HaftanınÇok Okunanları
LENİYARA SELİMOVA 1
CİHAN ÇAKMAK 2
Gülsafi Melan 3
HİDAYET ORUÇOV 4
MAHİR NAKİP 5
KEMAL BOZOK 6
Gülzura Cumakunova 7
OSMAN FİKRİ SERTKAYA-HÜLYA UZUNTAŞ
Dede Korkut Kitabı’nın Bursa yazması metin bakımından ilk bulunan Dresden yazmasına çok yakındır. Ancak Dresden yazması harekesiz, Bursa yazması ise harekelidir. Harekelerin ise Bursa yazmasında bazen yanlış olarak konulduğu görülüyor. Bir kaç örnek verelim.
Müstensihin kelimeyi tanımamasından dolayı kımız olarak bütünü kesre/esre ile harekelenmesi gereken kelimenin ilk hecesi fetha/üstün ile harekelenmiş, böylece kelime kamız şeklini almıştır. Bir başka hareke yanlışı da “kızını gelinini ak göğsümde oynatdum” cümlesindeki ilk kelimenin bütünü de kesre/esre ile harekelenecek iken ilk kelimede sehven fetha/üstün kullanılmış, böylece kelime kazanı şeklini almıştır. Metinde bunlara benzeyen birçok örnek vardır, fakat Dede Korkut Kitabı bilinen bir metin olduğu için hareke yanlışları fark edilmekte ve metin düzeltilerek okunabilmektedir.
Yanlış harekelenme yanında yanlış noktalama yapılan kelimeler de vardır. Bursa yazması 215/2’de yazılan kelime imlâsına göre şar veya şer olarak okunur. Ancak şın harfinin üç noktasını silersek kelime sar veya ser şeklini alır. Fetha/üstün şeklindeki harekeyi kesre/esre yerine konulmuş kabul edersek kelime sır ~ sir veya sırr ~ sirr şeklinde muzaaf bir kelime olarak karşımıza çıkar ki aşağıda bu kelimeyi geçtiği şer şîn ibaresinde çok daha geniş bir şekilde açıklayacağız.
Başka bir yanlış grubu Dresden yazmasında da açık olarak okunamayan kelimelerde görülmektedir. Bu da her iki yazmanın kök yazmasının aynı olduğunu gösterir.
Kam Bora Beg oglı Bamsı Beyrek boylamasında Bursa yazmasında 56/9’da geçen “men daḫı baḳsam, ḳuvansam güvşem dėdi” cümlesinde güvşem ( ) imlâsı ile yazılan kelime yanlış imlâ ile yazılan bir kelimedir. Cümle Dresden yazması ile karşılaştırıldığında Dresden yazmasının müstensihinin iki kelimeyi de yanlış yazdığı görülüyor. Dresden yazması 69’da kuvansam yerine k(u)z(a)ns(a)m ( ), güvensem yerine g(ü)v(e)nsim ( ) yazılı. Bursa yazmasındaki ( ) imlâsından şın harfinin üstteki üç noktasını kaldırdığımızda güvsem kelimesini elde ederiz. İkinci hece olan sem hecesinin önüne imlâda yazılmamış olan nun dişini eklediğimizde kelime (e)ns(e)m şeklini alır. Böylece ilk hece olan güv kelimesi ile birlikte g(ü)v[(e)n]s(e)m kelimesini elde ederiz. Cümle “men daḫı baḳsam, ḳuvansam güvensem dėdi” şeklinde düzeltilmiş olur.
Şın noktalamalarının yanlış konulduğu bir ibare de Uşun Koca oğlı, Seyrek boylamasında, “Kulagumda şer şîn nâyibüm misin?” cümlesinde, Dresden yazması 269/2-3’de harekesiz ( ), Bursa yazması 215/2’de ise harekeli ( ) olarak geçmektedir. Bu cümlede şer şîn (şın-fetha/üstün-re şin-ye-re) imlâlı ibare üzerinde duralım.
Dresden yazması
H. Araslı 1938’de Bakı’da yayımladığı Kitabi Dede Korkud yayınının 141. sahifesinde bu cümleyi “kulluğumda seyrişir naibimmisen” okumuştur.
Orhan Şaik Gökyay ise aynı yıl İstanbul’da yayımladığı Dede Korkut yayınının 104. sahifesinde cümleyi “Kalagumda شرشين naibümmisin” şeklinde okuyarak ibareyi Arap harfleri ile vermiştir.
Muharrem Ergin ise 1953 yılında savunduğu doktora tezinde Dresden yazmasının 269. sahifesindeki cümleyi “Kulağumda şorşayan nayibüm misin” okumuş ve şorşayan okuduğu kelimenin fiilini de şorşa- “şoruldamak, çağlamak; konuşmak” şeklinde anlamlandırmıştır.
Semih Tezcan-Hendrik Boeschoten Dresden yazmasındaki ibare için “Yazma bütünüyle bozuk. ŞR ŞYR. Bu SR SVYLŞR yerine” açıklamasını yapmışlar, metinde ise cümleyi Kulagumda sır söyleşür nâyibüm mi-sin? şeklinde iki kelime olarak okumuşlardır.
Sadettin Özçelik Dresden yazmasındaki şer şîn (şın-re şin-ye-re) imlâlı ibaredeki re sesinin vav olması gerektiğinden hareketle kelimenin şuşayan, fiilin de şuşa- “fısıldamak” olduğu kanaatindedir.
O. F. Sertkaya Dede Korkut Kitabı’nın Ankara yazmasında geçen ve M. S. Kaçalin tarafından sebisin okunan, A. B. Ercilasun tarafından da sîmâsın şeklinde tamir edilen kelimeyi s[(ö)y]l(a)m(a)s(ı)n = soylamasın olarak tamir etmişti. Buna göre Dresden ve Bursa yazmalarında Ş(e)R ŞîN şeklinde imlâ edilen ibaredeki ŞIN harflerinin noktalarının sehven konulduğunu, ilk kelimedeki fetha/üstün harekesinin ise kesre/esre olması gerektiğini kabul edersek ilk kelimeyi S(ı)RR şeklinde muzaaf bir kelime olarak anlamak imkânımız olur. İkinci kelimeyi de Ankara yazmasındaki gibi s[(ö)yl(e)]y(e)n şeklinde tamir edersek “kulag(u)mda s(ı)rr s[(ö)yl(e)]y(e)n nâyib(ü)m mi sin?” cümlesini elde ederiz. Böylece cümle doğru şeklini bulmuş olur.
Kazan oglı Uruz Begün tutsak olduğı boylamada Bursa yazmasının 104/13. satırında geçen Uruz ṭolubaz ~ ṭulubaz urup, süñüsin yere sancdı, turdı cümlesinde ṭolubaz veya ṭulubaz şeklinde okunabilecek bir kelimenin de harekesi yanlıştır. Ötre olarak harekelendirilen kelimenin fetha/üstün ile harekelendirilip a ile ṭavlubaz şeklinde okunması gerekirdi. Ancak müstensih kelimeyi tanımayınca sehven üstün yerine ötre harekesi koymuş, böylece ortaya ṭolubaz veya ṭulubaz şeklinde okunabilecek başka bir kelime çıkmıştır. Cümle Vatikan yazmasının 94a/6. satırında S. Tezcan-H. Boeschoten tarafından Uruz Beg davlıbāz ( ) urub, süñüsini yėre ṣancub durdı şeklinde okunmuştur.
Ar. ṭabl + Fars. bāz kelimelerinin birleşmesinden oluşan ṭablbaz kelimesi Türkçede -b->-v- değişmesi ile ṭavlbaz, ṭ->d- değişmesi ve ses türemeleri ile Vatikan yazmasında davlıbāz, Süheyl ü Nevbahar’da ṭavulbāz, Dresden yazmasında da ṭavlunbāz şekillerinde kullanılmıştır. Kelime Dresden yazmasında başka iki yerde (Ergin 263/6-7. Tavlunbaz urup yundları ürkitdi. Ergin 270/8-9. Tavlunbaz urup yundları önlerine bırakdılar.) şekillerinde ur- fiiliyle birlikte geçmektedir.
Dresden yazmasının 150/5-7. satırlarını hocamız M. Ergin “Ḳazan kibi pehlivanı bir ṣavaşda üç kerre atından yıḳan Ḳıyan Selçük oğlı delü Ṭundar çapar yetdi” şeklinde okumuştu. Metin Bursa yazmasının 119/3-4. satırlarında Ḳazan gibi pehlevānı bir ṣavaşında üç kez atından arı tayan veya eri yatan Ḳıyan Selçük oġlı delü Dundar çapar yetdi şeklinde geçiyor.
Bursa yazması
NOT: Yazı görsel unsurlar içermektedir. Görselleri görmek için lütfen derginin pdf haline bakınız.