HaftanınÇok Okunanları
Ayşe Solmaz 1
ERKUT DİNÇ 2
ZEHRA TAŞDEMİR 3
KEMAL BOZOK 4
Emrah Yılmaz 5
ANAR 6
FEYZA TUĞÇE FIRAT 7
“Abay Yolu – Hak Yoludur!”
Abay, insanlığın cevheri! Kazak halkının seçkin şairi ve bestecisi! Altı Alaş'ın aydınlatıcısı! Ulu bozkırın ulu düşünürü! Ulu şahsiyet, bilge ve dâhi! Kazak yazılı edebiyatının temelini atan! Evrenin ulu bilgesi ve rehberidir! Adı altı kıtada tanınan bir çevirmen!
Bu çok yönlü nitelikleri sayesinde o, küresel bir fenomen haline geldi. Bu nedenle Abay, insanlık için ebedi bir “Demirkazık” olarak kalacaktır.
“Ahmet Baytursınulı 'Kazakların baş şairi Abay Kunanbayulı'dır' diye öylesine söylememiştir. O, Kazak edebiyatının temelini attı; anlamını ve içeriğini zenginleştirdi.”
““Şiir; sözün padişahı, söz aydınlığı,
Zorlukla ahenkleştirir dâhi onları.
Dile kolay, yüreğe alev dokunmalı,
Tastamam, usturuplu gelsin etrafı.” dediği dörtlüğünde o, ölümsüz şiir ve Kazaklara gerekli olan kara sözün nasıl yazılacağını öğretti.
Her ne kadar eğitim alanıyla özel olarak uğraşarak bilimsel eserler yazmamış olsa da, onun kaleminden çıkan her türlü eseri insanlığı eğitmenin aracı olarak kullanmak mümkündür. Çünkü bu eserlerin eğitim ve terbiye yönüyle anlamı çok derin, öğreticiliği yüksek ve örnek alınacak pek çok yönü vardır. Örneğin, sadece 'Sekiz Ayak' şiirini analiz edelim. Böylece, bu sözlerimizin anlamını tam olarak kavrayacaksınız. Esasen, Abay bu eserini tam olgunluk döneminde, yani 1889 yılında yazmış. Şiir 25 kıtadan oluşmaktadır. Bu şiire, seçkin yazar ve ulu bilim insanı Muhtar Avezov’un kendisi: 'Ulu şairin yazınsal emeklerinin ortasında doğan, büyük bir dönüm noktası niteliğinde, hem bol hem her yönden estetik uyum sergileyen muazzam eserlerden biri' diyerek övgüde bulunmuştur. Bu nedenle baş şairin 'Sekiz Ayak' şiirini 'Abay eserlerinin zirvesi' olarak adlandırmak için ciddi bir dayanak vardır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, şimdi şiire geçelim.”
“Başında beyin yoktur,
Kendinde fikir yoktur,
Alaycı afra-tafralı nadanın.
Çoğunluk söylerse inanır,
Yurt söylerse tamamdır,
Alışkanlığı nadan adamın.
Teninde gayret, düşüncende köz,
Olmadıktan sonra, söyleme söz”
dedikten sonra:
“Kaynar kanın,
Acır canın,
Huylarını görünce.
“Gayretlen, silkin,
Cesaretlen, berkin,” diye nasihat verilince,
“Utanmaz, arsız bineğiyle,
Kalkıp gider peşine.”
veya:
“Olmasın kindar,
Olursa herkes sevip sayar,
Canını esirgemez meslek kılar.
Yerli yersiz sırıtmalar,
Uygunsuz alaycılıklar,
Ola mı zenginlik, nasip, bunlar?
Emek harcasan erinmeden;
Doyar karnın dilenmeden.”
ya da:
“Yemeği tokluk amacıyla,
Yoksulluk işi olmuşsa
Azdırır insanoğlunu ha.
Bilimi izleyerek,
Dünyayı gözleyerek,
İki tarafa dikkat kesildim” diyerek her dörtlükten sonra bir dizi fikir söyler.
İşte, bu şiirde yalnızca bir millet değil, tüm insanlık için ortak olan düşünce ve felsefe, hayal ve amaç, yön ve ölçü; kendisinin dile getirdiği bilgelik ve öğütler bulunmaktadır. Hatta bunların çoğu ülkede deyim ve atasözü olarak sıkça söylenir hale gelmiştir. Örneğin, “Karnı tokluk, uğraşacak işi yokluk azdırır insanoğlunu”, “Tende gayret, düşüncede köz, olmadıktan sonra, söyleme söz”, “Birini, Kazak, birini dost görmezsen işin hepsi boş”, “Çoğunluk söylerse inanır, yurt söylerse tamamdır, alışkanlığı nadan adamın “Kaynar kanın, acır canın, huylarını görünce”, “Emek harcasan erinmeden, doyar karnın dilenmeden”, “Bilimi izleyerek, dünyayı gözleyerek, iki tarafa dikkat kesildim”, “Ölü ozanın mezarı gibi, yalnız kaldım, tam gerçeği” şeklindeki bilgece sözleri yukarıda söylediklerimin kanıtıdır. Bu bilgece sözler yalnızca tek bir şiirden alınmıştır. Şimdi de kara sözlerinden birkaç örnek verelim:
Abay, insanoğlunun bilgisini açıp, asıl dinimiz aracılığıyla bilime yönlendiren bilgedir. Örneğin, 10. sözünde: “İlimsiz kılınan namaz, tutulan oruç, gidilen hac, hiçbir ibadet yerine ulaşmaz.” derken, 38. sözünde: “İlim, Allah’ın bir görüntüsüdür, o hakikat, ona olan sevgi hem hak hem de insanlıktır.”
Bu söz, büyük âlim Farabi’nin şu sözünü hatırlatmaktadır: “Eğitim olmadan verilen bilgi, insanlığın gerçek düşmanıdır.” Ayrıca “Allah-u Teâlâ’nın yolu ölçüsüzdür. O yolun sonuna kimse ulaşamaz. Fakat bir kimse niyet edip o yolu yürümeye adım attıysa, o tam bir Müslüman, tam bir insan demektir. Dünyadaki asıl hedefin kendi faydan ise, yolun sonu vardır, bu yol Allah’ın yolu değildir.” diyor 38. sözünde.
Bu da yetmez ise: “Allah'ın kendisi de doğrudur, sözü de doğrudur”, “İnsanı sev, Allah'ın hikmetini sev” diyerek netleştirmiştir. Bu bilgece sözler hâlâ önemini yitirmiş değil. Biz, Allah’ın yolundan yürümek bir yana kendi çıkarımızı gözettiğimiz yoldan çıkamıyoruz. Bu yüzden hâlâ Abay’ın bahsettiği ‘kâmil insan’ seviyesine ulaşamadık. Çünkü Abay’ın yolu, Hakk’ın yoludur. Bu yüzden konumuzu “Abay’ın yolu – Hak yoludur” olarak belirledik. Allah-u Teâla milletimize bu yola girmeyi nasip etsin!
Yukarıda biz, bozkırın bilgesinin yalnızca “Sekiz Ayak” şiirinden ve birkaç “Kara Söz”ünden örnek verdik. Eğer Abay’ın bütün eserlerinden alıntılar yapacak olsak, bu yazı birkaç kitaba yük olurdu. Peki, tüm bu değerler başlı başına bir millî ideoloji değil mi?! Büyük şairin eserleri özel bir hükümet programıyla sistemli bir şekilde düzenlenip uygun yöntemlerle kullanmalı, ülkemizin il ve ilçe merkezlerinde, her bir yerleşim yerinde, hatta kurum ve ofislerde görsel materyaller aracılığıyla geniş çapta tanıtılmalıdır düşüncesindeyiz. Bilgenin hikmetli sözleri; hem düzgün, hem de kaliteli ve estetik bir şekilde hazırlanarak basılmalı insanımızın kolay ve uygun şekilde ulaşabilmesi sağlanmalıdır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, millî ideolojinin sadece yönetimlerin eseri olduğu algısının oluşmamasıdır. Millî ideolojinin özünü millî gelenek ve göreneklerin yanı sıra diğer büyük Kazak yazarlarının edebî eserleri ve millî liderlerin mirası oluşturur.
Çünkü onlar, Ulu Abay’ın öğrencileridir. Bu sözümüzü Mirjakıp Dulatulı’nın şu ifadeleri de destekler: “Edebiyatımızın temeline konulan ilk tuğla, Abay’ın sözü ve Abay’ın adı olmalıdır. Abay’dan önce Kazaklarda elle tutulur, okunacak, gerçek anlamda Kazak edebiyatı denilecek bir şey yoktu. Abay’ın bizim için değerli oluşu da bundandır. Belki bundan sonra Abay’dan daha üstün şairler, yazarlar çıkar; fakat en yüce ve en değerli makam Abay’ındır. Kazak halkını aydınlatan, ilk parlayan yıldızdır Abay’dır.” şeklindeki değerlendirmesi de sözümüzü destekler. “Eğer işin yürüsün diyorsan, yolunu bul” der zaten bilge Abay’ın kendisi. Bizim millî meselemiz de işte budur! Yeter ki bunun yolunu bulalım. O zaman ülkemizin temeli sağlam, çatısı yüksek, ufku geniş olur.”
Abay'ı dünyaya tanıtan ünlü yazar Muhtar Avezov da şöyle demiştir: “Abay'ın derinliklerinden sadece biraz içtim.” Peki ya biz, Abay adlı okyanusun bir damlasını tatmayı başarabildik mi? Derinliklerinden yararlanmak için ne yapmamız gerekiyor? Elbette Abay'ı tanımamız lazım. Ancak o, çetin cevizdir. Abay durdurulamayan ve kural tanımayan bir geçiştir. Ne zirvesine ulaşmak, ne de derinlerine inmek mümkündür. Bu yüzden, onun ölümsüz şiirleri ve derin anlamlar barındıran nesirlerinden (Kara Sözlerinden) örnek ve ders almak için büyük bir hazırlıkla gelmemiz gereklidir. Çünkü Abay’ın kendisi de:
“Akılla anlaşılır bildiğin söz,
Başına girmez, akar imiş.
Arzulu yüreğin sezdiği söz,
Bütün damarları gezer imiş.” diyor.
Yani, insanın içinde bilgi ve ilme karşı bir istek ve ilgi olmalıdır. Kalpte bilgiye susamışlık bulunmalıdır. Ancak o zaman sonuca ulaşılabilir.
Devlet Başkanı Kasım-Jomart Tokayev “Abay ve XXI asırda Kazakistan” adlı makalesinde: “Şair, halkını çeşitli sanat dallarını öğrenmeye teşvik etti. Bunların hepsinin zamanın gereği olduğunu açıkça sezdi ve milletine erkenden seslendi. Hatta günümüzde sıkça dile getirilen entelektüel bir millet oluşturma fikrinin Abay’dan başladığını söyleyebiliriz. Büyük düşünür her sözüyle milletin seviyesini yükseltmeyi amaçladı. Bu yüzden Abay’ı derinlemesine tanımaya büyük önem vermeliyiz. Abay'ı tanımak, insanın kendisini tanımasıdır. İnsanın kendisini tanıması ve sürekli gelişmesi, bilim ve bilgiye öncelik vermesi, olgunlaşmanın göstergesidir. Entelektüel millet de budur. Bu bağlamda, Abay'ın sözü, nesillerin yön bulacağı bir Kutup Yıldızı’na dönüşmelidir.
Abay, her Kazak çocuğunu milliyetçi bir vatandaş olarak yetiştirmeye çağırdı. Onun mirası akıllı vatanseverliğin okulu, ulusal değerleri takdir etmenin temelidir. Bu yüzden vatandaşlarımızın gözleri açık olsun istiyorsak, Abay’ı okumaktan, şairin şiirlerini ezberlemekten yorulmamalıyız.” demiştir.
İşte, Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev'in bu sözlerini rehber alarak, ulusal ideolojimizi, kökleri Abay'ın eserlerinden beslenen bir sistem haline getirmeliyiz. Ancak o zaman yol haritamız netleşir ve belirgin bir yolda ilerleriz.