Kür Çayım


 01 Temmuz 2025


Her defasında köyümüze gidince Kür nehrinin kıyısına uğrar, doya doya izlerim onu. Bu kez de alışkanlık üzere Kür’e bakmak istedim. Nehrin etrafını çalı çırpı, yulgunlar kaplamış, patikalar kaybolmuş, yollar, suyolları yok olmuştu. Güçlükle Kür’ün kıyısına ulaştım. Suyu azalmıştı, geniş geniş akan coşkun Kür’den eser kalmamıştı. Kıyıda hiç kimse yoktu. Üzüldüm… 

 

Akarsın gamlı gamlı, akarsın yorgun yorgun, 
Kıyılarını sarmış diken, çalılık, yulgun, 
Sana sükut yakışmaz, seni çılgın görmüştük, 
Benim Tanrı’dan payım, benim canım Kür çayım. 

Bir zamanlar suyun gür, adın gibi “Kür” idin, 
Yurduma neşe veren bereketli bar idin, 
Yüzün gözün gülerdi, nasıl da bahtiyardın, 
Benim Tanrı’dan payım, benim canım Kür çayım. 

Ne gururla sevinçle yüzerdik sularında, 
Sahilinde dostlarla sevinç ile gezerdik. 
Hayal kanatlarında arzularla süzerdik, 
Benim Tanrı’dan payım, benim canım Kür çayım. 

Senin böyle akman yüreğimi dağlıyor,
Kederim umman gibi coşup, taşıp, çağlıyor.
Hafızamı sızlatan anılarım ağlıyor,
Benim Tanrı’dan payım, benim canım Kür çayım.

Belki de Tanrı seni sınamaya almıştır,
Biliyorum, dayanıklısın, yenilmezsin hemen,
Umudumu kesmemem, ümit var hoş sabaha,
Benim Tanrı’dan payım, benim canım Kür çayım.

İnanmam ki kalbimi yakıp kavuracaksın,
Tarlaya, düzlere, bahçelere akacaksın,
Sen yine mağrur mağrur Kür gibi coşacaksın,
Benim Tanrı’dan payım, benim canım Kür çayım.

 

Hazarım

Her gün gamlı bakışla gözlerim sana bakar.
Kalbimde gök gürlüyor, başımda şimşek çakar,
Suyunun çekilmesi yüreğimi çok yakar,
İncim, cevherim benim, Hazar’ım, ey Hazar’ım.

Sen, Bakü’mün sırdaşı, yakını, azizisin.
Milyar yılın şahidi, hafızası, izisin,
Şairlerin ilhamı, bin manalı sözüsün,
İncim, cevherim benim, Hazar’ım, ey Hazar’ım.

Dalgaların sahile nasıl da can atıyor,
Bazen bir aslan, bazen kuzu gibi yatıyor,
Kırçın kırçın dalgalar dünyaya naz satıyor,
İncim, cevherim benim, Hazar’ım, ey Hazar’ım.

Güneş ufuktan doğuyor, bak, ne kadar güzel,
Sanki suyun üzerine saçılmış altındır,
Bu güzel ihtişamın mekânı gök Hazar’dır,
İncim, cevherim benim, Hazar’ım, ey Hazar’ım.

Suyun yine çoğalacak tabiat hükmüyle,
Sana destek olacak sabrın, dayanışınla,
Tutacaksın sonsuz saadetin ellerini,
İncim, cevherim benim, Hazar’ım, ey Hazar’ım.

 

Hazar’ın Kıyısında

Hazar’ın kıyısında
Kayalar yalçın, yalçın,
Denizin dalgaları
Nazlanır ince ince.

Yanan, sönen kandil mi?
Yok, yok, bir şimşek çaktı,
Gökyüzüne baktım,
Bulutlar avuç avuç.

Durmuşum sessiz sessiz,
Yağmur başlamış yağıyor,
Damlalar ağır ağır
Dökülür kurşun kurşun.

Bir mucize tabiat,
Anlamıyoruz fakat
Nereye seyahat etsek?
Hayaller ordu ordu…

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 223. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 223. Sayı