Dünya milyon yıllar önce meydana gelmiş ve o milyonlarca yıldır ayakta duruyor, şeklindeki düşünce başımızda doğuştan sindiriliyor. Her can sahibine yerleştirilince o kendi yerini desteklemek, korumak ister. Ama dünyanın geçiciliğini unutup servet peşine düşmek gözleri kapatıyor. Nefret, öfke, tarafsızlık zihni kaplıyor. Öyle olmasa kişi doğal zenginliklerini acımasızca israf edip kendi memleketini çöpe batırır mıydı?
Bu yıl 6 Şubat 2023'te Türkiye ve Suriye'de 7.8 şiddetindeki deprem düşünmeye mecbur etti. Geçen yüzyılın 30'uncu yıllarında böyle felâket 40 bine yakın kişiyi alınca bu yıl helâk olanlar, yaralı sayısı açıklanıyor ve artıyor. Bir saniye içinde çok katlı evlerin yerle bir oluşunu görmek can alıcı. Deprem bilimciler böyle dehşetli depremin 130 yıl önce olduğunu açıkladı.
Türk kızı Kübra Genç'le eser çalışmacılığı yapıyoruz. Başkurt yazarlarının eserlerini tercüme edip Türkçe kitap hazırladı bu çalışkan fedakâr hanım. Ülkesindeki kazayı öğrenince ilk fırsatta onun durumunu sordum. Şükür afet onun evine vurmamış. Ama ülkesi, milleti için canı parçalanıyor. O benden şunu rica etti: "Bizim için dua edin!" Kardeşimizin ricası: "Aklınıza geliniz, insanlık!" şeklinde çağrı gibi yankılandı...
Ansızın saldıran kaza insanları birleştirdi. Yaralananlara, enkaz altında kalanlara, evden, giyimden, gıdadan yoksun kalanlara yardım etmek için Türkiye, Suriye halkına sosyal hizmet gönderenler hakkında devlet başkanları üzüntüyü paylaşıp haber yaptı.
Türkiye'de devlet bayrağı indirildi. Bir haftalık yas ilan edildi. Kaybolanları arama çalışmaları hâlâ devam ediyor.
İnsanlık hafızası şöyle terennüm etti: o en iyi dakikaları hatırlamaya her zaman üzüntülerle yaşamaya çalışıyor. Ama rahatlığın böyle zarif, bugün kurulan dünyamızın sınırlarının böyle zarif olduğunu unutmadan tembihleyen işaretler var. Bu gibi anlarda sonsuza kadar olarak gamsız yaşayan dünyamızın nasıl parçalanmaya durmuş gibi güzel olduğu ve birkaç saniye içinde şehirlerin değil bütün yerkürenin yok etme ihtimali titretiyor.
Hepimizin yer küresi sadece bir tane. Bunu hatırdan çıkarmayalım.
