Şiirler


 01 Şubat 2019

Ben

 

aldattığım oldu

aldatıldığımda

fakat en çok aldandığım oldu

hem de isteyerek ve bilerek cinsten

göz göre göre anlayacağınız

 

anlayacağınız

içimde ne haset

ne gıybet

ne kin

her şeye

ve

herkese rağmen

bu beden nikbin

nikbinim

 

yeni yeni oturuyor taşları beynimin

mesele

ne aldatmak

ne aldatılmak

ne aldanmakta

mesele

kendini adlandırmakta

 

 

Yalnızlık Türküsü

 

yalnızlıktı hissettiği

ve ensesinden kesik gibi düşüktü başı

bir sahil kayalığındaydı

kambur sırtını dayadığı korkulukları dövüyordu dalgalar

çekip çıkarmak istedim onu düştüğü kuyudan

ve fırlatıp atmak yeni umutlara
fakat varlığımı dahi hissetmeyip

dikti gözünü bulutlara

telaşlıydı besbelli

besbelli yorgundu

yinede ne bir keder duymaktaydı

ne bir ürkü

anonim bir haykırış yükseldi dilinden

bulunduğu hallere dair anonim bir türkü

 

“neyleyim alıştık

kalabalık zor mu zor

böyle gelmiş böyle gitsin

yalnızlık yormuyor

 

desem inanmayın

içim kor mu kor

ya ben anlatamıyorum

ya kimse sormuyor

 

adımlar ağır

yol uzuyor

adımlar ağır

yol uzuyor

 

 

82022 Sokak

 

bu sokakta doğdum

burnumu çeke çeke koşuşturduğum park

bu sokaktadır

bu sokakta büyüdüm

babam bu sokakta attı ilk tokadını bana

okulum bu sokaktaydı

bu sokaktaki okulun sıralarına kazıdım ismimi

bu sokakta aşık oldum

burnumu çektiğim parkta karıştı gözyaşlarım banklara

bu sokaktaki bir evden

taşındım başka bir eve

yine bu sokakta olan

 

bu sokaktan kim bilir yüz bin kere geçtim

kim bilir yüz bin kere daha geçeceğim

fakat her geçişimde nereden gelir bilinmez

bulurum gözümün değdiği her yerde yeni bir keder

kahvede bir dayı görürüm

kasketine bakar

kederlenirim

bakkalın eskimiş tabelası çarpar gözüme

solgun ışığına dalar

kederlenirim

kasabın kedisi ağır ağır yer ciğerini

yerde kan görürüm

kederlenirim

keder bulmak kolay bu devirde

kederli sokak bulmak zor olan

 

yirmi yaşıma yakın ayrıldım bu şehirden

sokağımdan ayrılmadım

gizli bir sevda gibi içim sıra gönlümde taşıdım her vakit

büyük şehirlere de gittim

en ücra köylere de

hepsinde rastladığım bu sokaktır

 

bu sokaktan kim bilir yüz bin kere geçtim

kim bilir yüz bin kere daha geçeceğim

imrenmiyorum okyanusu uçakla geçenlere

hayatın durmaksızlığına inat

ben bu sokakta öleceğim

 

değil seksen iki bin yirmi iki şehir

seksen iki bin yirmi iki ülke olsa

olsa hatta seksen iki bin yirmi iki dünya

seksen iki bin yirmi iki galaksi

ve hatta tümden kozmos olsa son durak

etmez bir seksen iki bin yirmi iki sokak

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 146. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 146. Sayı