Şiirler


 01 Nisan 2021


Şiir,
sen sönmeyen berrak gökkuşağı,
sırlı cemalini gösterip her an,
çekiverirsin
olup parlak yıldızım,
benim kaderimde
parıldayam melek.
Sensiz
kara olur apak yıldızım,
sensiz
yürek değil göğsümde yürek.
 

 

vatan


Gözlerimin
duygun
nurunda,
yüreğimin
dipsiz
yerinde,
dizginsiz
hayalim genişliklerinde,
ömrümün
şimşekli
adımlarında,
sen varsın,
ancak sen...

Amansız dağları vatan diye bilir,
Taşlardan taşlara zıplayan ahu.
Gerçi dağda şimdi güzel boranlar...
Rüzgar namluları bedeni deler.
Ama kendi mekanın ahu saklar,
Kısmete kızmas gözün yaşlatıp.
Neden dağ koynun gitsin bırakıp
İşte bağrıdır onun bu güzel dağlar…


* * *


Hâla gelmemiştir yurda sonbahar,
uçup gitmemiştir hâla turnalar.
Hâla ağaçlara yapraklar süstür,
hâla tarlalarda beyaz nur yağar.
Hâla yaylalara siz inmemiştir,
yazın nefesinde varlık yıkanır.
Doya doya nehirler şarkı söyler,
güneşin nurlarına bağrım gömülür.


* * *


Gök – sükünet gölü...
Aniden
top kuşlar gibi
dağılır kara bulutlar.
Aniden
uyuklayan semayı uyandırıp,
gümbürdüyor şimşek.
Nur kılıçla,
atılan bulutları keserek,
koşar şimşek...
Gök gürlemesi,
şimşek ışığı – keskin kılıçta
damar attı benim gönlüm de!
 

Toprağın bağrını delip şu otlar
güneşe doğru uzanır hoş çok...
Rüzgar kanadın yaydığı zaman
mavimsi sese
doluyor şu gök.
Toprağın bağrında sevinip otlar
mavimsi seste şarkılar söyler.
Mavimsi seste mırıldanıp otlar
her gün uyuyan
sabahı uyandırır.
 


yayla


Burada,
mavisel gömlekler giyip,
uzanarak yatıyor yayla.
Burada,
gündüz de
giyer mavisel elbise.
Sallayarak mavisel başörtü,
burada oynar rüzgar.
Eğer,
eğer,
şair isen,
gel sen de,
ruhun mavisel duygulara dalar...

 


söz


                                                      Bir söz var tan gibi şeffaf... .
                                                      Rauf Perfi
Bir söz vardır
ilahi, yüksek,
tüm sözlerden de ulu, büyük.
Bir söz vardır,
kimisi onu
kan damarlarından yaratır coşup,
ona can bağışlayıp,
kendisi dünyadan göç eder.
Kimisi o söz için
dilini verir kesip,
gözlerini verir oyup...
Bugün ben de
yüreğimde,
göz bebeklerimde saklıyorum onu.
İşte o söz için
ateşe atıyorum kendimi.


* * *

Baba, Senin kanadında büyüdüm:
Yetişerek tanıdım akıl,
Ve lakin bugün kısmetim
kuşcuklara benzer.
Beni götürdü arzular,
uzak, gürültülü şehir...
Uğurladığın hâla hatırımda,
– Nerede olursan da sağ salim ol, – diye,
kaldı gözlerin mahzun.
Gönlünde bana söylenmeyen sözler,
– Belki annesi diri olsaydı,
Büyük oğlum gitmezdi, – diye
gözlerinde hayal...
Belki üzülürsün –
bana,
kardeşlerine,
köyüne de
sevgi yok diye oğlum kalbinde.
Baba, acemi satırlarımda dönmektedir
sana,
kardeşlerime,
köyüme yüreğim.


* * *


Bağrına dönüyorum, köyüm bugün,
özlem hissi kalbe tümüyle dolup.
Koşarım, çağırır “yavrum” denen ses,
çağırır otlara gömülü yolum.
Bağrına dönüyorum, köyüm bugün,
kuzu çocukluğum geçen yerlere,
Sahilinde kalmış sevgimden dalgın,
balıklar tuttuğum şarkıcı ırmaklara.
Bağrına dönüyorum, köyüm bugün,
girip ruyalarıma gök gömlek yayla.
Onda koyun besleyip, şiir yazıp sessiz,
Ata binmiştim dizginsiz hâşâ.
Bağrına dönüyorum, köyüm bugün,
tekrar bağlarını gezerim doyup,
Özlemiş yüreğim saçar kıvılcım,
alırsın koynuna sevgimi duyup.
Bağrına dönüyorum, köyüm bugün...

Dün tüm gün ağlayan gök
bugün
tebessüm eder.
Dün atın kamçılayan
serseri rüzgar
bugün çok yorulmuştur.
Âlem bugün
dert görmemiş
gelin gibi mutlu
Yüreğime ise dünkü
bulutlu,
rüzgarlı,
yağmurlu gün
çizdi gitti kendi suratın.


* * *


Gece... Gökte nurlu bir yıldız,
ben ona hep dikili bakarım.
Meftun olup ondan çekmeden göz
arzularla kalbi yakarım.
Gece... Gökte nurlu bir yıldız,
Bak mutluyum der bakar durur.
O yıldız gibi bir yerde bir kız
yoluma göz dikip oturur.

Gece...
Odada yalnızım.
Kitap üzerinde
dalar gözlerim.
Sayfalar bitmez...
Gece uzun...
Geceden de
yalnızlık uzun.

 


şehir


Işığa batmış gecelerde gezerim yalnız,
Taşınmıştır sanki yıldızlar.
Otoların gözleri pırıldar.
Pırıldar binaların gözleri,
pırıldar adamların yüzleri.
Ancak ışımaz benim gönlüm,
sensiz çökmüş yüreğime gece...
 


akmakta olan çocukcağız


Çingiz Aytmatov’un “Beyaz Gemi” eserini okuyup
Ruya gördüm...
Dibi yok denizmiş...
Boranların kucağında dalgalar
sahillerden taşarmış.
Bir an ihmallık edersen
Çeker gider dibine.
Rüya gördüm
Dibi yok denizmiş...
Ey vah, kuzgun gibi dalgalar
götürür kucağına alarak
gözleri,
saçları
yıldızsız gece gibi çocukcağızı.
Çok gürültülü dalgalar koynunda
kayık gibi,
koşa koşa sahile doğru,
atıla atıla gider çocukcağız.
Sahilde sağlam,
alçak,
dalkavuk
pek çok insan
kendi canın düşünerek,
kendi canın koruyarak,
sanki film görüyor gibi,
çökmekte olan çocukcağızı
şefkatsızca gözetiyormuş...
Denize çökmekte olan –
rüyamdaki buğday renk
çocukcağız kısmeti,
sarstı benim yüreğimi.
Sahildeki kaygısız,
uyuklayan topluma
nefret okun atmaya,
çocukcağızı sağ
salim görmek,
onunla konuşmak için,
ateşli gözlerimi kapatıp hemen
rüyalar ülkesine gittim...
İnanıyorum,
gözleri simsiyah
ve güzel konuşan çocukcağızı
sahilde görürüm sağ salim...
 


Nazim Hikmet


                                                Bir parça göğün olsa...
                                                N.Hikmet
Bir parça gökün olsa,
dikilsen,
nur serper kalbine yıldızlar,
yolunu ışıtır Ay.
Bağrın da gök gibi yükselir.
Geceleri yüreğin penceresin açıp,
yazsan şiir,
rahat geçerdi geceler de.
Vatanında hakikat alnın okşadığın,
göksünden yer verdiğin için,
Serbestliğin kuş gibi rahat,
kolayca yaşamasına kaygı duyduğun için,
sana kimse zülüm taşların atmazsa,
annen okşadığı gibi yaşasan.
Bir gün ölürsen,
seni vatandaşların,
akrabaların,
hanımın,
oğul kızların,
dostların
gömseler sonra.
Ölmeyeceksin,
cesedin gömülse Vatan toprağına!

 


ruhiyet görüntüsü


Pencereden bakarım uzak,
Aradığım kim?
İzlediğim ne?
Bulmadım.
Ey vah,
Yüreğim gibi bomboş,
Sınırsız dünya.

Hani kanadım olsa da,
uzaklara uçsam gitsem,
başka bir vatanda,
özleyip yaşasam
doğduğum yurdun
her başak,
her otun.
Kışın sıcak ülkelere
uçup giden kuşlar gibi...
Sahil...
Yılan gibi kıvrılarak sular,
vurulur taşlara
sesi okadar nâlan.
Benim kırık sesime benzer
Ya, nekadar.

 


vatan hakında senesiz şiir


Vatanım,
sen hakkında büyük sözler söylemem,
sarılıp sana,
öpmem toprağını,
kimi birisine senin hakkında dert yanmam.
Belki,
suratını senin,
siretini
gözüme yerleştirdim ben.
Sen – dilim,
sen – kalbim,
sen – cisim ve canımsın, Vatan!

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 172. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 172. Sayı