Görsen de bir görmesen de


 01 Ekim 2025

Tatlı canın emanettir 
Versen de bir vermesen de 
Ömrün sonu kıyamettir 
Sürsen de bir sürmesen de 

Çok yaşasan yüze kadar 
Selin boyu dize kadar 
Gülün vakti güze kadar 
Dersen de bir dermesen de 

Kör nefsine olma hamal
Birgün başa gelir zeval
Yar koynunda nice hayal
Kursan da bir kurmasan da

Gün dolanır gece olur
Dağlar bile cüce olur
Hak her şeyden yüce olur
Ersen de bir ermesen de

Herkes birgün düşer dara
Ak giyenler giyer kara
Yüreğime açtın yara
Sarsan da bir sarmasan da

Seyfettin’im söyler sözün
Öz ağlarsa ağlar gözün
Göz neylesin körse özün
Görsen de bir görmesen de


asker koçaklaması (Türk ordusu)
Menzilimiz Kızılelma
Durağımız uçmağ olsun
Üstümüzde Ulu Tanrı
Rehberimiz başbuğ olsun

Kim durursa bize karşı
Koparılsın hemen başı
İnletelim dağı taşı
Her naramız bir çığ olsun

Elde tüfek süngümüzle
Tarih boyu cengimizle
Ay yıldızlı rengimizle
Yerden göğe bir tuğ olsun

Türk Ordusu, Türk Askeri
Hiçbir zaman durmaz geri
Hep ön safta, hep ileri
Vatanımız koy sağ olsun

Seyfettin’im eder beyan
Kahpelere olsun ayan
Yurtlar alıp hanlar yıkan
Türk’ün yüzü hep ağ olsun


Tanrı Dağı
Arı duru akarsuyun
Seslenirsin Tanrı Dağı
Etrafında güller açar
Süslenirsin Tanrı Dağı

Ormanların arça, kayın
Bürküt, şumkar eder akın
Yağmur yağsa yazın, kışın
Islanırsın Tanrı Dağı

Arkar, kulça kayalarda
Ak kalpağın oyalarda
Adın saklı dualarda
Köslenirsin Tanrı Dağı

İlbirslerin karda gezer
Buguların yürek ezer
Kız-gelinin bozüy bezer
Tüslenirsin Tanrı Dağı

Ala Dağ’dır diğer adın
Narın doğun, Talas batın
Tanrı katı olmuş yakın
Hislenirsin Tanrı Dağı

Kuzeyinde Isık Göl’ün
Güneyinde Oş-Batken’in
Susamır’la Çıçkan belin
Beslenirsin Tanrı Dağı

Gönül çeker hasretini
Herkes bilir kudretini
Çizmek olmaz heybetini
Puslanırsın Tanrı Dağı

Eteğinden kimler geçti
Sularından kimler içti
Senden başka konan göçtü
Uslanırsın Tanrı Dağı

Dost dostunu namert bilse
Koynunda bir serçe ölse
Türk eline zeval gelse
Yaslanırsın Tanrı Dağı

Seyfettin’im eyler nakil
Daim derim Allah vekil
Celalabat, Bişkek dahil
Şahlanırsın Tanrı Dağı


SÖZLÜKÇE:
Arça  : Çam ağacı
Bürküt  : Kartal
Şumkar: Sungur
Arkar  : Dağ koyunu
Kulça  : Dağ koçu
İlbiris  : Kar leoparı
Bugu  : Erkek geyik
Bozüy  : Kırgız çadırı
Tüs      : Renk
Narın  : Kırgızistan’da bir şehir
Talas  : Kırgızistan’da bir şehir
Isık Göl (Issık-Köl): Kırgızistan’ın en büyük gölü
Oş, Batken : Kırgızistan’ın güney tarafındaki şehirler
Suusamır : Kırgızistan’da bir yayla
Çıçkan  : Kırgızistan’da bir yayla
Celalabat (Calal-Abad): Kırgızistan’da bir şehir
Bişkek  : Kırgızistan’ın başkenti


Kırım
Kırılır her yerim Kırım dendikçe
Deşt-i Kıpçakların hanları nerde
Burkulur yüreğim yarım dendikçe
Yarım kalan yurdun canları nerde?

Kaç asırdır böyle ağlar analar
Terk etmiş yurdunu nazlı sunalar
Devrilmiş saraylar, çökmüş binalar
Kapısı, kubbesi, yanları nerde?

Dört yanı kaplayan üzüm bağları
Denize uzanmış sıra dağları
Şimdi meyus eder nice sağları
Kırım’ın o mutlu günleri nerde?

Ne kaldı Akmescit, Akyar, Kefe’den
Bahçesaray, Sudak, Canköy, Yalta’dan
Orkapı, Gözleve, Kerç, Aluşta’dan
Taraklı bayrağı, sanları nerde?

O şiir, o sanat, kültür yuvası
Nice alimlerin gönül yarası
Gaspıralı Bey’in kutlu davası
Türk’ün “Tercüman”ı, ünleri nerde?

Kimse sormaz, ne haldedir milletin
Sürgünlerde açıp soldu kısmetin
Bir zamanlar azat olan devletin
O ulu hanlığın şanları nerde?

Seyfettin’im bilir, bilmez değildir
Ecel elbet gelir, gelmez değildir
Nice yiğit ölür, ölmez değildir
Lakin o mübarek kanları nerde?

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 226. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 226. Sayı