HaftanınÇok Okunanları
MUHİTTİN GÜMÜŞ 1
KEMAL BOZOK 2
Osman Çeviksoy 3
FEYZA TUĞÇE FIRAT 4
ZEHRA TAŞDEMİR 5
HİDAYET ORUÇOV 6
HUDAYBERDİ HALLI 7
Bir şair tanıdım, konuşurken şiir yazardı. Hikâyeleri, doğunun masalları; bize ait kimliğe, ince duru bir lisan ile ayna tutardı. Gökte ayın portakal olduğuna, çimene sevdalı buluta, kız evinin naz evi oluşuna, gözlerimize taşınan ebruli renkle, kalbimizde çocukluk zamanlarımızın tılsımını duyarak inanır, masala eşlik ederdik.
Bir şair tanıdım, bizden olan simaları tuvalinin tanımsız, isimsiz, semavi renkleriyle resmederdi. Elif’i, Emine’yi, onun penceresinden, alından, morundan, yemenisinden bir daha tanır, onu elinin kınasından, dilinin duasından, ete kemiğe bürünüp abideleşen suretinden seyrederdik.
Bir şair tanıdım, sofrasına Kuş Sofrası derdi. Eleğimsağmadan renkler sağar, kuşlarla hasbihâl eder, kimsenin görmediği ağaçtan, dereden, çiçekten, börtü böcekten haber verirdi. Sözleri, uçsuz bucaksız kaybolmuşluğumuza vatan hududu; toy, düğün eyler, otağlar kurardı.
Bir şair tanıdım, duruşuyla, sözüyle bizim toprakların iklimine benzerdi. Anlattıkları, mor şafaklardan, çadırları yeni dürülmüş yaylalardan inen poyrazın, günlerdir yerleşip kalmış kar öbeklerini çarpa çarpa eritmesi, zirvelerden şehre kar sularının hücum etmesiydi. Güneş, karşı yamaçlardan ışıldar, şairin sofrasında Karacaoğlan, Sümmani, Şeyh Bedrettin, Fuzuli, Bahaeddin Karakoç kandili yanardı. Ruhum, çok iyi bildiği coğrafyaya kuş olup uçardı. Aral’dan doğardı bir coşkun sel, Göygöl’den, Tuna’dan sessiz sessiz çağlardı. Kerkük’ten, Harran göklerinden bir yıldız kayardı, Üsküp’te Bosna’da bir yiğit koç burcundan doğardı. Çağ, masal çağı, bütün masallar ninemden, geceler ayın ninnisiyle uykuya dalardı.
Bir şair tanıdım, şiiri gözlerinden akan bir avuç kum. Sözü, sohbeti felsefe, sanat, destan ve tarih… Türkülerle şekillenen bir kimlik, bir ruh. Dede Korkut’tan, Yunus Emre’den bir nefesti. Anadolu gibiydi, kadim bir medeniyetin bestesiydi.
Ben Ali Akbaş’ı Mağcan’ı, Çolpan’ı, Tukay’ı, Hazar’ı ve şiirine isim yaptığı, gönlüne dert, kalemine mihrak ettiği nice değerleriyle, süs gibi değil can gibi kuşandığı inancı ve kimliğiyle, savunuşuyla, davasına selsebîl ettiği lisanıyla, kelimeleriyle sevdim. Hüsn’ü seçmiş hayatına, bir deli gönülden fazilete, bilgeliğe, erdeme kanattır şiiri. Bir anda gurbetleşen dünyamıza sıladır, Türk Edebiyatının zarif, engin seslerinden ve cemrelerinden… Şaire selam olsun.