Mevsimini Unutmuş Dağlar


 01 Temmuz 2024


Dağlar hakkımızda konuşuyorlar.

Eteklerini gösteriyor,

O etekleri biz dün

Hayır, daha önce

 

Kıpkırmızı çiçeklere doldurmadık mı?

Kuruttuğumuz çiçeklerimiz için

Yapraklara da değer veriyorum.

 

Dağlar konuşuyor

Açığa çıkan kaygılarımızı

Bizim çoktan göz ardı ettiklerimizi.

 

Sitemkâr mevsimler,

Ayazlar, kurumuş yapraklar

Dağlar için mevsimlerde ne kaldı?

Beklentimiz yaz ve bahar değil miydi?

 

8. Çisil Çisil şarkı

 

Çisil çisil gülümsemen gizli,

Bir tek bana benzer ilginç.

Bende gördün sen de kendini

Ben de gördüm sende kendimi.

Bakışarak sırlarımızı konuşuyorduk

Sırlarımızı konuşarak buluşuyorduk.

 

Güneşin doğduğu en son seher,

Armağan etti bambaşka bir hasret.

 

Keşke bulmasaydın beni,

Çisil çisil yağmur yağan akşamda.

Karşılaşmasaydım seninle

Çisil çisil yağmurlu

 

Çisil çisil şarkılarımda.

 

9. Ah, Canım Dinlensin Mi Şimdi?

 

İnandım ki biz artık ayrılmışız,

Gözlerim bulanık

Gür saçlarım

Aniden ağardı.

Şarkılar ağlatamaz.

Biz değiliz o ezgilerdeki

Ah, canım dinlensin mi şimdi?!

 

10. kızımın Anısına

 

Penceremin dibinde durmuyor yağmur,

O kadar içten ağlar yüreğim

Gel kızım başını bağrıma yasla.

Unutma yağmurlu iç çekmeleri,

Gönlünün katmanında ebedî sakla.

 

Gözlerime bakıp soru soruyorsun,

‘’Annem çok ağlıyor’’ dedin belki de.

Bu nasıl bir zaman, bilemezsin kızım

Yağmurlu gecede görünmez hilal.

 

Gün gelir büyüyüp olursun Senem

Dolmasın güzel güzlerine nem.

 

Kanatlan göklerde ey şirin yavrum!

O zaman anlarsın annen kalbini,

Gözyaşın, hasreti, arzularını

Kazsan kalbinin en derinliklerini

Bulursun annenin heyecanını.

 

İkimiz bir canda yaratılan vücut,

Bende olan her şey sende bulunur

Ancak yaşadığımız dev birler başka,

Geçmişten gelecek çıkar, yayılır.

 

İkimiz bir ruhtan yaratılan kadın,

Bir işi isterken, bir işten bizar

Korkarız güzelliği berbat etmekten

Vicdansız yaşasak yüzler kızarır.

 

Yağmurlara katılan damla ikimiz,

Kim gözyaşı, kim yağmur? kimse bilemez

 

Bilenler güllerin yapraklarına baksın,

Lekesiz parlayıp nur saçarız kızım.

 

11. Üçlü Mısralar

 

Hicranın müziği çaldı kırık ney,

Oyuncu zamanın dansçılarına

Solmuş yapraklar uçmakta umut yerine.

 

Saçlarımı benden kopardı,

Umudumu senden kopardı

Söyleyin bunu nereden kopardı?

 

Siz saçımın kokusuyla uyanıyorsunuz,

 

Saçlarım ellerinizde….

Biz bizde uyanırız azizim.

 

Gördüklerinizi aydınlattınız,

 

Bildiklerinizi kıymetlendirdiniz

Ruhu hür melek idiniz.

 

Gece ile gündüz ebedi buluşmaz

Birbirine yaratılmış gibi

Ne için ben ulaşamıyorum size?

 

12.Güzel yalancı

 

Doğru diye, yalan söylüyor,

Yalan onları gül gibi açtırıveriyor.

Yalan bulamadığında doğruya yönelir

Doğruya doğruyu anlatıp acındırıyor.

Söyleyin iyimi çiçek gibi açılan?

Ya da hasret gibi acınan?

 

Onlar yaşıyor, gerçek gibi yaşıyor,

 

Çok tatlı yalanlar ile

Çiçekleri bile solmuyor

Gönülleri kurumuyor

Çünkü onları su kandıramaz.

 

Daha da yalancı olunuz,

Daha da açılırsınız

Harika âlim idi,-diye

Muazzam zalimdi,-diye

Dillerde destan oluyorsunuz.

Tohum olup saçılırsınız!

Sizin tohumunuz çok kuvvetli.

 

13.Mahalle şarkısı

 

Şafak henüz yüzünü gösteriyordu

Yeniden hayat başladığı seher

Kutlu olsun bu bir gününüz!

Ne vakitte uyanan kuşlar?

Cıvıltısı ile öyle dilek tutar.

 

Ne zaman açtı ceylan gözünü,

Bu seherin melekleri.

Ellerinde süpürgeleri

Hayallarında geziyor pinhan

Akşam gören sihirli düşleri.

 

Geçip gitti çalışkan bir genç

İttirerek el arabasını

Bazısında elma, şeftali var

 

Bazısında üzüm bile…..

Kaldı onun yalnız annesi

Yolcu ederek kapı önünde.

Fısıldıyor anne kendine

‘’ nasıl olur bugünkü işi’’

 

Ne sevimli benim mahallem.

Tramvaylar geçmez buradan.

Tren de yok siren çalacak

Atölye yok, fabrika da hem.

Sadece var özgür kuşların

Cıvıltısı, tatlı şarkısı.

Büyük gözlü at, ineklerin

Bazen seslenen sokak şarkısı.

Anırıverir haylaz eşekler,

Sıpaları o kadar tatlı.

Her köşede yoğun bir pazar

Bir tarafta satılıyor gevher.

Bir tarafta kavun, karpuzu

Duyuluyor günde kaç defa

 

‘’Tuz, kireç!’’ diyen satıcının sesi.

 

Duvara yaslanıp, sigara içip,

Oturuyor gençler, yaşlılar

Yıkılmıyor duvarlar ya da

Sigarada bitmez hiçbir vakit

hem bitmeyecek onların sözü…

kaygı verse bile bu halleri

Sevimliler yine de onlar.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 211. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 211. Sayı