Gerçeklerin Acısı


 01 Ağustos 2021


“Gözünü bürüyen öfke yok olduğunda asıl gerçeği göreceksin ve gerçekler her zaman hayrımıza olmayabilir.”

“Susacağım o zaman öyle mi?”

“Evet, susacak ve unutacaksın.”

Sustum. 

Unutmadım. Gördüğüm gerçek öfkemi yok etmedi, daha da artırdı. Omuzlarımda yaşayan bir karabasan oldu. 

Babam çok çalışırdı. Neredeyse hiç eve gelmezdi. O yüzden ödevlerimi yapmamda ban ağabeyim yardımcı olur, beni ders çalıştırır, benimle oynar, bana göz kulak olurdu. Diğer yandan annem hep çok yorgundu. Bütün gün temizlik yapar. Arada bir odaya kapanıp ağlardı. Sonra ben endişelenmeyeyim diye bana dondurma alırdı. Eskiden babamın yaptığı gibi.

Tabii ben de hep telaşlanıyordum. Neden ağladığını merak edip ağabeyime sorunca cevap vermiyordu. Keşke nedenini hiç öğrenmeseydim diyorum şimdi kendi kendime.

Babam hep yaptığı gibi haftalık ziyaretine uğramıştı. Annemim eline para sıkıştırıp evden çıkacakken annem “Çocuklar babalarını çok özlüyorlar. Bari bir gün yemeğe çıkarsan fena mı olur?”  diye sordu. Babam da “Tamam yarın beraber kahvaltıya gideriz.” deyip çıktı.

Ağabeyim bu durumdan pek memnun kalmamıştı. Zaten babamı sevmezdi. Ben ısrar edince gelmeye karar verdi.

Sabah hazırlanıp babamı beklemeye başladık. Fakat babam gelmedi. Hiç gelmedi. Bütün umudum ve sevincim yok olmuştu. Çok üzülmüştüm. Annem yemek yemem için ısrar ediyor ben ise “Neredeyse gelir. Geleceğini biliyorum” gibi sözlerle kendimi avutuyordum. Artık öğlen olunca ümidi kestim.

Odamda sessizce yatağıma uzandım. Bir süre sonra ağabeyim içeri geldi. 

“Üzülme, değmez.” dedi sert bir ses tonuyla. “Zaten bizimle ilgilenecek vakti yok.” diyerek devam etti. 

“Neden yok? İzin alamaz mı?” diye sordum. 

“Hayır. Diğer ailesiyle ilgilenmekten bize vakti kalmıyor” diye yanıtladı.

“Diğer ailesi mi?”

“Sana söylemek istememiştik ama evet diğer ailesi. Babamız annemizi uzun zamandır aldatıyor. Yani işe gittiği falan yok.”

Kalbim bin parçaya ayrılmıştı. Nasıl böyle bir şey yapardı? Neden? Annemi hiç sevmemiş miydi? Ya bizi? 

O üzüntü bir anda öfkeye dönüştü. Yüksek bir sesle ağlıyor, yastığımı yumrukluyordum. Herkese, her şeye çok kızmıştım. 

Ağabeyim beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Tabii hiç böyle öfkelenmediğim için ne yapacağını bilmeyince ellerimden tuttu. Gözlerimin içine bakarak:

“Gözünü bürüyen öfke yok olduğunda asıl gerçeği göreceksin ve gerçekler her zaman hayrımıza olmayabilir.”

“Susacağım o zaman öyle mi?”

“Evet, uçacak ve unutacaksın.”

Sustum. 

Unutmadım. Gördüğüm gerçek öfkemi yok etmedi, daha da artırdı. Omuzlarımda yaşayan bir karabasan oldu.

(AYB Balkanlar Online Atölyesi, Haziran 2021)

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 176. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 176. Sayı