HaftanınÇok Okunanları
CİHAN ÇAKMAK 1
LENİYARA SELİMOVA 2
Gülzura Cumakunova 3
Gülsafi Melan 4
KEMAL BOZOK 5
HİDAYET ORUÇOV 6
MAHİR NAKİP 7
AŞK FISILTISI
Kalp sahibei cemaldir.
Oturur kırk katlı
perde içinde.
Diyorlar ki
Yaradandan izinsiz
cemalini göremez kimse.
Kalbin sahibiyse her zaman
vahiy gibi
göklerden iner.
****************************
YILDIZ MEYVE
Yıldızlar –
gökyüzü ağacının
en yüksek dalında
olgunlaşan meyvelerdir.
Sapı gayet sert onların.
****************************
TUHAF SUÇLAMA
Rüyalarımdan
uçup çıkan yavru kuşlar
düşmüşler.
Düşlerinde
kurduğun tuzağa.
****************************
GİZEMLİ İNSAN
Ömür boyu
göz yaşını gizlediği gibi
gülüşünü de göstermedi
öldüğünde.
Toprak onun tuhaf
gülümseyişini
kabir çiçeklerine
dağıtır durur.
****************************
KIŞ
Kış: Milletvekili, benden söylemesi
hatırlayın,
karlar eridi hep onun planlarında.
Beceremedi o
vaadlerinin onda birini.
****************************
FİİL
Güzel konuşmak her zaman
sevgiyle anlaşamaz.
Madem öyle, sevdiğinle
konuşa dur
özlemler
göz yaşları
vaz geçmeler
ve isyanların dilinde.
Özellikle isyanı sever sevgi!
****************************
HAKİKAT
Şiirlerimi buğdaya değişirim!
Aç kalmış kuşlar sürüsü.
Bunu bana iletti pencerem.
Kırıntılara değişirtiririm!
Giderim sahile doğru.
Beni bekler nehirde balıklar.
Kırıntıları serpsem onlardan önce
deniz kabukaları açar ağzını.
Gizlerim elimi ardıma.
Deniz kabukları, affedin beni.
Şiirin değeri yok inci değil ki
şair gerekmiyor artık dünyaya...
****************************
RÜYADA YAZILMIŞ ŞİİR
Çiseleye çiseleye yağıyor yağmur.
Çiseleye çiseleye yağıyor gizem.
Cesedinden ışıklar saçar,
kabirlerde ağlıyor pirler.
Çiseleye çiseleye yağıyor yağmur.
Su eliyor çaresiz sema.
Kırık bir kaburga içinde
neyi fısıldıyor acaba Havva?
Bir anda hayatın altın,
bir anda canın değersiz.
Bakarsın ipin sanki yol,
bakarsın yolun ipten ibaret.
Çiseleye çiseleye yağıyor yağmur.
Biraz yumuşar taşların masalı
don tutmuş umut tomurcuğu.
****************************
ILIK İSYAN
Adımı söyleme – sihir bozulur.
Sihiri sen anlayamazsın.
Sevabını, günahlarını
benimle de paylaşamazsın.
Biz ne yoldaş, ne sırdaş, ne yar
ne de düşmanız.
Kısmet çalıyor eski çanını!
Mutluluğun ardında koşan yıllarımız
öc almak istiyor, istiyor hesap.
Yalnız, mutlu günlerimize bak.
Korkma sorulardan, intikamlardan.
Ve intikam isteyenlere
beni teslim et hiç düşünmeden.
Adımı söyleme – sihir var onda
aşkın şehri – sınırsız, sonsuz.
Özellikle dolun ay çıkan gecede
deli eder seni inan bu sihir.
****************************
ATEŞ, İNSAN VE KURT
Gece uzun ve soğuktu.
Sönmemesi için ateşi
gerçekleri attı ateşe.
Ama tekrar gürleyen ateş
üşüttü onu nedense.
Gece uzun ve soğuktu.
Sönmekte olan ateşin sahibi
gözündeki sisin ardında
gördü iki hüzünlü yıldızı:
Kurt duruyordu karşısında.
Gece artık öylesine uzun:
Gece bilir artık haddini.
Yürürlüğe girdi sürü kanunu:
Biribirinin koynuna girerek
ısınmaya başladı Kurt ile İnsan
****************************
SEN VE BEN
Savunamam kendimi zaten
hakkım değil itham, savunmak.
Doğuştan alnıma yazılmış
kalbi tamir etmek veya parçalamak.
Şikayet etmenin ne anlamı var?
Sen de günahkar bir bendesin.
Zorbalıktan biraz fazla eklemiş
Tanrı senin hamurunu yaparken.
****************************
YAKARIŞ
Ey, hayat tohumunu koruyan Nur,
Ey, gam kökünden su içen Ağaç,
Bölünme anında oluşan huzur,
Kutlu dağlarından sevinen Kamer,
Ey, her katında derinleşen Gök,
Kemanından ışıkları atan Güneş,
Ey, Dağ adını alan büyük deve, çök,
Mecnun gelmedikçe gitmek yok artık!
Ey, Nur yüzüne yönelen Toprak.
Varlığı, varlığı temizleyen Su,
Ey, ömür elinde donan Anlayış,
Ey, kah fazla, kah eksik Hava,
Ey, hükmleri tanımayan Zaman.
Ey, Sonsuzluk sabahını ağartan Hava,
Ey, adı büyük ama ince mutluluk
Ey, hayat tohumuna “küf küf”leyen Nur...
****************************
ÖZGÜRLÜK
Ben bir kafes:
Yalnız kuşun kafesi.
Onu Tanrı hapsetmiş bana.
Sırdaşı üzlettir,
yemişi arman,
renksiz kuşumun.
Gizli kuşum,
laftan anlamaz kuşum.
Her gece tadına bakar
kalbimin.
****************************
ÖZGÜRLÜK TIMSALI
Otuz yıldır,
düşmez omuzundaki dağ:
Sen onu omuzuna koyup
dolaştın dağları taşları.
Alıştın
nemli havaya,
sahildeki martıların gürültüsüne
mahrumiyetlere...
Ruhunu büyüttü mahrumiyetler...
İyi ki toprağın alınmış,
Zeminin dağlara yakın yerinden.
Yoksa, yaşayamazdın omuzda dağla...
Ey yaşlı, saçları ağarmış pehlivan,
bir zamanlar gökyüzünü kaldıran
atlanta hakkında
efsane söyleyen insanlar
seni söylenceye sığdıramazlar,
senin hakikatin büyüktür zaten.
****************************
Seni yazmaya başlarsam
Bilgisayarım
Birdenbire
Piyanoya dönüşür –
Seni yazarken
Besteciyim şairden ziyade.
****************************
İpek böceği kozaya
Girdi.
İnsan
Çilleye.*
Hangisine
Kanat nasip olur
Bekler görürüz.
****************************
... Mutluluk bitince
Ancak gölge kalır kadından
Erkek ise
Tüm erkekler gibi
Vücutsuz gölgeye değil
Gölgesiz vücuda aşıktır.
****************************