HaftanınÇok Okunanları
Kader Pekdemir 1
HİDAYET ORUÇOV 2
ELMİRA ACIKANOAVA 3
Kardeş Kalemler 4
Gülzura Cumakunova 5
Emrah Yılmaz 6
KEMAL BOZOK 7
İnsanlar gibi milletlerin de bir kaderi var.
Azîz-i vakt iken felek zelîl kıldı bizi. Bazılarımıza esir Türkler için ağlamak düştü. Bunu yapanlar vatana ihanetle yargılandı, Türkçü, Turancı diye aşağılandı. Doyasıya ağıt yakmamıza bile izin verilmedi. Arif Nihat’ın dediği gibi, “ay yoktu, yıldız yoktu; sansürlü bir gece idi.”
Gençliğinden itibaren "Güzel Türkistan sana ne oldu" diye ağlayan bir avuç insan, artık yaşını başını almıştı.
Sonra İlahi bir lütuf oldu. Hayalcilikle suçlanan Turancıların hayali gerçek oldu. Gök kubbede beş Türk devletinin bayrağı dalgalanır oldu.
Biz buna pek hazır değildik.
Biz sadece yas tutmayı biliyorduk.
*
Türkistan neredeydi?
Türkiye'de yaşayan insanların çoğu bunu bilmiyordu.
Bu bilgiler okullarda öğretilmiyordu.
Ufkumuz Edirne'den Ardahan'a kadardı.
Peki, o ufkun ardında ne vardı?
Bunu öğretecek kültür haritaları yoktu.
Belh nerede, Merv, Urumçi, Kâşgar nerede bilen yoktu.
Amerikan uçakları canlı yayında Baykara'nın, Nevai'nin şehrini bombalarken, Türk halkı onu çekirdek çitleyerek seyretmişti. Öylesine yabancıydı.
*
Şurada kucağını açmış bekleyen bir Turan yoktu. Gerçekleşmesi için sabırla emek vermek gerekiyordu. Uygun bir diplomasi ve uygun üslûp gerekiyordu.
Yakup azimle kolları sıvadı. Avrasya Yazarlar Birliği’ni kurumlaştırarak Türk dünyasının aydınlarını yakınlaştırdı.
*
Halk, işini iyi yapan, çalışkan insanlara “iş adamı” der. Yakup, işini severek yapan, çalışkan bir aşk eri idi. “Dilde, fikirde, işte birlik” diyen Gaspıralı’nın çağdaş bir yoldaşı idi.
Herkesin bağırgan, buyurgan bir öfke diliyle konuştuğu zamanlarda o güler yüzlü, yumuşak konuşmayı seçti. Kavga eden çoktu. Onun amacı üzüm yemekti. Kavga etmeye vakti yoktu. “Ben gelmedim da’vi için/Benim işim sevi için/Gönüller dost evi için/Gönüller yapmaya geldim” diyen Yunus gibiydi. Bağırmadan duyurdu. İletişim çağında uzakları yakın etti, gönülleri yakın etti.
Birçoğunun yaptığı gibi, derneği siyasette, bürokraside makam kapmak için şahsî ikbaline bir araç olarak görmedi. Milletine hâdim olmayı en yüksek makam bildi.
“Bin işçi, bir başçı” derler. Yakup teşkilatçı idi. Millet hizmetinde nice fikir işçisini organize etti.
Derneğin ana sayfasındaki bilgiye göre şimdiye kadar dergilerde 2370 yazarın yazısı yayınlanmıştır. Bengü Yayınları Türk dünyasından 500 kitabı Türkiye Türkçesine aktarmıştır. Kardeş Kalemler 2024 Ağustosunda 212. sayıya ulaşmıştır. Akademik yazıların yer aldığı Dil Araştırmaları 34. sayıya erişmiştir. Birçok ülkede yazarlık atölyeleri faaliyet göstermektedir.
*
"Veşşemsü tecrî li-müstekarrin lehâ zâlike takdîrü’l-azîzi’l-alîm” (Yasin, 38) ayetinde belirtildiği üzere, Allah her bir varlık için bir istikamet belirlemiştir. Atomlardan galeksilere kadar her varlık kendi yörüngesinde ilerler. İnsan için takdir edilen kader çizgisi de böyledir.
Çankırı’da dünyaya indirilen Yakup Ömeroğlu’nun hayat çizgisini yaşamadan bilmek mümkün değildi. Yaşadıkça belirginleşti, ilerledikçe yörüngesi bilinir hale geldi. Yunus Emre’nin dediği gibi, Çalab'ın dünyasında yüz bin türlü sevgi vardı. Herkese bir şey sevdirilmişti. Yakub’a da milleti sevdirilmişti. Mukallibe’l-kulûb olan Rabbimiz, onu o canibe yönlendirdi. O da hizmetini aşk ile yaptı. Türk yurtlarını yol eyledi. Allah dünyadaki işlerini kulları eliyle yapar derler. Yakub’un elinden, dilinden nice hizmetler zuhur eyledi.
Kadir bilir Türk milleti, kendisine ihlasla hizmet eden Yakup Ömeroğlu’nu şükranla yâd edecektir.