HaftanınÇok Okunanları
MUHİTTİN GÜMÜŞ 1
Süleyman Abdulla 2
ERKUT DİNÇ 3
Gülzura Cumakunova 4
HİDAYET ORUÇOV 5
Osman Çeviksoy 6
HUDAYBERDİ HALLI 7
Kojogeldi Kultegin, Kırgızlar arasında tanınmış büyük şairlerden biridir. Kultegin’in şimdiye kadar yayımlanan dokuz kitabı onun ne kadar üretken ve başarılı bir şair olduğunu ispatlamaya yeter. Şiirleriyle sevenlerinin kalbinde taht kuran yetenekli şair Kojogeldi Kultegin’in şairliği, kendisine verilen birbirinden değerli ödüller ve nişanlarla da taltif edilmiştir. Kultegin, günümüzde kendisine değer verilen, saygı duyulan, şairlik yeteneğine büyük bir hürmet gösterilen şairlerdendir. Kırgızistan’da Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından verilen “Kırgız Devlet Halk Şairi” şeref unvanını en genç yaşta alan şairdir. Bu kıymetli unvanı alması onun şairlik yeteneğinin derecesini anlatmak için yeterlidir. Ancak Kultegin bu yüksek dereceli unvandan önce de Alıkul Osmonov ve Colon Mamıtov ödülleri gibi çeşitli ödüllerle ödüllendirilmiştir. Kultegin’in başarıları bu kadarla da bitmiyor. Ona edebiyat alanındaki başarılarından dolayı Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla “Kırgız Cumhuriyeti’nin Kültürüne Emeği Geçmiş Faaliyet Adamı” şeref unvanı da verilmiştir. Bu bakımdan ona başarılarıyla “ödül ve unvanlara doymayan şair” demek de mümkün.
Kojogeldi Kultegin, Türkistan coğrafyasının bütün güçlü edebiyatçılarının yolunun mutlaka bir şekilde geçtiği Moskova’daki Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’nün iki yıllık Yüksek Edebiyat Kursu’nu tamamlamıştır. Böylece millî değerleriyle beraber Rus kültürüne de vakıf olarak kendi sanatını şekillendirmiştir. İyi derecede bildiği Rusçası aracılığıyla Rus edebiyatını okumakla kalmamış, Dünya edebiyatını ve Sovyet halklarının edebiyatlarını da yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Bu onun edebî kişiliğini zenginleştirmiş ve onun sanatına katkılar sağlamıştır. Böylece şair, sadece Kırgız kültürü ile sanatını sınırlandırmamış, dünyaya da bir pencere aralamıştır. O, millî şiirden yola çıkarak kendine özgü evrensel bir şiiri oluşturmayı başarmıştır.
Kojogeldi Kultegin Türk şiiriyle de yakından ilgili bir şairdir. Büyük Türk şairlerinin şiirlerini okuyup onlardan etkilenmekle kalmamış, Karacaoğlan, Nazım Hikmet ve Necip Fazıl gibi Türk edebiyatının güçlü kalemlerinin klasikleşmiş pek çok şiirini de Kırgız Türkçesine kazandırmıştır. Üstelik bunu yaparken başka aracı dil kullanmadan, şiirleri doğruca Türkçeden Kırgızcaya çevirmiştir. Bu da çevirilerin kalitesini yükseltmiştir. Kultegin’in bu hizmeti Türk şiir geleneğinin, az sayıda olsa da Türk şairlerinin Kırgız halkı arasında tanınmasına vesile olacaktır. Şüphesiz bu büyük bir hizmettir. Bu yolla Kırgız ve Türk edebiyatı arasında ilişkiler gelişecektir. Edebiyat yoluyla kurulan ilişkiler dünyada en kalıcı ve kopmaz bağlardır. Dolayısıyla bu bağları kuvvetlendirmek günümüzde büyük bir gerekliliktir. Kojogeldi Kultegin bunun bilincinde bir edebiyat adamı olarak üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmiştir. O, başta kendisi bu bağın kurulması için öncü olmuş, gelecekte bu işe adım atmayı düşünen pek çok kişiye yol açmıştır.
Kojogeldi Kultegin’in Kırgızistan’da basılan çok sayıda kitabı olmasına rağmen Köklerden Kanatlara Kadar şairin Türkiye’de yayımlanan ilk kitabıdır. Kultegin’in şiir kitabı iki bölümden meydana geliyor. Birinci bölümde, şairin kendi şiirleri ve bu şiirlerin Türkiye Türkçesine çevirisi yer alıyor. İkinci bölüm ise şairin Türk şiirinden Kırgızcaya çevirdiği şiirlerden oluşuyor. Ayrıca Kojogeldi Kultegin’in artık halk ağzında dolaşmaya başlayan vecizelerine de bu şiir kitabının kenarlarında yer verilmiş. Böylece Kırgızistan’da Kojogeldi Kultegin adıyla özdeşleşen bu veciz sözler de Türkiye Türkçesine kazandırılmış.
Kultegin’in şiirlerine bakıldığında ilk dikkati çeken şey onun lirik bir şair oluşudur. Şiirlerin genelinde aşk, sevgi, kadın, tabiat gibi konular ağırlıktadır. Bu bakımdan ona “aşkın şairi” demek çok da yanlış olmaz.
Onun şiirlerinin asıl teması aşk olsa da epik tarzda yazdığı pek çok şiir de var. Köklerden Kanatlara Kadar içinde şairin özellikle Türkiye ve Türk kültürü, Türk insanına dair yazdığı şiirler oldukça dikkat çekici. Onun yazdığı bu şiirlerden hareketle ortaya olumlu bir Türk imajı ve Türkiye görünüşü çıkıyor. Türk halkına ve Türkiye’ye büyük bir muhabbetle yazılan bu şiirler aracılığıyla hiç şüphe yok ki Türk ve Kırgız halkı arasında kurulacak dostluk köprüsü, Kırgız ve Türk halkının edebiyatı arasında da güçlü bağların kurulmasına vesile olacak. Günümüz dünyasında ülkeler arasında kurulan diplomatik ilişkiler âdeta pamuk ipliğine bağlı. En ufak bir sürtüşmede çok iyi diplomatik ilişkilerin bile kopma noktasına geldiğine şahit oluyoruz. Oysa edebiyat yoluyla kurulan ilişkiler böyle değil. Edebiyat ülkeler arasında, iki ülke insanı arasında kopmaz bağlar tesis ediyor. Bu bakımdan Kojogeldi Kultegin’in şiir kitabı içinde yer alan çok sayıdaki Türkiye ve Türk halkına ithafen yazılan şiirler büyük bir öneme sahip.
Baş veya Meçhul Asker şiiri şair Kojogeldi Kultegin’in Türk’ün bütün dünyadaki emperyalist devletlere boyun eğmeyerek Çanakkale’de gösterdiği destansı mücadelenin, başkaldırışın sembolü olarak kaleme alınmış. Türk kardeşleriyle aynı millî duygu ve hissiyata sahip olan şair Kultegin, Türk’ün Çanakkale’deki kahramanlığına kayıtsız kalmayarak Çanakkale mücadelesini şiirinde abideleştirmiş. Çanakkale Savaşı’nda bir Anzak askerinin beraberinde götürdüğü kesik baş mumyalanarak saklanmıştır. 2002 yılında bu başın bir Türk askerine ait olduğunun ortaya çıkmasının ardından 2003 yılında meçhul asker başı ebedi istirahatgahı olarak Çanakkale’ye defnedilmiştir. Günümüzde Meçhul Asker Anıtı olarak bu gün minnetle ve saygıyla anılan bu meçhul asker, şair Kojogeldi’yi çok etkilemiş, ona ilham kaynağı olmuştur. İşte Baş veya Meçhul Asker şiiri bu şekilde kaleme alınmıştır.
Türk’e ve Türkiye’ye dair şiirleri arasında Atatürk’ün Cep Saati adlı şiir de oldukça etkileyici. Yine Çanakkale Savaşında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e isabet eden bir kurşunun onun köstekli saatine denk gelmesi, saatin parçalanması ama Ata’mızın hayatta kalışı Kojogeldi Kultegin’i derinden etkilemiş, ona ilham kaynağı olmuş ve şair bu hadiseyi mısralara dökmüştür.
Bilindiği gibi İstanbul tarih boyunca bütün ülkelerin, milletlerin, güçlü ve heybetli hükümdarların bir gün fethetmeyi hayal ettikleri, rüyalarında onu fethettiklerini gördükleri cihan sultanı bir şehirdir. Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan çok özel bir semboldür. İstanbul, yalnızca dünya milletlerinin bir gün sahip olmayı hayal ettiği şehir değildir. Geçmişte Türkistan’dan Hac ibadeti için yola çıkan Türkler de yolculukları sırasında mutlaka şehirlerin sultanı İstanbul’a uğrayarak bu şehri bir kez de olsa görmek istemişlerdir. Hemen herkesin rüyalarını süsleyen bu şehir, Kojogeldi Kultekin’e de ilham vermiştir. Türklerin İstanbul’u adlı şiir onun İstanbul şehrine olan güzel hislerinin, sevgisinin ve hayranlığının bir yansımasıdır. Ayrıca Türklerin İstanbul’u adı da son derece dikkat çekici bir başlıktır. Şair, İstanbul şehri her ne kadar kozmopolit bir şehir olursa olsun, üzerinde farklı medeniyetlerin izlerini taşısın yine de onu sadece ve sadece Türklerin şehri, Türklerin İstanbul’u olarak görmektedir. İstanbul Kojogeldi Kultegin için, Türk ile özdeşleşmiştir, Türk’e aittir. İstanbul sadece Türk ile güzelleşir. Türk’ten iz taşır. İstanbul medeniyetlerin beşiği olsa da Türk kültürü ve İslam medeniyeti ile ruhunu bulmuştur. Şiirin hemen her mısrasında bunu görmek mümkündür. Kultegin, Türklerin İstanbul’u şiirinde bu düşünceleri şiir diliyle estetik olarak son derece etkili bir üslûpla dile getirmiştir.
Kitapta şiir severleri etkileyen en dikkat çekici şiirlerden biri de Türkiye İzdüşümü adlı şiir. Şüphesiz çok gezmek, çok yeri görmek, çok kültürle tanışmak bir yazarı, şairi oldukça besleyen kaynaklardır. Bir edebiyat adamı etrafı herhangi biri gibi görmez. Onun baktığında gördükleri çok farklıdır, herkesten başkacadır. İşte Kojogeldi Kultegin’in Türkiye İzdüşümü adlı şiiri bunu ispatlayan nitelikte bir şiir. O, Türkiye’de yaşamaya başladıktan sonra, Türkiye’yi ve Türk insanını çok daha yakından tanıma şansı bulmuştur. Türk insanı ile birebir dostluklar geliştirmiş, günlük hayatın içine girmiş ve Türk insanıyla hemhal olmuştur. Türkiye’deki kültüre uyum sağlamış, yabancılamak bir yana, Türkiye ile bütünleşmiştir. Türkiye İzdüşümü adlı şiirinde şairin bu özelliğini görmek mümkün. Şiirde Türkiye’ye dair hemen her şey yer almakta. Komşuluk ilişkisi, her köşe başında yükselen binalar, inşaatlar, göğün ortasında çalışan bir vinç operatörü, göğe uzanan minareler, arşa çıkan ezan sesleri, sabah işe giderken simit yiyen bir memur, günlük hayatın içine bile dahil olan ve devamlı propaganda yapan siyasî partiler ve daha pek çok unsur Kojogeldi Kultegin’in bu şiirinde yer almış. Ayrıca bu şiirde Türk halkının millî duygularının ne kadar güçlü olduğu, Türk milletinin bayrak aşkı da Kojogeldi Kultegin’in dikkatinden kaçmamış. Yine şiirin son dörtlüğünde Türkiye’ye dair şairin çok önemli bir gözlemi de yer almakta. Bilindiği gibi Türkistan coğrafyasının hemen her yerinde eski bir Sovyet yaşam geleneği olarak kadınlar bütün alanlarda, her sektörde, her türlü zor işte çalışmaktadır. O coğrafyada kadın ve erkek işi diye bir ayrım yapmak mümkün değildir. Türkiye’de ise zor, ağır, kadın için başa çıkması mümkün olmayan, beden gücü gerektiren pek çok işte kadınlar yer almaz. Bu tarzdaki pek çok iş neredeyse sadece erkek işi olarak adlandırılır ve o sektörlerde kadınlar çalışmaz. İşte bu durum Kultegin’in dikkatinden kaçmamış. Türkiye’de kadına verilen değer, erkeklerin hayatın bütün zorluklarına göğüs gererken kadınlara hiçbir zor işin yaptırılmaması da onun şiirine yansımış. Şairin deyimiyle Türkiye’de erkekler her türlü işe, zor görevlere koştururken kadınların tek sorunu zayıf kalmaktır. Türkiye İzdüşümü adlı şiirden tam bir Türkiye ve Türk insanı imajı yansımaktadır. Bu bakımdan şiir Kırgız okuyucunun gözünde bir Türkiye canlandırmasına, zihninde bir Türk insanı kurgulamasına olanak sağlayan zengin tasvirlerle kurulmuş bir şiirdir.
Köklerden Kanatlara Kadar şiir kitabının içinde millî bir ruh ile yazılan şiirler arasında Kazak ve Kırgız başlıklı şiiri görmek mümkün. Kazak ve Kırgız halkının kardeşliği, birbirine benzerliği, birliği bu şiirde veciz bir şekilde dile getirilmiş. Kırgız Dili adlı şiir de Kojogeldi Kultegin’in millî bilinçle yazdığı şiirlerden biri. Bu şiir, Kırgız dilini yüceltici, Kırgızcaya büyük bir sevgi ve saygıyla yazılmış. Bilindiği gibi Sovyetler Birliği döneminde bütün ana diller ikinci planda kalırken Rusçanın ezici gücü baskın çıkmıştır. Türk halklarının dilleri baskın dil Rusça karşısında neredeyse unutulmaya yüz tutmuştur. Kendi ana dilini bilmeyen “Sovyet çocukları” yetişmiştir. Bu durumun acısını yaşayan, içinde hisseden ve millî bilince sahip olan hemen her sanatçı gibi Kojogeldi Kultegin de ana diline duyarlılığını sanatına yansıtmış. O, Rusçayı da iyi düzeyde bilmesine rağmen sanatını Kırgız diliyle yapmakta, Kırgız dilinin gelişmesine bir sanatkâr olarak katkıda bulunmakta. İşte bu bilinç ile Kultegin şiirinde “Bilip ana dilini koru!” diye Kırgız halkına çağrıda bulunuyor.
Kitaptaki şiirlerin büyük bir çoğunluğunu lirik şair Kultegin’in aşk, sevgi, kadın ve tabiat temalı birbirinden güzel şiirleri oluşturuyor. Bu şiirler insanın içinden gelen güzel duygulara tercüman oluyor. Elbette bir sanatkârın okuyucusuna vermek istediği mesaj olabilir. Ancak bazen bir çiçeğe, ufacık bir böceğe, doğadaki bir ağaca, güzel bir kadına da şiirler yazılabilir. Sadece insanın duygularını okşamak, gönlünü hoş etmek için şiir de yazılabilir. Hele de şiir ise mevzubahis, bu daha sık rastlanır bir durumdur. Şiirin nesir gibi her zaman bir düşüncesi, iletmek istediği bir mesajı, fikri olmayabilir. Sadece gönlü hoş etmek için, sanatkâr bir şair kaleminden satır satır dökülebilir bir şiir. Kojogeldi Kultegin’in Köklerden Kanatlara Kadar şiir kitabındaki şiirlerin geneline bakıldığında bu tarz şiirlerin ağırlıkta olduğu görülür. O yüzden o lirizm şairidir demek mümkün.
Kojogeldi Kultegin’in şiirleri durağan, değişime kapalı, kalıplar içinde kalmış bir şiir değil. Onun en önemli özelliği, şiirinin daima gelişime açık oluşu. Şiirlerinde kullandığı kimi kelimeler onun ne kadar yeniliğe açık, değişen zamana ayak uyduran bir şair olduğunu göstermeye yeter. O, şiirlerinde asla tutucu ve dar kalıplara sıkışan bir şair değil. Kendini güncelleyen, zamana ayak uyduran, günün kelimelerini şiirlerine dahil edebilen yenilikçi bir şair. Kelime tutuculuğu yok, şiirde bu kelimenin ne işi var sorusunu aklına getirmiyor. Bu anlayışla “SMS” kelimesi bile onun şiirinde yer bulmuş. Bu gibi güncel ve teknolojik kelimeler sıkça onun şiirlerinde geçiyor.
Kitabın ikinci bölümünde Karacaoğlan, Nazım Hikmet ve Necip Fazıl’ın klasik olmuş şiirleri Kojogeldi Kultegin’in kaleminden Kırgız Türkçesine çevrilmiş. Çeviri başlı başına zor ve emek isteyen bir iş. Hele de bu edebî çeviri ise iş çok daha zor. Bir şiiri başka bir dile çevirmek ise imkânsızı denemeye kalkmak gibi. Kaynak dildeki tadı, duyguyu, ifadeyi erek dilde verebilmek çok zor. Bunu yapabilmek için sadece çevirmen olmak değil, aynı zamanda biraz da şair olmak gerekli. Bu bakımdan zaten şairlik yeteneği malum olan Kojogeldi Kultegin’in Türk edebiyatından yaptığı bu şiir çevirileri son derece değerli. Ayrıca son yıllarda Türk lehçelerinden Türkiye Türkçesine yapılan edebî eser çevirilerinin sayısında büyük bir artış var. Oysa Türk edebiyatından Türk lehçelerine çeviri oranının son derece düşük olduğu dikkati çekiyor. Türkiye’deki Türk lehçelerinden yapılan çeviri faaliyetleri daha çok oradakini Türkiye’ye taşımak yönünde. Oysa bu tarz bir yaklaşım eksik. Aynı şekilde Türk edebiyatının güçlü kalemlerinin eserlerini de Türk lehçelerine çevirmek, kardeş Türk halklarının da Türk edebiyatını tanımasına imkân sağlamak gerekli. Bu bakımdan Kojogeldi Kultegin’in Türk edebiyatının üç yıldız şairinin klasikleşmiş şiirlerini Kırgızcaya çevirmesi de büyük bir hizmet. Şairin bundan sonra da Türk edebiyatının büyük şairlerinden yapacağı şiir çevirileri oldukça gerekli. Şairin Kırgız ve Türk edebiyatı arasındaki ilişkilerin gelişmesine yaptığı bu değerli katkısı aynı zamanda genç şairlere de örnek olacak bir davranış.
Değerli Kırgız şair Kojogeldi Kultegin’i Köklerden Kanatlara Kadar şiir kitabının Türkiye’de yayımlanması vesilesiyle içtenlikle kutluyorum. Ona sağlıklı, mutlu ve esenlikler içinde yeni yeni eserler üreteceği bereketli bir ömür diliyorum. Ayrıca bu değerli eseri Türkiye Türkçesine çeviren Kalmamat Kulamshaev, Mayramgül Dıykanbayeva ve Kenan Çarboğa’nın da emeğine sağlık.
Türk-Kırgız dostluğu ebedî olsun!