İz Bırakmak...


 01 Eylül 2024

Şu yalan dünyada güzel işler yapıp iyi anılmak herkese nasip olmaz. 

16 Ağustos günü vefat eden dostum, kardeşim, dava arkadaşım, izdaşım Yakup Ömeroğlu'nun emeklerini bu satırlara sığdırmak mümkün değil.

1984'te biz Ankara' Üniversitesi DTCF'de öğrenciyken kendisi de A.Ü. Veteriner Fakültesinde idi. 12 Eylül yasakları nedeniyle siyasi oluşumlar içinde yer almak zordu. Hasanoğlan Öğretmen Okulu mezunlarındandı Yakup Bey. Milliyetçi, ülkücü gençlerin etkinlikleri Bizim Ocak'ta, kitap fuarlarında Ötüken Neşriyat'ın çevresinde oluşurdu. Biz de böyle ortamlarda tanıştık. Mezuniyetten sonra ben Ankara'da, o Van'da görev aldı. Türk dünyasının bağımsızlığına kavuşmasıyla her şey değişti. A. Ü. TÖMER adına Büyük Öğrenci Projesinde biz, Ahmet Yesevi Üniversitesinde Yakup Ömeroğlu görev aldı. Gönüllerimizin birliği Türk dünyası gençliğinin geleceğe hazırlanması için yüksek bir sinerji oluşturdu. Önce Taşkent ile başladık biz işe... Tekrar Ankara derken

devam eden zaman içinde Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi kuruldu ve biz Türkiye Türkçesi öğretimi için Ulu Türkistan'daydık artık. Baku, Bişkek, Oş, Isıkgöl, Talas, Taşkent, Semerkand Buhara, Hive, Almatı, Çimkent bize gurbet değil sıla idi.

Veteriner Hekim dil, edebiyat, kültür, sanat, medeniyet sahasına bu kadar gönül verir mi diyordu herkes... Biz de "verir kardeşim verir... Yakup kardeşimiz ömrünü verir.." dedik.

 Kazak Türkçesini ana dili gibi konuşan, diğer Türk lehçelerini pek çok Türkologdan daha iyi anlayan biri olarak Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı olarak çok güzel işler yaptı. Kardeş Kalemler Dergisiyle gönül köprüleri kurdu. Balkanlardan Kafkaslara, Kırım'a, Gagauz Yerine, Bayır-Bucak Türkmenlerine, Büyük Türkistan'ın her noktasına, Tanrı Dağlarına, Altaylara, Sibirya'ya, Yakutlar ile Çuvaşlara kadar kurulan bağlar sapasağlamdı. 

Başkurtlardan Kazan Tatarlarına, Uygurlardan, Belh'teki Türkmen, Kaşgay Türklerine kadar iz bıraktı...

Bengü Yayınları ile onlarca değil yüzlerce kitap bastı, gönüllere sevgi mührü bastı...

TRT Avaz'da "Kültür Penceremiz" ve “Kültür Sanat Avaz” programını sundu. Türk dünyasının ortak bayramları ve şenliklerini de hep o sundu. Çünkü yaraşırdı her işe...

Yakup Ömeroğlu, 

Türk dünyasının asil ve yiğit evladı olarak ismin altın harflerle yazıldı tüm gönüllere...

Vefalı, erdemli, ahlâklı, iyiliksever, şefkatli, merhametli ve şahsiyet sahibi idi. Türk ve İslâm medeniyetinin gerektirdiği çerçevede bir hayat tarzı vardı. 

Kocaman bütçelere sahip üniversitelerin yapamadığını bazı hallerde tek başına yaptı. Yazarlık atölyesini açması ve Türkçe öğretimine de başlaması boşuna değildi. Gençlik Akademisi gibiydi onun dergâhı... Osman Çeviksoy gibi kıymetli bir yazar ile çalışması çok önemliydi... Osman hocamızın emekleri de unutulamaz ve Avrasya Yazarlar Birliği'nin bütün üyeleri ve mensupları kıymetlidir... Değerli Atanur Kalebozan'ı da unutmamak gerekir. Özer Ravanoğlu ağabeyimiz ise hep ilham aldığımız Dedem Korkut gibidir bizim için. 

Hüseyin Özbay hocamıza olan sevgisi artarak devam etti. Oğuz Alpaslan, Serdar Acar, Kemal, Yusuf, Osman, İbrahim ve daha nice gençlerin yetişmesine katkıda bulundu.

Yazdıklarım onun çok az bir yönünü gösteriyor. Sakın bu kadarcık sanmayın Yakup kardeşimizin işlerini...

Cuma günü Tacettin Sultan Camiinde okunacak Kur'an tilaveti ile Mevlid-i Şerif programına katılacağım. Aynı gün Atayurda döneceğim inşallah. Tanrı Dağları'nın göz yaşlarını göreceğim ama Yakup Ömeroğlu'nun selamını getirdim diyemeyeceğim ilk defa o yüce dağlara... Gözyaşlarımız akıp gidecek denizlere, yükselip semaya bulut olacak ve nihayet ebedî âleme rahmet olarak yağacak ümidiyle dolacağım...

Yutkunarak ne diyeceğimi düşünüyorum...

21 Ağustos 2024, Ankara

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 213. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 213. Sayı