HaftanınÇok Okunanları
KAYNAR OLJAY 1
Osman Çeviksoy 2
SALIM ÇONOĞLU 3
İ. M. Galimcanova 4
Gülzura Cumakunova 5
Kader Pekdemir 6
Kardeş Kalemler 7
Röportaj: Zera Bekirova
-Bekir Çobanzade denildiğinde öncelikle Kırım Tatar halkının alimi, şairi, millî hareketinin mensubu, Stalin zulmünün kurbanlarından biri aklımıza geliyor. Eğer bu vasıflardan tek birine sahip olsaydı bile biz onu bu vasfıyla ebediyen anacaktık.
Bana göre Bekir Çobanzade çağdaş Kırım Tatar şiirinin büyük isimlerinden biri ya da en büyüğüdür. Çağdaş alimlerin, türkoloji ilmini başlatanların adını sayacak olursak da Bekir Çobanzade yine önde ve birinci sıradadır.
Millî hareketteki hizmetleri de büyüktür. Özellikle bu faaliyeti sebebiyle Stalin’in zulmüne uğratılan şehitler, kurbanlar arasında Bekir Çobanzade’nin adı ayrıca anılmaktadır.
Bütün bunlarla birlikte ben Bekir Çobanzade’nin başka bir özelliğini ayrıca belirtmek isterim. Yani onun her yönden, her bakımdan İsmail Gaspıralı’nın fikirlerini sürdüren varislerinden biri belki de en önemli varisi olduğunu söylemeliyim.
Kırım Tatar halkının tarihinde Bekir Çobanzade’nin yeri ve rolü bellidir diyoruz ama daha çok bilinmeli, incelenmeli, öğrenilmelidir. Biz İsmail Gaspıralı’yı Kırım Tatar halkının fikir adamı diye söylüyoruz. Aslında o sadece Kırım Tatar halkının değil bütün Türk Dünyasının bilim adamıdır. Onun mesajları sadece kendi halkına değil bütün Türk halklarına yöneliktir. Faaliyetlerini aynı hacimde devam ettiren bir diğer kişi de Çobanzade’dir. Elbette Kırım Tatar halkı pek çok ilim adamı yetiştirdi. Lâkin onlar hep Kırım’da çalıştılar. Bekir Çobanzade ise İsmail Gaspıralı gibi bütün Türk Dünyasına hitap etti. O da İsmail Bey gibi hem Osmanlı Devleti’nde, hem Rus egemenliğindeki ülkelerde, hem de Avrupa’da bilinen bir kişi oldu. Onun tecrübeleri eşsizdir. Meselâ Gaspıralı, faaliyetlerini Bahçesaray’dan çıkmadan sürdürseydi sadece Kırım’da bilinirdi. Çobanzade de kendisini Karasuvbazar ya da Akmescit ile sınırlasaydı dar bir çerçeve içinde kalırdı. Çobanzade, çok sayıda dili mükemmel derecede bilen, hem doğuyu hem de batıyı en doğru şekilde anlayan, öğrenen; en önemlisi de Türk Dünyası halklarını birbirlerine yaklaştırmak ve birleştirmek gayesi uğrunda çalışan bir alimdir. Bütün bunlar Gaspıralı’nın da gayesi ve arzusudur. Bekir Çobanzade teşkilatçılarından biri olduğu Türkoloji Kurultayı’nda umumî bir “Türk Alfabesi”ne geçmek amacıyla her bir Türk halkının dilindeki bir harf, bir ses ve bir hece için uğraşarak onların birleşebilmesi ve ortak noktalarını bulması uğrunda çalıştı. Sovyet hükûmeti ise Türk Dünyası’nı ayırmak, dağıtmak, parçalamak peşindeydi. 1926 senesi kabul edilen lâtin alfabesi 1939’da Sovyetler tarafından baltalandı ve onun yerine Türk diline hiç uymayan “Kiril Alfabesi” yerleştirildi. Çünkü Kiril Alfabesi vasıtasıyla Ruslaştırma siyasetini hayata geçirmek daha da kolay oldu. Bu darbenin Kırım Tatar dilindeki olumsuz tesiri günümüzde bile hissedilmekte. Bekir Çobanzade’nin ilmî açıdan derinlemesine incelediği, sevdiği, özellikle endişelendiği Kırım Tatar dili hâlâ bugün Rus dilinin baskısı altında ve yavaş yavaş kaybolmakta.
Demek ki milletimizi ve dilimizi yaşatmak istiyorsak Bekir Çobanzade’nin yolundan gitmeliyiz. O’nun yolundan gitmek için ise öncelikle biz Kırım Tatarları ilmî ve edebî mirasını öğrenmeli, bilmeli ve şiirlerini her gün ezberden tekrarlamalıyız!