Bakışınla vurdun beni can evimden
Yaktın benim gönül ocağımı tâ derinden
Sana hep hasret kül olan hep benim sevgilim
Gidişinle yıktın beni güzelim sahiden.
Senin her ânına hasretim cananım
Bakışındaki asalet benim sultanım
Gülüşündeki neşe benim gülistanım
Kalbimde özlemim sensin vefalım.
Masum bir çocuğun arzusu gibi
Baharda taze açılmış gelincikler kadar saf
Ceylanların su içtiği kaynak kadar duru
Billur bir sevgiyle bağlıyım sana.
Bir annenin yavrusuna sarılması gibi
Sevdiklerimizin bizleri anması gibi
Zaman şeritlerinde yazdığı gibi
Yüreğime yazdım seni.
* * *
Kulağıma askeriyeden kalma marşlar söyleniyor
Dilimin ucuna gelen kelimelerle mısralar dilleniyor
İçimde coşan mecazlar; teşbihler istiareler söyleniyor
Bülbülleri mahzun bırakan gülistanda güller dilleniyor
Udi vurdukça udun tellerine ud dilleniyor
Tamburun tellerine vurdukça tamburi söyleniyor
Yakınlarda uzakların türküleri söyleniyor
Uzaklarda yakınların şiirleri dilleniyor
Neye üfledikçe üflüyor neyzen ney söyleniyor
Neyzen neye üfledikçe ney dahi dilleniyor
Aşkından dem vurdukça aşıklar dilleniyor
Sazlı sözlü meclislerde maşuklar söyleniyor
Gönül bahçemde şeydâ bülbülünün nağmeleri söyleniyor
Kumrular, kanaryalar, kınalı keklikler ansızın dilleniyor
Sevgi deryasında bembeyaz kuğuların sükûtu söyleniyor
Denizlerde dalgalar, sahillerde yakamozlar dilleniyor
“İleri marş!” derken bandodan yeni senfoniler söyleniyor
Uygun adımlar, çelik bakışlar, taburda neferler dilleniyor.
durgun sula
Dalgasız deniz misali durgunum
Dalmışım derin düşüncelere böyle suskunum
Ne çare ki yine yoksun yanımda
Gönlünün yuvasına talip, çaresiz bir kuşum.
Şimdi resmine bakar bakar ağlarım
Kömür olur, ateş olur, kor olur yanarım
Akar gözyaşlarım, düşer damla damla
Göl olur durulur, sel olur çağlarım.
Gökkuşağı misaali renkli masum ve güzelsin
Çiçekler kıskanır seni, sen güllere eşsin
Seni arar, seni anar, şiirlerim, dizelerim
Sen içime çektiğim en anlamlı nefesim.
