Olgun Bir İnsandı


 01 Kasım 2023


Harp meydanından döndükten sonra savaş gazisi olarak birçok yere konuşma yapmak için davet edildim. Programlardan birine benimle birlikte genç bir delikanlı da katıldı. Programı yöneten kişi: “Savaş gazisi ve yazar Kemel Tokayev!” diye tanıttı. Benim sol tarafımda oturan delikanlı bir şeyler yazmaya başladı. İlk olarak ben konuştum. Savaş meydanında yaşanan zorluklarla ilgili konuşuyordum. Konuşurken defterine bir sayfalık yazı yazdığını, hayır, inciler gibi dizdiğini gördüm. Konuşmasını hazırlıyordur diye düşündüm. Ben kendisine bakınca, o da bana bakarak tebessüm ediyordu. Benim konuşmam bitti. Sanırım çok konuşmuşum ki, delikanlı çok kısa konuşma yaptı. 

Toplantıdan sonra kendisiyle sohbet ettik. Her ne kadar yaşlarımızın farkı büyük olsa da, bu tür buluşmalara birlikte sık sık katılıyorduk ve ilişkilerimiz o kadar yakınlaştı ki, ailece birbirimizi ziyaret etmeye başladık. Tatil günlerinde ailece çocuklarımızı alarak şehir dışına çıkardık. O zaman çocukları küçüktü. Hala unutmam, Saltanat isminde kızıyla küçük oğlu güzel şarkı söylerlerdi. Sanırım, o küçük oğlu bugün hükümette çalışan Kasım Jomart idi. Onun evini ziyaret ettiğimizde Turar gelinimiz birbirinden güzel yemekler ikram ederdi. 

Geliş gidişlerimiz çoğalınca Kemel Bey’in benim hakkında bir çalışma yaptığını anladım. Harp meydanında ben partizanlık yaptım. O da sohbet ederken benim hatıralarımdan not eder dururdu. Kendisi konuşmayı sevmezdi, sır saklamayı iyi bilirdi.

Bir gün şair Cumagali Sayın’ın evindeyken, kendisine “Kemel benim hakkında bir eser yazmayı düşünüyor sanki. Çünkü anlattıklarımı her zaman not ediyordu”, dedim. O biraz düşündükten sonra:

“Yazmak isterse yazsın tabi ki. O, casuslar, ajanlar hakkında güzel edebi eser yazan yetenekli bir yazardır. Sen de tekin değilsin”, dedi.

O zamanlarda yazarlık kaidelerinden bihaber olan ben:

“Ama Cumagali, benim ile ilgili Abdol Slanov “Altay Balası” adlı kitap yazmıştı ya? Çok olmaz mı? Ayıp olur sanki?” dedim.

“Her yazarın yazısı ve üslubu farklı olur. Sen de sonra eline kalem alırsan, kendine göre bir yol çizmiş olacaksın”, dedi.

Bir Kemel Bey’le görüştüğümde, Ukrayna’ya gideceğimi söyledim. O biraz düşündükten sonra:

“Aslında beraber gidersek iyi olur”, dedi.

“Güzel olur. Senin gibi yetenekli kalem sahibiyle yolculuk yapmak şereftir. Hem orada birçok partizan dostlarımla seni tanıştırırım”, diyerek sevincimi arz ettim.

   Üç-dört gün sonra yola çıktık. Kiev’te Meclis binasını ziyaret ettik. O zaman Meclis Başkan Yardımcısı Sidor Kovlak idi. O hem partizanlar derneği başkanıydı. Bundan dolayı beni hemen kabul ederdi. Sidor Kovlak bizi güzel karşıladı. Sonra bu delikanlı kimdir dercesine Kemel Bey’e baktı.

“Bu kardeşimiz Ukrayna savaş meydanında savaşan yazardır ve Ukraynalı partizanlar hakkında kitap yazmak isteyen Kemel Tokayev!” diye tanıştırdım. Meclis Başkan Yardımcısı dostumuz bize bir araba ayarladı ve programı organize edeceğini söyledi. Ayrıca yol masrafımız için zarfa para koyarak takdim etti.

Kemel Bey meclis binasında dışarıya çıktığımızda:

“Araba ayarlaması iyi de, parasını almamıza gerek yoktu”, dedi. Haklıydı ve namuslu birisiydi. Ben de kabul ettim. Program çerçevesinde birçok görüşme düzenlendi ve Kemel Bey birçok partizanla dostluk ilişkiler kurdu. Uzun uzun sohbet etti. 

Özellikle, Dnepr ırmağının kıyısında bulunan Grigoryev kasabasında yaşan kanlı savaşın olduğu yere gittiğimizde Kemel Bey çok etkilendi. 

“Allah Allah, bu ne babayiğitlik! Bu kahramanlığınızı herkese anlatarak size Halk Kahramanı ünvanının verilmesi için ilgili yere başvuracağım”, diyerek sanki her şey onun elindeymiş gibi konuştu. 

Temiz yürekli, açık gönüllü insanın o günkü dileği elli sene sonra gerçekleşti. Kurucu Cumhurbaşkanımız: “Babayiğitlik hiçbir zaman eskimez!” diyerek Altın Yıldızı göğsüme takmıştı. Kemel gibi bana her zaman iyilik ve esenlik dileyen kardeşlerimin duaları kabul oldu.

 O gezide bizler savaştığımız yerleri, faşistlerin zulüm yaşattıkları kasabaları ve ondan sonra bizim çabamızla o zulümleri durdurduğumuz eski kanlı meydanları, kampları, hapisleri, zindanları ziyaret ettik. Kemel Bey dikkatle izledi. Eski partizanlarında dinlediklerini not etti. Öyle ki, benden duyduğu şeylerle kıyaslayarak düşünce süzgecinden geçirdi. Ben ise, gazi dostlarımı gördüğümden memnundum. Sonra Kazakistan’a dönüş zamanı yaklaştı. Eşyalarımızı topluyorduk. Kemel Bey bana dönerek:

“Kasım Bey, ben Ukrayna’nın orman ile köy-kasabalarında yaşanan şeylerden materyeller derlerdim. Ama keşke Karpat dağlarındaki kanlı meydanı görseydik, ne kadar iyi olurdu!” diye pişmanlığını gizleyemedi.

Bilgi ve araştırma aşkı bulur işte!

Ülkemize döndükten sonra çok uzamadan onun partizanlar hakkında yazdığı “Özel Talimat” kitabı çıktı. Kitapta isimler değişikliği hiç yapılmamış. Sadece benim adımı “Kali” olarak değiştirmiş. O da edebi figürün sağ olmasından dolayı olmasından kaynaklanıyordur. Zaten kendisi de bir şey demedi, ben de sormadım. Ukrayna’ya gittiğimde kitabı dostlarıma dağıttım. Onlar Ukrayna diline çevirtmek istediler, fakat Kali isminde partizan savaşçısı bulunmadığından dolayı ideolojik sansürcüler izin vermemiş.

Kemel Bey hayatının son döneminde Yazarlar Birliğinde görev yaparken: “Kasım Bey, şu anda eskiden sürgüne uğratılanların aklamaya başladılar. Ben de sizi “akladım”. Daha önce yazdığım “Özel Talimat” kitabının Rusçasında isminizi değiştirmedim”, diyerek bana bir tanesini hediye etti. Ben teşekkür ettim.

Sonra Ukrayna’ya gittiğimde:

“Kemel Bey nerede? Neden gelmiyor?” diye sordular.

Ben de ne diyeceğimi bilemedim. Partizanların yaptığı gibi, ellerimle yüzümü kapatarak ağladım. Onlar büyük kabiliyet sahibi yazarın vefat ettiğini anladılar ve taziyelerini arz ettiler. O kitabı okuduktan sonra Ukraynalılar Kemel Tokayev’in ne kadar büyük yazar olduğunu kabul ettiler.

O korkunç kanlı meydanında savaşan, edebiyat alanında da büyük bir başarıya imza atan Kemel Tokayev olgunluk çağındayken hayatını yitirdi. Onun bıraktığı ölümsüz mirası edebiyatımızın engin muhitine eklenen manevi bir zenginlik olduğuna şüphe yoktur. 

Almatı, 2003

 

 

 

 

 

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 203. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 203. Sayı