Kâbe huzurunda


 01 Ekim 2025


Yollar hayallerimdeki gibi karışık, 
O yollarda rüzgâr gibi estim. 
Kapını aç, Allah’ım! 
Bir yiğidi yanıma alıp getirdim… 

Hiçbir yola dahil etmedim, 
Hepsi viran olmuş bana kadar. 
Anladım ki, ömrümde ben değil, 
Benim ömrüm; Senden Sana kadar! 

Yaşamakta kılavuzumdur, hayatım; 
Senin haberini beklemektir. 
Ayaklarım yere bağlı, 
Yüreğim ise asumana bağlıdır... 

Ağlamaya gayretim yetmez,
Kısmet ise güldükçe güler.
Yollar hayallerimdeki gibi karışık,
Menzil uzadıkça uzadı…


mavi erk
Ben seni o kadar esirgedim ki,
Acıyacak olup kendimi
(Seni gördükten sonra ise
Nasıl yumabilirdim gözlerimi?)

Ben seni o kadar esirgedim ki,
Mahsus varmadım, mahsus
(Senin çok hoşuna giderim dedim,
İnsanlıktan her çıkışımda).

Ben seni o kadar esirgedim ki,
Söylemedim hâlinin hoşluğunu,
(Nehirsizlerin nehrinde
Kolayca bulsun diyedir akışım…

Ben seni o kadar esirgedim ki,
Tanrı’nın bana acıdığı gibi
(Kulağımı atmış idim ateşe,
Kucağını açtı mavi Erk!)

Ben seni o kadar esirgedim ki,
Her gece ismimin yansıdığı bağ!
(Senden uzak yürüdüm, o kadar ki
Dünya yaşasın diye uzakça!)


kendimi özledim
Bir makam istiyorum, bir makam;
İnsanlığın çıktı suyu.
Bu acının maskesini çıkarırsam,
Yâr visali olur mu nasip?

Bir makam istiyorum, bir makam;
Gözyaşı olsam veya olsam yağ.
Ağlasam semavî bir rütbede,
Gülümseyerek görünsem Erce…

Bir makam istiyorum, bir makam;
Kısmetime gülesim gelir.
Ne zamandır, nerededir, niyedir
Ben sana kavuşasım gelir.

Yaraşır sana bu dünya,
Kutlu olsun makamınız hem.
Bir makam istiyorum, tamam mı?
Azıcık kedime benzesem…

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 226. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 226. Sayı