“Bekir Çobanzade Azerbaycan’da İlmî Bir Okul Yarattı”


 01 Mayıs 2023



Azerbaycan İlimler Akademisi Başkanı, Nizami Gencevî Edebiyat Enstitüsü Müdürü, Filoloji doktoru, siyasetçi, yazar;

Ak. Profesör Dr.İsa Habibbeyli:

“Bekir Çobanzade Azerbaycan’da ilmî bir okul yarattı”

Röportaj: Zera Bekirova

-Bekir Çobanzade’nin asıl çalışma dönemi, özellikle ilmî faaliyeti Azerbaycan’la ilgilidir. Onun çalışmaları profesör ve hoca olarak yükseköğrenim kurumlarında ve aynı zamanda Azerbaycan İlimler Akademisi’nin temelini atarak devam etmiştir. 

Bekir Çobanzade Azerbaycan İlimler Akademisi’nin, bugünkü akademimizin temel taşını koydu. O, SSSR İlimler Akademisi’nin Kafkas ötesi şubesinin rehberiydi. 

Bekir Çobanzade Azerbaycan İlimler Akademisi, SSSR İlimler Akademisi’nin Kafkas ötesi şubesinin asil üyesi olarak seçildi ve bu önemli unvanı en iyi şekilde taşıdı. Bekir Çobanzade’nin çalışmaları bugünkü İlimler Akademisi’nin temelini oluşturan “Azerbaycan İlmi Araştırma Enstitüsü” ile bağlantılıydı. O bu enstitüde yüksek lisans çalışmalarının rehberliğini yapıyordu. Aynı zamanda da enstitünün kurucularından ve yöneticilerinde biriydi. Azerbaycan’da dil ve edebiyat sahasında çalışan pek çok önemli ilim adamını Bekir Çobanzade eğitmiştir. Onun ilmi rehberliğinde dilci ve edebiyat uzmanı alimler yetiştiler. 

Herkes Bekir Çobanzade’yi dilci olarak tanısa da edebiyat alanında uzmanlık onun faaliyetlerindeki önemli bir yeri oluşturmaktadır. Bekir Çobanzade Azerbaycan’da Feridun bek Koçarli’den sonra edebiyat tarihini sistemli bir şekilde kaydetme konusunda ilk kez girişimde bulunan, bu sahada ilk adımları attığı bilinen ilim adamlarındandır. O, Azerbaycan Edebiyatı’nın dönemlerinin belirlenmesi çalışmalarında ilk modelleri hazırlamıştır. Bekir Çobanzade’nin dönemleri belirleme çalışmalarında Azerbaycan Edebiyatı tarihi üç devire ayrıldı: İslâm’a kadar olan devir, İslâmdan sonraki devir ve Yeni devir. Bekir Çobanzade yeni devir edebiyatı derken 1905 yılından sonra başlayan dönemi edebiyat tarihinin bir devri olarak gösterdi. Bu doğrudur… O ilmi çalışmalarında yeni devri başlatan Mirza Fatali Ahundov hakkında pek çok görüş belirtti. Yeni devir edebiyatını 20’nci yüzyıldan önce başlatarak Asya’nın uyanış dönemini öne aldı. Onun çalışmalarında mollaçetinciler Celil Memmedguluzade ve Mirza Alekber Sabir büyük yer tutuyordu. Demek ki Bekir Çobanzade Azerbaycan Edebiyatı’nı inceleyen ilk insanlardan biridir. Bekir Çobanzade Azerbaycan Edebiyatı Tarihi’ni Fuzuli ile başlatıyor. Elbette ki Azerbaycan Edebiyatı ondan daha eskiye dayanmaktadır.  Bizde Fuzuli2den önce Nizamî ve Nasimî vardı. Ama o zaman bu şairler ile ilgili çok fazla bilgi yoktu. Diğer taraftan Bekir Çobanzade bir dilci olarak ana dilde yazılan eserlere öncelik vermiştir. O bu meseleye büyük önem verdi. Burada şunu da belirtmeliyim ki Feridun bek Koçarli de Azerbaycan Edebiyatı’nı Fuzuli ile başlatmıştı. Ama Koçarli’nin basılmış bir kitabı olmadığı için Bekir Çobanzade bu mevzuda bilgi sahibi değildi. Ama sonuçta her ikisinin de fikri ve ideali tekti, ikisi de ana dildeki edebiyatı öne çıkardılar. 

Belki Çobanzade aynı zamanda önemli bir halk bilimciydi. Çalışmalarında Azerbaycan folklorunun en eski zamanlarından başlayarak bütün dönemlerini inceledi, ilmi açıdan göz geçirdi ve değerlendirdi. Azerbaycan folklorunun en eski eseri olan Kitab-ı Dede Korkud’u derinlemesine inceledi. Bekir Çobanzade genel anlamda, 20’nci yüzyılda Azerbaycan’da Dede Korkut Kitabı içindekilerin mahiyeti ile önemi konusunda ve Dede Korkut uzmanlığı alanında ilmi çalışma yapan ilim adamları arasında önemli bir yerdedir. Çünkü Bekir Çobanzade fikrini söylemekle yetinmeyip sistemli ve ciddi araştırmalar yapmıştır. Dede Korkut kitabı destanlarını incelerken “Karaca Çoban” anlatımını ön plana alması gayet ilgi çekicidir. Bilindiği üzere Bekir Çobanzade de bir çobanın oğlu olarak hayatına çobanlıkla başlamıştır. Bekir Çobanzade Karaca Çoban’ın ilmî tasvirini yaparak Azerbaycan’daki Dede Korkut uzmanlığında ve belki de dünyadaki Dede Korkut uzmanlığında onu Alp Çoban, Kahraman Çoban, sıradan bir çoban ve vatansever, milliyetçi bir çoban olarak gösterdi. Sıradan çoban hayatı yaşayan bir çobanın hem kahraman, hem vatansever olarak gösterilmesi Çobanzade’ye aittir. Çobanzade kendisiyle Karaca Çoban arasında mutlaka bir benzerlik gördü. Gerçekten de, Bekir Çobanzade Azerbaycan ilminde ve dünya türkolojisinde bir kahramanlık gösterdi. 

Elimizdeki bilgilere göre 1930’ncu yıllarda Bekir Çobanzade St. Petersburg’da Dede Korkut’un 13’ncü destanını da buldu. O devirdeki gazete haberlerine göre Bekir Çobanzade bulduğu el yazmasıyla Edebiyat Enstitüsü’nde ilmî bir toplantı yaptı. Ne yazık ki, Bekir Çobanzade’nin 1937 senesinde hapsedilmesi, ardından facialarla dolu hayatı bizim bu el yazmasının kaderini bilme şansından mahrum bıraktı. Onun nerede olduğu hâlâ belli değil. Ama Dede Korkut Kitabı’nın herkesin bildiği gibi 12 bölüm değil de 13 bölüm olduğunu ilk olarak Bekir Çobanzade ortaya çıkardı. Bugüne bugün dünyanın çeşitli ülkelerinde diğer bölümler bulunurken biz bu mevzudaki bütün bakışları değiştiren Bekir Çobanzade’nin ne kadar uzak görüşlü olduğuna açık seçik şahidiz.  

Bekir Çobanzade Azerbaycan’da hem filoloji hem de halk biliminin ilmî bir alan olarak şekillenmesinin temellerini attı. Bizim iki önemli ilmî sahamız edebiyat ve halk bilimi iki büyük şahsiyete, Feridun bek Koçarli ve Bekir Çobanzade’ye çok şey borçludur. 

Bekir Çobanzade’nin ilmî fikirleri yaşamakta. Onun yarattığı edebiyat konsepti bağımsızlık devrinde ve şimdiki Azerbaycan’da edebî devirlerin belirlenme şekliyle aynı olmasa da yeni devirlerin oluşturulmasına yön veriyor. Demek ki, aradan yüzyıl geçmesine rağmen edebiyatımız, halk bilimimiz, filolojimiz inkişaf ederken Bekir Çobanzade’nin fikirleri yol göstermekte, ilmî ve toplumsal düşüncelerimizin zenginleşmesini sağlamaktadır. 

 Bekir Çobanzade gibi kendi hayatını bütünüyle ilme vakfeden, aslında kendisini bir fedaî gibi ispat etmiş şahsiyetler ölümsüzdürler. İşte Bekir Çobanzade de o ölümsüzlerdendir. Bir konuyu daha ayrıca belirtmeliyim ki Bekir Çobanzade’nin çalışmalarında “Orhun Yazıtları”da özel bir tutmaktadır. Bu yazıtlarda ondan önce yapılan araştırmaları temel almasına rağmen ilk defa Bekir Çobanzade onlara bir edebiyatçı gözüyle yaklaştı, edebî bir metin gibi inceledi. Ve 1926 senesi şimdi bulunduğumuz Akademi binasında düzenlenen Türkoloji Kurultayı’nda Orhun Yazıtları’nın kurultaya katılanlara ve genel olarak Türk dünyasına takdim edilmesinde Bekir Çobanzade büyük rol oynadı. 

Bekir Çobanzade Azerbaycan’da hâlâ bugün öğreniliyor, araştırılıyor. Bağımsızlık yıllarında onun eserleri 5 cilt olarak yayınlandı. Onlarda edebiyat ve filoloji sahasındaki çalışmaları ile şiirleri yer aldı.

Bekir Çobanzade Azerbaycan’da ilmî bir okul yarattı. Bu okul hâlâ ayakta.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 197. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 197. Sayı