Şiirler


 01 Ekim 2020


KIRGIZIM BENIM!

 

Kırgızım benim!

El üstünde tutar, dağları, ovaları,

Dört bir yana dağıldığın devirler kaldı şarkılarında!

İçten içe üzdü

harika hayat hikayesi,

Kırılmış kenarı, dertlerle dolu asırda...

 

Kırgızım benim!

Zorlandın kıyamadan kanına

Oğlum-kızım dedin

hasret dolu günlerini unutmadan...

Biraz filizlenince neslin, kaynamakta olan toprak aldı

Karaltısı oldun,

Gözlerindeki feri söndürmeden. 

Hazırlandın yola

Aniden gelince ayanın...

Kabul eyledin 

Kadimden gelen beyanın...

Bakarsın sırlı neslini toparlayarak,

kanını-canını veren...

Asırlar boyu hep birden...

Kuvvetin artıp

Hususî kutsal ruhun gibi,

Talih msali konup

Eline evcil kuşun gibi!..

Hızırlı yerin ezelden durur toprağı

Kırgızımın geçtiği

Göbek kanının damladığı kutsal yer!

 

 

GÜNEŞ ADAM

Taş resimlerine 

       - I -

 

Ben, ateşim,

Oynayan kaderle,

Hayat denen!...

Yalımdan yalım çıkarak,

Güneşe dönüştüm!..

Asırların koynunda,

Rüzgârın oyununda...

Yağmurlu nehrin boyunda....

 

Zamanın kumdan gömleğini

Giydim işte...

Sarp kayalıkların yamacındayım.

İşte, ben!

Güneş Adamım!

Ey, insanlar!..

Koruyun beni de, kendiniz gibi!..

 

- II -

 

Eskiyim dağlar misali,

Eskiyim toprak misali.

Beşiğim dağdır.

O devirden

Bir yolcuyum, yoldaki,

Dağlar ile ebediyyen 

Sofralaş oldum.

Taşa dönüşen dalgasına binerekten,

Hayat denizinde ebediyyen yüzen,

Ben, insanım!

Eskiyim toprak misali,

Dağlar ile boy ölçüşen...

Orada yetişen ardıç misali

Bir şarkı söylerim,

Ben, muzayım!...*

Ben, ateşim, yaratırım!

Geçmişin gibi, bugünün gibi,

Varım daima!..

*Muza: Antik esin perisi.

 

 

SEN HİÇ DEĞİŞME

 

Tabiatta kar,

İnsanlarda kahır!

Ezelden beri bitmez mansap kavgası!..

 

Erik gülü düşüp,

Bahar tekrardan üşüyüp,

Unutturdu baksanıza saf sevdayı?!

 

Başköşede fırtına!

Rüzgârın açık bıraktığı...

Tatlı bir ümit saçılıyor gözlerde.

 

İnsanların simasını

Saklamakta mı gurup?!

Ama, Gerçek sen hiç değişme!..

 

 

DAĞLARA!..

 

Dağlara!..

Dağlara!..

Diyerek Kırgızım daima, Sağ-Solda,*

Yüreğini yönlendirmiş yücelere,

Konarak

Pençe atarak

Yaban keçilerine, geyiğe...

Dağlarda kartallar misali haykıran,

Yetişerek bulutlara gönülleri,

Temizlen, diyerek kendine, temiz can!..

Yıldızlar misali yanmışlar gökyüzünde,

İleri atılarak, her bir zirver, her bir yamaçtan...

 

Ateşe dönüp her bir zirve, her bir yamaçtan

Yüzyılın gecelerini savuran

Ruhuna sayısız milleti belemiş

Sayısız devirler adından

Atalar nur misali yükselmiş,

Destek olarak nesillerin ardından...

 

Dağlara!..

Dağlara!..

Dağlara!..

Deyip daim bakıp, Sağ, Sola,

Yıldızlı gökyüzünü düşündürerek,

Ataların hatırasını uyandırarak,

Dönüştüler dağlara, dağlara!..

 

Vakarlı ruha sahip alptir onlar,

Ancak kaleli şehirler dayanaktır.

Sırrına sayısız halkı şaşırtan

Saklanmış olan yelesi var! 

Yaslanıp eteğiyle örterek

Yaşayan nesillerin talihi var!..

 

Bu gün de;

Dağlara!..

Dağlara!..

der Kırgız yüreği, Sağ, Solda,

Ebediyen, nesilden nesile

Belenir dağlarda, dağlarda...

 

*Sağ ve sol kanat Kırgız boyları kastedilmektedir.

 

 

ANA DİLİ

 

Ana dili, senin damarın

Ulu bir çınarınki gibidir. 

Yerle göğün özünü

Yararak mı boy verir!..

 

Ana dili, senin damarın

Ulu bir kavağınki gibidir. 

Yüzyılların özünü

Yararak mı boy verir!..

 

Hazinemdir en kutsal, 

Nesillere meşale!

Anamın elinde gönüldür,

Ruhtur, babamın elinde!

 

Hazinemsin hesapsız!

Senle tanıdım herşeyi,

Kökü bir olan Türk elleri, 

Bilirler senin kadrini! 

 

Eskidir Kırgız dili de,     

Eskidir Kırgız dini de,

Eskidir Kırgız gönlü de,

Başın da başıdır eli de! 

 

Tanrı, Yüce Yaratan,

O'dur kutsallık, veren,

Manas'tan başlayıp tanısan,

Kırgızca uludur herşeyden!

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 166. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 166. Sayı