HaftanınÇok Okunanları
KAYNAR OLJAY 1
SALIM ÇONOĞLU 2
Kader Pekdemir 3
İ. M. Galimcanova 4
Kardeş Kalemler 5
Osman Çeviksoy 6
Gülzura Cumakunova 7
Türk kültür derneğinde üç öğrencim Atakan, Zeliha ve Cenk’e hikâye yazarlığı dersi veriyordum
Mola verdikten sonra gençlere hedeflerini sordum.
Zeliha hem hikâye hem de senaryo yazarı olmak istediğini söyledi. Cenk de “Benimki belki zor Hocam.” dedi. “Tarihi romanlar yazmak istiyorum.“ Atakan sessizdi. “Senin hedefin nedir?” diye sordum. Birden uyanır gibi “Bana mı seslendiniz Hocam?” dedi. Bir daha sorunca beklemediğim bir cevap verdi: “Artık gelmeyeceğim?” “Neden.” dedim “Bir sorun mu var?” Atakan kendini iyi hissetmediğini söyledikten sonra gitmek için müsaade istedi. Tuhaf bir hâli vardı. “Tamam.” dedim.
Bir sonraki derse gelmeyince aradım. Gelmek istemediğini söylüyordu. “Böyle olmaz Atakan.” dedim. “Belli ki bir derdin var. Evdeysen ve annenle baban da müsaitse gelebilir miyim?”
“Tabi Hocam buyrun.” dedi.
Evi derneğe yakın olduğu için yürüyerek gittim. İçeri girdiğim de babası soğuk bakışla “Hoş geldiniz ben Kâzım.” dedi. Annesi de “Benim adım da Fulya .” diye kendini tanıttı. Sonra “Ne içersiniz?” diye sordu. Teşekkür ederek içmeyeceğimi, oğluyla konuşmak için geldiğimi söyledim.
Atakan’a “Konuşabilir miyiz?” diye sordum. Babası oğluna yan gözle bakarak “Yanımızda da konuşabilirsiniz.” dedi. “Olur benim için bir mahsuru yok.” dedikten sonra Atakan’a neden vaz geçtiğini sordum. Kâzım araya girip “Hikâye yazmayı öğreneceğine okul da verilen ödevlerini yapsın.” deyince Atakan şaşkınlıkla babasına baktı. “Niye böyle diyorsun baba?” dedi. “Ödevlerimi yapıyorum.” Fulya da söylediklerini teyit edince elini hiddetle sallayarak “Karışmıyorum! Ne hâlı varsa görsün.” diyerek televiziyona döndü. Kâzım’ın bu tavrını hoş bulmadığım için müsaade isteyip kalktım. Kapıya kadar eşlik eden Atakan’a dönüp, “Kapım her zaman açıktır ama babanla da kötü olmanı istemem.” dedim. “En iyisi biraz zamâna bırakmak.”
Cumartesi günüydü. Masaları ve sandalyeleri hazırlıyordum. Zeliha ile Cenk geldikten sonra dersimize başladık. İçimden “Atakan da gelseydi keşke?” dedim. Zira diğer öğrencilerim gibi oda hikâyelerini güzel yazıyordu. Sonra “Hocam.” diye seslenen oldu. Hepimiz kapıya baktık. “Geç geldiğim için özür dilerim.” dedi Atakan. Mutlu bir şekilde “Hadi gel.” dedim.
Zeliha ile Cenk gittikten sonra “Ee hani gelmeyecektin.” diye sordum. Babasının yanına gelip “Bana karşı böyle küs davranma. Okulunu ihmâl edersin diye korktum. Mâdemki yazar olmayı bu kadar çok istiyorsun, devam et ama ödevlerini de ihmâl etme.” dediğini anlattı. “Babalar böyledir.” dedim. “Biraz sert davranırlar ama aslında evlatlarının iyiliği içindir.”
Sonra kalkarken “Geçen derste hedefiniz nedir diye sormuştunuz ya Hocam.” dedi. “Sizin gibi hikâyeler yazmak ve ders vermek istiyorum.” Büyük bir sevinçle “Âferin Atakan.” dedim.
(Avrasya Akademi Online Kuray Hikaye Atölyesi Ocak 2021)