Beyaz Kara Şiir


 01 Ocak 2025


BEYAZ KARA ŞİİR

Alem dağılır da dünya batar da,

Başının üstünden gitmez gökyüzü.

Ana da ağlar, bacı da yar da 

Seniağlamayayetmez gökyüzü.

 

Her kesin bir tamı tamahı var,

Hatta ölümün de var dadı, dostum.

Herkesten küsmeye sebep bulunur,

Buluttan nem kapmak başkadır dostum.

 

Toprağaresmini kara çek ama,

Gömlek ak çizgili, ya ak kareli.

Olur ya arada sevinmek, ama,

Herkesin bir günü var ağlamaklı.

 

Son gün gökyüzünden yağmaz yere zer,

Bakarsın ışık ak, avize kara.

Kar yağar, gün doğar, açar çiçekler,

Artıkfilizlenmez aksin ak kara.

 

Sıkılır, daralır ahirde her şey,

Bu dünya kendine, her zaman dar ki...

Bir sebep kalmadı etmeye hüzün,

Bakmaya gökyüzü her zaman var ki...

 

 

 

AY IŞIĞININ AKLIĞINDA BOĞULMANIN ŞİİRİ

 

Uykularımı kaybettiğim vakitlerdi ay gecelere

Soğuk pencerelerden süzülürdün ruhuma ışık ışık

Bir şirin üşütme vardı canımda

Ellerimi tutmuştum nefsine

Nefesim yetmiyordu beyazlığında gecenin.

 

Elma ağacının silueti 

Salınıyordu ayın aydınlığında ağır ağır...

Işığa özeniyordu

Lambası  sönmüş sokak feneri sanki...

Bir suç işlemek düşmüştü beynime

...Suç diyince ki, sersemleme yarı uykulu...

Narenciye dilimine benziyordu halesi gümüşten ay.

Bir aşka aç idi

Ufuk boyu sepelenmiş ve gözü dolu bulutlar...

 

İlahi, 

Göz bebeklerime akıyordu şulelerin seli.

Sağanak sonrası sel gibi taşmaktaydı

Cazibesi bir deli isteğin.

 

Kendisini hayallerle avutmaya

Sabrı kalmamıştı rengi solmuş pencerenin.

 

Süzülüyordu perde perde

Bir hazin türkü beyaz tülden içeri meltem misali...

Seni avuç avuç ruhuma serpmek

Geçiyordu yüreğimden ay ışığı.

Ay ışığı seni!

 

 

RUH OLMANIN ŞİİRİ

Kim yenilmedi ki, zamana,

Kim mağlup olmadı ki, faniliğine dünyanın?

Ayrılığın rahminde bir ihanet...
Gizli de değil aslında,

Açık aşikar eli belinde geziyor

Vakti geldiğinde vurmak için son darbesini.

 

Sulhle bitiyor bütün savaşların sonu

Ama

Kaderle elele tutuşarak olmuyor barışmak.

Doğduğun andan

Son nefesine kadar şavaşmallısın talihinle.

 

 

El var etek arıyor tutmaya

El de var yapışmak için yakaya...

Tutsan da aynıdır son, yapışsan da...

 

Bir halde ki yenilmektir akibet,

Değmez el yeri aramaya

Tutunup kalmak için köleliğinde feleğin.

Sık yumruğunu

Nedir diye haykırıp,

İliştir alnına yazı yazanın kendi mührünü

Ve...

Ve atıl boşluklara dünyadan...

Yoksa ki,

Ne var yaşamaya kanat çıkarıncaya kadar

Sonrada ölmeye atlı karınca misali.

Kendi de bilmeden

Azatlık aşığıdır bütün yaratılanların ruhları.

Yaşamaya

Kafes varsa her tür faniliklerle,

Kurtulmaya da

Gökyüzü var her tür vefasızlıklardan.

 

İnsan kendini buluyor ruhunu tanıyınca

İnsan kendine kavuşuyor ruhuna dönünce.

 

 

 

YANSIMANIN ŞİİRİ

En sonunda gurup vakti,

Boş duvara vurmuş vakti

Ömrün günün gurup vakti

Gitmek rüzgarın aksine...

 

Beklet vakti dolanları,

Kopar rengi solanları

Olmaz deyip olanları

Etmekrüzgarın aksine...

 

Rast gelmişse taş kayaya,

Uyuşmazsa hesap saya.

Tükürüp de bu dünyaya,

Yetmek rüzgarın aksine...

 

 

UNUTULMANIN ŞİİRİ

Döndüm gölge aynı, baktım ses aynı,

Yok imiş hevesin unutulmaya.

Unutdum sayısını,andım olsun,

Kaçıncı defasın unutulmaya.

 

Bir var yardım ola, bir de yar eyle,

Akılı kar suyu, gönlü nar eyle.

Herkesin unutmak hakı var öyle,

Ve bir de her kesin unutulmaya.

 

Kabuslar uykuna girer, bilirim,

Bahtın sayesinde yatar, bilirim.

Elin çekilmeye çatar bilirim,

Yeter mi nefesin unutulmaya?

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 217. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 217. Sayı