HaftanınÇok Okunanları
KAYNAR OLJAY 1
SALIM ÇONOĞLU 2
Kader Pekdemir 3
İ. M. Galimcanova 4
Kardeş Kalemler 5
Osman Çeviksoy 6
Gülzura Cumakunova 7
Məzarıma
nə başdaşı qoyun,
nə heykəl.
Bir cüt ayaqqabı qoyun,
ayağıyalın
geyib getsin...
1963
Kabri başında yukarıda zikredilen mısraları yazan şair, özgür olamayan, baskı ve uygulanan zulüm yüzünden sesini çıkaramayan bir milletin sinesine doğmuştur. Adı sanı belli, millî Samed Vurgun’un oğludur. Stalin’in rejimi sadece Samed Vurgun’un ailesine değil birçok aileye, Azerbaycan halkına kabusu yaşatmış, Azerbaycan Türkünün sesi, nefesi kesilmiş; konuşamaz, fikirlerini söyleyemez hâle getirilmiştir. İşte bu zor zamanlarda doğar, yetişir büyük şair.
Vaqif Sǝmǝdoğlu (05 Haziran 1939- 28 Ocak 2015), Bakü’de dünyaya gelir. Şairliğin yanı sıra toplumbilimci, senarist, gazeteci ve siyaset adamıdır. Bülbül Müzik Okulu ve Üzeyir Hacıbeyli’nin adını taşıyan Azerbaycan Devlet Konsevatuarında öğrenim görür. Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi Genel Yayın Ofisinde Sanat Bölümü Başkanlığı (1968- 1971) ve Oğuz Eli Gazetesinin Yayın Yönetmenliğini yapar (1992-1994). Çaykovski Moskova Konservatuarında ihtisasını tamamlar (1962 1963). Azerbaycan Devlet Konsevatuarında piyano öğretmeni( 1963-1971); C. Cabbarlı Azerbaycan Film Stüdyosunda edebiyat direktörü olarak çalışır. 2000 yılında Azerbaycan Millî Meclisi üyesi seçilir (2000, 2005). Yedi Şiir adlı şiir kitabının ilk baskısı Azerbaycan dergisinde yayımlanır (1963). 1970 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi olur. 1999’da Azerbaycan Halk Şairi ünvanını kazanır. Vaqif Sǝmǝdoğlu’nun pekçok şiiri bestelenmiş; yazdığı oyunlar sahnelenmiş; filme alınmıştır. 10 Kasım 1992’de kendisine Humay ve Nesimi ödülleri, 06 Aralık 1993’te de İstiklal ve Şeref madalyaları verilir (ÇAŞA, 2016: 103). 28 Ocak 2015’te vefat eden Vaqif Sǝmǝdoğlu, 29 Ocak 2015’te Birinci Fǝxri Xiyaban’da defnedilir. Azerbaycan halkı tarafından çok sevilen şairin Haziran 2019’da Qazaq bölgesinde Fǝxri Qazaxlılar parkında büstü açılır.
Vaqif Sǝmǝdoğlu’nun babası Samed Vurgun, Sovyet devrinde şiirini halk şiir geleneğine yaklaştırmış, şiire yeni bir üslup katmış usta şairler arasında anılır. Sǝmǝdoğlu babasına seslenerek der ki şiirinde:
Diyordun ki
Evin sözü evde kalır…
Seninkiler
Evimizden çıktı baba
Benimkiler de çıkacak mı?
1982 (BBT 2005: 97)
Onun sesi de duyulur edebiyat camiasında. Kabiliyetli bir şairin oğlu olmaktan kıvanç duymuşsa da edebiyat dünyasında kendi adımları ve kendi nefesiyle yol almayı tercih eder (Nerimanoğlu, 1992: 5). Sǝmǝdoğlu için yazmak bir tutku olur:
Şair gibi değil
şiir gibi ölmek istiyorum
okunmak arzusuyla yaşıyorum
baştan sona kadar okunmak…
ezber olmak istiyorum
kiminse hafızasında
beğenilmek istiyorum deliler gibi…
şair gibi değil
unutulmayacak bir şiir gibi…
1982 (BBT, 2005:143).
Vaqif Sǝmǝdoğlu, şiirlerine ideolojiyi sokmamış, kendini bir biçimde korumanın yolunu da bulmuştur: “ Mǝn özümü idelogiyanın pǝncǝrǝsindǝ qan tökülǝ- tökülǝ yazılan şeirlǝrdǝn …” sözleriyle anlatır duygularını. Ona göre şiir, ister lirik şiir olsun ister toplumsal isterse de sosyolojik konulu olsun yazıldığı devirde de daha sonraki zamanlarda da kaybolmamalıdır. “Qorxurdum ki, Qlavlitdǝ1 mǝnǝ deyǝrlǝr ki, bu cür yaz vǝ mǝndǝ o cür yazmağa başlayardım. Öz içindǝ senzorun2 yaranacağından qorxurdum” (UYA, 2004:4).
Azerbaycan edebiyatında şiirde altmışlı yılları başlatan, serbest şiirin öncülerinden Resul Rıza’nın vermiş olduğu mücadeleden de uzaktır. Şiir onun duygularını düşüncelerini özgürce ifade ettiği, kimsenin giremediği, karışmadığı gizli bir mabeddir: “Uşaq vaxtı hǝmişǝ arzulamışam böyüyǝndǝ qoca kişi olum, heç kim mǝnǝ demǝsin ki, onu elǝmǝ, bunu elǝ…” (UYA, 2004: 4). Bir gün komşusu, Azerbaycan dergisi baş redaktörü Ekrem Eylisli ondan aldığı bir defterden seçmiş olduğu şiirleri izin almadan yayımlar. Bu gizli mabedi aralar. Sǝmǝdoğlu’nun şiirleri edebiyat dünyasında farklı bir rüzgar estirir. Bilindiği gibi bazen bir şairi tek bir şiiri bile ölümsüzlüğe taşıyabilir.
Vaqif Sǝmǝdoğlu’nun şiirleri sıklıkla yayımlanmaz. Başlangıçta iki şiir kitabı basılır. Bunlar 1968 yılında yayımlanan Yoldan Teleqram, 1972’de yayımlanan Günü Baxtı’dır. Uzun bir aradan sonra Mǝn Burdayam, İlahi (1996); Uzaq, Yaşıl Ada (1996); Gürzeçöl Yazıları (2016) adlı kitapları yayımlanır. Gürzəçöl Yazıları bir makale kitabıdır.
Vaqif Sǝmǝdoğlu’nun birçok piyesi de mevcuttur: Bəxt Üzüyü, Lotoreya, Yayda Qartopu Oyunu, Yaşıl Eynəkli Adam, İntihar, Mamoy Kişinin Yuxuları, Generalin Son Emri adlı eserleri sıralayabiliriz. 3
Sǝmǝdoğlu, her gün şiir yazar, günlük tutar. Eylisli’ye göre onun şiirlerine, insanın şiir günlüğü demek doğrudur (Nerimanoğlu, 1992:7).
Edebiyat araştırmacıları tarafından “60’lı yıllar kuşağı” olarak adlandırılan bir kuşağın içinde yer alır. Bu dönemin temsilcileri arasında Fikret Qoca, Xelil Rıza, Memmed Araz, Tofiq Bayram, Neriman Hesenzade, Cabir Novruz, Fikret Sadıq, Mestan Әliyev, Famil Məhdi, İlyas Tapdıq, Elekber Salahzade, İsa İsmayılzade, Hüsəyn Kürdoğlu, Әyvaz Borçalı, Vaqif Sǝmǝdoğlu, Anar ve yetmişli yıllarda onları takip eden Musa Yaqup, Sabir Rüstemhanlı, Memmed İsmayıl, Çingiz Elioğlu, Nusret Kesemenli, Vaqif Nesib, Davud, Nesib vd. isimler yer almaktadır (Karayev, 1999: 387).
60’lı yıllar kuşağını Anar şöyle ifade eder: “Bizler- dönemin gençleri-etrafımızı sarmış iki yüzlülük, sahtekarlık, yalan, cehalet, anlaşmazlık ortamında; her özgür düşüncenin boğulduğu şartlarda yaşıyorduk, daha doğrusu yaşamaya çalışıyorduk. Duygu ve düşüncelerimizi yazılarımızda dolaylı yollardan, satır aralarında, ima ve simgeler üzerinden anlatmaya çalışıyorduk.” Türkiye’de yayımlanan Ben Buradayım Tanrım adlı eserin önsözünde Anar’ın belirttiğine göre edebiyatta Ezop dili hâkimdir. Anlatılanlar kamufle edilir; özgürlükten, sömürgeden söz ediliyorsa Afrika, Vietnam gibi ülkeler işaret edilerek anlatılır (Anar: 2005: 4).
Vaqif Sǝmǝdoğlu, Azerbaycan edebiyatında ağ şiir4 olarak nitelendirilen serbest şiirin temsilcilerinden olmuştur. Onun şiirlerinde şark şairlerine mahsus derinlik mevcuttur; kişisel gibi görünen arzular, hayaller Azerbaycan halkının duyguları, özlemleridir. Şiirlerde yaşanan çatışma, kargaşa ise Azerbaycan halkının tarihi geçmişinde yaşanılan debdebenin yansımasıdır. Yalnızlık, halkın hissettiği çaresizlik ve kimsesizlik hissinin tezahürüdür. Coğrafya kaderdir; şair bu hüzünlü, acılı topraklarda yaşananlara şahitlik etmiş, Azerbaycan halkının yaşadığı Sovyet dönemi sonrasını, Stalin’in zulümlerini görmüştür.
Vaqif Sǝmǝdoğlu’nun şiirlerini klasik bir şiir incelemesi ile tahlil etmek güçtür. Onun şiirleri, yalnız bir kişinin dilinden dökülen kimi zaman insanın kendi iç konuşmalarında yankılanan, kişinin kendi duygularını, düşüncelerini bulduğu mısralardır. Bu yüzden de çok sevilir şair. Şiirlerinde yalnızlık konusu sıkça ele alınır. Şair yalnızlık duygusuyla çoğu zaman yaradanla sohbet eder:
Tanrım, al
bu kalem
bu da alnım!
Düşün
acele etme
iyi bir şey yaz…
1969 (BBT:37)
Anar, Vaqif Sǝmǝdoğlu’nun Tanrı’ya inancının, yüz tutuşunun, Tanrı’dan bir yanıt, bir açıklama, bir teselli istemesinin sanatının son yıllarında değil başından itibaren sürüp gittiğini belirtir (Anar, 2005: 2). Şair, bir acı iklimine doğmuştur. Milletinin sesi bastırılmış; uygulanan sansürlerden, takiplerden, umutsuzluktan, rejimin zorunlu kıldığı dayatmalardan ve düşünen, hisseden insanın sorgulamalarını bir “o” bir de Tanrı’yla sürdürür. Öyle yalnız hisseder ki bulunmak ister; yerini Tanrı’ya tarif eder:
Kulaklarımda rüzgârın uğultusu
Gözlerimde toprağın tozu
Sağımda kör kuyu
Solumda paslı cümle kapısının gıcırtısı
Arkamda yazlık ev
Önümde duvar…
Sağ elim cebimde sol elim duvarda
Buradayım Tanrım, burada!
1981(BBT:66)
Ana dilden dökülen bu sözlerle ömrü boyunca gizli bir dili paylaşır gibidir:
…
Diyorlar rüyana özgürlük girmiş
rüyana inanma
inanma bir an bile.
denilen de yalan,
özgürlük de yalan…
1982 (BBT: 107)
Özgürlük bir rüya, vatan ise uzaktır:
Senin sabahtan akşama kadar söylediğin
O garip şarkı
Vatan gibi uzak
Vatan gibi yazık
Vatan gibi türlü, bir türlü…
1966 (BBT:29)
Onun şiirinde hayatın içinden sorgulamalar; günlük telaşların içinde ayrıntılar, sıradan sayılan teferruata bakış da yer alır. Hatta şiirlerinden birini Mǝn, Sǝn, O vǝ Telefon5 adlı hikâyesinde prolog olarak kullanan Anar, âdeta hikâyesini ona yazılmış bir nazire gibi devam ettirir:
Telefon nömrǝlǝri
oxşamaz bir-birinǝ
amma hamısında insan sǝsi…
…pis künlǝr
Oxşamaz bir-birinǝ
Birindǝ özün susarsan
Birindǝ telefon (SƏ 1:64)
diye biten dizelerinin ardından “ Dünǝn sǝnin telefonun öldü. Ölǝn yalnız adamlar olmur ki… Telefon nömrǝlǝri dǝ ölür. Ömrün boyu çoq rǝqǝmlǝri unudacaqsan…(SƏ 1:64)” satırlarını yazar.
Batı edebiyatını da iyi bilen Sǝmǝdoğlu yetişmiş olduğu kültürün, milletin değerlerini şiirine yansıtmıştır.
Vaqif Sǝmǝdoğlu şairliği büyük bir talih olarak değerlendirir. Bu başı belalı, çilekeş, bu zıtlıklar barındıran milletin şairi olmak onun için önemlidir (UYA:5).
Vaqif Samedoğlu bir şiirinde der ki:
Ana yurdum, torpağında
Bir ləpir izim qalmadı.
Doğuldu, öldü şairin,
Sənin xəbərin olmadı…
1971
Biz diyoruz ki işte şair sözü burada yanılmış; bu büyük şairden, Vaqif Samedoğlu’ndan bütün Türk kardeşlerinin haberi oldu; Uzaq Yaşıl Ada’sında anıldı. Vaqif Samedoğlu her dem yaşayan bir şair oldu.
Kısaltmalar
BBT Vâkıf Samedoğlu (2005), Ben Buradayım Tanrım(çev. Arif Acaloğlu), Konya: Kömen.
ÇASA Çağdaş Azerbaycan Şiir Antolojisi, Ankara: Bengü, 2016.
UYA Vaqif Sǝmǝdoğlu (2004), Uzaq Yaşıl Ada, Bakı: Şǝrq-Qǝrb, 264 s.
SƏ1 Anar (1988), Sǝçilmiş Əsǝrlǝri 1, Bakı: Azǝrbaycan Dövlǝt Nǝşriyyatı.
Kaynaklar
Anar (1988), Sǝçilmiş Əsǝrlǝri 1, Bakı: Azǝrbaycan Dövlǝt Nǝşriyyatı.
Çağdaş Azerbaycan Şiir Antolojisi, Ankara: Bengü, 2016.
Nerimanoğlu, Kamil Veli ( 1992 ), “Vakıf Samedoğlu”, Kardaş Edebiyatlar, S.22, Erzurum.
Samedoğlu, Vâkıf (2005), Ben Buradayım Tanrım (çev. Arif Acaloğlu), Konya: Kömen.
Sǝmǝdoğlu, Vaqif ( 2004) Uzaq Yaşıl Ada, Bakı: Şǝrq-Qǝrb, 264 s.
Karayev, Yaşar (1999), Belli Başlı Dönemleri ve Zirve Şahsiyetleriyle Azerbaycan Edebiyatı, İstanbul: Ötüken.
1 Qlavlit Haziran 1922 yılında Xalq Komissorlar Soveti kararı ile kurulan Millet Meclisi ile birlikte devlet sırlarını muhafaza eden kuruluş.
2 Senzor ~senzura ‘sansür’
3 Filmleri: 1001-ci qastrol (film, 1974)(tammetrajlı bədii film);Ağır şkaf (film, 1971); Ayrılıq bir dənizmiş... (veriliş, 2002); Beşmərtəbəli evin altıncı mərtəbəsi (film, 1996); Bəxt üzüyü (film, 1991); Bircəciyim (film, 1986); Cin mikrorayonda (film, 1985); Çıxılmaz vəziyyət (film, 1983); Evləri göydələn yar (film, 2010); Evləri köndələn yar (film, 1982); Günkeçdi (film, 1971); Gün keçdi (film, 2012); Xəzinə (film, 1970); Karvan (film, 1995); Qətl günü (film, 1990); Maestro. Özüm və zaman haqqında. Bəstəkar Xəyyam Mirzəzadə (film, 2011); Nəğməkar torpaq (film, 1981); Toya dəvətnamə (film, 1973); Vurğun ocağı (film, 2003); Yaşıl eynəkli adam (film, 1987); Yaşıl eynəkli adam-2 (film, 1999); Yaşıl eynəkli adam-3 (film, 2002); Yumurta (film, 2003); Bəxt Üzüyü 2 (film, 2018).
4 Ağ şiir Azerbaycan edebiyatında serbest şiir karşılığında, nesirden farkı olmayan, kendi içinde kafiyesi bulunan veya bulunmayan şiirler için kullanılan edebiyat terimidir.
5 Anar (1988), Sǝçilmiş Əsǝrlǝri 1, Bakı: Azǝrbaycan Dövlǝt Nǝşriyyatı.