Murat Adji ve Araştırmaları


 01 Mayıs 2021


1990’lı yıllardan itibaren Murad Adji, eserleriyle dünya tarihi yazıcılığı ve değerlendirilmesi ile ortak tarihî, dinî ve kültürel değerleri gündeme getirmiştir.

Geniş kitlelere hitap edebilmek için çoktan unutulmuş bir üslubu kullanarak bilimsel kaynaklara dayanan ciddî araştırma eserleri or taya koymuştur. Büyük Kavimler Göçü, Deşti Kıpçak, Altay, Hunlar, Gök Tanrı, Tengricilik, Türk dünyasının tarihî serüveni, dünya görüş leri, gelenekleri ve değerleri, kültürlerarası etkileşim, ortak tarihî, dinî ve ruhanî değerlerin oluşumu gibi birbirine bağlı konular Adji’nin bütün eserlerinde yer almaktadır.

Aziz Georgi’nin hayatı ve faaliyetleri, bu önem li konulardan biridir. “Aziz Georgi ve Hunlar” adlı son kitabı M.Adji’nin hayatı boyunca araş tırdığı konuların zirvesi olarak değerlendirilebilir. Azizlerin hayatı ve faaliyetleri konusu genel olarak tarihî hadiselerin dışında veya sadece bir kısmı alınarak aktarılmaktadır. “Aziz Georgi ve Hunlar” eserinin önemi ve farklılığı, dünya tarihi ve dinler tarihi bağlamında kaleme alınmış olmasıdır. Eserde tarihin can lanmasına, farklı değerlendirmelere rağmen tarihin adeta canlı şahidi oluyorsunuz. Murad Adji’nin şahsiyeti, hayat yolu ve dünya görüşü her eserinde olduğu gibi bu eserde de varlı ğını hissettirmektedir. Adji, “Hayatım boyunca bu kitaba doğru yürüdüm” diyor. Bu yolculuk gerekli olan amaç ve ilmî merakının yanı sıra çok ciddî bir donanıma sahip olduğunu ve olağanüstü emek sarf ettiğini görüyoruz. Her yeni eserinde konuyu daha ileri taşıdığını, sa dece bilgi ve yorumlarını değil, arayış yolunu ve duygularını da paylaştığını görüyoruz.

Adji, Aziz Georgi’yi anlatırken onun yaşadığı çağı anlamaya ve anlatmaya çalıştı. Bu kitapta dünya tarihinin yaygın olarak bilinmeyen ha diselerini, Türklerin Büyük Kavimler Göçü sı rasında yer alan savaşları, yaşadıkları değişim süreçlerini ve bıraktığı izleri anlatmaktadır.

Eserlerinde, IV. yüzyıla doğru Türklerin Avrupa’ya yayılması ve yerleşmesi, maddî ve ruhanî kültürleri, yeni dinî ve siyasî şartlara göre uyum sağlamaları gibi zor konular sade bir dille an latılmaktadır.

“Din doğar doğmaz siyasetin bir aracına dö nüşüyordu. Kilisenin menfaatlerini siyaset belirliyordu” cümlesinin arkasında dönemin siyasî tarihi de ayrıntılarıyla yer almaktadır. Konsil kararlarının metin incelemeleri Adji’nin tezini ve yorumlarını onaylamaktadır. Eserin açıklama kısmı ve yorumlar, kullanılan kaynak ça kısmı ayrı bir metin oluşturmaktadır. Bilin meyen, unutulan kaynaklar dikkatlere sunul maktadır. Tengri inancının Elçisi Aziz Georgi İslam kaynaklarında Cercis Peygamber olarak yer almaktadır. Aya Yorgi, Müslümanların ve Hıristiyanların ortak ruhanî değeri olarak bu günlerde de farklı isimlerle yaşamaktadır.

Türk toplumlarında bugün de “Hıdır”, “Hızır”, “Hıdırellez” adıyla mucizevi gücü öne çıkarılan ruhanî şahıslar namına bayramlar yapılmakta dır. Her gücün arkasında uhrevi ve ruhanî bir emek, bir bedel ödendiği görülmektedir.

Aya Yorgi’nin çilelerle dolu hayat hikâyesi ibret vericidir. Ruhanî gelişmeye götüren yolun ıstı rap ve acıyla dolu olmasına rağmen toplumla rın hayatına ışık tutan kahramanı ve kahraman lığını anlatılıyor.

M.Adji her eserinde Rus edebiyatına atıflar yapmaktadır. Ünlü Rus şairi Konstantin Bal mont’un Aziz Georgi ile ilgili şu satırlarını ha tırlamamızı o sağlamaktadır:

“Aziz Georgi Aziz Georgi, Zirve anını gördün.

Güçlü düşmanın karşısında coştun,

Ölü düşmanın karşısında bir anda söndün”

Bu mısralarla büyük bir zaferin yenilgi olabile ceği gibi yenilginin de ruhanî bir zafer olabileceğini felsefî bir açıdan anlatmak istedi.

Adji, Hunların bilgi ve ruhun gücünü nasıl tem sil ettiğini, onların dünya tarihine etkisini anlatıyor. Gök Tanrı elçileri olarak takdim edilen Hunların hayat ve ölüm felsefesini, ruh algısını ve dünya görüşünü gözler önüne seriyor.

Murad Adji, ayrıştırıcı değil, birleştirici unsurları, yani ortak tarih, ruhanî kültür ve hayatla iç içe olan askerî ve dinî gelenekleri de ince liyor. Böylece Adji’nin her eserinde tarih ve din araştırmalarını arkeoloji, tarihî ve iktisadî coğrafya, etnografya, dilbilim ve edebiyat gibi bilim dalları bağlamında yaptığını görmekte yiz. Bu yaklaşımın farklı sonuçlar getirebileceği ortadadır. Meselâ, tarihî coğrafya olgularını dikkate alarak Adji dönemin söz varlığı, yer ve kişi adlarının değişim sebeplerinin kapılarını açıyor. Tarihî olgular dikkate alınmadığında, sorgulamadığında araştırmalar eksik kalabiliyor, hatta değer kaymasına yol açabiliyor. Bu nun örnekleri az değildir. Dolayısıyla çağdaş araştırmacılar için Adji’nin araştırmaları iyi bir örnek teşkil edebilir diye düşünüyorum.

Hafıza kaybının da bir cinayet olduğunu gösteriyor Murad Adji. “Ahlak”, “Vicdan”, “Söz’ün Gücü”, “Dua’nın Gücü” bugünlerde toplu mun ihtiyacı olan kavramlardır. İnanç, her toplumun hayatında önemli yer tutan, toplumun yapısını, düzenini ve değerlerini şekillendiren önemli bir olgudur. Dolayısıyla bu kitabın konusu ne kadar maziden olsa da günümüz için de büyük bir önem taşımaktadır.

Adji, Tengri inancının dünya dinlerinin gelişmesindeki etkisini, geleneklerini ve ortak dinî simgelerin tarihini anlatmaktadır. Kaleme al dığı bu konuların tarihî ve ortak dinî bilinci arttırdığını, aynı zamanda alan uzmanlarına da geniş bir kaynak sunmakta olduğunu düşünüyorum. Adji, unutulmuş, unutturulmuş veya dikkate alınmamış bilimsel kaynakları, kayıp metinleri tespit ederek bir araya getirmiştir. Tahkir edici eleştirilere ve baskılara karşı dik durabilmiş, çalışmalarına devam edebilmiş, metinlerinde otosansür kullanmadan araştır malarını paylaşmıştır.

Resmî tarih yazıcılığına uymayan, ders kitaplarında anlatılmayan konulara farklı bakış açısıyla ve derin araştırmalarıyla “Unutulan Vatanın Sesi” olmuştur.

Tarihi topluma anlatan ve yayan, toplumda tarih bilincini uyandıran bilim insanı Murad Adji, şahsiyeti, hayatı ve eserleriyle büyük bir ilmî şecaat örneğidir.

Murad Adji’ye rahmet diliyorum.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 173. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 173. Sayı