HaftanınÇok Okunanları
COŞKUN HALiLOĞLU 1
KEMAL BOZOK 2
HİDAYET ORUÇOV 3
Kardeş Kalemler 4
BAYAN AKMATOV 5
Emrah Yılmaz 6
MARUFJON YOLDAŞEV 7
Gençliğimin ilk yıllarından, Türkdilli halklar arasında Kazaklara nedenini bilmediğim ayrıcalıklı bir sevgim olacaktı. Belki Kazak adının, alışkanlıktan gelen bir cana yakınlığı vardı, o nedenle, bilmiyorum. Her halde doğup büyüdüğüm Tovuz’un komşuluğunda Kazak ilinin olmasının da burada etkisi olmamış değil.
Hayatımın keşmekeşli dönemeçlerinde çeşitli nedenlerle Kazak Türkleri ile tanışacaktım ve Sovyetler Birliğinde yaşayan Türk halkları arasında Sovyet rejimine karşı ilk başkaldırı da başka bir mekanda yok, Kazakistan'da olacaktı. Moskova'da okurken, Kazakistan'dan gelen Mukakali Makatayev ile aynı şiir atölyesine katılacaktık. Seminerde sunacağı şiirler büyük heyecan ve tartışmalara yol açacaktı. Seminer rehberimiz Alexander Mejirov, Mukagali'den olağanüstü bir yetenek gibi konuşacaktı. Altı aydan sonra okulu bırakacak ve kendi memleketine geri dönecekti.Daha sonra dünyasını zamansız değiştiğini duyacaktık. Kursumuzda dünyanın çeşitli bölgelerden gelen ondan çok Türk asıllı öğrencinin arasında Türklüğünü idrak eden sadece iki arkadaşım olacaktı: Mukagali Makatayev ve Karaçaylı Mussa Batçayev!
Kazakistan'a sevgimin başka bir sebebi de galiba şiirlerimin geçen asrın sekseninci yıllarında Rus dilinin dışında ilk defa "Jürek Odı" adıyla Almatı'da çap edilmesi olacaktı.
Moskova’da şiir seminerlerimizde Oljas Süleymanov adı sıkça sesleniyordu, hatta bir defa Rusya’ın önemli şairlerinden olan Y.Yevtuşenko ile seminer katılımcılarının görüşünde Oljas Süleymanov’a göre tartışmamız da olacaktı.
1975 senesinde Bakü'de Sovyet edebiyatı şöleninde Oljasl’a yakından tanışacak ve onunla "Edebiyat gazetesi” için "Özgelerinin dağlarını alçaltmadan" adlı röportaj da yapacaktım. Sonra Moskova’da hoş bir tesadüf eseri yeniden karşılaşacaktık. Oljas aka Moskova görüşünün gününe, ayına, yılına kadar şimdi de unutmamıştır. Bunu 80 yıllık jübilesi ile ilgili Ankara'da Avrasya Yazarlar Birliğinde gerçekleştirilen görüşteki konuşmasında söyleyecek ve hafızası ile herkesi, başta da beni hayrete düşürecekti: 13 Şubat 1976. Bu o gün idi ki, O.Süleymenov 50 profesörün önünde "Az i Ya" kitabındaki tezleri savunmuş ve bu tartışmalardan galip ayrılmıştı. O günün gecesi, "Rusya" otelindeki odalarımızda bu zaferi sabaha kadar kutlayacaktık. Ve arkadaşlığımız böylece o zamandan başlayacaktı ...
Tabii ki, bu yazım Oljas Suleymenov hakkında değil, çünkü onun hakkında önceleri de yazmıştım, yine de yazacağım. Bu yazıda, Türk dünyasının büyük oğlu Oljas Suleymenov’u hatırlayışımın asıl nedeni onun çırağı-öğrencisi Bahıtan Kanapyanov'udur.
Bahıtjan’la (Paris'te Fransız dilinde geçen yıl yayımlanan kitabında adını Can Baxıt gibi yazmışlar.. Fikrimce, bu ad değişimi Bahıtjan’a ana sütü gibi helaldir) yakından tanış oldukça onun, bir şair ve insan olarak değerli biri olduğunu görecektim. B.Kanapyanov’la daha Volga nehrinin buz örtüsünden çıkmaya mecal bulmadığı 2018 yılın mart ayında Rusya’nın Nijni Novgorod şehrinde Maksim Gorki’nin 150 yıllık jübilesinde tanış olacaktık. Jübileye dünyanın çeşitli ülkesinden 70 fazla şair, yazar, çevirmen, ressam davetli idi. Ama ben onların arasında sadece Bahıtjan'la daha yakından tanışacaktım.Bu yakınlığın ana sebebi Oljas Suleymenov olacaktı. Bahıtjan Oljas aka ile yakın olduğumuzu işiten gibi, onun öğrencisi olduğunu gururla söyleyecek ve hemen Oljas beyi arayacaktı...
Oljas beyin sesi telefondan taşıp gurlayacaktı: - nice yani tanıyorum, Memmed benim yakın dostumdur, diyecekti.Avrupa ülkelerinden gelen şairler, çevirmenler ve yayıncılar Bahitjan’a büyük saygıyla yaklaşıyor ve ona Fransa'da, Bulgaristan'da ve Polonya'da yeni yayımlanan kitapları takdim ediyorlardı... Bu ise Bahıtjan’ın şöhretinin çoktan eski Sovyetler Birliği sınırlarını aştığının bir başka kanıtı idi.
Bahıtjan’ın soyu XIX yüzyılın ellinci yıllarında Kazak-Kırgız folkloru, tarih ve coğrafyasının öğrenilmesi alanında önemli işlere imza atan Çokan Velixanov’un neslinden gelir.
Bahıtjan Kazakistan, Rusya, Fransa, Ukrayna, ABD, İngiltere, Malezya, Polonya, Bulgaristan yayın evlerinde yayınlanan 30'dan fazla şiir kitabının yazarıdır. 1996 yılında Almatı'da Andrey Voznesenski ve Bella Axmadulina’nın şiir gecesinde seslendirilen ve sonradan kabul edilen "Dünya Şiir Günü" nün geçirilmesi fikrinin sahibi de Bahıtjandır. Şair Dünya Şiir Yarışması (New York, ABD), "Kültür ve Sanat" dalında "El Tulqası" - "Veten adına" yarışmalarının galibi, Kazakistan’ın "Alaş", "Tarlan", Rusya'nın "Anton Delviq", Kazakistan PEN-klubunun "Muhtar Auezov" gibi bir dizi edebi ödülün sahibidir.
Ayrıca Kazakistan, Rusya ve Ukrayna'da da çeşitli ödüller ve madalyalar almıştır.
Kazakistan ve Rusya PEN-kulüplerinin, Kırım edebiyatı akademinin üyesi (Simferopol, Kırım Cumhuriyeti) Avrupa Yazarlar Kongresi (Prag) Yönetim Kurulu üyesi ve Merkezi Asya ve Kazakistan bölgesinin temsilcisidir. “Literaturnaya Gazeta'nın Kazakistan temsilcisidir.
Tüm bunların hepsinden önce, onu bana yaklaştıran orijinal şiirleridir. Ve bu şiirlerden bir kaçının “Kardeş Kalemler” dergisinin aziz okuyucularına sunmağı kendime borç bildim.