Bir ağustos sabahı


 01 Ekim 2025

Yaş otuzbeş mi bilmiyorum, 
Yirmi beşinde gömdüklerinde ruhumu. 
Hasret pırangası mutluluğa, 
Çelme takanları seyrediyorum. 

Ruhsuzluk içinde dalmış rüyalarıma, 
Gönülsüz kalmış tüm o sevdalara, 
Bir ağustos sabahı sigaramın külünden, 
Kar manzarasını seyrediyorum. 

Derin maziler hüzün kokan sokaklar,
Parmaklıklar ardında geziniyor alyans.
Cehreme ölümün neşesi bile yokken,
Helvasını kavuruyor şimdi dalkavuklar.

Nesin necisin kimsin ki bilsinler adını,
Mezar taşın yosun kanın ise irin lekesi!
Bir ülkü uğurlu sevdanın o çilesi,
Şimdi bir gazete küpü kadar değeri.

Yüzüm gençliğim içim toprak,
Yağmura hasret kalmış kalbim,
Bir tebessüm bile istemez olmuş,
Radyoda çalan eski bir albüm.

Ne kefen ihtiyaç ne tahta tabut,
Göz yaşım ile yıkanmış ruhuma,
Atılan onca taşın hatrına...
İşte tamam benim gömün oraya!

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 226. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 226. Sayı