ÇIĞLIK


 01 Mayıs 2021


Bir çığlık sesi duyunca yatağımdan doğrulup etrafa baktım. Sonra yine aynı sesi duydum. Dikkatli bir şekilde dinledim. Bu ses oğlum   Levent’in odasından geliyordu. Karım Jâle uyandı, kolumu tutup “O ses neydi?” diye korkuyla baktı. Ben gözlerimi ovup iyice kendime gelmeye çalışırken kapı birden açıldı.

Jâle telaşla gece lâmbasını yaktıktan sonra “Oğlum.” dedi. “Nedir bu hâlin?” Yanına gitti ve bana dönüp , Levent’in ter içinde olduğunu söyledi. Ben de varıp  “Ne oldu?” diye sordum. “Niye ağlıyorsun?” Hıçkırarak “Pencerede bir adam gördüm baba.” diye cevap verdi. 

Hırsız olabilir diye odada kalmalarını söyleyip Levent’in odasına gittim. Camın perdesini araladım ama kimseyi göremedim. Sonra oturma odasına giderken mutfağın ışığının yandığını gördüm. Tedbirli bir şekilde yavaş adımlarla gidip kapıyı açtım. Fakat karşımda iki kişiyi görünce elimi yana açarak “Hay Allah.” dedim. “Niye odada kalmadınız?”  “Sürahi de su kalmadığı için mecburen mutfağa geldik.”  dedi Jâle. “Baksana yavrum ne kadar susamış.” Levent’in yanına  oturdum. Neden korktuğunu sorunca yine ağlamaya başladı. “Çok korktum baba.” dedi. “Her gece böyleyim, bazen nefes alamayacak gibi oluyorum, kızarsınız diye söylemedim.” Jâle “Ah çocuk, niye kızalım.” diyerek Levent’in gözyaşını siliyordu. 

Oğlumun sözleri çocukluğumda yaşadığım korkuyu aklıma getirdi. Bir gece çok kormuştum. Babamın yanına gittim ama rahmetli beni “Erkek adam korkar mı?” diye azarlamıştı. Annem ise sakinleşmem için dua okumuştu.

Karım gülümsediğimi görünce kaşlarını çatarak “Niye gülüyorsun.” diye sordu. “Yok bir şey.” dedim. “Sadece çocukluğumu düşündüm.”

“Şimdi sırası mı?“ der gibi kafasını salladı Jâle. Zira böyle durumlarda hassas olurdu.        

Sonra Levent’i odasına götürüp yatarırken birden çığlık attı. Pencereyi işaret ederek “İşte orda baba!” diye ağlayıp bana sarıldı. Annesini de kolundan tutup sarılmak için kendine doğru çekti. “Allah’ım bu  çocuğa ne oluyor?” dedi Jâle. Sakinleştirmeye çalışarak “Korkma   oğlum, biz burdayız.” dedim ve kalkıp pencereye baktım. Bu sefer bir insan silüetini andıran bir görüntü vardı ve sanki gizleniyor gibiydi. O an ki heyecanın verdiği deli cesaretiyle sinirlenerek gidip perdeyi açtım. Fakat şaşkınlık içindeydim. Gördüğüm duvarın yakınında duran ağaçtı. Az önce baktığımda “Nasıl anlamadım.” diye kendime hayret ettim. Levent’in korku dolu hâl ve hareketlerini düşündükten sonra dönüp “Korkma oğlum, kimse yok.” dedim.      

Jâle derin bir oh çekti. Ardından “Niye fevri davrandın? Ya gerçekten bir hırsız olsaydı?” diye kızdı. “Haklısın, düşüncesizlik ettim.” dedikten sonra Levent’in yanına oturup saçını okşadım.      

Sonra yanımızda yatmak istediğini söyledi. Olmaz desem de Jâle “Oğlumu yalnız bırakamam.” diyerek Levent’le odamıza gitti.             

Peşlerinden gidip yattıktan sonra yine Levent’in söylediklerini ve nasıl korku içinde olduğunu düşündüm. Zira yaşadığı sıradan bir korkuya benzemiyordu. Ayrıca kaç gecedir korkuyormuş ama biz yeni öğrendik. “Bize söylemeyip korkusunu içinde saklaması normal mi?” dedim kendi kendime. “Bir doktora görünmeli mutlaka.”    

Jâle’nin fikrinide sordum. Üzgün vaziyette “Olur, götürelim.” dedi. 

 

(Avrasya Akademi Online Kuray Hikâye Atölyesi Mart 2021)  

     

 

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 173. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 173. Sayı