlar, Bolşeviklerle birlikte olmayı göze alıp halka hizmet etmek, millî hedeflerini gerçekleştirme yolunda eğitim, basın yayın, ilmî merkezler kurmak gibi çalışmaları gerçekleştirme ve her alanda yayın merkezlerinden üst düzeyde faydalanma yollarını aramaya çabalamışlardır. Bu çalışmaları Stalin’in “Aydın Kıyımı”na kadar sürmüştür. Ahmet Baytursınulı, bu dönemde (1920-23) Lenin’in isteği üzerine Kazakistan Eğitim Bakanlığı görevini de üstlenmiştir.

Alaş fikirlerinin teorisyeni, büyük şair, yazar, dil bilimci, eğitimci ve fikir adamı Baytursınulı, birçok Türk milliyetçisi gibi 1937’deki Kızıl Kırgın’ın kurbanlarından biri olmuştur (Biray, 2011).

Bütün bu bilgilerden hareketle millî bir hareket olan Alaş Orda’nın savunmuş olduğu eğitimle ilgili fikirlerden büyük bir kısmının ceditçilik akımının görüşleriyle örtüştüğü görülmektedir. Baytursınulı, Alaş’ın fikri ve ilmi yönünü teorileri ve eserleriyle kuran ve güçlendiren bir fikir adamıdır. O, savunduğu fikirlerini özellikle eğitimle ilgili fikirlerini ders kitapları, makaleler ve pratikleriyle güçlendirerek uygulamaya koymuştur. Bugünkü Kazak dil bilimi, eğitim sistemi, Kazak folklorunun ilk örneklerinin derlenmesi ve sistematik olarak incelenmesini gerçekleştiren önemli fikir, kültür, dil ve edebiyat adamlarından biri Baytursınulı’dır. Alaş fikirlerinin teorilerinin oluşturulması yanında gazete ve dergiler vasıtasıyla halka ve bütün Türk dünyasına yansıması da onun yazılarıyla gerçekleşmiştir. 

            Kaynaklar

Alibekiroğlu, Sertan (2005). Kazak Âlimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Danışmanı: Doç. Dr. Vahit TÜRK), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.

Asfandiyarov S. (1994). Kazak Tarıyhınıñ Oçerkteri, Almatı.

Baytursınov, Ahmet (1991). Aq Col, Calın, Almatı.

Biray, Nergis (1999). “Ahmet Baytursunoğlu ve Eserleri”(1873-1937), Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Denizli, Sayı.5, s.10-16.

_____________ (2005). “Ahmet BAYTURSINULI’na Göre Kazak Türkleri Yazılı Edebiyatının Dönemleri ve Türleri”, Millî Folklor 68 (Kış ), s.67–77.

______________ (2011). Ahmet Baytursınulı – Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslup İncelemesi, İstanbul, Bilge-Oğuz Yayınları.

_____________ (2014). “Ahmet Baytursınulı Hayatı, Kültürel ve Edebi Faaliyetleri ve Eserleri”, Şäkärim – Ğılımiy-tanımdıq jurnal, 2/23, s. 62-69.

______________ (2015). “Kazak Bozkırında Başkaldırı ve İsyanın Sesi: Ahmet Baytursınulı”, Gazi Türkiyat, 2015/16, s. 1-14.

_____________ (2016). “Ahmet Baytursınulı - Kazak Dilbilimi ve Terim Dünyasındaki Yeri-”, Köroğlu Dergisi, Mart,  13/2-7, s. 31-34.

Buran, Ahmet, Alkaya, Ercan (2002). Çağdaş Türk Lehçeleri, TİSAV Elazığ Şubesi Yayınları, Elazığ.

Buran, Ahmet (2010). Kurşunlanan Türkoloji, Akçağ Yayınları, 2. baskı, Ankara.

Hüseyin, Prof. Dr. Köbey (2002). “Kazak Dil Bilgini Ahmet Baytursınov”, (Aktaran. Yrd. Doç. Dr. Ali Abbas ÇINAR), Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı:14, s. 223- 233.

Kakınç, Halit (2002). Sultan Galiyev ve Milli Komünizm. Bulut Yayınları. İstanbul.
Kara, Abdulvahap (2002). Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi. 1. Baskı, Da Yayıncılık, İstanbul.

Kendirbai Gulnar (2002). “Alaş”, Türkler, Ankara, Cilt 18, s. 1131-1154.

Koç, Kenan; İŞİNA, Almagül; KORGANBEKOV, Bolat (2007). Kazak Edebiyatı, C. 1I (Sovyet Dönemi ve Bağımsızlıktan Sonraki Kazak Edebiyatı), IQ Kültür Sanat Yayınları, İstanbul.

Koygeldiyev M. (1995). Alash Kozgalısı (Kömekçi Okuv Kuralı), Almatı.

Moldatayev, Kanat (1997). “Ahmet Baytursınov”, Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi, Sayı:15, s.46.

Oralbayeva, Nurcamal (1998). “Ahmet Baytursunulı”. Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi, Sayı: 21, s. 90-96.

Süleymanova D.D. (2016) “Alaşorda ükimeti jäne memlekettik til sayasatı”, http://netref.ru/alashorda-kimeti-jene-memlekettik-til-sayasati-sjlemenova-d-d.html (e-tarih 16.11.2019)

Tileşov Erbol (2016). “Alaş ziyalıları jäne ult tili”, 09.08.2016 4616. http://tilalemi.kz/article/88 (e-tarih 15.11.2019).

Tölepbergen Bolatbek (2010). “Tanım 20. Ğasır basındağı Qazaqstandağı Alaş ideyası”, Kazan, 2010. http://kazgazeta.kz/?p=4224 (e-tarih 09.11.2019).

Türk, Vahit (2002). “Kazak Aydınlanma Hareketi İçerisinde Ahmet Baytursınov ve Çalışmaları”, Türkler, Ankara, C. 18, s.665–673.


 

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 189. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 189. Sayı