HaftanınÇok Okunanları
Gülzura Cumakunova 1
HİDAYET ORUÇOV 2
Osman Çeviksoy 3
UFUK TUZMAN 4
HUDAYBERDİ HALLI 5
Emrah Yılmaz 6
KEMAL BOZOK 7
Okuyucuların bildiği üzere, Mayıs ayının
başlarında Moskova’da genel bir Müslüman
kongresi düzenlenmişti. Bu kongrede de
bundan başka yerlerde de yapılan halkın da
katıldığı çalışmalarda her milletten ve her sınıftan
bir temsilcinin bulunması gerekliydi.
Ancak Moskova kongresindeki Kazakların
sayısı oldukça az. Rusya müslümanlarının
3-4’te biri olan Kazakların sayının 20’yi 30’u
geçmediği bilinmektedir. Fakat temsilciler
800-900 kişi olmuşlardı. Buna göre 200’den
fazla Kazak temsilcisi olmalıydı. Böyle olmadı.
Bunun sebebi ise Kazak topraklarının uzak olmasının
yanında Kazak topraklarında ulaşım
için demiryollarının olmamasıdır yani ulaşım
problemidir.
Kongre tarafından, bütün müslümanların işlerini
yönetecek kişinin “Şura-i İslam” olmasına
karar verildi. “Şura-i İslam” üyelerinin sayısı
otuzdur. Bunların 10 tanesi Nogaylardan, 7
tanesi Türkistanlılardan, 5 tanesi Kazakistan’dan,
2 tanesi Kırım’dan geri kalanlar ise
Litvanya ve Kafkaslar bölgesindendir. Fakat
bunlar temsilcilerini kesinlikle ülkelerinden
seçmek istediler. 30 üyenin içinden 12 tanesi
başkan olarak “Şura-i İslam”ı adını seçmeyi
kabul ettiler. Öncelikle “Şura-i İslam” gibi bütün
müslümanların ortak çalışmalarını yönetecek
bir kuruluşun olması doğrudur. Bundan
başkasına doğrudur diyemeyiz. Evvela “Şura-
i İslam” üyelerinin sayısının Rusya Müslümanlarının
az ya da çok her halkından olması
gerektiğine şüphe yoktur. Hangi hesapla Torgay’dan
10, Türkistan’dan 7, Kazakistan’dan
5, Kafkaslardan 5... Sebebi bilinmemektedir.
İkinci olarak, kongreye çok az kişi gelmiyor,
bir ülkeden çok kişi gelse, başka bir ülkeden
az kişi geliyor. Hatta bütün bölgelerden bir
kişi çağırılsa bile kongreye hepsinden eşit
katılım olmadığı da bir gerçek. Böyle olduğu
için kongre sadece “Şura-i İslam’ın varlığını
onaylayan bir karar almalı, her halktan üye
sayısını çoğunluğa göre belirlemeli ve kimi
göndereceğini seçmeyi halka bırakmalıdır.
Halk temsilcilerini gönderdiğinde “Şura-i
İslam” için değil, kongreye diyerek göndermiyor
mu? Kongreye layık olan kişiler “Şura-i
İslam”a yakın olan kişileri hatta belki farklı
kişileri. İşte, bu yüzden kongreye gelecek kişilerin
kongre tarafından seçilmesinin doğru
olmadığını söylüyoruz. Bir taraftan kongrede
birileri doğru olup olmamasına bakmadan
seçse de, Kazakistan’dan giden 20-30 temsilciyi
biz nasıl seçmeliyiz? Halk kongreye sadece
temsilcilik verdi, seçim vekilliğini vermedi
diye düşünmesi gerekliydi. Ayrıca Kafkas
temsilcilerinin yaptığı gibi üyelerinin kendi
ülkelerinden halk tarafından seçilmesi gerektiğini
söylemek doğru olacaktı. Kongreye Akmola
bölgesinden gelen Mağjan Jumabaev’in
önceki sayıda yazmış olduğu sözü doğrudur.
“Şura-i İslam”a üye seçiminin temelinin doğru
olmadığını Mağjan da söylemişti.
Bunları bilerek “Şura-i İslam”a seçilmiş olan
Kazak üyelerinin halk tarafından seçilmiş üyeler
olduğunu söyleyemeyiz ve onların Kazak
halkı adına yaptıklarına ve konuşmalarına
halkındır diyemeyiz.