HaftanınÇok Okunanları
Gülzura Cumakunova 1
HUDAYBERDİ HALLI 2
HİDAYET ORUÇOV 3
KEMAL BOZOK 4
Kader Pekdemir 5
UFUK TUZMAN 6
MERYEM HAKİM 7
Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı "alak" dan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.
O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.( 96. Sure)
“Ana, Sevgili Peygamberimize (SAV) inen ilk vahiy oku. Allah bütün müslümanlara okumayı emretmiş, onlara kalemle yazmayı ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik etmiştir. Beni mektebe gönderin. Arkardaşlarımdan, kitaplarımdan ayırmayın beni lütfen. “
“Yeter sus. Bir mekteptir tuturmuşsun. Bitti artık unut hadi git, yemeği ısıt. Baban nerdeyse gelir. İnşallah bu gün ayık gelir de bir rahat yemeğimizi yeriz.”dedi ve sofra bezinde ayıkladığı taze fasüyeleri alıp çıktı odadan.Kararlıydım cesaretimi toplayıp babama da aynı sözlerimi tekrarlayacaktım.
Fabrika kapandığından bu yana babamın ayık olduğu bir günü hatırlamıyorum. Allah’tan ninemin emekli maaşı vardı da kimseye muhtaç olmadan geçinebiliyorduk. Pencere önünde babamı bekliyorum içimde az da olsa bir umut var. Kısa bir süre sonra kapının önünde babam bir sağa bir sola sallanır halde ayakları tutmaz şekilde eve girmeye çalışıyordu.
Hemen koştum onu karşılamaya. İçki kokusu o kadar çok hisediliyordu ki midem bulandı. Kusmamak için kendimi zor tutum. Annem ile iki kolundan tutup odaya geçirdik. Cesaretimi toplayıp tek solukta:
“ Baba beni mektebe gönder. Ben okumak istiyorum. “dedim. Daha ne olduğunu anlamadan, öyle bir tokat attı ki kendimi yerde buldum.
“Benim işim, yiyecek yemeğimiz yok, sen mektebe gitmek istiyorsun.Hayırsız evlat.” dedi ve üzerimden atlayarak diğer odaya geçti. Annem bireşey demeden kapı eşiğinden bizi seyretmekle kaldı. Yerimden kalkıp koştum ninemin kucağına:
“Nene, ben okumak istiyorum. Babamla sen de konuş belki seni dinler.”dedim kelimeler boğazımda bir yumru olmuş yutkunamıyorum ama ağlamak da istemiyordum. “Ben ne yapabilirim. Biz de okumadık ama bak evlendik çoluk çocuk sahibi olduk. Allah hepimizin rızkını veriyor.” dedi. Annem yer sofrasını hazırlarken o da:
“Sen de birkaç sene sonra evlenirsin çocukların olur. Hadi baban kanepede sızmış uyuyorken biz de yemeğimizi yiyelim. “dedi. İçimde açılan yaradan yanak acısını hisetmiyordum. Nefes alamıyorum boğazımda duran yumru daha da büyüdü dışarıya koştum. Yıkık bahçe duvarına yasladım sırtımı. Sulu gözlerle sokkağımıza baktım. Burada beklesem belki öğretmenim, benim neden mektebe devam etmediğimi öğrenmek için gelir. Ailemle konuşur onları ikna eder diye düşündüm.
Bekledim, okular açılıncaya kadar her gün bekledim ama kimse gelmedi ne öğretmenim ne arkardaşlarım, akrabalarımız kimse gelmedi. Kimse bu sarhoşun kızını merak etmedi. Çok ağladım, çok dua ettim.
Yusuf gibi karanlık kuyuda kayboluyordum.Yıllar yılar geçiyor ben aynı yerde bir o kadar derin dipte batıyordum. Komşular, teyzeler bir koca bulma yarışında. Görücülerin gelmediği hafta yoktu diyebilirim. Keşke ben mektepsiz kalırken bir olsaydınız da belki bu gün her şey farklı olurdu. Lisem olmadığı için hiçbir işe beni almıyorlardı.
Bir gün Almanya’dan komşumuz, köyde yaşayan annelerine bakıcı aradığını öğrenince evlerine gidip bana işi vermeleri için nerdeyse yalvardım. Önce çekindiler yapamasın dediler ama sonra ikna ettim bakıcı işi bana verdiler.
Aldığım ikinci maaşla hiç düşünmeden kasabada açıköğretim liseye yazıldım. Ailem mektebe yazıldığımı öğrenince bağırdılar, çağırdılar, çocuk gibi küstüler. Ama benim içimde sönmeyen hatta günden güne alevlenen mektep, okuma aşkını geç de olsa gerçekleştirdiğim için mutluydum. Güneş benim için yeniden doğuyurdu. Liseden sonra üniversiteye ana okul öğretmeni bölümüne yazıldım. Bir yandan çok çalışıp bir yandan sınavlarıma hazırlanıyorum.
Sen kardeşim, ablam, abim dinleyen her kimsen. Unutma. Bir daha dünya’ya gelme şansımız yok. Bu günün, bu anın bir daha geri gelmeyecek. Bu hayata bir ev kadını mı, yoksa benim gibi bir öğretmen mi, olacağına ancak sen karar verirsin.
(AYB Balkanlar Çevrim İçi Hikâye Atölyesi, Aralık 2022)