Aşıklar Şehri VE ŞİİRLER


 01 Eylül 2021



Bizim hikayemiz uzun bir hikâye

Sen yazmak istiyorsun

Bin sayfa

Ben yazarım bir sayfa

Bizim bu şehirden göçtüğümüz o günde

Kesintiye uğradı benim hafızam

Yola çıktık

Buzdan yazılmış o gün akşam

Ayaklarımız takılıyordu

Sınırların engellerine

İnsanların sınırlar ile kendilerini kuşatmalarında

Okunmamış hikayelere

Kuş olmayı hayal ederdim

Sahrada yetişen çocukluğumda

Bugün kuş olup sürünüp yürüyordum esirler gibi

Gürültülerin sesleri gökte

İkimizin hikayesi güneşteydi çizmeye yetişti

Hikayemizi yüksek dağlar

Seviştiğimizde kış fırtınasına tutuldu

Sessiz ormanlar

Vakit gemilerinde sıkıştı kaldı

Bizim henüz çizmeye yetişemediğimiz, söylemeye de hem

Hikayemiz aralıksız ray değiştiriyordu

Hem durmaksızın ilerliyordu

Biz nihayet yarıp geçtik

Bu taş şehiri

Ondan beri

Dervişe dönüştük

Zamanı güneşle ölçen

Yıllar bize kastetmekten usanmadı

Günler

Geceler arasında çalkalanmaktan can verdi.

 

PARİS’TE UYGURCA KONUŞMAK

 

 

Biz

Duygularımızdaki açlıkta

Varoluşumuz

Uzaktaki miskin seste

Tarih dersini kesip geçti sokaklarda

Güneş ışığı zayıf buldu vücudumu

Sen Nehri yıkayıverdi ruhumu

Sanatın büyüklük çağı

Gerçekliğin darağacı önündeki rüyası

Çizilmiş yollar

Mumya gibi işlenmiş yüksek binalar

Saltanatın taş devri

Gül renginde konuşan sokaklar

Çıplaklaşan muhabbet

Kanlı hem şanlı tarihe tanıklık eden müzeler

Yüksek oluşuyla şöhret bulmuş kule

Taş, tuğlaya dönüşmüş zafer kapısı

Benim için rüya gibi

Yabancı dil

Yabancı şehir

Yabancı gök yüzü

Yabancı bulut

Neredeyse tüm yabancılığın üzüntüsü

Beni uzak Teklimakan’a çekip götürüyordu

Denize dönüşmüş insanlar

İnsana dönüşmüş deniz

Dillerin kuşatmasında kalan biz

Tenhalığı fırlatıp attım bu şehirde

Kıtalar

Irklar

Dinler akmakta iç içe girmiş savaş meydanı gibi

Sokaktaki hicaplı kadın

Ona eşlik eden çıplak bir kadın

Sorgu sual

Hasret ve azap

Mutluluk ve mutsuzluk karışmış birbirine burada

 

Ben misafirim bu şehre

Şehir yabancı benim evime

Karmaşık bir azabın karşısında

Ruhumu arayıp gidiverdim

Semavi rüyalarda Teklimakan’a

Bugün biz burada yaşıyoruz

Yaşamın eşitlik terazisinde

Paris’in kadim oluşunun yeni sabahı

Bugünün tekrarlanmaz kadim yolu

Akıbet

Ben tüm kuşatmaları yarıp çıkıp

Saymaya başladım Eyfel kulesinin merdivenlerini

Benim ana dilim

Benim can dilim

Benim kan dilim Uygur dilinde

 

8 Mayıs 2013-Paris

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 177. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 177. Sayı