Ne doldurur bir odalık boşluğu?
Hiçbir alev yakamaz gönlümü.
Keder olur her sevginin sonu,
Ne deseler inandıramaz gönlümü.
Gözyaşına yanaklarım sarıldı,
Ellerine çiçek verip yolladım.
Dedim küsmemek gerek, ayrılık var hayatta
Yine sana kalbimi verip yolladım.
Bu sevgiden çevirmedim yüzümü,
Kırıldığım, incindiğim an oldu...
Beni atıp, bildiğini tutarken
Gururumun üstü başı kan oldu.
Ne eyledin doğru eyledin, sevgilim.
Sevgimizi can evinden okladın.
Benden sana zarar gelmez, biliyorsun,
Taş sabrımı milyon kere yokladın...
Ne sevda varsa can çekiştim önünde
Zulümdü bir yalanın on defa.
Şimdi bana affet mi diyorsun?
Affettim... Ölmek için son kez…
* * *
Sahra sıcaktır, çöl sıcaktır,
Sapsarı bir kum üşüyor.
Avuçlarımda ter sıcaktır,
Peki neden ruhum üşüyor?
Sesinden dirilebilirim,
Gel de çıkar kafesimden.
Balıkların nefesinden
Ağ yudum yudum üşüyor.
Ay geceye karışamıyor,
Çay da bendini aşamıyor.
Geri gel... sensiz yaşanmıyor,
Bütün umudum üşüyor...
* * *
Gönlüm göğsümü dövüyor,
Ay semanın bağrını.
Zerre zerre duyuyorum
Senin bütün acını...
Bende ki sen adlı aşk
Ta Gılgamış'tan önce.
Savaşlardan çok önce,
Yaratılıştan önce…
Bu aşk benim soyum,
Adımdı ya, adımdı.
Sana olan can bağım
Kadimdir ya, kadimdir...
Bir tek sen bu tufanı,
Ayazı geçmek iste.
Kavuşsun bırak yarımız
Aras’ı geçmek iste!
Her gece rüyalarda
Elim ulaşmıyor acına.
Sana gelmemek için
Ateş basıyorum bağrıma…
Neredeyse güneş doğuyor
Bende deli fırtına.
Neredeysen dön gel,
Gel de bu can kurtulsun…
