HaftanınÇok Okunanları
KAYNAR OLJAY 1
SALIM ÇONOĞLU 2
Kader Pekdemir 3
İ. M. Galimcanova 4
Kardeş Kalemler 5
Osman Çeviksoy 6
Gülzura Cumakunova 7
Avrasya Ekonomik Birliği’nin (AEB) katılımcı- ları, ilk başlarda uluslarüstü organların kurulmasını hedeflemişlerdi, ancak şu anda milli egemenlik ve karşılıklı ikili ilişkilerini, Avrasya Bütünleşmesi projesinin üstünde konumlandırıyorlar. AEB Sözleşmesinin imzalanmasının ardından, birlik 29 Mayıs 2019 günü beşinci yılını doldurmuş oldu. Kazakistan Cumhur- başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından “Avrasya Bütünleşmesi” fikrinin ortaya atılma- sı üzerinden ise 25 sene geçti.
Birliğin faaliyetlerinin resmen başlamasından sonraki süreç, “ilk 5 yılda” nelerin başarıldığını, hangi sorunlarla karşılaşıldığını ve önümüzdeki süreçte birliği nelerin beklediğini analiz etmemize imkân sağlıyor.
Serbestlik Derecesi
Her türlü entegrasyon projesinin başarısı- nı değerlendirebilmek için “dört serbest-lik” yani: mal, hizmet, iş gücü ve sermaye dolaşımının serbestlik derecelerine bakmak gerekir. Bu alanlarda bazı kısıtlamaların olmasına rağmen Birlikileri doğru adım atmayı başarmıştır.
2018 yılı verilerine göre; Avrasya Birliği’nin faaliyete geçmesinden yani 2015 yılından bu yana, karşılıklı ticaret hacmi, neredeyse bir buçuk katına çıkarak $45,3 milyardan $59,7 milyar dolara yükselmiştir. Burada önem- le belirtmek gerekir ki, ticari olarak, bahse konu artış entegre ürün gruplarının ihracatındaki artıştan kaynaklanmaktadır. Buna karşın, gıda ürünlerindeki ticaret hacmi ise 5 yılda kademeli olarak 33’ten %28,7’ye düş müştür.
AEB iş gücü pazarı oluşturması açısından fazla olmamakla birlikte- vatandaşlar için po- zitif ortam yaratmıştır. İstihdam sağlayan ülke- nin vatandaşlarıyla eşit vergilendirme, sosyal güvencelerden tam olarak faydalanma imka- nına kavuşma ve benzeri önlemlerle birlikte; halihazırda aylık ortalama nominalücretin ve Avrasya Birliği ülkelerinde asgari ücretin art- tığı görülmektedir.
2017 yılı itibariyle, ortak ilaç ve tıbbi cihaz- lar pazarı resmi olarak faaliyete geçmiştir. Gümrük bildirimi sürecini belirgin şekilde hızlandıran yeni Gümrük Yasası 2018 yılın- da yürürlüğe girmiştir. Kazakistan’ın başkenti Nursultan’da Birliğin kuruluşunun yıldönü- münde gerçekleştirilen zirvede;“Ortak Elekt- rik Piyasası oluşturulması hakkında Anlaşma” ve “Avrasya Birliği Gümrüğüne” giren mal- ların izlenebilirliğine ilişkin mekanizmanın oluşturulması hakkındaSözleşme” imzalan mıştır.
Avrasya Birliği’nin uluslararası entegrasyon sürecine katılımları ayrıca önem taşımaktadır: Vietnam’la “Serbest Ticaret Bölgesinin uygu- lanma süreci ” başarıyla devam etmektedir; İran’la Serbest Ticaret Bölgesi oluşturulma- sına yönelik geçici Mutabakat imzalanmış; Çin’le Ticari ve Ekonomikişbirliği Mutabakatı imza altına alınmış; Sırbistan ile Serbest Ti- caret Bölgesi Anlaşmasının imzalanması için hazırlıklar sürmektedir, son düzlükte ise Sin- gapur ve İsrail’le de benzer anlaşmalar ya-pılmıştır.
Batı ile yaşanan krizleri müteakip, ortaya çı- kan “yaptırımsavaşları” birçok ülkeyikorkut- muş ve Rusya’yı “daha az tercih edilen part- ner ülke” halinegetirmiştir. Bu şartlaraltında, Rusya’nın dış dünyayla ticari ve ekonomik işbirliğini geliştirebilmesine imkan tanıyan tarafsız bölge rolündeki Avrasya Birliği’nin önemi artmıştır. Diğer taraftan, az gelişmiş, özellikle Kırgızistan ve Ermenistan gibi küçük ülkelerin, büyük ülkelerle yapılan karşılıklı görüşmelerde kendi etkilerini arttırma imkanı ortaya çıkmıştır.
Ortakların Anlaşmazlıkları
Gelişmelere nihai olarak bakıldığında; günü- müzdeki Avrasya entegrasyonunu “egemen- lik tuzağı” olarak nitelendirmek mümkündür. Daha 25 yıl önce, Nursultan Nazarbayev’in Moskova Devlet Üniversitesi’nde, “Avrasya entegrasyon” sürecinin hızlandırılması için kaçınılmaz olan uluslar üstü yapıların kurul- ması gerekliliğinin önemini belirttiği meşhur konuşmasının sonucunda bahse konu yapılar ortaya çıkmıştır. Avrasya EkonomiTopluluğu Mahkemesi kurulmuş (sonra Avrasya Birliği Mahkemesi olarak değiştirilmiştir.), Avrasya Ekonomik Komisyonu, Avrasya İstikrar ve Gelişim Fonu ve Avrasya Gelişim Bankası gibi finansal kurumlar oluşturulmuştur.
Birlik üyeleri milletler üstü yapıların oluşturul- masına destek vermelerine rağmen, Avrasya Birliği’nin öncü ülkelerindeki elit yönetici sı- nıfı, geçmişte olduğu gibi milli egemenliğe kutsal değer atfediyorlar ve kritik konularda alınan kararlardaki “tekelci” gücünden vaz- geçmeye razı değil, bu durum Avrasya Birli- ği Mahkemesi ve Komisyon yetkilerinin ciddi şekilde sınırlı kalacağına işaret ediyor. Mah- keme, alınan kararlarıihlal edenleri cezalan- dıramıyor ve/veya yaptırıma zorlayamıyor, komisyon ise devlete karşıdava açamıyor ve mahkemenin kararlarını sorgulayamıyor.
Genellikle insan sağlığı ve bitki sağlığı türün- den kısıtlamaları sıklıkla maksimize eden po- litik yapı devletler arasındaki anlaşmazlıkları artırıp hızlandırıyor ve entegrasyon sürecini baltalıyor. “Ürün savaşları” konusunda çar- pıcı bir örnek olarak; Rusya’nın Belarus’tan gelen süt ve et ürünlerine yönelik düzenli aralıklarla getirdiği sınırlama veya tamamen yasaklamalarını gösterebiliriz. Bir de, Kaza- kistan’la Kırgızistan arasında periyodikolarak karşılıklı gerçekleştirilen gıda ürünlerinin te- mini kısıtlamalarını örnek verebiliriz.
Rusya ile ilişkilerdeki yaptırımlar da saat- li bomba etkisi yapıyor: Birincisi, Rusya’nın bu birlik içindeki ekonomik baskınlığı dikka- te alındığında, (%87 kümülatif GSYİH), Rus- ya’ya karşı uygulanan yaptırımlar ve Mosko- va’nın Batı’ya karşı uyguladığı misillemelerin Avrasya Birliği ülkelerine faturası ağır oluyor.
İkincisi, Rusya tarafından ABD ve AB’ye yö- nelik uygulanan gıda ambargosu, başta Be- larus’la olmak üzere, birlik içinde yeni bir çatışma dalgası oluşmasına zemin hazırladı. Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Gözetimi Fede- ral Hizmetlerinin, 2019 yılının Nisan ayında, Minsk’i yaptırımlı ürünlerithal etmekle suçla- yarak, Belarus’tan elma ve armut ithalatını as- kıya almasını müteakipsüreçte, Belarus Cum- hurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun anında düşüşü başladı.
Burada altı çizilmesi gerekenönemli nokta,
Rusya’nın “ topyekün Batı” ile yaptırım çatış- malarına giren pozisyonu Avrasya Birliği’nin diğer ülkelerinden destek bulmadı. AEB’nin bu konudaki pozisyonu son derece açık: “Moskova, Batıyla ilişkilerini bozarkenve mi- silleme yaparkenbize sormadı, biz neden bu yüzleşmenin bir parçası olmakzorundayız ve Batıyla işbirliğinden elde edeceğimiz çıkar- larımızdan neden mahrum olalım?”diyorlar. Bu bağlamda, belli ki AEB ülkeleri, yaptı- rım sorunlarını Birliğin tamamına taşınması- na gelecekte de ciddi şekilde karşı çıkmaya devam edecekler..
Son olarak; AEB’nin imaj sorununa da dik- kat çekmek gerekiyor. İlk yıllarda, ulusal hükümetler ve komisyon, Birliğin kurulma- sı sürecinde ortaya çıkan sorunları ele alıp, kapsamlı çözümler sunmuştu. Bunlardan biri, Birliğin kurumsal ve hukuksal altyapısının, “dört serbestlik” kuralının gerçekleştirilmesi- nin önündeki bariyerlerin kaldırılmasını sağ- layacak sağlamlıkta oluşturulması yönündey- di. Ancak, AvrasyaBirliği içinde enformasyon desteği konusunda halen tatmin edici çalış- ma yapılmamıştır.
Sonuç olarak baktığınızda; kendi vatandaş- larının dahi Avrasya Birliği’nin faaliyetleri hakkında az bilgi sahibi olduğu, bazen ise varlığından dahi haberdar olmadıklarını söy- leyebiliriz. Medyanın, Avrasya entegrasyon sorunlarına karşı hayli ilgisiz olması ve şimdilik sadece ses getiren olumsuz taraflarıyla ilgilendiklerini görüyoruz.
Birliğin hedefi önümüzdeki 5-10 yıl içinde hataların düzeltilmesi yönünde olmalıdır. Her şeyden önce kurumsal ataletin üstesin- den gelinmeli, ortakpazarlardaki kısıtlamala- rın ve engellerin istikrarlı şekilde kaldırılması ve AEB markasının aktif bilgilendirme kam- panyasıyla değerini arttırması gerekmektedir.
Esas olan ise, Birlikteki ülkelerin ikili kötü ilişkilerini Birliğin tamamına yansıtmamayı öğ- renmeleri gerekiyor, zira halihazırda Birliğin önündeki en büyük engel de bu sorundur.
Aleksandr Korolev
Öğretim Üyesi
Ulusal AraştırmaÜniversitesi -İktisat Yüksek Okulu -Moskova -10 Haziran 2019