HaftanınÇok Okunanları
MERYEM HAKİM 1
Süleyman Abdulla 2
Kardeş Kalemler 3
HİDAYET ORUÇOV 4
İdris Özler 5
SEYFETTİN ALTAYLI 6
ERKUT DİNÇ 7
Alaş emaneti denen şey, haysiyetli
ve kutsal bir kavram. O
emaneti suistimal etmeyenler,
bugün milletin gururunu
yükselten büyükler olarak
her şekilde övülmekte, konuşulmakta,
kaydedilmekte
ve propagandası yapılmaktadır.
Sözler taşa kazınmış
tarih, eylemler hayatta kalan
izlerdir. Öyleyse, Alihan Bökeyhan,
Ahmet Baytursınulı,
Gumar Karaş, Şakerim Kudayberdiulı,
Mirkakıp Duvlatulı,
Jahanşa Dosmuhamedulı,
Halel Dosmuhamedulı,
Mustafa Şokay, Muhametjan Tınışpayulı, Magjan
Jumabay, Jusipbek Aymavıtulı, Rahimjan
Marsekulı, Nezir Törekululı, Barlıbek Sırttanulı,
Alimhan Ermek, Smagul Saduvakasulı,
Sanjar Asfendiyarulı, Bilal Suleyulı, Köşke
Kemengerulı, Asılbek Seyitulı, Yakup Akbayulı,
Teljan Şonanulı, Seyitbattal Mustafaulı,
Mannan Turganbayulı, Abdolla Baytasulı Bilal
Maldıbayulı, vb. Alaş’ın birçok kahramanı
ile birlikte adı anılan bir diğer tarihî şahsiyet
de Seydazim Kadırbay’dır.
Seydazim Kulmagambetulı Kadırbay hukukçu,
tercüman, yol gösterici bir söz ustası, çok
yönlü bir insandır. O, 1885 yılında bugünkü
Kostanay bölgesi (eski Torgay bölgesi, Navrızım
vilayeti)’ndeki Jangeldin
semtinde doğmuştur.
1905’te Orınbor’daki öğretmen
okulundan onur derecesiyle
mezun olan Seydazim
Kadırbay, Alaşçıların
özerk olma yolundaki çalışmaları
sürecinde ilk anayasayı
düzenleyen ve kaleme
alanlardan biridir. Kadırbay,
aynı zamanda Barlıbek Sırttanulı
gibi Kazak SSC Halk
Komiserliği Adlî Kurumu ve
Denetim Dairesi başkanı olarak
da görev yapmıştır.
S. Kadırbay, 1905-1913 yılları arasında Maarif
Müfettişi N. Andruseeviç’in kararıyla okul
harcını ödemekten muaf tutulmuş ve Orınbor’daki
bölge mahkemesinde tercüman olarak
çalışmıştır. Özellikle belirtilmesi gereken
bir husus, 2021’de başkentteki “Alaşorda”
kamu fonundan L.N. Gumilev Avrasya Ulusal
Üniversitesi “Alaş Araştırma Enstitüsü” L.N.
Gumilev Devlet Üniversitesi Bilimsel Konseyi
tarafından sunulan Kazakistan Cumhuriyeti
Kültür ve Spor Bakanlığı “Kültür ve sanat
alanında artan rekabet, Kazak kültürel mirasının
korunması, incelenmesi ve tanıtılması
ve arşiv çalışmalarının uygulanmasındaki etkinliğin
artırılması” programı, Gumilev Ulusal
Üniversitesi Bilimsel Konseyi, “KazakistanCumhuriyeti Ulusal Fonu’nca hedeflenen aktarım
pahasına sosyal açıdan önemli edebiyat
türlerinin satın alınması basım ve dağıtım
alt programı” içindeki eserlerde de Seydazim
Kadırbay (1885-1938)’ı görürüz. Orada
“Şığarmalar Jıynağı/Eserler Külliyatı” adıyla
yayımlanan kitapta yazar, Alaşçı, eleştirmen
Eldos Toktarbay ve genç bilim adamı, tarihçi
Bağlan Abev tarafından Kadırbay’la ilgili
bilgiler derlenmiştir. Eserin birinci bölümü
kanunlar ve hukuk alanıyla ilgili tercüme
eserlerden oluşurken ikinci bölümü ise Alaş
savunucusu Kadırbay hakkında farklı yıllarda
yazılan makale ve hatıratlardan oluşmaktadır.
Seydazim’in Alaş partisi ve Alaş Orda hükümetindeki
konumuna baktığımızda, itibarına
dikkat ettiğimizde onun pek çok kişiden biri
değil, liderlerden biri olduğunu anlarız. Bu
konuda şu örnekleri vermek mümkündür:
Seydazim Kadırbay, 2-8 Nisan 1917’de Orınbor’da
toplanan Torgay bölge kongresinin
sekreteryasına Omar Almasov ile birlikte seçilmiştir.
Kongre, Tüm Kazak Kongresi’nin
toplanmasına ilişkin kararı kabul etmiş ve
teşkilat bürosunun yapısını onaylamıştır. Alikhan
Bökeyhan’ın yanı sıra Ahmet Baytursınov,
Mirjakıp Duvlatov, Omar Esenkulov, İmam
Alimbekov, Esen Turmuhamedov, Kerey Turımov,
S. Kadırbay de bu ekibe katılmıştır.
S. Kadırbay, 1917’de Orınbor’da toplanan
Torgay Bölgesel Kongresi’nin düzenleyicilerinden
biriydi ve o dönemde “bölge sekreterliği”
ne atanmış; aynı yıl Moskova’da düzenlenen
“Bütün Müslümanlar Kongresi”ne dört
delegeden biri olarak katılması onaylanmıştır.
Anlayabilenler için bu hiç de kolay bir iş
değil, büyük sorumluluk ve beceri gerektiren
bir konudur. Ayrıca Kadırbay, Orınbor’da düzenlenen
“Bütün Kazak Kongresi”ne de üye
olmuştur. 1918-1920 yılları arasında Ahmet
Baytursınulı, Mirjakıp Duvlatulı vb. Alaş yiğitleri
ile birlikte Alaş Orda’nın Torgay’daki askeri
birliğinin üyesi olmuştur. Alaş ordusunun
yapılanmasında aktif olarak yer almış ve deneyimlerini
oradakilerden esirgemeden herkese
sunmuştur. 1922-1929 Yıllarıa rasında
Kazak SSC Halk Adalet Komiserliği’nin Yasama
ve Yargı Denetimi Dairesi başkanı olarak
çalışmış; 1926’da Kızılorda’da düzenlenen
hukuk kursunda öğretmenlik yapmıştır. 1929
Yılında da OGPU’nun kararına göre Alaş aydınlarıyla
birlikte beş yıllığına Voronej’e sürgün
edilmiştir.
20. Yüzyıl insanlık için olduğu kadar Kazak
halkı için de zor ve karanlık bir yüzyıldı. Kötü
zamanlardan kim etkilenmez ki?! Masum bir
şekilde vurulan, zulüm gören ve suçlanan
birçok insan var. Onlardan biri de Alaş yiğitlerinden
eğitimci, hukukçu, tercüman Seydazim
Kadırbay’dır. Seydazim, Adalet Komiserliği’ndeki
hizmeti yıllarında “Ceza Hukuku”nu
(şimdiki “Ceza Kanunu”) Kazakçaya çevirerek
alanında yabancı kaynaklardan okuyarak hukuk
ve kanunları tam olarak öğrenemeyen,
mesleğini yarım yamalak yapan avukatlar ve
hukuk adamları için paha biçilmez bir kaynak
olarak sunmuştur. Kadırbay’ın tercüme ettiği
“Ceza Hukuku” 1923’te Orınbor’da kitap
olarak basılmış, yargı sisteminin gelişmesine
fazlaca katkı sağlamış ve hukukçular arasında
büyük bir rağbet görmüştür. Ancak bir yıldan
kısa bir süre sonra kıskanç bir grubun etkisiyle
başka bir redaksiyonla düzenlenmiş ve
“Ceza Hukuku” yeniden yayınlandı. Sovyet
hükümetinin kurulmasından sonra çeşitli yıllarda
Halk Komiserliği’nde (bugünkü Adalet
Bakanlığı) sorumlu bir görevde bulunan Kadırbay,
“Noterlik hakkında kanun, tüzükler,
talimatlar” (1928), “Toprak kanunu” (1927),
“Harçlar kanunu” (1930), “Harçlar kanunu”(
1926), “Evlenme, ev ve velayet kanunu”
(1930) gibi hukuk alanında kitap yazmış ve
yayınlamıştır. Hukuk alanından bir kısım eseri
de Rusçadan Kazakçaya tercüme etmiştir.
RSFSR içinde yeni inşa edilen bir devletin
yeni sistemi içinde yer alan S.Kadırbay,
Adalet Halk Komiserliği’nde onurlu bir şakilde
çalışarak hukuk alanına büyük katkılarda
bulunmuş, halkın hukuk okuryazarlığı yolunu
açmış, yeni yasaları halkın yaşam şartlarına
uyarlamış ve her zaman halkın durumunun
ön planda tutarak buna göre davranmaya
çaba göstermiştir.
Tarihî süreçte de kayıtlı olduğu üzere 10
Temmuz 1919 tarihli Halk Komiserleri Konseyi
Kararnamesi’ni uygulamak için, Tüm Rusya
Merkez Yürütme Komitesi ve Halk Komiserleri
Konseyi, 26 Ağustos 1920’de “Kuruluş Hakkında
Kararname”yi kabul etmiştir. Özerk Kırgız (Kazak) Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
ve M.Kalinin ve V.Lenin’in imzasını taşıyan
bu normatif-yasal belgede Adalet Halk Komiserliği,
Cumhuriyet’te işlerin yürütülmesi için
kurulan 12. Halk Komiserliği arasında ikinci
sırada gösterilmiştir. Bu komiserlikte çalışan
S. Kadırbay, buradaki kariyerine 1921’de başarılı
bir özgeçmişle başlamıştır. Nitelikleri ile
kısa bir süre içinde komiserlikte hazırlanan
kararname, hüküm, karar, protokol vb. gibi
belge örneklerini Kazakça olarak da anlaşılması
gayesiyle Kazakçaya çevirerek taşraya
göndermiştir. Özellikle Kazakların çoğunlukta
olduğu bölgelerde Kazak Türkçesini bilmeyen
görevliler değiştirilmiş, yerine Kazakça
bilen memurlar ve çalışanlar gönderilmiştir.
29 Ağustos 1923’te davaların Kazak Türkçesiyle
görülmesi ve Kazakçaya aktarılması için
devlet komisyonuna üye olmuştur. Bu başarıların
kendisi ve çalışma arkadaşlarının güçlü
bir inançla aktif çalışmaları sonucunda gerçekleştiğine
inanıyoruz. Çünkü bu dönemde
komiserliğin yönetiminde çalışan hukukçular
arasında sadece üç Kazak bulunmaktaydı.
Bunlar: Adalet Komiseri – Nigmet Nurmakov,
Adliye İnşası ve Savcılık Denetim Dairesi Başkanı
– Seydazim Kadırbay, Kurul üyesi – Ahmet
Birimcanov.
Sonuç olarak Seydazim Kadırbay’ın sadece
Tobıl-Torgay bölgesine hizmet ettiğini söyleyemeyiz.
O, Alaş’a, ülkesine, toprağına
hizmet eden Kazak milletinin ortak şahsiyetlerinden
bir yiğittir. Sözü geçen bu büyük
şahsiyet hakkında söylenen bir atasözünde
şöyle denmiştir: “İyi insanın adı, âlimin yazısı
ölmez”. Geleceğin genç nesli milliyetçi olmak
istiyorsa, devlete hizmet etmek istiyorsa
böyle insanları unutmamalı, onların yiğitliğini
ve emeğini nesilden nesile yayıp aktarmalıdır.
Aynı zamanda kendi başını düşünmeyen,
kendi derdini dert edinmeyen, Kazakları düşünen
ve geleceğe bakan Seydazim Kadırbay’ın
hayatının daha yeni başladığını söylemek
için çok sebep var...