HaftanınÇok Okunanları
Ayşe Solmaz 1
KEMAL BOZOK 2
MUHİTTİN GÜMÜŞ 3
FEYZA TUĞÇE FIRAT 4
HİDAYET ORUÇOV 5
NIKA ZHOLDOSHEVA 6
Kardeş Kalemler 7
Yaratılışı itibariyle keskin bir mizaha ve sert bir dile sahip olduğunu söylenen ve Kırgızların Nasreddin Hocası olarak bilinen Salican Cigitov, Kırgız edebiyatı için önemli bir isimdir. Daha çok akademisyen ve eleştirmen olarak tanınsa da şair ve tercümanlık yönü de vardır. Birçok şiirinin yer aldığı Canırık (Yankı) adında bir şiir kitabı bulunan Cigitov, Mustay Karim ve Nazım Hikmet gibi şairlerin şiirlerini de Kırgızcaya çevirmiştir. Antoine de Saint-Exupery tarafından yazılan dünyaca ünlü Küçük Prens’i de Kırgızcaya kazandıran yine Cigitov’dur.
Cigitov’un edebî kişiliğinin yanı sıra diplomat kişiliği de vardır. Kırgızistan’ın ilk cumhurbaşkanı Askar Akayev’in iki danışmanından biri olan ve daha sonra Özbekistan büyükelçiliği görevinde bulunan Cigitov, diplomasi alanında da ülkesine önemli hizmetlerde bulunmuştur. Edebiyat alanında gerçekçiliği ve yalınlığı taraf edinen Cigitov, bu tutumunu görev aldığı devlet kademelerinde de sürdürmüştür. Öyle ki beş yıl olarak belirlenen cumhurbaşknalığı sürecine ilaveten bir beş yıl daha görev yapan ve sonrasında da yönetimde kalmak isteyen Akayev’e “Siz iki dönem Cumhurbaşkanı oldunuz. Kırgızistan demokrasisi için adınızı tarihe altın harflerle yazdırmak isterseniz aday olmamanız daha uygundur. Böylece sizin sayenizde Kırgızistan demokrasisi sağlam ve güvenli zeminde yoluna devam eder.”[1] demekten çekinmez. Bu diyalogtan birkaç gün sonra görevden alınmışsa da Akayev’in üçüncü döneminde ülkede yaşanan siyasî kriz ve sonrasındaki 24 Mart ayaklanması Cigitov’un aslında öngörüsü yüksek bir siyasetbilimcisi olduğunun da göstergesidir. Akayev’in başta olduğu ilk dönemlerde iç ve dış politikada yaşanan olumlu gelişmeler, diğer devletlerle ve batıyla kurulan ilişkiler bu ayaklanmayla oldukça kötü etkilenmiş, ülkenin içinde bulunduğu buhrana ekonomik ve sosyal krizler de eklenmiştir. İşte bu noktada ülkesinde reform/devrim adı altında sıklıkla yaşanan isyanlar için “bizimkiler reform oyunu” diyecek kadar da açıksözlüdür.
Salican Cigitov sadece kendi ülkesi Kırgızistan’ı değil, Orta Asya devletlerini de iyi tanıyan deyim yerimdeyse “ciğerini bilen” bir bürokrattır. Çarlıkla başlayan ve sonrasında Sovyetlerle devam eden Rus egemenliğinin Orta Asya’daki gücünün ve etkisinin bağımsızlıktan sonrada bölgede devam ettiğinin bilincindedir ve gerek sosyal hayatta gerekse edebî eleştirilerinde bunu açıkça dile getiren birkaç aydından biridir. Devlet tekelinde gelişen ve devletin desteği olmadan tökezleyen Kırgız edebiyatının doğrudan siyasî rejimle bağlantılı olduğunu hem bilimsel makalelerinde hem de söyleşilerinde vurgulamaktan geri durmamıştır.[2]
Bağımsızlıkla birlikte yıllarca ‘komünist’ olan devlet idarecilerinin ve büyüklerinin bir gecede ‘demokrat’ oluverdiğini ancak zihniyet olarak hâlâ komünist olduklarını belirten Cigitov’a göre, Kırgızistan Sovyetler Birliği ruhunu içinde taşıyan ve taşımaya da daha uzun yıllar devam edecek bir post-Sovyet ülkesidir. Bir söyleşisinde konuyla ilgili olarak söyle söylemiştir: “Bana göre bazı şeylere halkımız hazır değil, halkta hâlâ köle psikolojisi var. Bu psikolojinin temeli sadece Sovyetler birliğine dayanmıyor, ondan önce de vardı bu psikoloji. Türkiye’de devlet baba deniliyor ya işte öyle bir psikoloji bizde de var. “Devlet bilir”, “Büyüklerimiz bilir.” düşüncesi. Diğer yandan demokrasi inancına henüz bizim büyüklerimiz ve idarecilerimiz de hazır değiller. Aslına bakarsanız zihniyetimiz hâlâ komunist.”[3]
Görüldüğü üzere, Cigitov bağımsızlıktan sonra yaşanan demokratikleşme sürecinde genelde ‘halı altına süpürülen’ sorunların ortaya konmasından ve sorunların çözümü için temelde birtakım yeniliklerin ve düzenlemelerin yapılmasından yana olmuştur. Ve bunları da yeri geldiğinde sivri diliyle yeri geldiğinde de nüktedanlığıyla dile getirmiştir.
Cigitov’a göre yavaş da olsa Kırgızistan’da demokratikleşme süreci başlamıştır, ancak bu sürecin hızlanması için önce zihniyetin değişmesi, devletin sadece otoriteyi kurmak için değil halkın gerçek anlamda refahını sağlamak için reformlara imza atması bunun için de başta eğitim olmak üzere tarım, ticaret, ekonomi ve dış politikaya daha da önem vermesi gerekmektedir. Kendisi de eğitimci olan Cigitov, eğitim alanında yapılacak en büyük düzenlenmenin de eğitim sisteminin baştan aşağı değiştirilmesinin ve günümüz insanının ihtiyaçlarına cevap veren modern bir sistemin getirilmesinin, batının eğitim modellerinin uygulanmasının ancak öte taraftan da bunlar yapılırken millî bir ideolojinin belirlenerek gençlerin ülkesine gönülden bağlı birer vatandaş olarak yetiştirilmesinin önemle altını çizmiştir. Sovyetler döneminde baskı, şiddet ve korkuyla yerleştirilen vatandaşlık bilinci belirlenecek olan politikalarla millî şuura dönüştürülmelidir. Bu bağlamda Türkiye, Orta Asya’ya rol model olabilecek, Orta Asya’deki Türk devletlerine lokomotiflik edecek yegâne devlettir.
Salican Cigitov, 2006 yılında aramızdan ayrıldı. Bıraktığı edebî ve kültürel mirasa ve ileri sürdüğü düşüncelere bütünlüklü olarak baktığımızda hakikaten de dönemine ayna tuttuğunu ve bunu hem edebî kişiliğiyle hem de siyasî kimliğiyle başardığını söylemek mümkündür. O öngörüsü yüksek, halkını tanıyan, konjüktürü doğru yorumlayan gerçek bir münevverdir. Yaptığı özeleştirilerin pek çoğunun bugünkü modern Kırgızistan’ın oluşumunda katkısı büyüktür. O birçoklarının söylediği gibi ülkesini ve halkını aşağılamıyor, aksine eksikliklerini ve yanlışlarını dile getirerek ülkesinin gerçek anlamda ‘Orta Asya’nın İsviçresi’ olma yolunda ilerlemesini istiyordu ve bunu her baba yiğidin harcı olmayan hakikatleri savunarak yapıyordu.
Ruhu şad olsun!
KAYNAKÇA
www.gungorname.com / Kırgızistan’ın Gülen Yüzü I: Prof. Dr. Salican Cigitov, Erişim Tarihi: 10.10.2021
“Türk Dünyası Üzerine Prof. Dr. Salican Cigitov İle Bir Söyleşi” Söyleşiyi yapanlar: Fazlı Polat, Durmuş Arık, Dini Araştırmalar, cilt 7, s.21, s.339-356.
[1] Bu cümleler olduğu gibi Ahmet Güngör’den (www.gungorname.com / Kırgızistan’ın Gülen Yüzü I: Prof. Dr. Salican Cigitov) alınmıştır.
[2] Konuyla ilgili olarak bkz. Salican Cigitov, “Çağdaş Kırgız Edebiyatına Dair”, Modern Türklük Araştırmaları, cilt 3, sayı 1 (Mart 2006), s. 7-20., Salican Cigitov, “Sovyet Döneminden Önce Kırgız Edebiyatı” (Aktaran: Sadettin Koç), (yayımlanma yeri yok), Salican Cigitov ve Dünyası (Haz. Dr. Orhan Söylemez ve Kemal Göz), “Kırgızistan’da Diğer Pembe Devrimlere Benzemeyen Siyasî Ayaklanma”, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Bişkek, 2006, s.272.
[3] “Türk Dünyası Üzerine Prof. Dr. Salican Cigitov İle Bir Söyleşi” Söyleşiyi yapanlar: Fazlı Polat, Durmuş Arık, Dini Araştırmalar, cilt 7, s.21, s.339-356.