Logo
Light
Dark
System
 

Osman Çeviksoy ve Bebiha Romanı Üzerine

  MUSA SERİN
 01 Aralık 2022
Sosyal Medyada Paylaş

Kitabın Adı: Bebiha

Yazar: Osman Çeviksoy

Türü: Roman

Yayınevi: Akçağ

Günümüz hikâyeciliğinin yaşayan ustası Osman Çeviksoy elbette. Usta kalem Osman Çeviksoy BEBİHA (Aşkın ve Yokluğun Romanı) ile romancılıkta da ben de varım diyor. 

Bir romanı, hikâyeyi veya deneme türü yazıları okutan birinci amil dildir. Romanda sade bir dil kullanılmış ama zaman zaman “sorun” kelimesinin de kullanılması bana “mesele” veya  “problem”in “çuvala mı girdi?” sorusunu aklıma getiriyor. Bir türlü sevemedim şu “sorun” kelimesini. 

Yazıyı okutan ikinci amil konu da çok önemlidir. 

Üçüncü amil ise anlatımdır.

Okuyucu romanı okurken dil ile kendisinin, ana ve babasının, yakın çevresinin konuştuğu dili bulacaktır diye düşünüyorum. Herkesin anlayacağı kelimeler itina ile seçilmiş gibi. 

Konu o kadar güzel seçilmiş ki; şahsen romanı okurken bazı yerlerde kendimi buldum bir bakıma. “Patoz”la( Adana ve çevresinde halk “patoz”a “cırcır” der) buğday, arpa vs harman yapılırken, düven sürülürken romanın kahramanı benmişim gibi geldi. Saman taşıyan, “patoz”un önünde çalışan, “patoz”a “sap”(biçilmiş buğday veya arpa) atan bendim sanki. Beni alıp ilk gençlik yıllarıma götürdü. Bana çocukluğumu yaşattı bir bakıma. Üstümüz başımız, kaşımız gözümüz hep toz olur o bahaneyle ırmağa gider “çimerdik”. Romanı okurken “Ah ulan ah! bazen de hey gidi günler hey! diye geçirdim içimden.

Yoksulluk, fakirlik, fukaralık ayrı bir konu. Zaman zaman babanın yerine kendimi koydum, zaman zaman da rahmetli babamın durumunu hatırladım ve gözlerime yaşlar doldu. 

Okumak ve okurken insanı yönlendirecek bir öğretmenin olması kadar güzel bir şey yoktur diye düşünürüm. Keşke her öğretmen öğrencilerini iyi tanıyıp yönlendirme yapabilse. 

Okurken öğrenci başarısını etkileyen en önemli faktör öğrencinin öğretmenini sevmesi, sevebilmesi ve/veya öğretmenin kendisini öğrenciye sevdirmesidir. Öğretmen, kendisini öğrenciye sevdirdiği zaman konular daha çabuk anlaşılır, problemler kolayca çözülür ve öğrenci de derste başarılı olur. Eğer öğrenci öğretmeni sevememişse (romandaki İngilizce öğretmeni gibi) başarılı olmak zorlaşır. Şahsen ben de özellikle ortaokulda her sene İngilizceden bütünlemeye (bizim zamanımızda bütünleme yerine “ikmale kaldı” denirdi) kalır, “tek ders imtihanına kadar gider zorla geçerdim. Erhan’ı okulda yönlendiren Türkçe öğretmeninin teşvikiyle “şair” ve “hikâyeci” yönünün ortaya çıkması çok önemli. Sınıf içinde şiir ve hikâyeleri okuması, diğer öğrencilerin de başarılı olmalarına sebep oluyor.

“Bebiha” “Aşkın ve Yokluğun Romanı” alt başlığında geçen aşk o kadar güzel işlenmiş, o kadar güzel anlatılmış ki; aşk ayağa düşürülmemiş, aşka konu olanlar incitilmemiş, kime âşık olunduğunu kimse bilememiş ama ta romanın sonlarına doğru ancak sır çözülmüş. Herkes “Rüya” kim diye sormuş ama bir cevap alamamış. Her güzel kız “Rüya’nın” kendisi olduğunu sanmış veya bir başka arkadaşını “Rüya” olabilir diye düşünmüş. Hatta ve hatta “Bebiha” da kendisinin rüya olabileceğini düşünmemiş, aklından geçirmiş ama tılsımı çözememiş. Nasıl çözsün ki; kendisiyle tanışmada önceleri Rüya’ya şiirler yazılmış, hikâyelere konu olmuş. 

Romanı daha fazla anlatmayayım. 

Romanı okuyun ki önce “şu fakirliğin gözü kör olsun” deyin. 

Romanı okuyun ki bir babanın çocuğunun okuyabilmesi için çektiği sıkıntıyı, bir dedenin torunu için nelere katlandığını görün ve sebebini araştırınız. 

Kitabı okuyunuz ki bir ananın çocuğu için yaptığı duaları, bulunduğu temennileri görünüz.

Kitabı okuyunuz ki azmin zaferini göresiniz.

Kitabı okuyunuz ki aşkın güzelliğini keşfedin. “Bebiha”yı okumadan aşkın güzelliğini, saflığını, temizliğini ve tatlılığını anlayamazsınız.

Kitabı okuyunuz ki kendinizi Erhan’ın yerine koyup “bu şartlarda ben okuyabilir miyim” diye düşünün.

Kitabı okuyunuz ki Bebiha’nın verdiği “beklerim” sözünü verebilir miyim diye kendinizi yoklayınız.

Ben romanı tam üç defa okudum. Her okuyuşumda da gözlerim nemlendi, duygulandım.

Teşekkürler Osman Çeviksoy. Yeni hikâyelerin yanında yeni romanları da bekliyoruz bilesin.

 

Musa SERİN, 09.10.2022 Kaledibi Yaylası, İskenderun-Hatay

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 192. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 192. Sayı
Satın Al