HaftanınÇok Okunanları
COŞKUN HALiLOĞLU 1
KEMAL BOZOK 2
HİDAYET ORUÇOV 3
Kardeş Kalemler 4
BAYAN AKMATOV 5
Emrah Yılmaz 6
MARUFJON YOLDAŞEV 7
XXX
Bilmezdik hiç ömrün evveli nedir,
Gidip tükenecek ve sonu nerde.
Bitecek verilen bu son kredi
Bu hayat denilen zorlu yerlerde.
Belki de yol çatıp o son denize
O sona dikilip kısmetin gözü.
Yıldızlı semalar ayrı mucize
Orda kehanetin mübarek sözü.
Çingene falcılar dada yettiler
Bahtımı yordular yerli yerinde:
Şiirimden arzumu tahmin ettiler
Sır varmış her mısra, söz üzerinde.
Diskete yazılan sözdü öyle bil,
Bu ömür denilen yaşamak çağı.
Şairin gözüne görünen şekil:
Şafaktan önceki cennet sabahı!
***
Öne çıkarırım bütün ruhumu
Mutluluk ruhumdan sonra dayanır.
Yorumu olmayan bu, bir uyku mu,
Ve sır perdesinin ardında ne var?
Yine de olacak yol yokuşları,
Yolların üstünde dönemeçler de.
Olacak kaderin siyah kuşları,
Kuşların dilinde kara haber de...
Sonra ne olacak bilmez ki, hiç kim
Alın hatlarını silmeyin çetin.
Öncekiler gibi bahtıma hakim
Yıldızlı göklerin talih kısmeti...
***
İyi aklımdadır o amansız an
Etrafa od saçan o yaz iklimi.
Gözümün önünde sürünen yılan
Dikildi karşımda bir sual gibi.
Ne ile yolundan çevirsem onu
Elim uzak kaldı yol taşlarından.
Ne ile bitecek bu işin sonu,
Donmuşum korkunun telaşlarından.
Çok olsa, arada üç beş metre var,
Fısıltı, rüzgar mı tadıma yetti?
Kurtuluş, yılanın verdiyi karar
Taşların ardında yok olup gitti...
***
Yıldızlar teklikte benimle sessiz.
Dalgadan dalgaya halveti bir iz...
Dalgalar, dalgalar yıldızla dolu,
Hayatın geriye dönülmez yolu...
Deniz kenarından uzak mı, uzak
Ölüm ufkuyla temasa bir bak.
OĞLAN
Ve o çocuk unutulmuş
yol boyunca kaçtıkça
Su arkında akıp geden
bir sarımsı yaprak gibi, yaprak gibi
Ya da ele
kağnısını çekip giden
yorgun argın bir at gibi
Yanaklarda göz yaşları,
dudaklarda acı bir tad.
Gözyaşları kuruyacak,
yeşil yaprak sararacak,
Ama
o çocuk yine kalacak.
Kuşlar yitti, at yok oldu ve
bir denizci libasının içindeki civan oğlan
Çocukluğun kenarında beni izler...
DİNLEMEK - İŞİTMEK
Parmağını dokundur
Dindir dilleri bir-bir;
Kara, ak düğmelerde
İlişkiler seslenir.
Ne oldu, olanları
Musiki dillendirir:
Kendimi hatırladım:
Sokak,
mumlar - gök örtü...
Fenerlerden sokağın
Gözleri kamaşmada:
Sonra böyle olmasın,
seninle yok, şaşıp da
başkasıyla görüşem!
O ince parmağını
Ayır, ayırabilsen
Piyano dillerinden...
Ruhun hassas yerinden!
Musiki ara verir,
Gece sükuta dalar.
Sokak fenerleri de
Bütün gür ışığıyla
Bizi koynuna alır...
Işıklar müziği de
Ruhumuzdan yücelir...
Bu öfke neye gerek,
En iyisi dinlemek
Dinlemek - dile gelmek!
sokak - çam ağaçları,
Burda bu gece yarı
Pencerenin dışında
Sevgi-ses yarışında
Gökten melekler iner
Kara, ak düğmelerde
İlişkiler seslenir…