HaftanınÇok Okunanları
COŞKUN HALiLOĞLU 1
KEMAL BOZOK 2
HİDAYET ORUÇOV 3
Kardeş Kalemler 4
MARUFJON YOLDAŞEV 5
Emrah Yılmaz 6
SULTAN RAEV 7
Eski çağlardan beri Kırgızlar arasında çocuklara isim koyma konusuna büyük önem vermişlerdir. İsme büyük önem atfedilmiş, bebeğin kulaklarına ezan ve kamet okunup, ismi söylendikten sonra, özel dilekler eşliğinde yapılması gereken gelenek görenekler uygulanmış ve dualar edilmiştir. Kuran’dan buldukları isimleri de koymuşlardır. Anlamı derin olan isim seçtikleri zaman, ‘çocuk bu ismi taşıyabilir mi, taşıyamaz mı’ diye dikkat etmişlerdir. Eski zamanlardan beri o isimlerden olan Omor, Omar, Umar isimleri özellikle doğulu halklar tarafından kullanıla gelmiştir. Bu isimler dünyaya az gelen önemli insanlara konulan isimlerdendir: Ömer ibn-i Hattap, Ömer bin Abdulaziz gibi idareciler, Ömer ibn-i Rabiy ve Ömer Hayyam gibi şairler ilk aklımıza gelenlerden. İşte ben, bizim ünlü şairimiz Omor Sultanov’u da yukarıdaki büyük insanlara benzetmekteyim. Omor Sultan, adı durduk yere konulmasa gerektir. Bu, Allah’ın bir lütfü olsa gerek. İlk kitabı “Too Kündörü” (Dağ Günleri) kitabında yer alan ve ünlü şarkıcılarımızdan biri olan Kanımgül Dosmanbetova’nın besteleyip, söylediği “Kıyılıp Turam” (Kıvranırım) adındaki şiiri, sanki günümüzde söylenmişçesine taze olup, Kırgızların seslerinde yankılanmaktadır. Bu şarkı ta o zamanlarda dağlarımızın gençlik marşı gibiydi. Omor Ağabey, bunca yıllık ömrü içinde hem kendi adının hem babasının adının hakkını vermeyi başarmıştır. Köylerimiz birbirine yakın olduğu için bayramlarda, eğlence programlarında ve törenlerde köydekilerle birlikte oturup sohbet ederken, yaşlısı-genci ağız birliği etmişçesine “Bizim Omor’un şarkısı” diyerek gurur duyarlar: “Kıyılıp Turam” (Kıvranırım) “At sürüp ekin arasından Vadi boyunca giderken. Yaylanın seri havası Şımarırcasına eserken. Gönlüme dolan gül kokusu Tatlılığı ile büyülerken. Aşuu Tör ile Çolok Tör Ararım sizleri özleyip. Açılan rengârenk güllerini Yakama dizerim sevinip. Şarkı söylersem bölüşürdü Zirvenden yankı geri gelip. Dağlarda geçti çocukluk Çelik çomak oynardık. Bir günde on defa darılsak, Yeniden barışmaya doymazdık. Kovalamaca halinde Taylarla yarış yapardık. Bu şekilde geçen günlerim Gittikçe uzaklaşır yanımdan. Kıvranırım veda edemeden Kıymetli yaşıtlarımdan. Doymadığım gençlik günlerimi Mevsimler kopartır bağrımdan.” Bir şiirinin ihtiyar-genç demeden herkes taraftan ezberlenmesi, şair için talih değilse, nedir? Sonraki kitaplarında yer alan çok sayıda şiirlerine de, yine birçok ünlü bestekâr beste yapmış, her yaştaki insanımız o şarkıları söyleye gelmiştir. Hatırlarım da, benim daha ilköğretim yıllarımdan başlayarak, ta üniversite yıllarıma kadar onun şarkılarının arar bulurlar ve beğenerek okurlardı. Bir keresinde Omor Ağabeyin ikinci kitabı olan “Cıldızduu Tündör” (Yıldızlı Geceler) adındaki kitabında “Mister Jean İten Cana Men” (Mister Jean İten ve Ben) adındaki şiirini 8. sınıf öğrencilerinden biri okuduktan sonra, son dizesini, sesini yükselterek: “Ağzını açıyor Jean İten Şahmat çeken piyon gibi Korkarak Kırgız gencinden” diyerek bitirince, Çapkulak adındaki bir ihtiyar, “Vay be, bizim Omor’un hayali güçlüdür. Hedefi tam on ikiden vurmuş. Ben onun yaylada vahşi atları eğiten, atları seven er yürekli bir genç olarak biliyordum. Aynı zamanda, sözleri güçlü, kelimeleri keskin biriymiş meğer. Ömrü uzun olsun” diyerek ona dua etmişti. O yıllarda yabancı ülkelere kolaylıkla çıkılmazdı. Omor Ağabey, 1963 yılında, daha 27 yaşındayken SSCB gençler delegesiyle Paris’e varan ilk Kırgız’dır. O günlerde kaleme aldığı “Isık Köldön Korsikaga” (Isık gölden Korsika’ya) adındaki;
“Şair olmak ne kadar zor!
Kolaydır,
cumhurbaşkanı olmak.
Şair otların inlemesini de duyar,
Duymaz onu cumhurbaşkanı.
Şair olmak ne kadar zor!
Hafiftir,
cumhurbaşkanı olmak.
Şairin yükü bir devrin yüküdür,
Dört yıl görev yapar cumhurbaşkanı.
Roketlerin devrinde Şairlere hızlı olmak
En büyük ve zor meseledir.” şiiri daha o yıllarda siyaset boyasıyla boyanarak yazılmıştı. Bu durum, bizim için büyük ve şaşırtıcı bir yenilikti. O yıllarda bizde gece çalışan barlar ve kafeler yoktu ya!? O kitaptaki “Tünkü Barlar” (Gece Barları) adındaki şiirinde şair şöyle diyor: “Geceleyin barlar, geceleyin barlar, Şişeler gibi çıplaktır Sarhoş kadınlar. Satıyorlar onurlarını En ucuz fiyata, En ucuz fiyata…” Sonraki yıllarda, şairin Kırgız edebiyatında birer şaheser kıvamındaki kitapları okurlarıyla buluşmaya devam etti. Bizim nesil, Omor Ağabeyin talim-terbiyesi aracılığıyla edebiyata ilgi duymaya başladı. İngiliz dili alanında uzman olduğum için, kendisinin tavsiyesi ile İskoçya’nın ünlü şairi Robert Bernst’in şiirlerini Kırgızcaya çevirdiğimde, Omor Ağabeyin büyük bir sevinçle, o çalışmalarımı alıp, “Ala Too” dergisine çıkarmasını hiçbir zaman unutamam. Sonraki günlerde de İngiltere’nin birçok şairinin şiirlerini çevirdim. Bunları hatırlatmamın sebebi, Omor Ağabeyin edebiyata ve genç edebiyatçılara yol göstermesini hatırlamamdır. Zaman içinde, bu büyük şairimizin mektebi de ortaya çıktı. O, kendinden sonraki yaş gruplarından birçok talebe de yetiştirdi. Uzun yıllar Kırgızstan Yazarlar Birliğinin yöneticiliğini yaptı. Şimdilerde ise ‘Omor Sultanov Uluslararası Şiir Akademisi’ genel başkanı olarak genç edebiyatçıların yetişmesi için katkıda bulunmaya devam etmektedir. Ünlü yazarımız Cengiz Aytmatov ile uzun yıllar birlikte çalışıp, birçok sosyal projeye imza attı. İkisi birlikte ülkemizdeki ilk ekolojik hareket olan ‘Isık Göl Forumunu’ kurdular. Zamanında Kırgızstan Komünist Partisinin merkez komite üyeliğine seçildi. Durduk yere, “Bizim Omor, âşıkların* en güçlüsü, doru atın gümüş nalıdır” diye dememişlerdir. Durduk yere yaşıtları arasında ilklerden olarak ülkemizin Halk Şairi unvanını alan şairlerden biri olmamıştır. En büyük devlet nişanı olan Manas madalyasının verilmesi de tesadüf değildir. Bunun yanı sıra Omor Ağabeyin, yurt dışından da birçok ödül ve fahrî hemşerilik unvanı almasına, onun edebiyat ve sosyal alandaki çalışmalarına verilen değer olarak bakmamız gerekir. 2015 Türk Dünyası Yılın Edebiyat Adamı olarak seçilmesine, Kırgız diplomatlarının aksakallarından ve onun bir okuru olarak sevindiğimizi bildiriyor, onun seçilmesinde ve yaş günü kutlamalarının yapılacak olmasında emeği geçenlere şimdiden, kalbî teşekkürlerimizi sunuyoruz.