Şiirler


 01 Mayıs 2019


SEN - BENİM ÖMRÜMÜN BEŞİNCİ FASLI 

Unutma, ben seni unutmamışım...

Yurt salıp gitmişsin yüreğimde sen.

Kalbimi kimlese avutmamışım,

Çünkü, sonsuza dek yüreğimdesin.

 

Unutma, ben seni sevirem hâlâ,

Bu sevgi azalmır, artır günbegün.

Bir daha geriye dönmesen bile,

Ruhum kavuşacak ruhuna bir gün.

 

Sen – yağmur ıtırlı, Güneş nefesli,

Kalbimde öteri nakış değilsin... 

Sen - benim ömrümün beşinci faslı,

Ne bahar değilsen, ne kış değilsin.

 

Bilmirem, hiç neler değişti seni,

Durup-düşünürüm her sabah, axşam... 

Bir tek isteğim var: Unutma beni!

Unutma ben seni unutmamışım.

 

 

HER ŞEY GÜZEL BAŞLAMIŞTI…

Her şey güzel başlamıştı...

Filmlerde olan gibi,

Çok romantik...

Bir masaldı hayat sanki!

Harikaydı - 

Ömür boyu aradığım muhebbetti!

Böle sevmek 

Nice büyük cesaretti!

Neler vardı 

Bu sevginin ümit dolu yollarında...

Saadetin kollarında 

Uyumuşduk...

Her bir şeye yad olmuşduk,

Soğumuşduk:

Kainatda bir “biz” vardık,

Bir aşkımız...

Mutluyduk biz!

Ufukların parıltısı,

Yıldızların oluşması

Sevmek için bahaneydi,

İndiyedek olub biten tüm sevdalar 

Bu hislerin karşısında 

Efsaneydi.

Bize gibi belki hala 

Bu dünyada böyle seven olmamıştı.

Her şey nice cazibeli,

Nice güzel başlamıştı...

SENİ SEVENE GİBİ

Ben ünvansız, kimsesiz bir sevgini sevirdim...

 Seni sevene gibi!

 

Muhabbet vurgunuydum,

 Tabiat vurgunuydum

 Uydurduğum alemde

 Hayallerde gezerdim,

Hayallerden  bıkardım...

 Yalnızlık yorgunuydum

 

 Sihirli gecelerin, neşeli sabahların,

 Hislerin, duyguların, 

 Sirlerin, günahların;

 Bu kadar güzelliğin, cazibenin içinde

 Susmuştu kalbin sesi...

 Sevilesi dünyada sevmemiştim heç kimseyi - 

 Seni sevene kimi!

 

BAKARIM 

O aşkımın güneşidir, ben - çiçek,

Gün batınca ona sarı[1] bakarım.

Bükülmerim visalına yetince...

Boylamışam intizarı, bakarım.

 

Onu bildim - hayatımın manası...

Sevgisidir sözlerimin anası!

Yarım bana sitem eder, ben – asi!

Yakın edip uzakları, bakarım 

 

Sırrımızı yadlar gibi danagmı[2]?

And vermeden inanmak da kınak mı?

Bu sevgiler gelip giden gonag[3] mı?

Ümit camım oldu yarı, bakarım.

 

Kar tutmamış dört yanımda düz, dere,

İz düşmemiş kalbimdeki izlere,

Geç olmamış, bir de gelim sizlere...

Özlemişem o diyarı, bakarım.

 

NE ZAMANSA…

Ne zamansa, nedense kimise çok severdim…

Onu ruhi ikizim,

onu kendim bilirdim,

Uzakta yaşayıordu yüreğimin sultanı…

Ömürden sanmayırdım onsuz geçen bir anı.


O benim nur payımdı, 

Ben onun günahıydım.

O benim - her zamanım,

Ben  mechul sabahıydım.

Ümidle bekliyordum  bir gün gelecek diye...

Onu sevdiğim gibi 

Beni sevecek diye.

Heyecanla yığırdım telefon numrasını,

Nefesimi kısıp da dinliyordum sesini...

İnanmaq istiyordum – rüyam gerçek olacak...

Bu karanlık hayatım dönüp  gökçek olacak.

Yalnız onu severdim, tüm yaşamım uzunu,

Bilmesem de yerini,

Görmesem de yüzünü.


Bu titrek muhebbetim efsaneydi, masaldı,

Bitecekdi, bilirdim…

Ama, yine kimise,

Ne zamansa, nerdeyse,

Yamanca[4] çok sevirdim....

 

GÖNDERDI

Tanrım göge bulutları,

 Dağlara çeni[5] gönderdi.

 Bağlara heyvanı, narı,

 Sünbüle deni gönderdi.

 

Kimki sevdi canı dilden,

Göz yaşını tuttu selden.

Özğürlüğü  aldı elden, 

Ruhlara teni gönderdi.

 

Odur sahip yere-göge,

Her arzuya, her dileğe.

İsteyim sevgiydi diye -

Bana da seni gönderdi.

 

YADIMA DÜŞDÜYÜN AKŞAM[6]

 Bu bayram gecesi - sakit bir gece...

 Karşımda bir kağıt, bir de kalem var.

 Senin hayalinea dalmışım nice...

 Bu da adetimdi bu son zamanlar.

 

 Senle  konuşurum yreğimde ben,

 Semada yıldızlar ada adadı...

 Sesin gelmeyince üşünür beden,

 Senlinle bağlıymış hayatın dadı.

 

 Gölgeye benzeyor sabrım, kararım -

 Ruhumu ardınca sürüyüp gedir.

 Büyüsü ne imiş bu bayramların,

 Ümidim mum gibi eriyip gedir?!

 

 Sessiz telefon da ölüb öyle bil,

 Dünyam da soğuktur bu yaz gününde.

 Sanki yüreğim de hiç benim değil,

 Gururum diz çökür sevgim önünde.

 

 Sen de bir insansan, adi bir insan,

 Tüm günahlarınla, sehvinle birge.

 Her şeyi bitirmek böyle mi asan?[7]

 Qayıt[8] - yalnızlığı benden esirge.

 

Ne bir mektubun var, ne de ki zengin[9],

 Sensiz bu alemde kanadsız kuşam.

 "Ben senin aklından çıkarım yeqin[10],

 Sen benim aklıma geldiğin akşam..." 

 

 

GECE BİZİM GECEYDİ

Bir sessizlik, bir sükunet

Dolanırdı havada,

Sis tutmuştu  her tarafı,

Otlar şehe batırdı.

Kuşlar bile bir ses duyup 

Susmuşlardı  yuvada,

Bütün alem mest olarak

Mışıl mışıl yatırdı...

 

Nefesimiz karışarak 

Bakardık pencereden,

O yol bizi götürmüştü - 

O yol sanki kaçırdı...

Muhebbet de don[11] geymişti

Ay işıklı geceden,

Duyguların dili ile

Öz sırrını açırdı.

 

Telesirdik[12]...Öyle bil ki,

Zaman yavaş ötürdü,

Saatlar da dayanmışdı,

Heç bilmirdik neçeydi[13]..

Etrafdakı güzellikler

Bakışında  yitirdi...

Bir sen vardın, 

Bir ben vardım...

Gece bizim geceydi!

 

YA KISMET

Karşında seçim var - sevgi ya gurur?

Visalle aranda nice sedd[14] durur.

Birce[15] kalp kalbinle hemaheng[16] vurur,

O da ya kısmetti, ya kısmet değil.

 

Bu talih yolunda neler var, neler!

Işıklı setirler, kara gölgeler.

Birini sevirsen, diyorsun - geler... 

O da ya kısmetdi, ya kısmet değil.

 

Öz yolu olanın silinmir izi,

Sütü saf  yigitin yenilmir dizi.

Söz haktan gelirse yüceltir bizi,

O da ya kısmetdi, ya kısmet değil.

 

Özgürsün, kafesin gelene gibi,

Dözürsen[17], nefesin gelene gibi.

Şairsen, hevesin gelene gibi,

O da ya kısmetdi, ya kısmet değil.

 

Afak’ım, yüreğim ümitle dolu,

Kalbimin şahıyım, aşkımın kulu.

Dilerim - açılsın bahtımın yolu,

O da ya kısmetdi, ya kısmet değil.

 

 

DODAĞINDA KALMIŞIM

Uykularda bırakmazsın elimi...

Hayel olub otağında kalmışım.

Okşayarsın  yastıktaki telimi, 

Tel tel olup yatağında kalmışım.

 

Zindan olar sene o dört divarın,

Gelişini duyammazsın baharın.

Her yerdeyem... qarşıdakı çinarın

Sene baxan budağında kalmışım.

 

Aşkım - merez, sen elinde naçarsın,

Bu derdini pek kime açarsın?!

Unut beni, unutmağı bacarsan -

Söze dönüp dudağında kalmışım.

 

AŞKIN VARLIGINA İNANDIR BENİ!

Gülüm, çok gecikir bu il bahar da,

Gel daha, bu kıştan uyandır beni!

Kendimiz nerdeyik, arzumuz  nerde…

Bahtın zirvәsinә dayandır beni!

 

Ne senden sonra var, ne senden önce,

Sәninlә var olur bu dünya, bәncә.

Onsuz da seninәm, senin, ölünce!

Ne ateşe kala[18], ne yandır beni!

 

Gam varlığı sever, zaman darılığı,

Hicrana ar gelmez inadkarığı.

Bizi yok etmesin yokun varlığı,

Aşkın varlığına inandır beni!

 

NEDEN BENİM DEĞİLSİN?

 Neden benim değilsin,

 Ey benim ayrı dünyam?

 Gevrek masallarımın ağ atlı şehzadesi!

 Ey ağlımı şaşıran,

 Kafamı karıştıran ıtırlı mey badesi!

 Hayalini kurduğum,

 Bakışlardan sorduğum,

 Ey isteğim, ey arzum!

 

 Belki, görmürsün beni?

 Belki, görü geçersin?

 Belki de inamını yitirenler çok olup,

 Hala ölçüp-biçersin?

 Kim bilir, yüreğinden nice rüzgarlar esip...

 Belki de, yollarını ölen ümitler kesip?

 Sen – bana nur getiren,

 Kederimi götüren

 Sevinc dolu fasılsın!

 Her zaman beklediğim,

 Tanrıdan gece gündüz yalvarıp istediğim,

 Neden benim değilsen?

 

 Bütün ömrüm uzunu tekce senin olmuşum

 Bunu bilmesen bile!

 Yene de seveceğim - beni sevmesen bile!

 Bak, ömrüm, yolun üste saf yürekle çıkmışım…

 Gel!

 Seni, 

 Yalnız seni görmekçün darıhmışım!

 

BU SEVGİNİN HASRETİNİ ÇEKECEKSİN

Sen dünyanın en mutlusu olsan bile,

Bu sevginin hasretini çekeceksin...

Gönülleri güzellikle alsan bile,

Bu sevginin hasretini çekeceksin...

 

Tantanalı gecelere yar olsan da,

Teriflerin kanadında var olsan da,

Nergiz gibi öz özüne[19] vurulsan da,

Bu sevginin hasretini çekeceksin...

 

Hayat seni saklasa da göz üstünde,

Bağrın başı kavrulacak köz üstünde...

Dolacaksın adice bir söz üstünde,

Bu sevginin hasretini çekeceksin...

 

Gün yüzü var, sis yüzü var her dağın da...

Bahar ötüp, kış kavrulur yatağında.

Bir gün sen de durup ayna qabağında[20],

İntizardan titreyecek, eseceksin...

Bu sevginin hasretini çekeceksin...

 

 

BU HAYAT 

ÖMÜR-GÜN SAVAŞI İMİŞ!

 

Tufanlar torpağın harayı, ahı,

Yağışlar semanın göz yaşı imiş!

Gün ayı sevirmiş, gece sabahı,

Vüsalla ayrılıq yanaşı imiş!

 

Sevgiymiş yaşadan vuran üreyi,

Deresiz dumanın yoxmuş gereyi.

Buludlar dağların beyaz örpeyi,

Qayalar düzlerin başdaşı imis!

 

Dünyadır, yaşayıb gedirik, bele,

Umuruq, hardansa bir işıq gele.

Ölüm de yaşamla tutub el-ele,

Bu hayat ömür-gün savaşı imiş!

 

 

SENİN OLMADIĞIN HER YER QERİBLİK! 

                                                Şair Memmed İsmayıla

  

Geçip nice payız[21], geçip nice yaz,

Unutmak kolay mı gözden yiteni...

Garibden savayı[22] kimse anlamaz

Nice özlemisen Ana Veteni[23]!

 

Muhebbet payladın, gama karıştın,

Duygular içinde duygu payın var.

Gettin, gurbet ille öyle barıştın 

Veten hasep çekib seni arzular!

 

Sesini getirse bir garip külek[24]

Nigaran fikirler durup dinceler.

Sözünün sehrinden titreyer yürek,

Belki o dünyadan gayıdıb geler.[25]

 

Bu karı hasretin ömrü binyıllık,

Kahr olup ne kadar ümitler sönüb.

Senin olmadığın her yer - gariplik!

Senin olduğun yer Vetene dönüp!

 

Zemane değişer, sabr eyle hala,

Kısmet el uzatar gözden yitene.

“Seller” cuşa geler, insanlar dile,

Dönersen sevdiyin Ana Vetene! 


 

[1] Taraf

[2] Yalanlamak

[3] Misafir mi

[4] Fazlasıyala

[5] Sis

[6]Aklıma geldiğin akşam

[7].Kolay

[8] Geri dön

[9] Telefon açmağın

[10] Galiba

[11].Elbise

[12] Acele ediyorduk

[13] .Kaç

[14] Engel

[15] Yalnızca

[16] Uyumlu

[17] Tahammül etmek

[18] Ateşe at

[19] Kendi kendine

[20] Karşısında

[21] .Güz

[22] Gayrı

[23] Vatanı

[24] Rüzgar

[25] Geri döner

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 149. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 149. Sayı