Büyük Kaybımız: Otarbayev


 01 Mart 2019

Anadolu’da derler ki, bir insanı yakın tanımak istiyorsan, onunla yolculuk yap. Rahimcan Otarbayev ile bizim tanışmamız da bir yolculukla başlamıştı. Astana’dan Zaysan’a kadar birlikte gidip dönmüştük.  Daha sonra Tataristan’ın başkenti Kazan’da ve Türkiye’de  ve elbette Kazakistan’da defalarca birlikte olduk. Birbirimizi tanıdıkça dostluğumuz arttı. 

Onu tanıyıp da dostça duygular beslememek mümkün değildi zaten. Asil ve vakur duruşunun yanında insanca tavırları,  alçak gönüllülüğü ve kültürü ile yeni tanıdığı insanları bile memen kendisine çekiyordu. 

Otarbayev’in seçme hikayelerini ve bir romanını Türkiye’de yayınlamıştık. Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliğinde kitapların tanıtım toplantısı düzenlemiştik.  Ben kitapların yayıncısı olarak o toplantıda  konuşa yapmıştım. O gün kendisini tanıyanlar defalarca ondan haber sordular. İnsanlar o birkaç saatlik süre içerisinde onun tavır ve davranışlarını sevmişlerdi. 

O bizim ailemizin de dostuydu. Ankara’da bulunduğu zaman onu çocuklarımla tanıştırmıştım. Avrasya Yazarlar Birliği’nin bahçesinde bir akşam,  birlikte oturup çay içmiştik.  O kısa zaman diliminde kızım ve oğlum onu Rahimcan ağaları olarak benimsemişlerdi. 

Rahimcan Otarbayev zor zamanların yazarı oldu. Kazakistan’ın bağımsızlığının kazanıldığı ilk yıllar edebiyatçılar için kolay yıllar olmadı. Pek çok yazar ve şair, ekmek parası kazanmak için kalemini bıraktı. Otarbayev, o ağır şartlar da bile kalemini yere koymadı, yazmaya devam etti.

Geçiş  dönemi denilen o yılları kelemi elinde tamamlayan yazarların azlığı gibi Kazak toplumunun o günlerde yaşadıklarını yazabilen yazar da çok az oldu. Büyük toplumsal olayları yazabilmek için biraz uzaklaşmak ve belki biraz da unutmak gerekir. Bu yüzden her yazar yaşadığı zamanın büyük olaylarını eserlerine taşıyamaz.

Rahimcan, Kazakistan’ın o günlerini hikayelerine taşıdı.  Onun eserlerini okurken ülkenin zor şartlarında suça bulaşmış gençlerin hallerini de anlar, onlara artık kızamaz olursunuz. 

İşte bunu ancak büyük yazarlar başarabilirler: Bizim görmediğimiz, tanımadığımız insanların hayatlarını okuyucuya düşündürerek, suça bulaşmış bile olsalar onların hallerini anlamasını sağlamak. Toplumda toleransın gelişmesi ve insanlığın ilerlemesi için yazarların bu katkısını önemsemeliyiz.

O okuyucusuna Mahambet’i anlatıyordu, ama onun piyesini seyrettikten sonra artık Cihangir Hanın halini de düşündürüyordu. Onun eserini okuduktan sonra önceden Cihangir’e kızıyor olsa bile okuyucu artık başka türlü düşünmeye başlayacaktır.

Birbiri ile savaşan iki tarafın psikolojisini de okuyucusuna düşündürebilen bir yazardı Otarbayev. 

Onun vefatı   Kazak halkı için ve gerçek edebiyat için büyük kayıp olmuştur.

Mekanı cennet olsun.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 147. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 147. Sayı