DOĞUMUNUN 160. - ÖLÜMÜNÜN 100. YILDÖNÜMÜ DOLAYISI İLE NİKOLAY FEDEROVİÇ KATANOV ( 19 Mayıs 1862 - 10 Mart 1922 )


 01 Temmuz 2022


 Türk halklarının tarihine baktığımız zaman ilk Türkolog olarak Karahanlı Türkü Kâşgarlı Mahmud’u görüyoruz. Kaşgarlı Mahmud Dîvânu Lugati’t-Türk adlı adlı sözlüğünde 11. yüzyılın Türk halklarının yaşayan Türkçesinin sözlüğünü yapmıştır.

Kâşgarlı Mahmud’dan dört yüz yıl kadar sonra Muhâkemetü’l-lugateyn yani “iki dilin karşılaştırılması” adlı eseri ile Özbek Türkü Ali Şir Nevâyî’yi ikinci Türkolog olarak görüyoruz. Ali Şir Nevâyî Türkçe ile Farsçanın kelimelerini karşılaştırarak Türkçenin nüansları daha fazla aksettiren bir dil olduğunu ortaya koymuştur.

Türk halklarının içerisinden çıkan üçüncü Türkolog ise Nevâyî’den 400 yıl kadar sonra Güney Sibirya Türklerinden Hakas Türkü Nikolay Federoviç Katanov’dur. Katanov’un Türkçe adı Kızıl oğlı Pora’dır. Ancak literatürde Katanov adı ile tanınmıştır.

Hakas Türklerinin Sagay boyundan olan Katanov 160 yıl önce 19 Mayıs 1862’de Güney Sibirya’da Yenisey Vilayetinin Minusinsk bölgesinde Abakan nehrinin sol yakasında bulunan bozkırdaki Üzüm köyünde doğdu. Babası Fedor köy yazıcısı, annesi Kaçinka ise ev kadını idi.

22 yaşında iken yüksek öğretim için 1884 Ağustosunda Sanktpeterburg’a gelen genç Katanov 15 Ağustos 1884’te Sanktpeterburg Üniversitesinin Doğu Dilleri Fakültesine kaydoldu ve 1888’de Doğu Dilleri Fakültesinin bütün derslerinden üstün başarı göstererek mezun oldu.

Dört yıl boyunca hocaları türkolog Bere-zin’den Türkiye, Tatar, Başkır, Kazak, Çağatay Türkçesi dersleri ile Smirnov’dan Osmanlı Türkçesi öğrendi. Rozen’den Arap dili ve edebiyatı, Jukovski’den Fars dili ve edebiyatı, Golstunski’den Moğolca, Vasilyev’den Çince ve Mancuca, Potkanov’dan İran tarihi, Zamislav’dan Rusya tarihi, Veselovski’den Doğu tarihi derslerini aldı. Ancak Katanov’un esas hocası üniversitede ders vermeyen Radlov idi. Katanov Radlov’un evine devam ederek Güney Sibiryanın çağdaş Türk lehçelerinin fonetiğinin esaslarını öğrendi.

Üniversite tahsilinden sonra Bilimler Akademisi ile Coğrafya Kurumu tarafından Güney Sibirya ile Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin dilleri, dinleri, edebiyatları ve folklorlarını araştırması için görevlendirildi ve Uryanhay (Soyot)’lar hakkında malzeme topladı. Bu malzemeler onun 1903 yılında yayım-ladığı doktora tezi olan Opıt İzsledovaniya Uryanhayskogo Yazıka (Uryanhay Dilini İnceleme Denemesi) adlı 1650 sahifelik âbidevî eserinin temelini teşkil etmiştir.

Doktoradan sonra ona Sanktpeterburg Üniversitesinin Doğu Dilleri Fakültesinde yer bulunamadı. Çünkü o, hristiyan olmasına rağmen, “inoredets” yani “dışarlıklı” idi. Bu tabirle esasında onun Türk asıllı olduğu vurgulanıyordu. Sonunda Kazan Üniversitesi’nde 12 Ocak 1894’ten itibaren profesör olarak çalışmaya başlayan Katanov, 25 yılı aşkın bir süre Kazan Üniversitesinde hocalık yaptı.

Nikolay F. Katanov 1894’te İmparatorluk Kazan Üniversitesinin Arkeoloji, Tarih ve Etnografya Derneği’ne üye seçildi ve derneğin yayın organı olan İzvestiya Obşestva Arheoloii, İstorii i Etnografii pri İmperatorskom Kazanskom Universitete yani İmparatorluk Kazan Üniversitesinin Arkeoloji, Tarih ve Etnografya Derneğinin Haberleri dergisinin müdürü ve baş yazarı oldu. 1898-1914 yılları arasında da, 16 yıl, derneğin başkanlığını yaptı.

1921 yılı sonlarında felç geçirdi. akciğer iltihabı yüzünden, 60 yaşında iken, 10 Mart 1922’de vefat etti. Mezarı Kazan’da N. İlminski’nin mezarının karşısındadır.

Katanov’un karısı düştükleri yoksulluk üzerine kitaplarını satmasını ister. Katanov da kitaplarının 3500 ciltten fazlasını 3000 Osmanlı altınına Türkiye Cumhuriyeti’ne satar. Evkaf Nezareti Birinci Dünya Savaşı’ndan üç ay kadar önce kitapları İstanbul’a getirterek Süleymaniye Kütüphanesi’nde koruma altına alır.

1924 yılının 12 Kasımında Atatürk’ün başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiyat Enstitüsü kurulur. Yeni kurulan Türkiyat Enstitüsü’nün kütüphanesinin temelini de Katanov kitapları oluşturur. Daha sonra da yeni alımlar ve bağışlar ile Enstitü Kütüphanesinin kitap sayısı artar, halen bu sayı 60 bini geçmiş olmalıdır.

Türkiyat Enstitüsü’nün kurucu müdürü Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü’dür. Köprülü 14 yılı aşkın müdürlük yaptı. Ben Enstitünün 12. müdürü olarak Şubat 1997-Şubat 2009 yılları arasında 12 yıl müdürlük yaptım.

Türkiyat Enstitüsü’nde iki kütüphane bulunuyordu. İlki Katanov kütüphanesi, ikincisi ise Enstitü’nün diğer kitaplarının bulunduğu kütüphane idi. Ben Katanov kitaplarına gereken değeri vererek hassasiyet gösterdim. Kitaplardan sadece akademisyenler faydalandı. Tarihi eski olan basmalardan fotokopi yaptırmadım. Böylece onların eskimesine mani oldum. Çünkü gelecek nesillerin de bu kitaplardan faydalanması gerektiğini düşündüm.

Enstitünün her bina değiştirmesinde kütüphanesinin sayımı yapılmıştır. Şimdi Profesörler Evi olarak kullanılan ilk binasından ikinci binası olan Hasan Paşa Medresesine geçildiğinde (1944 Şubatında), Hasan Paşa Medresesi’nden Fatihteki Enstitü binasına geçildiğinde (1977 Kasımında) Benden önceki Müdürün devri tesliminde (1996 Haziranında) ve benim devri teslimimde (2009 Ocağında) dört kez kitap sayımı yapıldı. Ben Şubat 2009’da Enstitü Müdürlüğümü tamamladım. 2013 Ağustos’unda da yaş haddinden emekli olarak üniversiteden ayrıldım.

Birkaç yıl önce Enstitü tekrar eski binası olan Hasan Paşa Medresesine nakledilmiş. Bir Enstitünün binası değiştirilirken en zor şey kütüphanesinin naklidir. Kitaplar, örselenir, karışır, yerleri değişir, kitaplara yer bulunmaz kolilenir vs. Bu yüzden benden sonraki öğrencilerimin de Enstitü Müdürü olarak gerekli hassasiyeti gösterdiğini umuyorum.

 Sonuç olarak Nikolay Federoviç Katanov adını Türkoloji tarihine altın harflerle yazdırmış bir Türkologdur. Ben onun bibliyografyasını Kırgız öğrencim Alimov ile yapmış ve yayınlarının sayısını 256’ya yükseltmiştim. Bu bibliyografyanın bir Türkoloji dergisinde yayımlanması yerinde olur diyerek sözlerime son veriyor, sizlere saygı ve sevgiler sunuyorum.

 

 

 

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 187. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 187. Sayı