HaftanınÇok Okunanları
KAYNAR OLJAY 1
SALIM ÇONOĞLU 2
Kader Pekdemir 3
İ. M. Galimcanova 4
Kardeş Kalemler 5
Osman Çeviksoy 6
Gülzura Cumakunova 7
İnşallah
Uzun yolun sonunda ışık yanıyor, inşallah,
Kızılçıklar, üvezler hep allanıyor, inşallah.
Ay-Petriyle Roman-durup "Horan" teper, inşallah,
Ana toprak kıvanır evlâdına, inşallah.
Halkım!
Oğul ve kızın artı versin, inşallah,
Irmakların kurumasın, akı versin, inşallah.
Şiirlerime kanat ver, kuş olurum, inşallah,
Ayı Dağıyla Çatırdağ oyun tutar, inşallah.
Mavi bayrak yükseldi, yükselecek, inşallah,
Kırım bizim olacak, o bizimdir, inşallah!
1988.
Bu Kulun İster
Yüce Tanrım, elim açıp,
Sana dua ederim.
Yatsam, kalksam, gönlüm taşıp,
Aşkım hakka veririm.
Ama bugün Karadeniz
Olmak ister bu kulun.
Kırımını bağrına
Basmak ister bu kulun.
Delicesine doya-doya
Öpmek ister bu kulun.
Şu dağlarla, şu göllerle
Gülmek ister bu kulun.
Ilık, nazik rüzgâr olup,
Esmek ister bu kulun.
Şu mübarek toprak boylu
Gezmek ister bu kulun.
Her nefeste başta seni
Anar durur bu kulun.
Sonra yaprak gibi yüreği
Yurdun diler bu kulun.
Yüce Tanrım, sen yarattın
Beni ve şu Kırım’ı.
Sen ve Kırım ile yaşayıp
Söyler kulun yırını.
Yüce Tanrım! Ana Yurdum,
Diye yürer bu kulun.
Sen ve Kırım için; canın
Kurban eder bu kulun.
Yoldasın, Halkım...
Titriyor bugün Kırım’ın yolları
Akın akın gelir Kırımtatarlar
Yürekleri sanki Kırım dağları
Hakkı için cesur adım atarlar.
Gök bayrağı yücelere yükseltip
Sen yoldasın, bugün halkım yoldasın.
Ecdatlarının ruhlarını şad edip
Arslanlara kartallara katarsın
Bir zamanlar Avrupa’yı titreten
Girayların ruhu sende uyandı.
Yüreklere, kemiklere direnen
Hançer senin ellinde parladı.
Hakkın için kalk, milletim, ayağa
Bayrağına mavi rengim boyansın
Bakma şiddet- zulüm, soğuk- sıcağa
Hak katından, varsın, ufuk allansın.
09.05.1999.
Dünya Nedir, baba?
Bu dünya öyle bir dünyadır, balam,
İstese çevirir seni pınara
İstese boynun bükerler, balam,
İstese döndürür seni barağa.
Sürünüp yürürsün taşına, balam,
Kemir!, -der eline kemik tutturur.
Sarılıp kalırsın saçına, balam,
Gözyaşına gark edip, zehir yutturur.
İnceden yağan bu yağmura, balam,
Hiddetle keskin söz deme, ne olur.
O benim gözyaşım, gözyaşına, balam,
Hiddetle keskin söz deme, ne olur.
Ömrün nurlarla dolsun diye, balam,
Gözümün nurunu verdim göklere.
Ömrün bir gülzar olsun diye, balam,
Canımı verdim ben, verdim güllere.
Arada gülleri hatırla, balam,
Yağmur altında arada bir vakit.
Bu dünya öyle bir dünyadır, balam,
Yağmur altında arada bir vakit.
Dünya herkes için yegâne dünya,
O bir yük, ağır yük, acı yük, balam.
Dünya herkes için bigâne dünya
Bu dünya babandan sana bir selâm.
13.02.1992
...bu adam
Adım-adım ölçüyor gündüzü, geceyi
Su, dereden yalnız geçer bu adam.
İçindeki dert eritir demiri...
Tanrım, baksana, neler çeker bu adam?
Kendi yolsuz kalsa bile, birilerine
Dağı-taşı dümdüz edip yollar açar.
"Yatayım", dese birisi yüreğini döşer yere...
Gerek olsa mum gibi yanar, nur saçar.
Bir gün onu gördüm boy aynasında.
Yok, yok... O, ben değil. Başka bir adam.
Bir titreme hissettirdi nefesinde,
Aynada da yalnız idi bu adam.
19.04.1999
Şair Dostuma
M.Miroşniçenko’ya
Giden gitti, dönmez oldu uzaktan.
Dağlar kaldı, iz kalmadı yapraktan.
Gözyaşı dönmez, buse dönmez yanaktan,
Lebden uçan sözler, dönmez kulaktan.
Kimi çiçek gibi kopar budaktan,
Yatmak için yapar yastık bıçaktan.
Pervane tek ömür bulur sıcaktan,
Nesil-nesil gelir, dönmez ışıktan.
Şair de öyle: bom-boş gelir, boş döner,
Damga sağır yüreklere vurulur.
Gözlerini saife gibi kapatır...
Yola çıkar. Kendi de bir yol olur.
Nerden gelir, nerden gider şairler?
Onlar kiminle vedalaşıp giderler?
Kimse bilmez, ne gök, ne de kara yer:
Niçin doğar, niçin ölür şairler?
20.04.1999.
Şair ve Bahçesaray
...Bahçesaray güller ve şiirler beşiği olmazsa,
demek ki bu Bahçesaray değil!
(Otobüste yolcuların kendi aralarındaki konuşmalarından)
Şiir nedir? - diye sordu Bahçesaray...
Şiir -sözler toy-düğünü, güller ve saz.
Şiir - gözler tebessümü, taşnın ağlaması,
Şiir - yürek bozkırları, bebek nidası.
Şiir nedir? - diye sordu mavili taşçık...
Şiir -sema, şiir -ilham, şiir - balçık,
Şiir -doğum, şiir -ölüm, şiir -ömür,
Su üstüne derdin yazan kara kömür.
17.09.1992.
Nerde Olursan Ol, Amma...
Yugoslavyalı Türk kardeşlerime
Nerde olursan ol, amma,
Türklüğünü unutma.
Bu dünyanın gözünde
Mücevhersin, unutma.
Kırımtatar, Azerî,
Özbek, Kırgız, Türkmeni
İle meşhur toplumsun,
Hiç unutma kökleri.
Aral, Kara, Akdeniz
Kalplerine can verir
Mangladaki tuzları
Çöllerine sepilir.
Bil ki, attan düşse de
Yine mağlüp olmaz Türk,
Biner dünya sırtına
Ayak altı olmaz Türk.
16.04.1993
Aklında mı?
Eğer ben ölürsem, Kırım,
Benim ardımdan
saçlarını yolup
Hüngür-hüngür ağlama...
Aklında mı, ben ölmeden evvel
Bizler, Kırım,
Uzun-uzadıya geceleri dertleşirdik,
Sen yorgun ve kır başını
omzuma koyardın anam gibi.
Ve sessizce otururdun,
uzaklara dikip gözlerini.
Ben ise… ben ise...
Çadır Dağa dayar arkamı
Karadenizi
Ay-Petrinin yaylası gibi
masamnın üstüne koyup,
Bozkırlarını önüme kağıt gibi yayıp,
yazdığım eğri büğrü satırlarımla
Altın beşiğini sakınmak uğruna,
yüreğimin fısıltısı dudaklarımı titretir,
parmaklarımı ağlatırdılar.
Sen bana: "Dur, balam,
yanıp-kül olup biteceksin !" - dediğinde
aklındamı ben:
"Damarlarımda deli kanlar akar,
arabamın yol bozduğuna kulak asma...
bozulmayan yollardan — yol,
yol bozmayan yolcudan yolcu olur mu?"
der haykırırdım.
Şimdi ise kabrimde yatıyorum.
Senin ve sizin fani dünya denen
dünyanızın bütün bozuk yolları
dos-doğru yolcuları
Benim üstümden geçip gidiyorlar.
Ben ise uzanıp seni hatırlıyorum.
...Aklında mı dertleşdiğimiz,
ağlaşdığımız, sevindiğimiz,
akılında mı?
16.06.2001.